• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 19 °C
  • Mağusa 18 °C
  • Girne 20 °C
  • Güzelyurt 18 °C
  • İskele 18 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 17 °C

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

'Sahibine Mesajlar'
Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sn. Mustafa Akıncı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Komutan Yardımcılığı atanmasında, KKTC kökenliler yerine Türkiye kökenlilerin tercih edildiği ve KKTC kökenlilerin belli noktalara getirilmediğine vurgu yapıllıyor. Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun atamada liyakata değil adayların doğum yeri ve kökenine bakarak değerlendirme yaptığı izleniminin doğduğu ve GKK Komutan yardımcılığına bir KKTC’li komutanın köken nedeniyle getirilmediği söyleniyor. Cumhurbaşkanı olmanızın yanısıra, Yüksek Değerlendirme Kurulu Başkanı olmanız nedeniyle de bu konuda sizden kamuoyuna açıklama yapmanız isteniyor. Atamalar konusunda hangi kriterlerin dikkate alındığının bilinmesi istenirken, KKTC kökenlilerin neden belli noktalara getirilmediğinin de bilinmesi gerektiğinin açıklanması gerektiği belirtiliyor. Sn. Akıncı, Adaletin olmadığı yerde hükmü karakuşi kararlar yerini alır. Anamızın bize reva gördüğü bu davranışlar sonrasında ona yüz dilde seni seviyorum desem, ona bir dilde adam gibi seni seviyorum diyemedikten ve söyleyemedikten sonra ne fayda.

**

Sn. Kudret Özersay, yapmış olduğunuz açıklamada, Maraş’ı Birleşmiş Milletlerin kontrolüne verecek değiliz. Maraş bizim kontrolümüzde açılacak dediniz. Da, mavro yerimo galsın bu açıklamaya bizim kedicik bile kahkahalar ile güldü. Abdülmüttercim amca, yahu sizler yanlış anladınız. Kudret Bey bu açıklama ile biz Maraş’ı BM kontrolünde açmaya hazırız demek istedi. Biliyorsunuz Kudret Bey her söylediğinin tersini yapmaya alıştı. Bu defa da açıklamalarını tersten yaptı. Sn. Özersay’ın Vikipedi’ne bakarsanız, Toparlanıyoruz hareketinden sonra parti kurmam. Siyasete girmem. Makam ve koltuk kesinlikle benim için yoklar hanesinde yazılıdır demişti. Sonrasında bu sözler ters yüz edilmemişmidir.  Şimdi bu sözleri ters yüz edin ve ortaya çıkan taploya bir göz atın ne demek istediği ortaya çıkar dedi. Mesele Maraş’ın kimin kontrolünde açılacağı değil, mesele Kudret Özersay’ın ters yüz ederek söylediği, anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az sözlerinin devam etmesi meselesidir. Sn. Özersay ezelden, halk ile birlikte senfoni yapma yerine, detone olmasına karşın, tek sesli müzik yapmayı tercih ediyor. Ne diyebiliriz ki?

**

Sn. Olgun Amcaoğlu, Maliye Bakanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, çalışanlar ile emeklilere verilecek olan hayat pahalılığı ödeneğinde fazladan hesaplanan yüzde 2.03’lük ödeme gerçekleştiğini söylediniz ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini vurguladınız. Mahkemenin verdiği ara emirinin kendilerine henüz tebliğ edilmemesinden dolayı maaşlara farkın yansımadığını dile getirdiniz. Yargıya saygılı olduğunuzu ancak yapılan hatanın da düzeltilmesi yönünde Ekim ayında Meclis’te gerekli düzenlemeleri yapacağınızı belirttiniz. Ayrıca Toplumsal faydanın artık ön plana çıkartılması gerektiğine vurgu yaparak, bireysel faydanın toplumsal faydanın önüne geçmesindeki tehlikeye dikkat çekerek, özellikle sendikaların pervasızca taleplerinin yerine getirilmesi halinde ülkenin sonunu sendikaların hazırlayacağını söylediniz. Sn. Amcaoğlu, ülkenin kurtulması için toplumsal faydanın artık ön plana çıkartılması yönündeki görüşünüze katılırım. Bu nedenle siz o %2.03’lük artışı vermekten vaz geçin. Toplumsal faydalar için 17 bin TL’lik aylık vekil ücretlerinizi, 3000 TL’lik asgari ücret bandına değil ama 6 bin bandına çekin. Partilere ödenen milyonları budama makası yerine yasa makası ile keserek budanmış ağaca döndürün. Örtülü-örtüsüz ödenekleri toplumsal fayda açısından üzerine lambasuyu dökerek, veya köklerine asit dökerek yok edin Göreceksiniz ülke uçacak. Sn. Bakan, Meclis-i Mebusanın aziz bireylerinin (Bazılarını tenzih ediyorum) Her toplumsal fayda için ölmeyeceklerini, her vatandaş için yaşamayacaklarını bilenlerdeniz. Milletin anası ağlarken, geride play back yaparken, detone olmalarına karşın, hariçten gazel okumalarının önüne geçin..

