• BIST 9079.97
  • Altın 2323.531
  • Dolar 32.3714
  • Euro 34.8891
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 16 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sahibine mesajlar

Sn. Kudret Özersay, sosyal medyadaki video paylaşımlarınızda, sesimizi dünyaya çok daha iyi bir şekilde duyurabileceğimize inanıyorum, bunun için adayım dediğinizi gözlemledik. Vallahi son zamanlardaki çıkışınız ile bunun doğruluğunu da gözler önüne serdiniz. Bir süre önce freefeel ve birinci vitezde giderken, maşallah vitezleri 3-4 derken 6’ncı viteze çıkarttınız. Bazılarının ‘Beyaz Atlı’ prensinin, atı sakatlandığı ve topalladığı için yolda teklemeye başlarken, sizin beyaz renkli Cadilac maşallah yokuşları bile 6’ncı vites ile çıkmaya başladı.

**

Sn. Menteş Gündüz, katılmış olduğunuz bir programda yapmış olduğunuz açıklamada, yapılacak olan seçimin sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını, bu seçimde Kıbrıs Türk halkının geleceğinin söz konusu olduğunu kaydettiniz. Maraş ile ilgili olarak muhalefetin bize bir gün önceden bilgi verildi diye şikayet ettiğini dile getirdiniz. Amerika’ya mı gidiyorlar?  Diye de sordunuz. Sn. Gündüz, yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin olmadığını söylerken, sanırım Muhtarlık seçimi olduğunu söylemeye çalıştınız. Malum Meclis-i MEbusan’da otur denilince oturan, kalk denilince kalkan emir erlerimiz var. Eh hal böyle olunca da yapacağımız seçim, Muhtarlık seçimi ile onun azalarını seçmekten öteye gitmez sanırım. 

**

Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, Maraş ile ilgili yapılan yuvarlak masa toplantısının, açma kararı içermediğine işaret ettiniz. Kıbrıs Türk tarafının artık bekleyecek bir şeyi olmadığını ifade ederek, 1984’te alınan kararda yasal sahiplerine iade kararı olduğunu, 281 kişinin de başvuru yaparak, 87’sinin tazminat, diğerlerinin iade talebinde bulunduğunu açıkladınız. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun sulh protokolü imzalaması halinde ihtilaf konusu yapılacak bir şey kalmayacağını belirterek, bu adımların uluslararası hukuka uygun olduğunu vurguladınız ve ilk adım olarak Maraş’ın askeri bölge statüsünden çıkarılması gerektiğini söylediniz. Yapmış olduğunuz açıklamanın altına imzamızın yanısıramühürümüzü de basarız. Ancak bu toplantılara görüşmeci sıfatı olan Cumhurbaşkanının da katılması gerektiğine vurgu yaparız. Sn. Hasipoğlu, birilerinin sırtını sıvazlayarak diğerine saldırmayı yeğleyenler, açtıkları yara için tuzluğu kapıp geliyor. Bu bölgede karar üretilip, cezada kesilecekse, birileri savcının da, hakimin de bizler olduğunu artık öğrenmelidir. 

**

Sn. Cemal Erdoğan, Esentepe Belediyesi çalışanlarını, aylarca ödemedin. Üstüne üstlük, ağzını açanı da tehdit ettin. Esentepe bölgesini babanın çiftliği zannederek, sahilini tarumar etmeye kalkıştın. Canlılara yönelik içinde sevgi olmadığı için kaplumbağa yumurtalarını da iş araçların ile girdiğin sahilde kırdıın viran eyledin. Meyhane kabadayısı gibi şoförünü tokatladın. Hatçe Teyze sen neymişsin be Cemal demekten kendini alamadı. Vallahi köpeksiz sandığın köyde değneksiz dolaşmayı kendine adet edindin. Hacı amca başkanmı? Yoksa mahallenin kabadayısı mı anlamadık diyor. Hükümetin sessiz kaldığını ve seni unuttuklarını sanma. Ve bana birşey yapamazlar düşüncesi ile şimdi gülerken, yarın kaybettiklerini ağlayarak geri kazanamayacağını sakın unutma.

**

Sn. Lale Bicim,  Sosyal medyadaki paylaşımında, hazırız ve geliyoruz. İçinizde biraz sorumluluk duygusu varsa mevcut düzenden rahatsız ve yürütülebilir bir sistem olmadığını düşünüyorsan, bu ülke için çocuklarının geleceği için adalet için umut için Deterjanını al da gel. El birliği ile temizleyelim demiştin. Yüreksizlerin, gıccacığın sözleşmesinin uzatılmasını, oğlancığın işe girmesi için kapı yalayanlar ile grasso ve yağdanlık takımının dışında kalan bir avuç yürekli insan, ellerinde deterjan ve süpürgeleri ile Meclisin önünü temizledi. Sıra meclisin içini temizlemeye geldi. Kısmetse bu erken seçimde o da yapılacak. İnsanlarımız artık kar tanelerinin bir birine zarar vermeden yol alma becerisini görüp öğrendiler. Ve kar taneleri gibi birlikte yol almasını öğrendiler. Efendiler bugüne kadar çayı içti. Ama bu kıvılcımın yangına dönüşmesi nedeniyle inan dereyi içemeyecekler. Çaydan sonra dereyi içemeyecekleri için gururları kırılırsa merak etmesinler alçıya alırız olur biter.

**

Sn. Mehmet Özkardaşyalakalıkta sınırın tanınmadığı, dinin siyasallaştırarak cehaletin tavan yaptığı ve tek adama şartsız biatın olduğu bir ülkede kimse hak hukuk, adalet, demokrasi, özgürlük aramasın. Çocukları askere gitmeyen şahıs, Reyiz, Suriye'deki durumu kastederek,gerekirse ölmeyi göze aldık dedi. Oysa ki, Suriye'de ölmeye Mehmetçik yerine, Türkiye de ki asalak Suriyelilerle, "kefenimizle çıktık biz bu yola " diyerek kefen giyip reyize poz veren yalakaları gönderse çok daha iyi olacak dedin. Da Suriye’liler gönderilirse, bu defa nargileyi keyfile kimler tüttürecek. Heray kimin cebine havadan para akıtılacak. Sonra sayıları 4 milyona ulaşan Suriyelilerin oyu kime akacak dersin Başkan. Yapma, eyleme sandıkları viran eyleme. Bak Ayşaba, bu dünyada koltukta kalmanın tek mantıklı yolu, kural tanımamaktır. Kurulu düzeni alt üst ettiğinde her şey bir anda kaosa sürüklenir. Birileri de o kaosun elçisidir. O Kaos adildir diyor dedi.

**

Sn. SerdinçMaypa, Yol Yoksa Seyrüseferde yok kıvılcımı giderek orman yangınına dönüşüyor. Terminal önünde başlattığınız ilk eylemden sonra, Dereboyundaki eylem hükümet yetkililerini şoka sokmuştu. Ardından dün gerçekleştirdiğiniz eylemde deterjan ile Meclisin önünü temizlemeniz, siyasilerimize ‘Hazır olun’ yolcudur abbas bağlasan durmaz mesajı niteliğindeydi. Sevgili Serdinç, bir ülkede namuslular, namusuzlar kadar cesur olmazsa o ülke batar. Bir avuçtunuz. Bu kıvılcım ateş olmadan biter diyenler, kıvılcımın orman yangınına dönüştüğünü, o bir avucun büyük kitle oluşturduğunu gördüler. Fikri’ler, Serdinç’ler Ali’ler, Fransızların ‘Sarı Yelekliler’ gibi vurdukları yerden ses getirmeye başladı. Dünkü eylem, siyasilere klavyedeki boşluk tuşu gibisiniz. Çok yer kaplıyorsunuz ama boşsunuz mesajı niteliğindeydi.

**

Sn. Doğuş Derya, Mecliste yaptığınız konuşmada insanlara iskeleti kalmış binaları kullanın’ denildiğini ancak bu binaların tamiri için fonu nerden bulacaklarının söylenmediğini belirttiniz. Ayrıca ‘Yuvarlak Masa’ toplantısına,  BM’nin muhatap aldığı Cumhurbaşkanı’nın davet edilmemesinin de büyük ayıp oluğunu söylediniz. Bu toplantının, İdeolojik bir toplantı olduğu salonda atılan sloganlardan da belliydi dediniz. Sevgili Doğuş, hayat üç buçuk ile dört arasınadır. Bazıları ensemizde boza pişirerek, sağladıkları ile dört dörtlük yaşarken, Kıbrıs Türkü olarak besleme ünvanlı bizlerin de vura vura davul ettikleri kafamızın yara bere içerisinde kalması nedeniyle bir yerleri üç buçuk atıyor.

**

Sn. Ali Kişmir yapmış olduğun açıklamada, AKP iktidarını adaleti ayaklar altına almakla suçlayan, Erdoğan’ın diktatör olduğunu defalarca ima eden bu zat, şimdilerde Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı görevinin sorumluluklarını bir kenara bırakarak, resmen sarayın, yani Erdoğan’ın soytarılığını yapmaktadır. Bu Türkiye’deki hukuk ve adalet adına utanç verici bir durumdur. İnanıyoruz ki, ilk fırsatta Türkiye’de ömrünü adalete adamış olan hukukçular bu saray soytarısına gereken cevabı vereceklerdir ve Türkiye Barolar Birliği’ni bu utançtan kurtaracaklardır. Ahlak yoksunu bu soytarının Kıbrıs, Kıbrıslılar ve Kıbrıslı Gazetecilerle ilgili yorum yapması haddine değildir. Ona bu fırsatı veren siyasiler de en az bu saray soytarısı kadar hadsiz ve ahlak yoksunudurlar dedin. Ünlü düşünürler, bugüne kadar en usta hırsızın hayat olduğunu, çünkü sevdiklerini, zamanını hatta seni senden çalanının o olduğunu söylerdi. Meğer onlar yanlış bilirmiş. Bizi bizden çalanın, kimliğimizi, irademizi, özgürlüğümüzü çalanın hayatın kendisi olmadığını görememişler.

 **

Sn. Fikri Maraşali deterjanlı kiri pası temizleme eyleminde yaptığın konuşmada, bu topraklar sahipsiz değildir. Bu topraklarda yaşayan sinsanlar hiç sahipsiz değildir. Hepimiz susturulduk bir şekilde sessiz kaldık. Gençlerimiz göçe zorlandı bu ülkeden,  Buğralar, Ahmetler, Haliller, Fikriler bu ülkeden, bu sistemsizlik yüzünden göç etti, ben göç etmek istemem” dedin. Sevgili Fikri, giden Türk gitsin. Gelen Türk mantığının egemen olduğu, Kıbrıslı Türk giderse yerine on tane gönderirim düşüncesinin hakim olduğu zihniyetler var oldukça sizin deterjan bu kiri pası temizlemekte zorlanacak be abim. Hele hele siz eylemi yapın biz facebook’dan sizi destekleriz diyen bizim Allah Kerim’ciler, çok değil bir müddet sonra Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve indikleri o kuyudan çıkamayacaklarını anlayacaklar.

**

Sn. Fatma Kişmir, arabanız ile seyrederken, polisin sizi durdurduğunu, ona kibarca nasılsınız dediğinizi ve evraklarınızı verdiğinizi söylediniz.  Seyrüseferinizin süresinin 1 aydan biraz fazla geçmiş olduğunu ve polise müsaade edin çıkarayım, bu bir uyarı olsun dediğinizi belirttiniz. Ancak sanki duvara konuşurmuşunuz gibi polisin size yanıt vermeden asık bir surat ile ceza kağıdını uzattığını, halbuki Güney’de çalan telefonunuza işiniz gereği cevap verirken, polisin kibar uyarısı sonrasında neredeyse utancınızdan yerin dibine girdiğinizi dile getirdiniz. Fatma Hanım, lütfen su bardağına bakınız. Bardağın içindeki suyun büyüklüğüne göre karar veriniz. Affedici olmayan ve ölümlere sebep olan yollar için para almaya utanma yerine sırf para toplamak için yollara dökülmelere utanmıyorlar. Ayşaba, kır çiçekleri ile salon çiçekleri arasındaki farkı en çok toprak bilir ve buna en iyi toprak şahitlik eder diyor. 

**

Sn. Uğur Erilen, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Basın Yayın ve Propaganda Sekreteri olarak yapmış olduğunuz açıklamada, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıklamalarını eleştirdiniz. Oktay’ın “TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Türk Maarif Vakfı sıkı iş birliği çerçevesinde çalışacaktır” diyerek hem ülkede eğitimden sorumlu makamları görmezden geldiğini, hem de eğitim anlayışlarının, FETÖ artıklarından oluşturulan tarikat, vakıf ve cemaatlerin elinde olduğunu gösterdiğini savundunuz. Kıbrıs Türkünün kimliğini, kültürünü, geleneklerini dönüştürmeye yönelik Türkiye hükümetleri tarafından uygulanan sistematik politikalarının bu hükümet döneminde daha da tırmanışa geçtiğini ileri sürerek, Hala Sultan İlahiyat Koleji yapımı ve işleyişinde Eğitim Bakanlığı’nın bertaraf edildiğini, öne sürdünüz. Sn. Erilen, bizim Hacı amca, toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler. Semer vurulmasına sessiz kalırsa sonrasında nağmeli anırması da istenir dedi.  Hocam, içi kirli olanın temiz sevaplarına yazık olur. Siz ve sizler gibiler ağaçlara özenirler. Onursuz yaşamaktansa ayakta ölürler. Ama ayni şeyi Meclisi Mebusan’ın içerisindeki bazı kişiler için söyleyemeyeceğim.

****

Günün Fıkrası61908494_2332726350108842_3786724960957890560_n.jpg

Günün Fotosu86970219_3110703859153714_8187754421338243072_n.jpg

Günün Sözü68779683_2386444321594525_6326239308042731520_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler