• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

 

Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, açıklamanızda,önümüzdeki dönemde yapacağımız icraatlarla para akışını sağlayacağız. İmzalanan protokol çerçevesinde 1 milyar 150 milyon TL’lik katkı kamu maliyesine yapılacak ve kamu maliyesinin cari açığı kapatılacak dediniz. Protokollerin geleneksel olarak her yıl imzalandığınıve imzalananbu anlaşmanın kalıcı ve her hükümeti bağlayan bir anlaşma olmadığını sadece bu dönemi kapsayan bir anlaşmadır olduğunu dile getirdiniz. Yerlerde sürünme moduna giren ekonominin nefes almasını sağlamak ve sektörlerin ayağa kalkması için yardım tabi ki şart. Ancak protokol imzalanır imzalanmaz para akışının başlayacağını sananlar zil çalıp göbek dansından figürler sunarken, siz yapılacak icraatlar sonrasında para akışının olacağını söylediniz. Ölme eşeğim ölme arpa buğday çıkacak makamındaki bu eser sonrasında, Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemediğimiz ve içerisinde emredici maddeler bulunan protokol nedeni ile dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olma ihtimalini doğurdu. Vallahi ona da ne tasa nede gam der,tespihimizi çeker,  yolumuza bakar,tespihimizdeki taşlar kadar olamadın deriz. Beleş bağlanılan Wİ Fİ olsanız bile size gönül bağı ile bağlanmayız sözünü de kapak olarak alınlarına dayarız.

**

Sn. Ayşegül Baybars Kadri, bir süre önce İskele – Kalecik güzelim kumsalının üzerine denize neredeyse sıfır 14 katlı ‘Çin Seddi’ yapılacağını size duyurmuştuk. Bu konuda kollar sıvanırken, işinizin başınızdan aşkın olması ve birde koronavirüs belası nedeniyle oralar ile ilgilenmediğinizi gören bazı zatt-ı muhteremlerin de bundan cesaret alarak, o yapılması düşünülen ve girişimde bulunulan binaların yanıbaşına bina dikecekleri söyleniyor. 14 katlı binanın yanına yapılması düşünülen 2 katlı binaların her ne kadar Çin Seddi’nin yanında cüce kalacağı öne sürülsede millet denize girmek için sanırım sıçan deliği kadar bile yer bulamayacak. Bir hukukçu olarak Anayasanın, bir defadan birşey olmaz diyenlerin, taciz ede ede kevgire döndürdüğü Anayasanın düştüğü duruma bakan Adalet abla, sinirden o iş öyle değil böyle yapılır diyerek kapısının önüne iskemle koyarak müşteri beklemeye başladı deniliyor. Ayşaba, Ayşegül gızım, Adalet ablanın anasını ağlatanlara bakıp geride vokal yapan eski bakan, ama görmeyenler gibi değildir. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır dedi. Sn. Baybars, devletleri baki kılan adaletle yönetilmeleridir. Adaletin olmadığı bir toplum sanırım yok olmaya mahkumdur.

**

Sn. Ali Pilli, hükümet içindeki uyumsuzluk sorununun giderek büyüdüğü ve yapılan açıklamalara ortaklardan karşı yanıtlar geldiği gözlemleniyor. Koalisyon hükümetinin ortağı HP’nin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, Ada’ya gelecek öğrencilerin, karantina süresince paralarını ödeyecekler açıklamasına karşın yaptığınız açıklamada, böyle bir karar yok. Öğrencilerin parasını alamayız diyerek Kudret Özersay’ı yalanladınız. Bu durumu fırsat bilenlerde, hedef konumuna soktuğunuz ortağınıza salvo atışlara başladı.Bunun hesabı sorulmalı ve bakanlar kurulu sözcülüğü elinden alınmalı goygoyculuğu başladı. Rahmetli babam hep, Allah’ım sen beni dostlarımdan koru, ben düşmanlarımın hakkından gelirim derdi. Sn. Pilli, zor döneme başarılı işler ile imza atanlardansınız. Ancak içi boş olmasına karşın yükü ağır olacak olan bu sözleri sarf etmekten sakının.  Çünkü insanımızın birçoğunda Simetri hastalığı var. Ne kadar başarılı olursanız olun, böylesi yamuk sözlere tahammül edemiyor.

**

Sn. Hüseyin Angolemli Meclis kürsüsünden yaptığın konuşmada, Türkiye ile ekonomik ilişkilerin en başında, sağlıklı kurulmadığını söylediniz. Ve imzalanan bütün paketlerde emredici maddeler olduğunu bunun da nedeninin güvensizlik olduğunu dile getirdiniz. Türkiye ile ilişkiler duygusal şekilde olmamalıdır. Ve ilişkiler saygıya dayanmalı, ast üst ya da sevgi durumlarına girilmemelidir ifadesinde bulundunuz. Hüseyin abiciğim, rahmetli babam, dizginleri bir defa elinden kaçırırsan saygı yerlerde sürünür, sevgi de Selimiye önünde mendil açar derdi.  Siyaset turşu suyu gibidir. İçmesini bilmeyenlerin midesi bulanır, içmeyenin ise ağzı sulanır. Ne diyeyim? İçmesini bilmeyenlerin midesi bulanınca içinde ne varsa üzerimize boca etti.

 **

Sn. Kemal Atakan, Balıkçılar Birliği başkanı olarak, Gırgır teknelerinin KKTC karasularında balık avlaması ile ilgili açıklamanızı ilgi ile dinledik. Gırgır teknelerinin KKTC karasularına fırtına nedeniyle girdiğini, orkinos balığı ile dolu kafeslerini fırtına nedeniyle denize bıraktıklarını belirttiniz.  Haaa birde balık avlamanın belli tarihlerde yasak olduğunu dile getirerek, 12 mil sınırımız var.Bu sınır içerisinde avlananlar sahil güvenlik tarafından yakalanıyor. Eskiden bir Mısır ve Suriye gemisi yakalanmış ve ceza kesildi ifadesinde bulundunuz.  Hacı amca, Kemal ovlucuğum, mavro yerimo kalsın bu fırtınanın hep ayni tarihlerde meydana gelmesi tesadüf olup olmadığını bize anlatsın. Avlanmak yasaksa,neden Gırgır teknelerinin hep bu tarihlerde avlandıkları her sene bu mevsimlerde çıkan fırtınayı bilmelerine karşındenize açıldıkları durumunu da söylesin. Hadde havuzu anladık da denizdeki ağların neyin nesi olduğunu da bize söylesin. Mısır ve Suriye gırgır tekneleri dışında Türkiye gırgır tekneleri neden yakalanmıyor? Yoksa fırtına nedeniyle toz mu oluyorlar dedi. Sn. Atakan, birilerine şirin gözükmek için yağ ve grasoyu bol kullananlar dikiş tutmaz yaramız, yanlışı bile bile savunanlar ve bunda ısrar edenlerde tövbe tutmaz günahlarımızdır.

**

Sn. Selma Eylem,  UBP- HP hükümetinin kamu görevlilerine İngilizce dil eğitimi veren merkezi kapatma girişimlerinin kabul edilebilir olmadığını dile getirdiniz. Kamu görevlileri için yabancı dil eğitimine sahip olunmasının önemi tartışılmazdır derken, bunu baltalama girişimi anlaşılır değildir dediniz. Bir yandan kamuda verimlilik, nitelikten bahsedenler diğer yandan da kamunun iyi neyi varsa ortadan kaldırmaktadır ifadede bulunarak, bu durum hükümet edenlerin mantığını ve vizyonunu bir kez daha ortaya koymaktadır dediniz. Selma Hocanım, sizin nitelikli ve verimli kamu, Mişli zaman diliminde kaldı. Ve o nitelikli verimli kamu OUT olurken yerini, dinsel kültür ile bilime aykırı kurumlar IN oldu. Bazı siyasetçilerimiz fotoğraf gibidir. Ne kadar büyültürsen, görüntüdeki kalite o kadar düşer. Düşmeyi bırakın yerlerde sürünür.  Bunlar yaramızı gördükçe tuzluğu kapıp başımıza dikiliyor.

**

Sn. İrfan Günsel,  koronavirüs nedeniyle dibe vuran ekonomi insanımızın alım gücünü düşürdü. Böylesi günlerde, okul harçlarına okkalı zam yapan Levent Kolej ve ona bağlı okullara küfürlü hicaz faslından beste, santurlu küfür faslından güfte yapılıyor. Levent Koleji ve ona  bağlı okullara,yapılan okul harçlarının aksine, Yakın Doğu Okul Öncesi, Yakın Doğu İlkokulu, Yakın Doğu Koleji ve Yakın Doğu Üniversitesi, yeni eğitim döneminde eğitim ve yurt ücretlerinde artış yapmayacağınızı açıkladınız.Ve velilerin yüreğine su serptiniz.Sn. Günsel, insanların geçimini zor sağladığı bu günlerde mutfağa dadanan fındık fareleri gibi insanların cebine kamp kuran kötüler, kazandıkları ile cehennemlik olduklarını bilmelerine karşın, cennetlik olduğunu sanıyor. Ancak kendi cebi yerine insanların cebini düşünerek ben değil biz diyen sizin gibi iyiler de belki üç-beş kuruş daha az kazanıyorlar. Ama inanın cenneti hak ediyor. Kötüler gülüyorum sanırken, iyilerin ağlarken gözyaşı biriktirip cennete girdiklerini de unutmamaları gerekir.

**

Sn. Hasan Sadıkoğlu, İskele - Kalecik bölgesindeki deniz sahilindeki kumsal üzerine 14 katlı bina yapmak için birilerinin kolları sıvadığı söyleniyor. 14 katlı dört bina için girişim başlatıldığı öne sürülürken, tarla nitelikli araziye geçişi sağlayacak yolun da olmadığı söyleniyor. Arsa niteliği taşımayan ve tapuda tarla olarak geçen araziye yol açmak için İskele belediyesinin arazisinden yol izni ile dere yatağı üzerine köprü yapılmasının isteneceğine vurgu yapılıyor. Kalecik bölgesine yatırım yapılması güzel de güzelim kumsalın üzerine bina yapılması sanırım hoş değil. Hoş olmayan bu duruma biz Lefkoşa’dan andilla koyarak bakarken, başkan olarak sizin nasıl baktığınızı doğrusu merak ediyoruz. Kara, kapkara gözlükler görmenizi engelliyorsa, çıkartmanız konusunda öneri yapmamız şart oldu. Bazı sözde yatırımcıların kum üstüne ‘Çin Setti’ yapmaları ile ilgili istihdam, ülkeyi kalkındırma gibi duygusal sözleri, olmayan şarkı gibidir.Ağızdan dökülen sözlere eşlik eden melodi yürekleri hoş yapıyor.Fakat yaşananlara şahitlik eden gözbaşka frekanstan yayın yapıyor.

**

Sn. Fikri Ataoğlu, DP Genel Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, hükümetin pusulasının şaşmış durumda olduğunu kaydettiniz. Hayata geçirilmeye çalışılan kararlar sonrasında da  ““Üniversiteler batacak”” derken, turizmin hangi koşullarla gerçekleştirildiğinden habersiz bir Hükümet olduğunu ve turizm ile hiç ilgilenilmediğini belirttiniz. Fikri Başkan, hükümet ortaklarının düşman kardeşler olduğu ve Brütüs’ü hayata geçirmek için fırsat kolladıkları çok bilinmeyenli bir denklem değil. Bazı kararlarda bir bakanın diğer bakanı yalanladığı ve boşanma aşamasındaki çiftler gibi uyumsuzluk yaşadığı da doğrudur. Ama Turizm Bakanı,  turizmin yeniden ayağa kalkması için bir yerlerini yırtıp başına geçirdiği de bir gerçektir. Sn. Ataoğlu, ben pencereye baktığımda camdaki kiri, pencereden baktığım zaman bahçedeki yabani otlar ile yarattığı pisliği görürüm. Ama bu arada bahçenin bozulmayan ve güzellik yansıtan köşesine de göz atarım.

**

Sn. Cengiz Lionstone, sosyal medyadaki paylaşımında, YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu’nun, kendisine hakaret eden 68 kişiye dava açtığını dile getirdiniz. Ve öğrencilerin karantina süresince kendi masraflarını ödemesi gerekir kararı sonrasında, biz bizlere hakaret eden sözde ögrenci bozuntularına bir hakaret davası açmayacakmıyız? Veya ağıza bile alinmaycak hakaret edenler, adaya girişte tutuklanmayacak mı diye sordun. Sevgili Cengiz, kendi kendini ‘Maraba’ konumuna sokanların, Ağa olarak gördüklerine hesap sorması nerede görüldü. Bu Marablar ancak Ağa’nın elini öper ama hesap soramaz. Siyasetçi vardır oy hesabı yaparak zamanı kendi hesabına yontar, siyasetçi vardır bir ömür boyu zaman onu yontar. Zamanı gelince elimizde yontma makinesi, zamanını dolduranları pandoranın kutusunda bizde yontacağız. Yontamazsak kıyma makinesinde kıyacağız.

**

Sn. Turgay Hilmi, mesajınızdadevlet memurunun, birinci işi memurluk olmasına karşın, yasaya ve yasağa rağmen ikinci iş yaptığını, yapmış olduğu ikinci işten para kazandığını söylediniz.Devlet memuru olmayıp da sadece birinci işi olanlara da, devletin maaş veya tazminat ödemesi gerekmez mi diye sordunuz, Turgay Hocam, KKTC Bol Kepçe Lokantasında, çukur tabağını bodoslama dolduranlar ‘Makbul’ özel sektörde çalışıp kıt kanaat geçinenlerde ‘Maktül’dür. KKTC’de Judy Family olarak bilinen, 3 maymunlar var. Judir Kıbrıs Türkü ile ayni dili konuşmayandır. Juder yaşananlara kulaklarını tıkayıp duymayandır. Judün de görmezden gelendir. Judy Family ailesine eğilde gulle geçsin 4’ncü maymunu Judyat dahil oldu. Bu nedenle 4 maymunlar görmez, duymaz, konuşmaz. Zamanı gelince güllenin geçmesi için eğilmeyi marifet sayarlar.

**

Sn. Ali Riza Altay, sosyal medyadaki paylaşımında, biz Kıbrıslıların en büyük sorunun konuşmamak olduğunu, ve başka bir değişle üzerimize örtülen korku çarşafını kaldırıp atamamanın sıkıntısından ve yıllarca oluşturulan korku algısından kurtulamadığımızı dile getirdin. Bunun 40 bedene 32 beden gömlek giydirmeye çalışmaya benzediğini, zorla giydirilen gömleğin, önce dikişten çatlayacağını sonrada yırtılacağını belirttin.  Ve uyan Kıbrıslı kardeşim, zaten gömlek yırtıla yırtıla çıplak kaldığımız gün gibi ortada değil mi dedin. Ali Riza hocam, aynı nehirde iki kere yıkanılmayacağını bile bile biz 50 defadır yıkanıyoruz. Ve her yıkandığımızda da boğulma tehlikesi geçirmemize rağmen bildik durumdan vazgeçmiyoruz. Sürekli olarak biz Tanzimat Mahallesinde hisar üstünde büyüdük. Tek pirili için gözyaşlarıdöktük.Neron Roma’yı yakmış. Biz o pirili için dünyayı yakarız dememize karşın, ölümüzün koca körü, bir dönümlük kuru ot yığını ile dolu tarlayı bile yakamadık.

***

Günün Fıkrası

82299733_2586954328211021_5145971832561598464_n.jpgGünün Sözü68510615_530936447679063_5391123965907304448_n.jpg

Günün Fotosu82647092_600714973875689_858968745958178816_n.jpg101095299_720103635416008_5197160343717019648_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler