Sn. Dürdane Acı, Urfa’dan getirttiğiniz acı ‘Isod’u Kaymakamın şanındandır diyerek personele yedirerek acı çektirdiğinizi söylüyorlar. Öğretmenlik yaptığınız okulda devamsızlığınızdan tutun da personeli bir birine düşürdüğünüze kadar bir sürü iddia var. İddialara göre hem personeliniz hemde Çayeli köylüleri tarafından mahkemeye verilip, Ombudsmana şikâyet edildiğiniz dile getiriliyor. Sn. Acı, Kaymakamlık koltuğu öğrencilerinize ders verdiğiniz sınıf masanız değil. Başbakan Özgürgün’ün eski eşi Dilek hanımın tavsiyesi ile geldiğiniz koltuk birilerini küçük düşürme yeri de değil. Dikkat edin, memurlarınızı küçük görmeyin. Çünkü noktada küçüktür ama cümleyi bitirir.
**
Sn. İrem Uygun, Mağusa’nın iyi bir Avukatı ve Adaleti Yaşatma Derneği Başkanı olarak full çeken sevgi bataryanız ile bölge insanının kalplerinde yer ederek kapsama alanlarında dolaşıyorsunuz. Rahmetli babam, kaliteli ağaçların meyvelerinden çürük çıkmaz derdi. Sizin de güzel ve kaliteli aile ağacınızdan iyi yetişmiş birisi olarak çıktığınızı gördük. Bizim Minik Kuşlar, Mağusa eşrafının sizi çok sevdiğini söylüyor. Bataklıkta gülistanlık olmaz diyenlere de gülistanlığı yaratacağınız söyleniyor. Sn. Uygun, ben Meclisi Mebusan’ın penceresine baktığım zaman camdaki tozu, kiri ve pası, penceresinden baktığım zaman da bahçedeki yabani otların boyum kadar olduğunu görüyorum. Pandoranın seçim kutusundan çıktığınızda, bir zahmet bu kirin ve pasın temizlenmesine ve bahçenin de düzenlenmesine yardımcı olurmusunuz?
**.
Sn. Ödül Muhtaroğlu DPÖ Müsteşarı olarak, hayat pahalılığı ile ilgili eleştirilerden sonra yaptığınız açıklamada, tüketici fiyatlarındaki gelişmeleri izlemek amacıyla önceden belirlenmiş perakende satış yerlerinin denetlendiğini ve şeffaf bir şekilde bunları açıkladığınızı belirttiniz. Sevgili Ödül, seni Yenicami kulübünden tanıdığım için ne kadar dürüst olduğunu da bilenlerdenim. Ancak halk jet hızı ile yükselen dövize ve marketlerdeki fiyatlara bakıp birde hayat pahalılığı ödeneğine bakınca fevri dönüyor. Ödül, bir anne çocuğunu 9 ay karnında taşır. Yedirir, içirir, giydirir gerekirse canını verir. Ama tüm bunları yapan ana, TV’de dizisi varsa kumandasını asla birine vermezse, ahali de böylesi endek göndeğe gelmez.
**
Sn. Aslan Bıçaklı ülkenin en önde gelen sendikalarından birisi konumundaki Türk-Sen’in başkanı olarak, dövizin yükselmesinin bütün sektörlere yansıdığını belirtiniz. Seçim dönemine girilmesinden dolayı hükümetin bunun arkasına saklandığını ve seçim sonranda ise halkın bu faturayı ağır ödeyeceğini söylediniz. Kısacası seçimden sonra Tufan imasında bulundunuz. Sevgili Aslan, Teyzemin kocasına babam “bacanak”, dayım” enişte”, dedem “damat”, kuzenim “baba” diyen ve o adama hiç güvenmiyorum ne olduğu belli değil diyen çocuk gibi bende deve mi? Kuş mu? Yoksa Devekuşumu olduğu belli olmayan hükümete inan hiç güvenmiyorum.
**
Sn. Metin Delideniz, Lefkoşa Postanesi’ne size verilmek üzere bırakılan bir zarf Mağusa’daki adresinize tam 22 gün sonra ulaşmış diyorlar. Dua etki Uganda’da yaşamıyorsun. Aslında size zarfı gönderen kişi yanlış yaptı. Hava akımını hesaplayıp, zarfı rüzgârın emin ellerine bıraksaydı en çok 2 günde zarf elinizde olurdu. Sn. Delideniz, herşey vaktini bekler. Ne Gül vaktinden önce açar, Ne Güneş vaktinden önce doğar. Nede sizin zarf 22 gün evveli size ulaşır. Kaplumbağa, tavşanı geçtiği zaman sizin zarf da 3 günde elinizde olacak.
**
Sn. Günay Kibrit engellilere elektrik-su muafiyeti ve daha birçok sorun temelinde düzenlemeyi içeren bir dosya meclise sunuldu. Meclisten o kadar sorunun içerisinden bir tek engelli bireylere 100 TL’lik elektrik ve su desteği verileceği kararı çıktı. Bir de 2018 Ocak’tan itibaren bu desteğin verileceği söylendi. Bizim değerimiz bu çünkü diyorsun. Sevgili Günay geçim sıkıntısı çekebilirsiniz ama değerinizden milim gram bile kaybetmediniz. Ancak bir eksiğiniz var. Herkese değeri kadar değer vermeyi artık öğrenmelisiniz. Ve o birilerine, benim Tokat’ım, adamın yüzünü değil İçini acıtır. Çünkü ben; O tokattı elimin tersiyle değil, YÜREĞİMİN Tersiyle Atarım diyebilmelisiniz.
**
Sn. Fikri Toros, CTP’nin önceki gün açıkladığı kontenjan adaylığınız partide sert rüzgârların esmesine ve emek ile sermaye tartışmasına neden oldu. Özellikle, Başbakan Özgürgün’ün 2 binin üzerinde olmalı dediği asgari ücrete tepki göstererek çok fazla olduğunu dile getirmeniz, Sarıca’nın istifasına da neden oldu. Sn. Toros, tepki ve eleştiriler başlamışsa ip kopmuş demektir. Bir Çin Atasözü, kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür der bilesiniz.
**
Sn. Elmas Tokay, gazetecilikten Meclise sıçramak için perende aldığını ve TDP Girne Milletvekili Adayları arasında da yerinizi aldığınızı öğrendik. Uzun yıllar gazetecilik gibi zor bir meslekte edindiğin deneyim ve Kıbrıs Folkloru ile işlediğin kariyerin, dağarcığını doldurdu. Sevgili Elmas Tokay, İnsanlar rakamlara benzer. Durumlarına göre değer kazanırlar. Mesela şuanda 2 ile 3 sayıları karnedeki hükümetin notudur. Ve düşük not karnede maksıldır. 10 numara kişiliğin ile ahali leopar tankı gibi yakında bunların üzerinden geçeceğini söylüyor.
**
Sn. Tevfik Aytekin, Kudret Özersay’a, Ramazan Gündoğdu, Sonuç Koyuncu, Mustafa Yeşil, Halil Sakallı, çeşitli partilerden adaydılar ancak şimdi hepsi sizden adaydır. Biz buna “Doğan görünümlü Şahin” diyoruz diyorsunuz. Birde Mal bildirimi yapılacaktı hani nerde diye soruyorsunuz. Kalkınma Bankası” sınav yaptı. 400 genç katıldı, sınav sonuçlarını bile açıklamadılar. 386 genç ve ailesine yazık değil mi? Dönemin Kalkınma Bankası “Fatma Coşar Kınış”tı, şimdi sizden aday. Sirkat suçu kesinleştiği için devletten atılanı kadroladıkları iddia ediliyor. Vaatlerini gerçekleştirmeyene, sözünde durmayana ne denir? Diye soruyorsunuz. Sn. Aytekin, taş devri, tunç devri şimdi de kendine yontma devri. Sincap bile artık fındıkla oynamaktan vazgeçti. Kabuğu açıyor ve yanına bir büyük rakı koyarak epeyim böyle hayatı deyip içiyoo. Kısacası can benim can diyor. Yaaaa!..
**
Sn. Hidayet Ağören, TAK’a yaptığınız açıklamada “Diyetiysen olmayan kişiler spor ve güzellik salonlarında diyet yazıyor” ve “İnsanların sağlığıyla oynuyor, mesleki sınırlarımızı gasp ediyorlar. Yetkililer önlem almalı. Bu iş çığırından çıktı” dediniz. Da, doktorun, eğitim bakanı, İlkokul öğretmeninin Tarım uzmanı, olduğu bir ülkede diyetisyen olmayanların diyet yazmaları ciddi bir durum olmakla beraber garipsenmez. Sn. Ağören, oy kavgası bazı beyinlerde ağ örerken olanlar ülkeye oluyor. Bizim ülkede bazıları ayakkabı dükkânı gibidir. Bunlar her ayağa uyar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.