• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Lefkoşa 23 °C
  • Mağusa 23 °C
  • Girne 22 °C
  • Güzelyurt 23 °C
  • İskele 23 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'
Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sn. Tufan Erhürman hayat pahalılığı ödeneğine vurulan nacak nedeniyle yontulmasının yanlış olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu belirttiniz.   Anayasa Mahkemesi’nin Hayat Pahalılığı ile ilgili kararının Resmi Gazete’de yayımlandıktan ve hükümetin bilgisine getirildikten sonra yasa gücündeki kararnamenin uygulanmasına devam edilmesi hukuka aykırıdır dediniz. Sn. Erhürman, aman bu sözleri siz, siz olun söylememiş olun. Alekko ile Caher hükümetinden bazı işkembeden sallama uzmanları, Sizin hukuk uzmanı olmanıza bakmaz, yarın sizi hukuk cahili ilan eder. Sonra ma Tufan hoca bu işten ne anlar da konuşur diyebilir. Hacı amca, ateşli konuşmalar yaparak neredeyse KKTC’deki tüm ormanları yakarak iktidara gelenlerin ateşi, iktidara gelince söndü. Kül olmuş ateş sallamalar ile tekrar yanar mı? Halkın tertemiz su gibi çağlayan hayalleri vardı. Yaptıkları ile buza döndürdüler. Buz tutmuş su akar mı? Ciğercinin kedisi gibi ciğerciden tekme yemelerine karşın camdaki ciğere bakarak miyavlamaları sonrasında gönülleri kırılar. Kırılan gönül, kırana bir daha dönüp bakarmı diyor

**

Sn. Turkcell yetkilileri, sizin Lifecell’den evime bağlattığım internet, aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın modunda döndürek gibi dönerken, hadde artık bir sayfacık olsun aç, yeter artık açıl be gardaş ricama, acele etme, patladın mı? şimdi senin ile uğraşamam diyor. Sizin kurumdaki çalışanlara, be arkadaşlar bize, size tavşan hızında internet sunuyoruz dediniz. Ancak biz kaplumbağaya bile razı olurken, kaplumbağanın hızına bile erişememenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz dedik. Demesine dedik ama bakarız demelerine karşın, biz gelecekleri yola andilla koyarak bakarken, ufukta siluetlerini bile göremedik. Sinir ve öfkenin kıyısında dolaşmaktan usandık. İptal ediverin de öfke ve sinirimiz cümlenin sonuna noktayı koyuversin.

**

Sn. Emrullah Turanlı, Ercan Havaalanında, park yeriydi, biletlerdeki yüzdelikti, free shoptu derken, parayı cukka ediyorsun. Ancak iş vergi, aldığın KDV’leri devlete ödemeye gelince, cep delik cepken delik diyerek yıllardır gözyaşlarından oluşan derenin gürül gürül akışını seyrediyoruz. Aylardır şirketinizin KDV, ve kurumlar vergisi olmak üzere gecikme zammı ile birlikte, Maliyeye, yaklaşık 52 milyon TL borcunun bulunduğu ve bu nedenle haciz çıkartıldığı açıklandı. Sn. Turanlı, ekmek kadayıfını mideye indirmeni anladık. Üzerine dondurma koyarak onu da lopurdatmanı da anlayışla karşıladık. Ama mavro yerimo galsın, dondurmanın üzerine fıstık ezmesi serpiştirin demenizi müsaade edin anlayış ile karşılamamızı da artık istemeyin. Hacı amca, elbisesi kirli olandan değil, düşüncesi kirli olandan korkun dedi. Acaba ne demek istedi dersiniz?

**

Sn. Özdemir Kalkanlı, kim ne derse desin. Kim kamuda dürüst adam kalmadı kamu paslı tekerleke döndü ve tekerlek dönmüyor desin ben onun bu sözlerine eyvallah demem. Çünkü kamuda, harama el uzatmayan, Devletin alacaklarına göz yumanlara eyvallah etmeyip,  T&T Havalimanı İşletmeciliği İnşaat Sanayi Ticareti Şirketi Limited gibi yandan çark ederek kaçmaya çalışanlara Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu gösterttin.  Senin ve hakkını yemeyelim, bakan Olgun Amcaoğlu gibiler oldukça, kamunun tekeri belki yavaş, ama sayenizde döner. T&T’ye Halep ordaysa arşın buradadır. Ve ölçüp tartarken defolu malları ayıklarız, sen beni kaybetmeyi göze aldıysan, ben seni silmekten şeref duyarım imasında bulunmanız,  büyük sempati topladı.

**

Sn. Orhan Kürşad paylaşımında, Erdemli Belediyesinin, Rauf Raif Denktaş’ın ismini verdiği bir sokağa asılacak tabelaya ismi yanlış yazmasından dolayı yapılan eleştirilere tepki gösterdin.  Paylaşımında, ismini bilmezsiniz söylemleri biraz demogoji oldu. Bir toplumdan devlet yaratan, halen sağcısı-solcusu şahsına büyük saygı duyulan, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın ismini uygun bir yere vermişler. Neredeyse 10 yıldır anıt mezarını yapamadığımız, memleketin önemli yerlerine ismini veremediğimiz gibi yapmadılar dedin. Sevgili Orhan, mesele ismin yanlış yazılması meselesi değil. Senin de belirttiğin gibi bir liderin isminin yanlış yazılığını görüp, düzeltilmemesi ve yanlışın fark edilmemesi meselesidir. Doğrudur, mesele, anıt mezarı otlar kaplarken. Oradaki tuvaletlere pislikten girilmezken ve en önemlisi ismine saygı gösterilip caddelere verilmediği fark edilmezken, ismin de fark edilmemesi meselesidir.

**

Sn. Suat Yeldener Apolete bir yıldızcık daha ilave edilerek, Başbakanlık Müsteşarlığının yanısıra, E-Devlet projesi başkanlığına da getirildiniz.  Vallahi verilen rütbede apolete konan bir yıldız mı? Yoksa kol üzerine konan onbaşı ve çavuşluğu simgeleyen V şeklindeki bir çardellicik mi olduğunu bilmiyorum.  E-Devlet projesi çerçevesinde daha hızlı ve etkin çalışmalar yapılması amacıyla oluşturulan yeni kurulda uygun görülmeniz ve “Erkut Çulluoğlu, Sercan Tekkan, Abbas Karayel, Mehmet Aksoy, Deniz Tatar ve Kemal Özçınar” ile görev yapacak olmanız güzelde e-devlet ile bilgilerin ülkede değil ülke dışında toparlanacak olması sanırım güzel değil. Sn. Yeldener, siyasi hayat ayni hayatımız gibi bir masal gibi başlar. Yaşlandıkça roman, anlattıkça fıkra, sonuçta hikaye olur. Aman e-devlet de hikayeye dönüşmesin.

**

Sn. Olgun Ayalı düzgün ve harama el uzatmayan bir polis memuru olarak, poliste yaşanan bazı nahoş hadiselerin seni üzdüğünü, hatta üzmekten öte kahrettiğini tahmin edenlerdenim. Yaşananlar sonrasında boynum bükük, başım önde, insanların yüzüne utanç duygusu içinde bakmak istemiyorum demeni yürekten kutluyorum. Biri yapar binlercesi çeker lafı artık demode oldu ve güncelliğini yitirdi. Şeriatın kestiği parmak acımaz güncelliğini koruyor. Polisin prestijini, güvenirliğini, kariyerini ve ismini kirleteni kapının önüne koyacaksın. Balık baştan kokar dedikten sonra tuzda koktu lafının dillere dolanması istenmezse tuzu a balığın başını da o kokudan arındıracaksın. Sevgili Olgun,  Ömer Hayyam, seni arkandan vurana kızma. Ona güvenen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan da yine sensin demişti. Truva atları ile Brütüsleri temizlemezseniz işiniz iş, yolunuz yokuş gardaş.

**

Sn. Güven Bengihan, geçtiğimiz akşam, KTAMS olarak ilgililerin ve yetkililerin, cezaevindeki eksikliklere dikkatini çekmek için uyarı grevi yaptınız. Angarya çalıştırmak suçtur derken, açıklamanızda uyarı grevinin, eksikliklerin dikkate alınmaması sonrasında, süresize dönüşeceğine ve akabinde her türlü mücadelenin verileceğine vurgu yaptınız. Başkan, bir kadına kıyafetinden çok hanımefendilik. Bir erkeğe, elinin sertliğinden çok, ailesine ve insanlara gönlünde beslediği sevgi ile mertlik. Bir siyasiye de umursamazlıktan çok ülke çalışanının yanısıra, bir hatadan dolayı istemeden cezaevine düşenlere yaratacağı yaşanabilir daha kaliteli ortam. Sendikalara da nemelazımdan çok, KTAMS ve bazı duyarlı sendikaların yaptığı gibi hataların düzeltilmesi için daha çok çalışma yakışır 

**

Sn. Şükrü Şemmedi, hakkınızda yapılan iddialar doğruysa,  Mağusa Türk Gücü Kulübünün eski başkanı olmanız ve Şemmedi gibi ülkeye mal olmuş, ismini güreş sporu literatürüne altın harflerle yazdırmış birisinin oğlu olarak size hiç yakışmadı. Mağusa’lı, O.C isimli şahıstan, seni küçük mafya gruplarından koruyacağım diyerek, 100 bin Stg. Para istemeniz inanın, insanlar arasında hiç hoş karşılanmadı.  Ayşaba, inşallah Şükrü ovlucuğum için  ortaya atılan bu iddia bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanmıştır. Aksi takdirde hem MTG, hemde Şemmedi isimlerine, karizma açısından yazık olur dedi. Şükrü gardaş,  insanı, insan yapan yakışıklılığı veya güzelliği değil. Karakteri ve kişiliğidir. Unutma

**

Sn. KKTC Avcılık Federasyonu yetkilileri, Merkezi Av Komisyonu toplantısında İkinci İnce Av’da avlanılacak bölgelerle ilgili alınan kararın, Bakanlar Kurulu’na sunulmasını, çünkü, av bölgeleriyle ilgili Bakanlar Kurulu’na sunulan önerinin, Merkezi Av Komisyonu toplantısında av bölgeleriyle ilgili alınan karar olmadığını başka bir öneri sunulduğunu belirttiniz. Bu durumu kınamak için de İçişleri Bakanlığına siyah çelenk koyacağınızı dile getirdiniz. Sn. Yetkililer, ıslanmışın yağmurdan korkusu olmazki. Buralara endek göndek yapılan işler sonrasında, yapanın yüzüne tükürürsünüz adam döner ohhh bu sıcakta yağmur yağdı serinledim der. Hüsamettin amca, vallahi ben, sahte insanları, bazı sahte siyasilerin davranışlarını görünce kaliteli yalnızlığı tercih ediyorum dedi. Ne dersiniz?

 **

Sn. Gülşah Sanver Manavoğlu, yine bayramlık ağzını açıp, bazı yerlere fırçayı bastığınızı gözlemledim. İnanın iyi yaptığınızı da söylemek durumundayım. Sizin gibi hınk, mınk ama durun filanı incitmeyelim. Bakın sonra anamız ne der söylemlerinin aksine dobra dobra konuşan milletvekillerine büyük saygı beslerim. Kendi kendimizi yönetelim lafının altını dolduralım. Türkiye Ada’daki sıkıntılar nedeni ile maddi problemlere daha fazla önem vermeli. 750 milyon yeterli değil esas ihtiyaç giderilmeli ve hibe protokole dahil edilmemeli protokolden ayrılmalı sözlerinizi, enim benim milletvekili dile getiremez. Gülşah Hanım, sizi birileri asarsa boğaz veya elinizden değil dilinizden asacak. Ayşaba, su şayet konuşmuş olsaydı, birilerinin elleri yerine kalbini yıka derdi. Ama eminim Gülşah gızıma, senin elin için de, doğru dürüst konuşan dilin için de temiz ve duru oldukları için yıka demezdi diyor.

**

Sn. Ali Alioğlu, Güzelyurt bölgesindeki 19 adet su kuyusunun borcundan dolayı elektriğinin kesilmesi sonrasında ağaçların, susuz kaldığını dile getirerek, narenciye üreticilerinin isyanları oynadığını dile getirdin. Ayrıca  Üreticilerin elektrik faturalarını günü gününe Güzelyurt Kaymakamlığı’na ödemesine rağmen geçmişten gelen 14 milyon TL’lik elektrik borcunun faizinin bile ödenemediğini söyleyerek bu konuda Güzelyurt kaymakamlığını suçladın. Ve bizi sokağa dökmesinler dedin. Başkan, bence siz çok iyi davranarak, siyasileri mokunun üstünde yarı yolda değil, makamlarının yüzü suyu hürmetine hak ettikleri sandığınız yerde bıraktınız. Tabi bunu anlarlarsa.

***

gf-003.pnggf1.pnggf3.png

YAMYAMLAR

 KKTC Meslisinde  5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:

 - "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin Meclisin kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. İki hafta sonra müdürleri gelir:

 - "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız üst kattaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:

 - "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:

 - "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.

 - "Ulan aptal! Biz 4 haftadır önce bakanlardan birkaçını. Sonra 3-5 tane Milletvekilini. Daha sonra bazı müdürleri, üst düzey bürokratları, ve bazı meclis amirlerini  yiyip duruyoruz. Kimse de boş gezenin boş kalfalarının ortada olmadığının farkına varmadı. Nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yoktu. Bakanları, Milletvekilleri yememiz anlaşılmadı ama senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" Ortalık allem gallem oldu. Karıştı be akılsız. Diğerlerinin farkında değillerdi. onları boş ver. Fakat temizlikçi kızın kaybolduğunu millete nasıl izah edeceğiz.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler