• BIST 9548.09
  • Altın 2493.181
  • Dolar 32.5063
  • Euro 34.5227
  • Lefkoşa 15 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 16 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 16 °C

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'
Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, Kıbrıs Vakıflar Bankası yönetim kuruluna atadığınız iki yönetim kurulu üyesi ile ilgili çokı eleştiri yapılıyor. Birisinin ortaokulu ikinci sınıfta terk ettiği, diğerinin de kavga, rahatsızlık, kanunsuz toplulukta bulunmak, tecavüz aleti taşımak ve ciddi darp gibi sabıkası olduğu dile getiriliyor. Kısacası millet bu seçme mangal kömürleri nereden bulundu. Yeşil altlı mum ile çokmu arandı diye soruyor. Sn. Tatar, bir başbakan olarak siz bir atamayı yaparken, tabiki o insanların geçmişini, sabıka kayıdını, sosyal durumlarını araştırmıyorsunuz. Bunu sizin görev verdiğiniz insanlar yapıyor. Size verilen bilgi doğrultusunda da siz imzayı basıyorsunuz. Ancak bu görevlendirmeleri size önerenler ya sizi yıpratmak için bunu yapıyor. Yada enseye tokat atacak kadar yakın ilişkide oldukları insanları size önererek belli yerlere getirmeye çalışıyorlar. Ya etrafınızdaki insanları hizaya getirin, yada onlar yaptıkları bu tür yanlış icraatlar ile sizi yıpratma hizasına getirecekler. Sn. Tatar, Ayşaba, insanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayınız. Bulunursanız, herkesin başına ‘Hülya Avşar ‘ düşerken, sizin başınıza Namık Kemal gibi tipi tiplerin düşmesine de sitem etmeyiniz dedi.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu, açıklamalarınızda,  görevi devraldığınız zaman yükseköğrenimde kaos olduğunu “Geçmiş bakanlığın YÖK ile teması olmadığını söylediniz.  Şimdi belirsizlik ortadan kalkmamıştır. Kısa zamanda büyük emekler harcandı, üniversitelerimizin ve yükseköğretimin sıkıntıları büyük oranda çözüme kavuşturuldu” dediniz. Gelinen nokta iyidir. Yükseköğrenimdeki bazı sıkıntılar da süreç içinde çözümlenecek dediniz. Sn. Çavuşoğlu, eskiden dikkat, Hala Sultan İlahiyat Fakültesinde tırnak kontrolü yapılacak. Hizaya geçin. Tapuyu imzalayın. Anadolu ilahiyat kolejinin temeli atılıp bize devredilecek denilince ‘Nayır’ Nolamaz’ diyenler vardı. Şimdilerde dikkat denilince hizaya geçip tırnak kontrolüne geçenler mevcut. Eskiden otur Arap, kalk Arap filmi pek rağbet görmez müşteri çekmezdi. Şimdilerde kapalı gişe oynuyor. Hakkı dayı, hak ve hukuk, adalet, adil düzen diyerek verdikleri umudu, koltuğa oturunca geri alanlar, günü gelince alacakları ahı da güle güle kullanacaklar dedi.

**

Sn. Sinan H. Şemiler sosyal medyada yaptığınız paylaşımda, Köşlüçiftlik bölgesindeki evinizde otururken,  bir takım insanların, bazı evlerin bahçelerine girerek birşeyler yaptıktan sonra sizin evinize gelerek, Anadolu şivesiyle, 'abi İçişleri Bakanlığı'ndan geldik arazinizi ölçeceğiz, bahçeye girebilirmiyiz' dediklerini, sonrasında evin etrafında dolaşarak birşeyler yaptıktan sonra gittiklerini söylediniz. Bu kişilerin gerçekten KKTC İçişleri bakanlığını temsilen Türkiye’den gelen görevliler mi? Yoksa hırsız, dolandırıcı olup önceden ön inceleme için gelenler mi olduğunu anlamadığınızı belirttiniz. Ve görevli olarak gelen kişilerse bunların yanına herkesin tanıdığı, bildik kişilerin katılması gerektiğine vurgu yaptınız.  Sn. Şemiler, Sorma gir hanına girenler, buradaki başı bozuklukdan dolayı, sormadan istediğini yapabileceklerini gördüklerinden, böyle başa böyle traş felsefesi ile hareket ediyorlar. Bunun dışında bağımsız, bağlantısız olarak nitelendirilen KKTC’de, Türkiye tarafından görevlendirilen vergi memurları, tapu ve kadastro görevlileri, gerekli incelemeleri yapıp, Ana kuzusu, prematüre bebek KKTC’nin İnciğimizi cinciğimizi not edip tüm kayıtları Türkiye’ye gönderiyorlar. Sinan bey, Ayşaba, ciğercinin camındaki ciğere bakıp dururken, yediği tekmelere karşın camın önünden ayrılmayan ‘Ciğercinin Kedisi’ sokak kedisinin özgürlük felsefesini benimsemezse daha çok tekme yiyecek dedi.

**

Sn. Cafer Gürcafer, Müteahhitler Birliği Başkanı olarak yapmış olduğun açıklamada, eleştirilerde bulunarak, Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı konusunda müteahhitlerin önerilerinin dikkate alınmadığını söylediniz. Ve Planlama ve İnşaat Dairesi’nde 3-4 çalışanın “ben yaparım olur” zihniyetiyle davranarak ülke ihtiyaçlarını göz ardı ettiklerini belirttiniz. Planlama ve İnşaat Dairesi çalışanlarının sermaye düşmanı gibi davrandıklarını iddia ederken, biz yaparız olur mantığı gibi hareket etmelerinin ülkeye zarardan başka bir şey getirmediğine vurgu yaptınız. Sn. Gürcafer,  devletin gücünü aldık  ve çok güçlüyüz diye düşünenler, gücün, daima egosu yüksek düşünme kabiliyetli düşük olan insanları cezp ettiğini bilmezler. Ne yazık ki, büyük insanların gayeleri, güçlü olduğunu sananların ise hevesleri vardır..

**

Sn. Cafer Akbaş, Esentepe Belediyesine bağlı Bahçeli köyü muhtarı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, Esentepe belediyesinin hiç bir şekilde bahçeli köyü ile ilgenmediğini dile getirdiniz. Delik deşik olan köy yollarını, kendi imkanlarınız ile beton dökerek tamir etmeye çalıştığınızı belirttiniz. Açıklamanıza Ozan Nasiboğlu göndermiş olduğu mesajında, Bahçeli muhtarını asalım keselim idam edelim. Ne hakla yoldaki çukurları doldurur. Halk bu çukurlara düşmek için vergi verir. Kim olur ki bahçeli muhtarı da halkın çukura düşme hakkını elinden alıyor diyerek, ince yollu Esentepe Belediyesini ve yetkilileri eleştirirken, size de şaka yollu destek verdi. Cafer Muhtarım, Hacı amca, Misafirsin bu hanede ey gönül, Umduğunla değil bulduğunla gül, seçip koltuğa oturttuğunuz koltuk sahibi ne derse o olur, eliniz ile seçtiğinizi boynunuz ile çekerken, ne kimseye sitem eyle, Ne üzül dedi.

**

Sn. Hasan Ulas Altıok, sosyal medyadaki paylaşımınızda Kıbrıslı Türkleri de gerici ve yobaz yapabilmek için çok paralar harcanıyor, yatırımlar yapılıyor, planlar ve programlar uygulanıyor. Laik insanlar olarak bizden sizin anladığınız anlamda “dindar” olmaz. Ama bu kadar uğraşla, ülkemizde yaşamını sürdüren dindar” kesimlerle Kıbrıslı Türkler arasında iyiden bölünme ve kutuplaşma yaşanır. Çok ama çok tehlikeli bir durum. Bırakın insanlar inançlarını da hatta inançsızlıklarını da kendi içlerinde yaşasınlar. Eğitimde, sağlıkta o kadar ciddi sorunlarımız varken dini finanse etmek ne demek? Bu durum dini empoze etmekten başka bir şey değildir. Bizim önceliğimiz bu olamaz, böylesi bir talebimiz ise kesinlikle yoktur dediniz. Yok be Hasan hocam. Bu noktada müsadenle bunu ben almayayım. Bizde her derde deva olduğunu sanan. Her işi yapan. İçişleri, Tarım ve Eğitim denince ben ordinaryüs profum. Her bakanlığın üstesinden gelirim diyeren süper bakanlarımız var. Koltuk denince amuda bile kalkıp, ömründe bir rekat bile kılmadığı namazı 7 rekat kılan, piyonlarımız, pardon emir eri, bakanlarımız var. Ülkeyi yönetmeye talip olurken, kendilerini yönetecek genel koordinatörün yönetimini bile kabul edip onun yanında makbul olmak için ma be ama sabiciklerden ne isersiniz. Bırakın ister yobaz ister din uleması olsunlar imasında bulunarak hissa eden, yes sircülerimiz var. Bunlar için halk ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz. Makbul olan bu zatların ‘Siyasi maktül’ olmaları yakındır diyor.

**

Sn. Mehmet Harmancı, LTB Başkanı olarak sosyal medyada yapmış olduğunuz paylaşımda,  Kalkınma Bankası Genel Müdürü’nün bir röportajında, yaklaşık yüzde 50 oranında kullandırılan kredinin geri ödenmediğine dikkat çekerek hatırlattığını söylediniz. bu kaynakların ‘geri ödeme garantili devlet katkısından kesinti yoluyla’ yerel yönetimlere kullandırılması talebini de yinelediğini belirttiniz. Dünyada ve Türkiye'de farklı yatırım bankaları yerel yönetimlere kredi kullandırıp gerçekleşmesi zor projeleri uzun vadeli uygun faiz şartlarında yurttaşların refahı için kullandırmayı başarırken, projelerin gerçekleşmesini mümkün kıldığına vurgu yaptınız. Yaklaşık 3 yıldır her platform ve hükümet döneminde bu konuyu dile getirmeme rağmen maalesef yerel yönetimler için bu kaynak kullandırılması ve gereken tüzüklerin değiştirilmesi sağlanamamıştır. Ulufe değil, geri ödeme garantisi ile uygun görülecek, artı değer yaratacak doğru yatırımlarımız için bu kaynaklar halkın refahı için yerel yönetimlere açılsın, geri ödemeyenler kadar değerimiz de mi yok dediniz. Sn. Harmancı, halk olarak hem bizleri hemde belediyeleri yıpratan hayatın kahpeIiği değiIdir. Hükümetlerin, sırf siyasi intikam uğruna kaş yapayım derken göz çıkartmalarındaki sahteliğidir. Tarihçiler Roma’yı Neron’un yaktığını söylüyor. İnanma, yalan. Buraları yaktıkları gibi Roma’yı da bizim yakma uzmanı, bazı siyasetçilerimiz yaktı inan.

**

Sn. Barış Mamalı, kendi ülemizde doğa katledilirken, ayağa kalkmayanlar, kaz dağları için ayağa kalkanlara hayranlık duyuyorum. Ne moktan olduk be diyorsun. Sevgili Barış, Beşparmakların iki parmağı kesilerek üç parmak kalmasına andilla koyarak bakanlar, ormanların katledilmesine seyirci kalanlar, birilerine yaranma yarışındadır. Kendi kapısının önünü temizlemekten aciz olanlar, komşunun bahçesini temizlemeye talip oluyorlar. Ayşaba, komşunun bahçesini yabani otlarlardan temizleme uğraşına girenler bunu yapsınlar ama önce kendi kapılarının önünü temizlesinler diyor. Sn. Mamalı, büyük olsun çocuklarım, seneye de giyersiniz derdi rahmetli annelerimiz. Seneye de giyeceğim için mutlu olurdu rahmetli babalarımız. Bu yüzden, ruhumuza bir beden dar gelirken, bir beden büyük geldi bu hayat hepimize.  

**

Sn. Kubilay Özkıraç, El Sen başkan ve yönetimi olarak, Başbakan Ersin Tatar’a yapmış olduğunuz ziyarette, Kıb-Tek’i de masaya yatırdınız. 4 Santrale/jeneratöre ihtiyaç duyulduğunu ancak aylanıp, yıllanmasına karşın nedense bunları tedarik edilmediğini söylediniz. Ayrıca yakıt eksikliğinin olduğunu bu yönde sıkıntı yaşandığına da vurgu yaparak gerekenin yapılması talebinde bulundunuz. Özelleştirme yerine özerkleştirmeden söz edilmesini beklerken başbakanın sizlere Kıb-Tek’in ayrıştırılacağını ve özerkleştirme yerine, bazı bölümlerinin özelleşeceğini söylemesi sanırım bizim gibi sizleri de sükutu hayale uğrattı. Kubilay Başkan, Kıb-Tekin merteklerini görmeyenler, kendi merteklerini çok büyük sanır. Ama mertekler ortaya dökülünce Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu anlarlar. Ayşaba Kubilay ovlucuğuma selam söyleyin. Halep oradaysa arşın buradadır. Siyasi mevtaların Kefenlerini dikmek için arşın çok lazım olacak. İyi saklasın dedi.  Sn. Özkıraç, bütün insanlar “orijinal” olarak doğarlar. Ancak birçoğu emir eri ve “kopya” olarak ölürler.

**

Sn. Ahmet Serdaroğlu, Kamu – İş başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, sağlıkta emeğinin karşılığını alamayanların oluğunu ve  ortada büyük haksızlığın söz konusu oluğunu belirttiniz. Emeğinin karşılığını isteyenlere karşılığı verilmezken, evinde oturup maaş çekenlerin olduğunu ve İktidara gelenlerin ise yeni müşavir ve müdür atayarak yeni müşavirler yarattığına vurgu yaptınız. Ayrıca Kamuda sağlık sektörünün güçlenmesini istemeyenlerin olduğunu ve bu nedenle de hastaların özele yönlendirildiğini söylediniz. Sn. Serdaroğlu, bu işler rant ve cep meselesidir. Ayşaba, aynı cinsin iki farklı türüdür, erkek ve adam. Bugün erkek diyerek göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır. Erkek gözü ile baktığımız bazı ucuz insanların üstüne kurduğumuz buz gibi hayaller, bunların yağdırdıkları yağmur nedeniyle suya dönüşürken bize pahalıya patlıyor. Bin bereket versin diğer sendika başkanları ve Serdaroğlu gibi adamlar varda buz gibi hayallerimizin hepsi tuz buz olmuyor.    

**

Sn. Polis X, Kıbrıs Yeteneklerinde yapmış olduğunuz paylaşımda, herkese iyi günler adamın güzel insanları. Ben polis teşkilatından biriyim. 1 haftadır kamuoyunu meşgul eden darp olayını her şekilde takip ediyorum. Ben ve benim gibi bir-çok meslektaşım yaşanan olayı tasvip etmiyoruz ve etmeyiz de, orantısız gücün biz de karşısındayız. Yalnızca teşkilatı bu kadar yıpratacak bu kadar aşağılayacak yorumları da okuyunca insanın canı yanıyor, Sizin bize ihtiyacınız olduğunda biz herzaman sizin yanınızda olacağız. Ben üniformamı çıkarınca sizden biriyim bir farkımız yok. Uzun lafın kısası, Yapılan bir hatayı tüm camia ya mal etmenin manası yok. Suç işleyen olduysa cezasını muhakkak çekecektir Bundan kimsenin şüphesi olmasın dediniz.  Gardaş bu söylediklerinin altına ben yalnız imzamı değil, mührümü de basarım.  Bir egosu yüksek kişinin kuyuya attığı taşı bin kişinin çıkartmaya çalışmasındaki mantığın yanlış olduğu kanaatindeyim. Her tecrübe, iyi niyetimizden ve saflığımızdan yararlanmış insanların, bize bıraktığı bir ürünüdür. Bu ürünü toparlamak için kullanmakta olduğumuz iple intihar da edebiliriz, salıncakta kurabiliriz. Hatta kırbaç niyetine kullanıp bir birimize vurabiliriz. Hayatın ipleri bizim elimizde. Neden o iple çok güzel işlere düğüm atıp neşeli bir şekilde eğlenmeyelim. Değil mi ama?

**

Sn. Enver Üstünel yaklaşık 4 ay önce bir iş seyahati için gittiğiniz İran’da 4 ay rehin tutuldunuz. alacak verecek meselesi nedeniyle bazı kişilerle sorun yaşadığınız ve bu nedenle özgürlüğünüze el konulduğu iddia edilirken, akrabanız olan Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre’nin devreye girmesi ve olayı TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’ye aktarıp, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girmesi sonrasında, özgürlüğünüze kavuşarak ülkeye geri döndüğünüzü öğrendik. Sn. Üstünel, hukuksuzluğun baş tacı edildiği, ülkelerde bir hukuk adamının başına böylesi olaylar gelebiliyorsa, oralarda deniz bitmiştir nokta. Hacı amca Stres adamı bitiriyor, net.  Din adına hutbe indiren ve Allah adına iş yaptıklarını söyleyen mollaların neden böyle abuk subuk işler yaptığını bilmiyorum. O konuda ukalalık yapamam. Ama onların yaptıkları birilerine kapak olacağını söyleyebilirim.

**

Sn. Zuhal Topal, başarılarınızı KKTC’de yapacağınız programlar ile taçlandıracağınız söyleniyor. İzdivaç programı dizi falan derken, Son olarak Fox TV'de sunmakta olduğunuz  'Zuhal Topal'la Sofrada' programının  ikinci sezon çekimlerini Kıbrıs'ta yapacağınızı belirttiniz. Tv8'in Yemekteyiz programı ile ortalığı altüst ettikten sonra, Eylül ayından itibaren hafta içi her gün Fox TV ekranlarında, KKTC’nin meşhur molihiyası, bumbarı, golokas ve bullezinin yanısıra şeftali kebabı ile reyting rekorlarını altüst edeceğiniz söyleniyor. Sn. Topal, bizim Ayşaba, Zuhal gıccacığımın soyadına bakıp Topallayarak gideceğini sanmayın. O çekeceği dizi ile reytinglerinin yardımı ile uçacak dedi. Vallahi bizim Hacı amca ise Zuhal gızıma söyleyin, insan kiminle beraber olursa onun haliyle olur.  Zuhal gızım da Kıbrıslı’nın hoşgörüsü ve sevecenliğinin verdiği positif enerji ile inşallah 1500 feet yüksekten uçacak. Ama dikkat etsin egosu yükselip ozon tabakasını delerse o yükseklikten düşmek insana iyi gelmez diyor.

 

ss5.png

 

ss5-001.png

 

FIKRA

ss5-002.png

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler