• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'
Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sn. Tufan Erhürman, 4’lü koalisyon hükümeti bizden bu kadar dedikten sonra, Başbakanlık görevinizi Partinizin merkez binasında icra ettiğiniz söyleniyor. Ancak Mahşerin 4 atlısı olarak nitelendirilen koalison hükümetinin herbir atlısı ayrı ayrı yönlere dağılmadan, Başbakanlık Denetleme Kurulundan 15 ayda birçok yolsuzluk iddiası bulunan dosyalara göz attığı, incelemede bulunduğunu öğrendik. Hıvsıye Teyze, Tufan ovlcuğuma yolunuz düşerse bir sorun. İncelenen 9 dosyanın kaçı Başsavcılığa gönderildiğini, bunlar ile ilgili ne gibi işlem yapıldığını, tozlu raflarda uyumaya mı terk edildiğini bir açıklasın. 15 ayda incelenen onca dosya arasında kaç rapor enlengirli bulunuldu ve kaçı için soruşturma gereği duyuldu söylesin dedi. Hacı amca, ma Tufan oğlum, bu konuda çok sessiz kaldı. Çamur atanın eline biraz çamur bulanacağını ve ipliklerinin pazara çıkacağını bildiği halde neden bu dosyalar ile ilgili tek kelam etmedi merak ettik diyor. Sn. Erhürman, ye yememin durumlarına baktıkça, Amazon Nehrinin debisi kadar gözyaşı döken ve o gözyaşı ile yıkanan halktık biz. Ama bu işleri bitirecek kişinin hep gelmesini bekledik. Beklediğimiz kişi geldi ancak sessiz ve sakinliğinden halktan ve açıklamalardan uzak duran o kişi ile hangi ara bu kadar uzak ve mesafeli olduk inan onu çözemedik.

**

Sn. Mevlut Çavuşoğlu, KKTC’ye bir geldiniz pir geldiniz. Bir parmak darbesi sonrasında 4’lü koalisyon hükümetinde 7 şiddetinde deprem, parmağınızı şaklatmanız sonrasında da Gebze depreminde olduğu gibi yıkım meydana getirdiğiniz iddia ediliyor. Ama ben ne parmak darbesi nede parmak şaklatmasını belirtmek isterim. Ben, her geldiğinizde kalmakta olduğunuz Korineum Golf & Beach Resort’tan dem vurmak isterim. Orada hizmet vermekte olan Pakistanlı bir çalışandan söz etmek isterim. Hani size efendim, benim vatandaş olma durumum var. Ama yasa değişikliği var ve vatandaş yapmıyorlar diyen Pakistanlı’ya sen onları boş ver. O işler onlardan sorulmaz. Bu işler onların elinde değil dediğiniz iddia edilen Pakistanlı’dan bahsetmek isterim. Tabi bu güne kadar, hükümet bozma, hükümet kurma ve ciğercinin kedisine şunu yapacaksınız direktifleri haricinde birkez bile KKTC’nin içişlerine karışmadığınız ve yine karışmayacağınız için Pakistanlı’nın iddiasına bizim kedi bile yerlerde tepinerek gülme krizine tutuldu ve inanmadı. Sn. Çavuşoğlu, bizim Ayşaba, yaprak eğer ağaçtan düşerse, rüzgarın oyuncağı olur. Bizim KKTC ağacının maşallahı var. Yedi veren limon ağacı gibi ürettiği ‘Emir Erleri’ ağaçtan döküldükçe şiddetli değil, Kuzeyden esen hafif meltemde bile yerinde duramıyor dedi. Ben ne demek istediğini anlamadım. Peki siz?

**

Sn. Ayşegül Baybars, kurulması muhtemel UBP-HP koalisyon hükümetinde sanırım yine İçişleri Bakanlığı görevini yürüteceksiniz. 4’lü koalisyon hükümetini, Milattan önce ve Milattan sonra diye ikiye ayırırsak, Milattan sonraki bölümde halkın beğenisini kazanan işler yaptığınıza tanık olduk. Özellikle, vatandaşlık konusundaki yasa çalışmanız halk arasında takdir topladı. Ancak 9 dağın efesi Mehmet Efe değil, ama KKTC’nin Başçavuşu, emir demiri keser misali, ben öyle yasanın içine ederim diyormuş. Bağımsız ve bağlantısız olduğu iddia edilen KKTC’nin ne kadar bağlantısız olduğunu bu vesile ile birkez daha gösterme durumunda kalacağız. Sn. Baybars, birgün emirin kesemeyeceği demirin olacağı konusunda Umutsuz değiliz. İnsanın her gün güneş yeniden doğdukça yeni umudu olmalı. Ama mavro yerimo ‘Güneş’, sabah doğunca yerinde durmuyor ki. Gece olunca batıyor. Batınca da etrafı bir sessizlik ve zifri karanlık basıyor. Bu zifri karanlıkta kimin ne yaptığı görülmüyor. İşte bizi bu korkutuyor. İnşallah vatandaşlık konusunda batan güneş sonrasında, ortaya çıkan zifri karanlık sizi de korkutmaz. 

**

Sn. Meral Akşener, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinden Okçuluk Vakfına 16.5 trilyon lira yatırılmış. Yahu Malazgirit Meydan Muharebesinde bu kadar ok atılmadı diyorsunuz. Sn. Akşener, bu noktada yanlış bir hesap yaptınız. Aslında, bu hesap yapılırken, yalnız Türklere Anadolu kapısını açan Malazgirit Savaşı hesaba katılmadı. Murat zamanında gerçekleşen 1. Sırp Sındığı, Fatih zamanındaki İstanbul’un kuşatılmasında, sonrasında Mısır’ın zaptı için yapılan Merci Dabık, Ridandiye, İran seferleri, Otlukbeli savaş, Mohaç Meydan Muharebesi ve Viyana kuşatmalarında atılan okların toplamının hesabı da yapıldı. Haaa baktılar sayı yine oralara yaklaşmıyor, Preveze deniz savaşı, Kıbrıs’ın alınması, Rodos, derken yine yetmeyince, Şarlkent’in savaşlarında atılan oklarda o rakama dahil edildi. Tamam şikayet etmeyin yine o rakama atılan tüm oklar tekabül etmiyor ama artık sizde o kadarcık kusur kadı kızında da var diyerek lütfen idare edin. Bakın bizim buralarda, eskiden bal tutan parmağını yalar derlerdi. Şimdi o devir geçti. Bal artık kepçe, ile değil kürek ile mideye indiriliyor. Sn. Akşener, birileri ağzında bal olan arıyı buldu. Balı götürüyor. Ama ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesinin de olduğunu o birileri unutuyor. Bizden hatırlatması.

**

Sn. Resmiye Eroğlu Canaltay, biftek ve bonfilenin en güzel yerini 2017 tarihinde,  UBP-DP koalisyon döneminde nalıncı keseri, size kesmişti. UBP-DP koalisyon hükümeti Bakanlar Kurulu aldığı karar sonrasında, beşi bir yerde, Kıbrıs ağzı ile ‘Bendo’yu size armağan etmişti. 40 yıllığına şirketiniz Restur’a verilen Lefkoşa’nın en güzel bölgesindeki ticari değeri yüksek arazinin size hayırlı ve uğurlu olmasını dilemiştik. Ayşaba, o zaman verilen araziyi duyunca, ma nedir be ama bizim gıccaccık için küçük bir arazi istemiştik. Ama yüzümüze bile bakmadılar. Gidip soy adımızı Er’den doğma Oğul’dan olma diye değiştireceğim demiş, eskiden Bal tutan parmağını yalardı. Sonra kepçe devreye girdi. Şimdi ne kepçe nede kürek kaldı ‘Şirro’ devrede ifadesinde bulunmuştu. Günümüzde de bumbar’dan, Mide doldurma operasyonu sürerken, Hıfsıye Teyze, ortağınız vicdan ve temiz eller operasyon sorumlusu Kudret hocanın, bu konuya ne diyeceğini merak ediyor. Ne dersiniz?    

**

Sn. Kudret Özersay, Rauf Raif Denktaş üniversitesi ile başlattığın arazi meydan muharebesi devam ederken, senin Karpaz bölgesindeki partidaşına verdiğin arazi gündeme düşmüştü. O arazi ile ilgili olur böyle vakalar, Türk Polisi değil ama gazeteci ordusu kovalar deyip takibi bırakmıştık. Ama temiz eller operasyonu, temiz siyaset. Vicdan derken, Resmiye Eroğlu Canaltay’a 40 yıllığına kiralanan arazi ile ilgili hassasiyeti de gösterip göstermeyeceğiniz merak konusu oldu. Ağzınızdan çıkan Adalet sözünü duyan Adalet abla, kılınızı kımıldatmamanız halinde öfkeden kalp krizi geçirebilir. Temiz toplum ve Adil düzen diyen dudaklarınızdan çıkan sözler sonrasında, hiçbirşey yapmamanız Adil amcayı yoğun bakımlık yapabilir. Vicdan ablayı hiç sorma. Vicdanlı olalım diyen size, Rauf Raif Denktaş üniversitesine gösterttiğiniz hassasiyeti göstertmemeniz halinde kızıp, Golf Stream’in taşıdığı sıcak su akıntısı bile o kızmanın yanında ılık su bile olmayabilir. Ayşaba, Neriman Teyze, Hacı amca bekliyor.

**

Sn. Havva Elkovan, paylaşımınızda, bir fıkraya atıfta bulunarak, bir siyasetçi hele hele bir milletvekili siyaseti bu kadar basite indirdiyse, kadına hakaret dilini telafuz ederek başta bu ülkenin kadınlarına büyük bir saygısızlık yapmıştır dediniz. Siyasetçi seçilene kadar, otlakta meleyen kuzudur. Pandoranın kutusundan çıktıktan sonra ise otlakta meleyen kuzuyu parçalamak için pusuda bekleyen kurttur.  Sevgili Havva, biz siyasiler ile tavla tahtasında bulunan iki puluz. Oyun başlangıcında iki sevecen, onlar pandoranın kutusundan çıktıktan sonra birbirini kırmadan asla oyunu bitiremeyen iki ayrı kuluz. O vekili tenzih ederek söylüyorum. Ve Bazı zamanlar olur ki kendimiz bile halimize vay deriz. Tek satırlık olan adamları, beş para etmez kişileri kendimize roman yaparız.

**

Sn. Lica Şemmedi sosyal medyadaki paylaşımınızda, yeme bizi Küçük Tahsin. Parti Meclisi karar verecekmiş. Karar Ankara’da çoktan verildi. Siz sadece uyguluyorsunuz dediniz. Lica hanım, ciğercinin kedisi olmak büyük sabır ve irade gerektirir. Hakaret edilirken, boyun eğeceksiniz. Tekme yerken, duyduğunuz acıyı içinizde bastırarak, auuvv bile diyemeden, topa şut atar gibi ne güzel tekme atıyorsunuz diyeceksiniz. Her sözde, beğenseniz de beğenmeseniz de, başınızı emme basma tulumba gibi bir öne bir geriye kaldıracaksınız. Karşınızdaki sizden rütbece daha düşük olsa bile mütekabiliyete aldırmadan, iki sözünüzden biri ‘Peki Efendim’ olacak. Bir parça ciğer için 7 takla, 14 temenna, 24 de el ve ayak öpme işlemi gerçekleşireceksiniz. Peki Lica hanım lütfen bu işlerin kolay olduğunu söyleyebilirmisiniz? Ayşaba, sorunsuz bir hayatın varsa kralsın. Yok özgür sokak kedisi yerine ciğercinin kedisiyseniz, heran yırtılmaya hazır yamalı bohçasın diyor.

**

Sn. Alkan Değirmencioğlu, 4’lü koalisyon hükümetinin, bir başka deyişle Mahşerin 4 atlısının ayrı ayrı yerlere dağılmasına aldırmayarak Spor Dairesi Müdürü olarak gençliğe en iyi hizmeti verme gayretinden geri durmadın. En önemli spor salonlarımızdan birisi konumunda olan Lefkoşa Atatürk Spor Salonu’nun, parke döşeme işlemini, çizim işlemini ve boyama işlemini de tamamlayarak sporumuzun hizmetine verme aşamasında olduğunu öğrendik. Sn. Değirmencioğlu, başarı bir yetenek işidir. Bu yetenek sayesinde, Atletizm Federasyon Başkanı, KKTC Ankara Elçiliğinde Kültür Ateşesi, Lefkoşa Kaymakamı ve şimdilerde de Spor Dairesi Müdürü olarak, başarılarını üstüne koyarak devam ettirdiniz. Nezihe abla, ne zaman güzel işlere imza atan birisi ortaya çıksa, hükümet bozuluyor. Ve tabiki o kişiler eve gönderiliyor. Yarım kalan işler içimizde yara oluyor. Fakat o yarayı bu siyasiler görmelerine karşın tuzluğu kapıp başımıza dikiliyor diyor.

**

Sn. Hasan Hulusioglu sosyal medyadaki paylaşımınızda, bizi yok edecekler olan İlkesiz ve karaktersiz siyasettir. Vicdanı sollayan eğlence, çalışmadan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlâktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisini alt plana itmiş bilim ve özveriden yoksun bir din anlayışıdır diyorsun. Sn. Hulusioğlu, insanız ve sürer gider durumdan dolayı, canımız yanar. Eyvallah. Ama unutmayınız canımızı yakan, yanarken içinde olduğumuz gemilerdir. Bu gemi içinde halk olarak anamız ağlarken, birilerinin arkada play back yapmasıdır.

**

Sn. Barış Can, KKTC’de başkanlık sistemini getirmeyi düşünen  AKP iktidarının,  KKTC'yi Dubai tarzı islamcı burjuvaların adası haline getirmek için bir planı devreye sokma düşüncesinde olduğunu dile getiriyorsun. Ülkedeki parlamenter sistemi tıkayarak, işlemez hale getirip, önce başkanlık sistemini getireceğini, Başkanlık sistemiyle paralel ülkedeki Türkiyeli öğrencilerin yüksek kira fiyatlarını bahane edip TOKİ üzerinden adanın bir çok yerinde toplu konut yapacağını ifade ediyorsun. Başkanlık sistemini getirdikten sonra taşıma nüfus arttırılarak, vatandaşlıkların bizzat Ankara'dan hazırlanıp dağıtılacağını ve ayrıca Beşparmak dağına Çamlıca benzeri büyük bir cami yapılacağını, bunu da Antalya’da güvenilir bir dostundan öğrendiğini belirtiyorsun. Sevgili Barış, bir zamanlar, bu ülkenin en holigan taraftarı Kıbrıslı Türklerdi. Ama şu bu derken, anamızın yüreğindeki deplasmanda, emir erlerimizin tutumları sayesinde, nedense, sessiz holiganlar olup, sesimizi bile çıkaramaz olduk. Tek çıkan sesimiz, zurnanın son deliğinden çıkan zırrtttt sesimiz oldu. Zurna zırtt dedikçe mangal. Zırtttttt dedikçe gıccacık ve oğlancığın işe girmesi için graso ve yağ sesi veriyor.

 

**

gnz.png

gnsz.png

 

Günün Sözü

Hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır,

bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.

 

Günün çözüme bakış açısı

gnsz-001.png

 

Fıkra

Kızılderili eczaneye girer:

-var bizim büyük şef ama yok bok

eczacı bir an düşünür ve şefin kabız olduğuna karar verir..hemen bir

kabız sökücü müsekkin verip gönderir. kızılderili ertesi gün yine gelir:

-var bizim büyük şef ama yok bok

eczacı hayret eder ama biraz daha kuvvetli bir ilaç verir..ertesi gün yine

aynı adam gelir:

-var bizim büyük şef ama yine yok bok

eczacı sinirlenip en kuvvetlisinden iki kutu verir ve "hepsini içsin" der

ertesi gün kızılderili yine gelir:

-var bizim büyük bok ama yok şef!!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler