Sn. Hüseyin Özgürgün, partinin içinden bile birilerinin atlarını nallayarak peşine düştüklerini gözlemliyoruz. Mal Bildirim Yasası gereğince, Meclise bildirimde bulunduğu, mal varlığı ile daha sonraki mal varlığı arasındaki farklılık tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu yaşananlara ve saldırılara ne kadar tahammül edebilirim dediğiniz ve milletvekilliğinden istifa edebileceğinizi söylediğiniz konuşuluyor. Milletvekilliğinden istifa etmeniz, birilerinin ekmeğine tere yağı ve bal sürecek. Cumhurbaşkanı adayı olma yönündeki düşüncenize androş (Takoz) koyup sizi bu düşüncenizden vazgeçmenizi isteyenler var. İstifanızı ellerini ovuşturarak bekliyorlar. Sn. Özgürgün, tavuğun da penguenin de kanatları var. Ama her ikisi de uçamıyor. Ancak birisi yüzerken kuzey kutbunun sularında diğeri eşelenir çöp yığınlarında. Ne diyelim?
**
Sn. Hamza Ersan Saner, UBP eski başkanı Özgürgün’ün dokunulmazlığının, kaldırılması ile ilgili tartışmanın, Meclisin tatilinden sonraya bırakılması gerektiğini savunduğunuzu ve bu konuda gerçekleşmekte olan toplantıda, Menteş Gündüz ile tartıştığınızı öğrendik. Bu iş yeterince uzadı, partiye zarar veriyor diyen ve Özgürgün’ün, dokunulmazlığının kaldırılarak, dosyaların hemen yargıya gönderilmesini isteyen Menteş Gündüz tarafından itildiğiniz söylendi. Sn. Saner, kızlar erkeklerin “gelirlerine” Erkekler kızların “giderlerine” partilerde de sen bana zamanında bakanlık için eyvallah dememiştin diyerek baktığı sürece, dümen çevirme becerisine sahip kaptanların biri gelecek, biri gidecek.
**
Sn. Cemal Özyiğit, tek hedef Cumhurbaşkanlığı seçimidir diyerek, Akıncı adaylığını açıklamalıdır dediniz. En başta dörtlü koalisyon hükümetinin nasıl bozulduğunu irdelemek gerek. Kudret hocanın tüm hamleleri, önceden hazırlandı ve Cumhurbaşkanı olmak için bu yolları kat etti. Ersin beyin, Cumhurbaşkanına ayar vereceğiz demesi tesadüf değil. HP'nin çalışma yaptığı otelde, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun olması da tesadüf değildi. Bizi oyaladılar, bahane aradılar, süreç yaklaşırken de aceleyle bir bahane buldular. Kıbrıslı Türklere yazık oluyor. Bu ülke insanı kendi ayakları üzerinde durabilmeli dediniz. Sn. Özyiğit, bu ülkede ciğercinin camında asılı duran ciğere bakan ve tekme yemesine karşın cama bakmaktan vazgeçmeyen ciğercinin kedisi, silkelenip, Sokak Kedisinin özgürlük felsefesini benimsemezse, daha çok Cafer s……ı bez getir diye bağıracağız. Haaa iş ceza kesmeye kaldıysa, zamanı gelince hakimde biz, Savcıda biz olup cezasını sandıkta keseceğiz.
**
Sn. Aysu Basri Akter, yapmış olduğun açıklamada, BRT Müdürlüğü görevinden istifa ettiğini belirttin. Siyasilerin elinde siyasi oyuncak haline dönüştürülmeye çalışılan BRT’de duruşun ile oyuncak olmadığını göstertmiş oldun. Ama maalesef böylesi kurumların içerisinden siyaset elini çekmediği ve seninde siyasetçilerin yaz, boz tahtasına dönüşmeyeceğin için bugün değilse, yarın görevden alacaklarının bilinci içerisinde olduğunu biliyorum. Sevgili Aysu, yapmış olduğun görev süreci içerisinde, BRT’ye çok şey katmaya çalıştın. BRT SPOR ve BRT Yaşam, DVBT2 ve IPTV projesi gibi yenilikleri kattın. Ama hepsinden öte, gazetecilik ilkelerini ayaklara düşürmedin. Biliyorsun, kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka iyisi ve kötüsü ile bir şeyler biter. Sen BRT’de o kadar güzel şeyler ektin ki, o bahçe rengarenk çiçekler ile donandı. O siyasiler o bahçelere baksınlar ve o bahçeyi öpüp alınlarına koysunlar.
**
Sn. Esat Varoğlu, sosyal medyadaki paylaşımınızda, Özersay’ın, Bakanlar Kurulunun, Maraş’ı açma kararının olmadığını, Tatar’ın ise Maraş’ı açıp, yatırım yapacağız dediğini ve kime inanacağımıza şaşırdığımızı belirttiniz. Esat abiciğim. Bozacının şahidi şıracıdır. Ama inan, halk olarak ne Bozacıya, nede şiracıya inancımız kaldı. Son günlerde halk olarak bize yaşatılanları görünce, Suyun değerinin, kuyu kuruyunca anlaşıldığını da anlamış olduk. Önceden de türlü türlü, Ruh halimiz vardır. Ancak bu arkadaşlar sayesinde bu aralar ne ruhumuz nede hali kaldı. .
**
Sn. Deniz Gürgöze, ülkemizde akla hayale sığmayacak, 600 bin TL'lik KIB-TEK vurgunu yapılıyor. Zanlılar 3 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığı gibi şimdi de Lefkoşa'da göreve başlatılıyor. Adam marketten canı çekti diye bir kola çalıyor, adama 3 ay ceza kesiliyor. Nasıl memlekette yaşıyoruz diyorsun. Sevgili Deniz, KKTC diye isimlendirdiğimiz coğrafya çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Bir problemi çözersin, başka bir problem karşına çıkar. 500 bin Törkiş Lira’yı iç ettiği öne sürülenlerin ensesi kalın, gerdanı sarkık dayısı veya abisi var. Diğeri gariban. Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı bu adada, gariban düştü mü, “Çürük tahtaya basmasaydı” deriz. Bizden birileri düşünce, bastığı tahtanın çürük çıkmış olmasından şikâyet ederiz.
.**
Sn. İsmail Arter, meyve veren ağaç taşlanır. Zaman zaman vermiş olduğunuz lezzetli meyveler nedeniyle, ağacınız taşlanıyor. Tamam taşlanmasına taşlansın da, dalları kırılıp, yapraklarını dökmeyin deriz. Festivallerin moda haline dönüştüğü ve börek, çörek satılan yere festival denildiği, Afrodit’in fettan Ada’sında, festivalin nasıl olması gerektiğini, dosta düşmana göstertmiş oldunuz. 23. Uluslararası Mağusa Kültür Sanat ve Turizm Festivali kapsamında halkın, muhteşem etkinlikler ile Othello Kalesi’nde ülke sanatçılarının repertuvarları ile kulaklardaki pası, Salamis Antik Tiyatro’daki etkinlikler ile gözlerindeki pası sildiniz. Sn. Arter, kanat vardır, Doğanı padişaha götürür. Kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. Maşallah sizin kanatlar Zümrüdü Anka kuşunun kanatları gibi, halkı görsel açıdan muhteşem etkinliklere götürüyor.
**
Sn. Metin Bilmem, Merkezi Cezaevinde, haşarat, fare, bit, pire ve bilumum mahlukat ile uyuşturucunun dolaştığını biliyorduk. Ancak AIDS ve Hepatit gibi tehlikeli hastalıkların oraya daha gelmediğini sanıyorduk. Maalesef AIDS tanısıyla hastanede tedavi gören bir mahkûmun hayatını kaybettiğini de öğrendik. Ama ondan daha önemlisi, ölen mahkûmun koluna dövme yaptırdıktan sonra ayni alet edevat ile diğer mahkûmların da dövme yaptırtmasıdır. Müdürüm, mahlûkatları, haşaratı bir tarafa bıraktım. Ama bu dövmeler yapılırken sizler de andilla koyarak uzaktan mı baktınız? Soyadınız gibi Bilmem demeyin. Bakın bu işler çocuk oyuncağı değildir. Göreve atayanlar, göreve atarken önce isminizin altını çizerler, yaşananları gördükçe, golan kendilerini de sarmasın diye bir bakarsınız isminizin altını çizenler, birden isminizin üstünü de çizivermiş.
**
Sn. Serkan Kısa, sizi öldürmek amacıyla 8 el ateş eden Emre Yalçın adlı tetikçi Ağır Ceza Mahkemesinde yargıç huzuruna çıkartılıyor. Ancak hala daha Emre Yalçın’a kurşunlama sırasında kullandığı tabancayı sattıkları belirlenen diğer zanlıların yargı sürecinin belirsizliğini koruduğunu gözlemledik. Sn. Kısa, bence uzun boylu düşünmeye gerek yoktur. Körün tuttuğunu öptüğü gibi, yakalanan Emre öpülecek, diğeri de öpülmekten kurtulacak diye düşünenlerdenim. Teksas’ın vilayeti haline sokulan ülkemizde, bugün göz yumdukları, inanın yarın, bize göz açtırmayacak olanlardır. Ve işte o zaman yaşanacak olanları, göz yaşlarımız bile temizleyemeyecek.
**
Sn. İrfan Batu, Yeni görev yerinizin, KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı olduğunu öğrendik. Öncelikle yeni görevin, hayırlı olsun. Ulaştırma Bakanlığından, ayrılmış olman o bakanlık için bir kayıp, Turizm Bakanlığı için bir artıdır. İşine olan bağlılığın ve sorun çözmedeki başarın, Ünal Üstel’in de artısı olacak. Sevgili İrfan, Ayşaba, bazı insanlar söz konusu dümen çevirmek olunca, hep kaptan olurlar. Ama İrfan ovlucuğum, dümeni çevirme becerisinden yoksun olduğu için hiç kaptan olamadı. Aman boş versin dümen çeviren kaptan olması için, hayat ona yeşil ışığını yakmadı. Ama o da başarı yolunda önüne çıkan Kırmızıda hiç durmadı dedi.
**
Sn. Aziz Selengin, KTOEÖS Genel Sekreteri olarak yapmış olduğunuz açıklamada, emeklilik ya da yeni sınıf yapımından dolayı açık bulunan yerlere 1-15 Temmuz arasında çalışmaların tamamlanıp, Eylül ayı gelmeden nakillerin yapılması gerektiğini söylediniz. Bir takım eksiklikler var ama bir sonraki yılın eksiği bunlar. Eğer bir sonraki yıl için tamamlanmaz ise o zaman eksiğimiz var diyebiliriz” dediniz. Sn. Selengin, koltuğa oturunca gabak doğramaya başlayanlardan gelecek yılın düzenlemesini beklemek sanırım abesle iştigal olur. 3-4 hamle sonrasının düşünüldüğü ‘Satranç’ oyununu oynamayı beceremeyip, attığı zarın oynandığı Tavla oynamayı tercih edenleri, bence bu konuda daha çok beklersiniz.
**
Sn. Hüseyin Sancar, ekonomik durgunluk nedeniyle işlerin iyi gitmediğini, bu yıl saece ekonomik olduğu için tek tük inverter tipi klima sattığını belirttin. İnsanların dükkânınıza gelip sadece fiyat sorduğunu ve kimisinin ay başı gelir diyerek ayrıldığını dile getirdin. Ekonomik krizden dolayı satışlarda düşüş yaşadığınızı ve milletin taksit ile mal alma uğraşı içerisine girdiğini söylediniz. Sn. Sancar, dövizin yükselişinin yanısıra, ekonomideki durgunluk, herkesi ayağını yorganına göre uzatmak zorunda bıraktı. Ayın sonunu zor getirenlerin yaşam kalitesi düşerken, siyasilerin türlü türlü vergiler ile enselerinde boza pişirmesi, durgunluğun tuzu biberi oluyor. Ekonominin yarattığı yarayı gören siyasilerimiz, sağ olsunlar, hayat pahalılığı artışı balı yerine, zam ve vergi tuzluğunu kapıp geliyor.
**
Sn. Ahmet Varoğlu, Talasemi Derneği Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, kan bağışlarının yeterli düzeyde olmadığını ve Kan bağışına her zaman ihtiyaç duyulduğunu dile getirdiniz. 18-60 yaş arasında ciddi bir rahatsızlığı olmayan herkesin kan vermesi için, Kan Bağış Merkezi’ne ve kampanyalara başvurmaya davet ediyoruz” dediniz, Ve bu konuda halkın duyarlı olması gerektiğine vurgu yaptınız. Sn. Varoğlu, her insanımız bu konuya duyarlı davranıp, fedakârlık yapsa, hayatta keşkeler olmazdı. Bakınız, hayatın bazı püf noktaları vardır. Eğer halk olarak bunlara dikkat etmezsek, ömrümüzün geri kalanını, ‘tüh’ noktalarında geçiririz. Bu nedenle destek şart diye düşünenlerdenim.
**
Hoşçakal Mesajı
Günün Fotoğrafı
Fıkra
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.