**

Sn. Mevlut Çavuşoğlu, yapmış olduğunuz açıklamada, biz Avrupa hukuk ve güvenlik sistemimin bir parçasıyız. Biz hem batı hem doğuyuz, hem kuzey hem güneyiz. Bu zorlu coğrafyanın denizde bulduğu karşılık Doğu Akdeniz’dir. Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını almayan girişimlere müsaade etmeyeceğiz. Sondaj gemilerimiz KKTC’nin Türkiye petrollerine ruhsat verdiği alanlarda çalışmalarına başladı. Avrupa Birliği bir siyasi birliktir. Doğu Akdeniz’de AB mahkeme gibi hareket edemez. Kıbrıs bizim milli davamızdır. Hiçbir çözüm modelini dışlamıyoruz herhangi bir çözüm modelini de dayatmıyoruz. Ama sırf masaya oturmak için yeni bir süreç başlatmanın kimseye yararı yoktur dediniz. Da, Ayşaba, Mevlut ovlucuğum, Akıncı’ya ma be ama siz bu ülkeyi yalnız idare ettiğinizi sanmayın. Federasyon tezi bitti. İki devletli çözüm modeli veya ilhak gibi başka modeller masada diyerek emrivaki yapmaya çalıştığını ne çabuk unuttu. Dağdan gelip bağcıyı dövmeye çalıştığını bir hatırlasa iyi olacak diyor. Sn. Çavuşoğlu, nasip olarak alacak nefesimiz varsa gelecekte, kısmet, aşağılanmanın ve dayak yemenin bedeli de bir gün sorulur elbette.

**

Sn. Selma Eylem, KTOEÖS Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, dayatılan paketlere, politikalara ve talimatlara boyun eğerek, ‘Yes Sir diyen. Giden gider. Gidenlerin yerine biz oralara nüfus aktarırız diyenlere ‘Emredersiniz’ olur deme zaafiyetini gösteren. Anayasa ve yasaları hiçe sayarak, Anayasa bir defa delinmekle birşey olmaz söyleminden vazgeçerek, Anayasa’nın defalarca delinmesine seyirci kalan, laik, bilimsel, çağdaş olmayan eğitim dayatmasının ve Koordinasyon Ofisi’nin Anayasal olduğunu savunan.  Ayrıca eğitim için okul şart değil, külliye ve cami sizin neyinize yetmez düşüncesine boynumuz kıldan incedir diyen. Koordinatör adı altında, kendilerini de yönetecek kadroların atanmasına ‘Emredersiniz siz istedikten sonra’ tabiki diyebilen. TC elçiliği eliyle kurdurulduğunu belirttiğiniz ve eylemleri organize edilen vakıf, dernek, parti, sendika, sözde sivil toplum örgütlerine izin veren, faaliyetlerine göz yuman, öldürülmemize, bölünmemize, soyguna, tecavüze, şiddete, gaspa uğramamıza koltuk uğruna ses çıkarmayıp, topraklarımızı, kurumlarımızı, denizlerimizi, dağlarımızı, yandaş TC sermayesine casino, otel, üniversite, gece kulübü için peşkeş çeken Alleko ile Caher hükümeti olarak isimlendirilen 2’li koalisyon hükümetini eleştiri yağmuruna tuttunuz. Sn. Eylem, sert akıntıya sahip, aynı nehirde iki kere yıkanılmayacağını, ve kirli bir ırmağı içine alan denizin, okyanus kadar olması gerektiğini bilmeyenler, kurumuş yaprağın sert rüzgarın masgarası olmasının aksine, hafif esen meltem önünde garagöz olmaktan kurtulamazlar.

**

Sn. Yiğitcan Hekimoğlu, elde ettiğin başarılar ile ülkemiz insanının yüzünü güldürmeye ve gururu olmayı sürdürüyorsun. Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından Bursa'da düzenlenen Türkiye Büyükler Atletizm Şampiyonası'nda, 200 metre yarışlarında ikinci gelerek gümüş madalya kazandığını öğrendik. Bu yıl 86'ncısı düzenlenen Atletizim yarışlarında 200 metreyi 20.19'luk derece ile tamamlayarak bu sezonun en iyi derecesini elde ederek, ikinci olarak kürsüye çıkmış olman bizleri gururlandırdı. Sevgili Yiğitcan, kanat vardır doğanı padişaha, kanat vardır kuzgunu leşe götürür. Vallahi senin kanatlar bizi onur ve gururun zirvesine taşıyor be oğlum. Yola devam.

**

Sn. Azer Özkan, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkan Yardımcısı olarak çok önemli bir konuya parmak bastığınızı gözlemledik. Açıklamanızda GKK’daki atamalara değinerek KKTC’li üst düzey komutanların, kökenlerine bakılarak neden GKK Komutan yardımcılığına atamanmamalarını sordunuz ve eleştiride bulundunuz. Eleştirinizde, doğum yerleri dolayısıyla kişilerin, KKTC’de hakkı olan yerlere gelemediğini belirterek, “Terfilerde köken, liyakatın önüne geçmemeli” dediniz. Hangi kriterler dikkate alınarak atamalar yapıldığının açıklanması gerek derken, yarım asır önce buraya gelen, burada doğan, büyüyen, okuyup makam, mevki sahibi olan, bu ülkeye ‘vatanım’ diyerek samimiyetle hizmet eden bazı kişilerin, doğum yerleri dolayısıyla hakkı olan yerlere gelememesine itiraz ediyoruz ifadesinde bulundunuz. Sn. Özkan, önceden türlü türlü, Ruh Halimiz vardı. Adalet dedikleri yerde yaptıkları ötekileştirme ve ayrımcılık ile Adalet ablayı öldürmeleri. Hak ve hukuk timsali Hakkı dayıyı yoğun bakıma kaldırmaları sonrasında, inanın bu aralar ne ruhumuz kaldı nede hali.

**

Sn. Erol Refikoğlu, özelde Tiyatro sanaatına, genelde de KKTC kültürüne büyük hizmetlerde bulunup, isminizi tiyatro literatürüne altın harfler ile yazdırdınız. Dine 3 buçuk Milyon TL, kültüre 500 Bin TL ayrılmasına tepki göstererek yapmış olduğunuz açıklamada, Kültür umurlarında değil, din umurlarında. Çünkü yönetebileceği çağ dışı kafaları yetiştirmek istiyorlar dediniz. İpimizi Türkiye’nin eline verdik, ama kültüre önem verileceğine, yönetebilecekleri çağ dışı kafaları yetiştirmek istiyorlar. Ziraat, hayvancılık bizimkilerin umurunda değil. Kültürü, sanatı, eğitimi Türkiye’ye bıraktılar. Bunun tek suçlusuda yöneticilerimizdir ifadesinde bulundunuz. Kendi yapımızla kendi ciğerimizi kavurma ve gelir kaynaklarımızı kullanma yerine  düşüncemiz olmadı. Gelir kaynaklarımızı kullanamadılar. Bir yıl TC’den para gelmeden bütçe denkleştirildi. TC’den para istersen onun şartlarına uyacaksın. Orada kültür ve sanatın değerinin olmadığını 10 tane tiyatro binasının da kapatıldığını ve yıkıldığını da bilecek ve böyle bir zihniyetten birşey beklemeyeceksin dediniz. Sn. Refikoğlu, İnsanların karakterleri onların kaderleridir ve insanlar layık oldukları hayatları yaşarlar. Bu nedenle insan vardır, olgunlaşan başak gibi başını öne eğerek menfaatleri için zamanı kendi hesabına yontar, insan da vardır boyun eğmediği için bir ömür boyu zaman onu yontar.

**

Sn. Olgun Önal, Bankalar Birliği Başkanı olarak yapmış olduğun açıklamada, yeni bir dolandırıcılık türünün yaşanmaya başlandığını ve bazı dolandırıcı şebekelerinin, gönderdikleri e – postalardaki uydurma isimler ile kendilerini, Abu Dabi Ulusal Bankası’nda Genel Müdür-Denetim ve Uygunluk Müdür Yardımcısı olarak tanıttğını, temas kurdukları kişilere, milyonlarca lira vaat ederek suça işbirliği teklifinde bulunduklarını belirttiniz. Dolandırıcının kişiye ayni soyadı taşıyan bir müşterisinin öldüğünü ve hesabında binlerce dolar olduğunu söyleyerek, 50-50 paylaşım teklifi yaptıklarını söylediniz. Tuzağa düşürülen kişilerin kişisel bilgilerinin ve hesap numaralarını içeren e-posta gönderilmesini isterken, inanan kişileri dolandırdıklarını ifade ettiniz. Sn. Önal, Allah insanlara son teknoloji, tam donanımlı, kullanımı kolay ve iki loblu bir beyin vermişken, neden bazı insanlar bu özelliklerine karşın, başka yerlerinden düşünme ihtiyacı hissediyor anlamış değiliz. Ben bu tiplere de, bunlara inanlara da inanın ağzımla sövmüyorum. Ama küfür edercesine bir yerlerim ile katıla katıla gülüyorum.

**

Sn. Hüseyin Çavuş Kelle, Çiftçiler Birliği Başkanı olarak hükümet tarafından verilen doğrudan gelir desteğinin halen çiftçilere ödenmediğini dile getirdiniz. Ayrıca son zamanlarda hasadın verimli geçmesinin üreticinin yüzünü güldürdüğünü ancak Hükümetin muhalefetteyken “Doğrudan Gelir Desteğinin” yetersiz olduğunu ve bunun için ek bir bütçe yapılması gerektiğini meclis kürsüsünden defalarca dile getirdiğini anımsatarak, çiftçilere Nisan ayında verilmesi gereken “Doğrudan Gelir Desteği’nin” hâlâ ödenmediğini,Tarım Bakanlığı’nın üreticilerle birlikte adım atması gerektiğini vurguladınız. Doğrudan gelir desteğinin ödenmemesi nedeniyle de üzüldüğünüzü söylediniz. Sn. Kelle, üzülmekte haklısınız. Çünkü domates, patlıcan, kısacası sebze üreticileri, çiftçilere verilen gelir desteğinin kendilerine bugüne dek hiç verilmediği için üzüntülü.Yapılan ayrım nedeniyle üzülüyorlar. Siz hasadın verimli geçmesi nedeniyle mutlu olduğunuzu dile getirirken, onlar aracılar ve destek verilmemesi nedeniyle mutsu olduklarını söylüyor. Başkan, Hasibe Teyze, çiftçi gardaşlarım biraz geride dur vermiyosun ki sebze üreticilerine huzur. Konuşmadan bir dinleseniz, biraz sussanız, onları da görecekler inanın bu çokta güzel olur diyor.

 

Sn. Çimen Ünlücan, açıklamanızda, Sosyal medyanın büyük solcuları, merak ediyorum da Kıbrıs’ın en lüks otellerinde yemeğe ya da konsere gittiğinizde neden sürekli “canlı yayın” başlatıyorsunuz. Amaç ne, elinize ne geçiyor? Bu kompleks değil de nedir? Kime neyi, neden gösterme gereksinimi duyuyorsunuz? Kendinize bunu hiç sordunuz mu? Lütfen sorun ama artık! Belki farkına varırsınız yanlışlık sinsilesini ve kendinizle ne kadar çeliştiğinizi dediniz. Sn. Ünlücan, ülkede sol, sağ kavramı kalmadı. Milliyetçiyim havalarında gerk gerk genirenler, çocuklarını askere göndermeme yarışına girerken, bunların rant elde etmek için büyük milliyetçi ayaklarına girdiği çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı.  Arif Alasya mesajında, son model çip ve Mersedes sahibi.emekçi büyük solculardan birisi olduğu için övünen kişiye, ''Abi böylesi Lüks hayat yaşarken nesıl emekten yanasın'' sorusu sorulmuş ve verilen cevapta ''Ben hepinizin benim gibi yaşamanız için mücadele ederim denildiğini söylemiş. Sanırım verilen cevap memleketin esbabı mucibesinin yansımasıdır. Bakın, hayatın kuralı budur. Ya yanlış zamanlarda doğru insanları karşınıza çıkartır. Yada yanlış insanla, boşu boşuna size zamanınızı harcatır.

**

Sn. Kemal Köseoğlu, sosyal medyada Bedis Sahilindeki tahta İskele’nin resmini paylaşırken, yapmış olduğunuz açıklamada, kırılan, dökülen ve çürüyen iskele üzerinde yüzlerce kişinin koşacağını, yürüyeceğini ve denize atlayacaklarını belirttin. Çürük tahtalar nedeniyle denize düşmelerin, kırılan çürük tahtaların alttaki insanların üzerine düşebileceğini ve yaralanmaların meydana gelebileceğini söyledin. Ancak bölgede yaşayan birçok bakan, milletvekili, müsteşar, daire müdürü ve yetkili olmasına karşın bu durumun kimsenin umurunda olmadığını, kıllarının kımıldamadığına vurgu yaptın. Sn. Köseoğlu, battı balık yan gider derken, bizimkiler yan bile gitmekten vazgeçerek kıçın kıçın sürünme modunda gidiyor. Sevgili Kemal, eğer iş ceza kesmeye kaldıysa, halk olarak hakimde biziz, Savcıda biziz. Zamanı gelince Pandoranın kutusunda kalma cezası veririz olur biter.

**

Sn. Salih Hafiz, Merkezi Cezaevinde, mahkumların sıkıntılarına değinerek, bu sıcak yaz günlerinde mahkumların bir bardak soğuk su içmelerine olanak verecek tek bir sebilin bile hapishanede olmadığını belirttin. Merkezi Cezaevinde bulunan mahkumlarimiz için yeterli sayıda su sebili olmadığını, erkek bölümleri için 42 adet, kadın bölümleri için ise sadece 5 adet sebil ihtiyacı bulunduğunu dile getirdin. Birçok vatandaşın bir sebil parasını bazen bir akşam eğlencesinde harcadığını, birlik içerisine girerek hapishaneye sebil tedariki için kolları sıvayalım dedin. Çokta iyi söyledin. Sevgili Salih, Gülü seviyorsak, dikeninin kanatacağı ellerimizi saklamamalıyız. Yağmuru seviyorsak, ıslanmamak için köşe bucak kaçmamalıyız. Bir anlık öfke ve hata sonrasında yaptığı hatanın bedelini ödemek için hapishaneye düşen kader mahkumlarında da destek olmaktan kaçınmamalıyız.  Ve onlara destek vermeyi seviyorsak, yardımı yapacak kadar da delikanlı olmalıyız.

**

Sn. Mehmet Eminoğlu, kısa sürede kasa ve cebinizde meydana gelen müthiş patlamanın esbabı mucibesinin sırrının çözüldüğü söyleniyor. Mehmet gardaş, Polis, sahte evrakla evleri devredilen 2 kişiye ulaştığını, yurt dışında olan bu kişilerin ülkeye geleceğini ifade etti. Polis, yine sahtekârlıkla alınan emlak sayısının 11’e çıktığını,  ve sahte vekâletnamelere imza atığınızı ve imzaladığınız bu vekalenameleri daha sonra tasdik ettirdiğinizi, daireleri de şirketinize devrettiğinizi itiraf ettiğinizi söyledi. Ayrıca, Özge Eminoğlu adına da 8 daire devrettiğinizi, bu daireler ile ilgili de soruşturma yapıldığını ve sayının artabileceğini de belirtti. Sn. Eminoğlu, Ayşaba, bir portokala dıştan baktığınız zaman aman ne güzel. Tam ağzıma layık diye düşünebilirsiniz. Ama portokalın kabuklarını soyduğunuz zaman içerisinin çürük olduğunu o zaman anlarsınız dedi. Mehmet gardaş, emlak konusunda bilgi sermayemdir, ataklığım silahımdır, sabır giysimdir, yetinmek en üstün kazancımdır yerine sanırım kasamı ve cebimi doldurmak en büyük yeteneğim, destelediklerim de kazancımdır demeyi seçtiniz. Kolay gelsin.

 

GÜNÜN FOTOĞRAFI

gnf-002.png

 

gnf-003.png

 

gnf-004.png

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler