• BIST 9079.97
  • Altın 2323.892
  • Dolar 32.355
  • Euro 34.922
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

 

Sahibine Mesajlar

Sn. Fikri Ataoğlu, geçtiğimiz akşam Diyalog TV’de, gözüm Reşat Akar’a takıldı. İlgimi çekince biraz takılıp dinleyeyim dedim. Baktım Reşat, özelde size, genelde hükümete saydırıp, turistik gezmelerin yanısıra yolların durumunu dile getiriyor. Almanya’da yapılan, festivale 25 kişinin, İngiltere’de yapılana da 30 kişilik ekip ile katıldığınızı belirtti. Bu para ile bazı delik – deşik yolların bir kısmının tamir edeceğini belirtti. Ancak Reşat dostum, Almanya’dan gelen 25 turisti göremedi. İngiltere’den gelen 15 kişiden bahsetmedi. Bahsetmeyince sizin ülkeye büyük zahmetler ve maddi harcamalar ile getirdiğiniz koskoca 45 kişi, gölgede kaldı.  Sn. Ataoğlu, Asiye Teyze’nin, ayranları yok içmeye, at ile giderler çeşmeye lafına takılmayın. Uçak biletlerinin Atmosferden, yeryüzüne indiği, fiyatların cep ve el yakmaktan, biraz olsun usandığı 2050 yılında 25’ler 500’e fırlayıverecek deniyor. Ayşaba, ise, Fiyatların, artan tonajları nedeni ile uçak şirketlerinin kasaları bumbara döndü. Halkın ise burada yaşama umudu ile gelecek turist kafilelerine yönelik beklentisitamamıyla söndü dedi.

**

Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, UBP’de isminizin partinizin ön göreceği Cumhurbaşkanı adayları arasında olduğunu gördük. Hasibe Teyze bile Oğuzhan ovlucuğuma yakışır derken, sosyal medyada da birçok vatandaş, aday adaylığınıza sıcak baktı. Hacı amca, be arkadaşlar, bence bu karar çok yerinde verilmiş bir karardır. Demekki UBP bir arpa boyu yol kat etmedikleri gibi, bir bal da yapmayan, bakanlık, bakanlık dolaşıp da ‘Süper Bakan’ olum havasına giren dinazorlar çağından, ‘Gençler’ çağına giriyor. Emirin, demiri kestiği çağda, olgunlaşmış başak gibi başları hep öne eğilen, bakanlıkları döneminde, kafaları emme basma tulumba gibi her emirde öne- geriye gidenlerin devrinden, dağarcığı dolu, genç isimler dönemine giriyor.    Şukufe abla, eskiden, siyasette cahildik. Bazı siyaset Dinolarının vaat dünyalarının rengine kandık. Yarattıkları boktan hayallere aldandık. Bu kadar yıl, parti içinde boş teneke gibi tangur tungur edip, içi boş icraatları nedeniyle halk olarak boşuna yandık. Mesele yanmak değil, mesele Zümrüdü anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğmaktır. Buda UBP’de  genç beyinler ile olur dedi. 

**

Sn. Tolga Atakan, bizim Hüseyin Ekmekçi, bakanlığın kasasının tam takır kuru bakır olması ve sıçanın düşmesi halinde başının yarılacak duruma olması nedeniyle, ya Allah, Bismillah diyerek elinizi önce cebinize, sonrada kredi kartınıza uzatarak, bazı luggoların doldurulması için asfalt aldığınızı yazdı.  Sn. Atakan, ülkenin önde gelen bir şirketinin sahibi ve yöneticisi olarak, girmiş olduğunuz siyasette, önce zamanınızdan, şimdi de cep ve kredi kartınızın oluyorsunuz. Zaman zaman, movro bin beytambal galsın böyle siyaset. Neren girim. Nerden bulaştım dediğinizi tahmin edebiliyorum. Sn. Atakan, Ayşaba, Tolga ovlucuğum, siyasetin özene bezene hazırladığı el işlemeli, alkış sırmalı, en büyüksün omuz apoletli, kaftanı giymektense, keşke kendi malı olan, o güven kokan eski hırkayı giymeyi tercih etseydi diyor.

**

Sn. Ayşegül Baybars, İçişleri Bakanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, vatandaşlık yasa tasarısıyla ilgili detayları açıkladınız. Detaylar arasında Çalışma izniyle vatandaşlığa başvurunun artık alınmayacağını ve Beyaz kimlikte de artık 6 yıl yerine 10 yılın geçmesinin öngörüldüğünü belirttiniz. Vatandaşlığın doğum, evlilik ve yatırım gibi kalemlerle elde edileceğine de vurgu yaptınız.  Ayrıca burada doğup büyüyen, bu ülkenin kültürünü alan, burayla aslında eğitim, kültürel, kimliksel aidiyet bağı kurulan çocuklara bu vatandaşlık hakkının verildiğini de dile getirdiniz. Bence bu uygulama kararını almakla çokta iyi yaptınız. Hakkı olanın yerine, torpil mekanizması nedeniyle vatandaş olanlar kalkan 10 parmak nedeniyle vatandaş olurken, Haktan bahsedenler Hakkı dayıya rahmet okuttu. Sn. Baybars,  oturduğu koltuk sayesinde, girdiği kabın her durumda mutlaka şeklini alan maddeye sıvı yerine artık siyasetçi denildiği noktada, oturduğu koltuğa, emir aldığı kişinin/lerin şeklini veren, emir eri, parmak kaldırma uzmanı, çakma bakanlara da hayata geçirdiğiniz bu uygulama sayesin de artık  ‘Bakan’ demekten kurtulacağız. 

**

Sn. Erkut Şahali, geçtiğimiz günlerde bakanlığınıza bağlı Orman Dairesi Müdürü Ercan Poyraz ile halka yaptığınız çağrıda, orman yangınlarının mevsiminin geldiğini, gerekli tedbirleri alığınızı, hatta yangın meydana gelmesi halinde helikopter ile müdahale edileceğini söylediniz. Ancak bu konuda halkın da duyarlı olması gerektiğini belirttiniz. Bu yerinde ikazınızı, sigarasını söndürmeden ormanlık araziye fında eden. Mangal yakmaması gereken yerde, mangalın dumanını tüttüren, gaminiye odun siparişi hazırlayanların anlayacağını pek sanmam. Bir avuç bıraktığımız ormanımızın korunması için siz 7 desimetre yükseklikte bir güç ile ses verirken, Allah’ın onlara iki kulak vermesi nedeniyle, o ses birisinden girip diğerinden ayni hız ile çıkıyor. Bence nasihat ile uslanmayanın hakkı kötektir sözünden hareketle, nasihat ile uslanmayanları ceplerindeki mangır ile uslandırmanız gerekeceği kanaatindeyim. Sn. Bakan, Suçlar insanların yüzünde görünseydi, sanırım aynalar satılmazdı. Akıllı bir hareket aptal bir ilişkiden iyidir. Ya kraliçenin yanında kral olursunuz, ya da soytarının yanında maskara. Bu nedenle bunlara boş verin tırıs gitsinler.

**

Sn. Şener Elcil, Kıbrıslı Türklerin refaha ulaşamamasının nedenini Türkiye’ye bağlayarak, “KKTC kendi kararlarını kendisi üreten bağımsız bir devlet değil. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik gelişmeler KKTC’yi kötü yönde etkilemektedir” dediniz. Ve bu olumsuzluklardan birinin Türk lirası kullanımından kaynaklandığını belirterek, buna karşın hükümetin yapacağı şeylerin kısıtlı olduğunu, Türkiye’nin 15 aydır KKTC’ye tek kuruş vermediğine dikkat çekerek, “Esas bize ambargo uygulayan Türkiye’dir” dediniz. Sn. Elcil, halkı koyun olan ülkelerin komşuları kasaplardan oluşur. Bugüne kadar gelen hükümet ve siyasilerin yaptıkları için halk olarak ‘Allah Kerim’ dedik. Ancak indiğimiz ‘Kerim’in kuyusundan çıkamayınca, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu anladık.

**

Sn. Metin Atan, yapmış olduğunuz açıklamada,  “Hükümet artık limitini doldurmuştur” diyerek,   ülkenin günden güne kötüye gittiğini belirttiniz. Sendikaların toplanarak içinde bulunulan durumla ilgili tespitler yapacağını kaydettiniz. Ve hükümetin ekonomik tedbirler adı altında, vatandaşın cebinde kalan son kuruşuna da göz diktiğini ancak, sendikalar olarak buna müsaade etmeyeceğinizi kaydederek yapamazsanız gideceksiniz dediniz. Sevgili Metin, Asiye teyze, ma o Metin ovlucuğum, aklını peynir ekmekle mi yedi. O koltuğa oturanın eline geçirdiği gücü, Kanuni Sultan’ın vezir mührünü bırakıp gideceğini mi sanır. Bekleyen Derviş, muradına ermiş masalı, Lafontein’den masallar kitabında kaldı diyor. Başkan,  Ayşaba, nasihat ile uslanmayanın hakkı kötektir. Bu kırk satır ile mi, yoksa kırk katır ile mi yapılacak Metin ovlucuğumun onu sorması gerekir diyor. Sevgili Metin, çalışır yaparız deyip de umut dağıtanlar, umudun nasıl bir şey olduğunu, hiç görmeyen birisine gökkuşağını anlatmanın nasıl olduğunu, anlatmanın zor ve imkansız olduğunu anlatmak kadar zor ve imkansız oluğunu anlamadılar.

**

Sn. Oktay Kayalp, Yönetim ve disiplin kurullarının oluşturulduğukongrede başkanlığa yeniden getirilmeniz, CTP çevrelerinde memnuniyetle karşılandı. CTP’nin ağır toplarından Genel Başkan Tufan Erhürman, eski Başbakanlardan Özkan Yorgancıoğlu, Genel Sekreter Erdoğan Sorakın ile bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve ilçe başkanlarının yanısıra AKEL’den yetkililerin de katılığı kongrede yeniden başkan seçilmeniz, parti içerisinde, şahsınıza gösterilen sempatinin bir göstergesi olsa gerek. Sn. Kayalp, kim ne derse desin. Kim ne isterse söylesin, yıldızlar yerinde güzeldir. Bence onlara hiç ilişmemeli ve yerlerinde durmaları için ilişmeden bırakmalıyız. Ayni şimdi CTP’de olduğu gibi.

**

Sn. Gencay Eroğlu, Merkezi İhale Komisyonu Başkanı Halil Talaykurt bu görevinden alınması sonrasında atandığınız, MİK Başkanlığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Hatçe Teyze, herhalde Serdar ovlucuğum,  Gencay gızımın, Gençlik Dairesi Müdürüyken yaptığı güzel işleri hatırladı. Baktı Halay Talaykurt’un kurtluğu tuttu. Çekince gelmiyor. İtince gitmiyor. Gabsalıverdi ve Gencay gızımı oraya getirdi. Vallahi iyi de yaptı dedi. Sevgili Gencay, Hacı amca, Halil Talaykurt  bir gün o koltuğa gelip oturan, herkes gibi kendi yoluna gideceğini bilmeliydi.  Büyük umutlar ve heyecan ile başladığı görevin, her şey gibi nasıl başladıysa öyle biteceğini anlamalıydı. Ve tabiki isyanların kitabını da yazmamalıydı dedi. 

**

Sn. Ahmet Tolgay, aman ha diyerek başladığınız sosyal medyadaki paylaşımınızda, Sn. Ersin Tatar "gerekirse erken seçime de gideriz" dediniz. Aman ha Sayın Başkan; siz uzman maliyecisiniz. Devlet hazinesinin de tamtakır olduğu bu yoksullaşma ortamında öylesi bir seçimin maliyeti nasıl karşılanır? Vatandaşa yüklenecek yeni vergilerle mi? Aman ha, bir de erken seçim maliyeti çıkarmayınız yoksullaşan halkın başına şimdi. Demokraside çareler tükenmez. Başımız her sıkıştığında ille de erken seçim tek çare değildir dediniz. Sn. Tolgay, hükümetin eli vergi, halkın cebi devleti hümayunun sorgusuz sualsiz, girip çıktığı evi olduktan sonra çareler tükenmez. Onlar bizi zeytin yağına buladıkları kıynıksız zam kazıkları ile sevecek, biz onları acı geçtikten sonra omuzlarımızda yüceltecek. Devran da böylece dönecek. Ahmet abiciğim, acaba bu bizlere kaderin bir oyunu mu? Nasıl ki, en cool kızlar bile, çok değil, bundan 10–15 sene sonra kendi bebelerine soprano tonda “Odanı toplaaaaa!”  “Tabağındakini hemen bitirrrr!” diye Hitler’in güncel son versiyonu olarak bas bas bağırıyorsa, bizim siyasetçilerimizin de seçildikten sonra ‘Alto’ tonda dikkat edin, seçime gider sizi bitiririm diye Stalin’in günümüz versiyonu olarak tehditler savurması da normaldir. 

**

Sn. Ahmet Çaluda, Hür-İş Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, 4’lü koalisyon hükümetinin, yapması gerekeni yapmadığını ve hiçbir şekilde tedbir alma yoluna gidemediğini kaydettiniz. Bu nedenle de alınmayan tedbirler, ülkemizin kanayan yarası haline geldi. Ülkemize gelen yatırımcılar sıkıntılı, çalışanlar geçinemiyor. Hükümetin aciz durumda olduğu açıktır dediniz. Size göre, 4’lü koalisyon hükümetinin halka verecek hiçbir şeyi kalmadı derken, Hükümet mevcut yapı içerisinde sürdürülebilir bir kalıcı barışın ve huzurun sağlanmasında eksik kalmıştır ifadesinde bulundunuz. Sn. Çaluda, akıntılı ve bu akıntı nedeniyle girdaplar ile dolu nehirde iki defa yıkanılmaz. Biz halk olarak bir defa yıkandık. Sanırım ikinci defa o nehrin yanından bile geçmekten korkacağız.

**

Sn. Özgül Gürkut paylaşımında, başka bir acıyı daha kaldıracak gücümüz yok. Sadece bir buçuk yılda 16 kişiyi karşı şeritten gelen araçların yol açtığı kazalarda kaybettik. 1974’ten bugüne trafik bilançomuz ise savaştan bin beter. Trafik güvenliğimiz zayıf ama biz bireyler olarak kendimiz ve tüm insanlarımız için birşeyler yapabiliriz. Mesela, direksiyon başındayken, uzun yılların deneyimiyle oluşturulmuş trafik kurallarına ciddiyetle uymak, şoförlüğü ciddiye almak gibi. Yetkililere baskı unsuru olalım, trafik güvenliğimiz çağdaş ülkelerdeki düzeye yükseltilsin diyorsun. Çokta iyi söylüyorsun. Ama bazı Nato mermer, Nato kafalara bunu anlatmak çok zor. Ve ondan daha zor olan da sanırım, onlara Trafik Canavarı yerine uslu çocuk olun felsefesini aşılmaktır. Sevgili Özgül, adamlar trafik canavarı olarak yola çıkarken felsefeleri, oyunun adı sürat, kan ve gül. Ben katilin, sense maktül. Sür arabanı son kez burun buruna buluşan arabalarımız öpüşürken, yollarda senin ile birlikte beni de öldür olmamalı.

**

 

 

Fıkra

Kayınvalide!..

Adamın birinin evinde yangın çıkmış.

Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş..

İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş.

Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini.

Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış.

Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye.

- "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".

 

***

Günün Fotosu

gunun-fotosu-151.jpgGünün Sözü

gunun-sozu-063.jpgGünün Merhumu

gunun-merhumu.jpgGünün Vurdumduymazlığı

gunun-vurdumduymazligi.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler