Sn. Mustafa Akıncı, sosyal medya hesabınızdan yapmış olduğunuz açıklamada, Berlin’de, geçen yıl, Kasım ayında gerçekleşen üçlü zirvede ortaya çıkan sonuç sonrasında, Ekim’deki seçimin bitişi ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in alacağı inisiyatifle, gayrı resmi beşli konferansın toplanması yönünde çaba harcayacağım dediniz. Halkımızda, benim etrafımda büyük bir kenetlenme görüyorum. Anketler de aslında bunu gösteriyor. Ancak bu duyguyu çok güçlü bir şekilde asıl, halkın arasında ve sokakta hissediyorum ifadesinde bulundunuz. Bir başka deyişle, be arkadaşlar halk beni kalplerinin en müstesna yeri olan sevgi bölgesinin kapsama alanına yerleştirdi. Bazılarının, arandığı zaman kapsama alanı dışındadır. Şuanda ulaşılamıyor denilmesinin aksine, ben halkın kalplerinin en güzel bölgesindeki kapsama alanından çıkmıyorum imasında bulundunuz. Hatçe Teyze, çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar. Mustafa ovluzuğum çanağına sevgi doğradığı için kaşığında da o çıkıyor dedi.
**
Sn. Ersin Tatar, beklendiği gibi, UBP eski Genel Başkanı, eski Başbakan, Lefkoşa milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün milletvekilliğinden istifasını kabul etmeyeceğinizi ve Meclis’te ret oyu kullanacağınızı açıkladınız. Minik Kuşlar DP ve YDP’nin de sizin gibi red oyu kullanacağını söylüyor. Özgürgün, Genel Başkanlığımızı yapmış, ülkemize, Bakan, Başbakan olarak hizmet vermiş bir milletvekilimizdir hikayesini bir tarafa bırakırsak, bir anlamada seçim sonrasında kurulacak 3’lü koalisyon hükümeti için ihtiyaç duyulan 26 sayısını da böylelikle garantilemiş oldunuz. Özgürgün ile ilgili oylamada, red oyu 25’de, muhalefetin evet oyu da 24’de kalacağı için Özgürgün’ün Milletvekilliği düşmezken, bozulacak ve tekrar kurulacak erken seçim hükümeti, Özgürgün’ün oyu ile 26 ile güven oyu almış olacak. Sonrasında Allah Kerim ver elini erken seçim derken, ama mavro yerimo kalsın. Kerim’in kuyusu da çok derin. İnilecek derin kuyudan, Tatar olarak siz çıkarsınız da, arkanızdan kimin çıkacağı, kimin o kuyuda kalacağı da meçhul.
**
Sn. Cemal Özyiğit, Toplumu Demokrasi Partisi Genel Başkanı olarak, bugünlerde artan pozitif vakalar nedeniyle, yapılması zorunlu hale gelen pandemi hastanesi ile ilgili olarak pandemi hastanesi ne olacak diye sordunuz. 1 Temmuz açılımı başlayan vaka sayılarındaki artmaya sonrasında “Pandemi esas şimdi başlıyor” dediniz.Ve hükümetin doğru tespit ve doğru önlemlerle süreci idare etmek yerine palyatif önlemelerle günü kurtarmaya çalıştığını belirterek tüm toplumun sağlığının riske atıldığını dile getirdiniz. Cemal hocam, seçimi, halkın sağlığının önünde tutanları çok gördük ve çok işittik. Ancak, hepsinin kulaklarımızda sandıktaki son çığlık ve haykırışları kaldı. Bu nedenle eskiden isimlerinin altı çizilenlerin, sanırım bukez isimlerinin üzeri çizilecek.
**
Sn. Tufan Erhürman, geçtiğimiz gün Meclisteki konuşmanızda, Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu’na, son günlerde tam gaz giden Ferari’yi bile sağlayan istihdamların iptal edilip edilmediğini sordunuz. Amcaoğlu ise “öyle bir iptal yoktur” deyince bu kadar ciddiyetsizliği tarih yazmadı dediniz. Tufan hocam, her istihdamın, oy olarak gumgumaya düşeceğini hesaplayanlar var. Seçim yasakları girdi ama bu gumgumanın kapacığı düne kadar kapanmadı. İptal etik denilerek gumgumasının kapağı kapatıldı sanılırken, torpilden yoksun, karnına vurulunca ah arkam diyemeyenlerin bukez gumgumalarının kapağı açıldı. Ve eğer, iş ceza kesmeye kaldıysa, Hakimde Biziz , Savcıda Biziz diyerek, gumgumadan, hem 11 Ekim’de, hemde Ocak’taki erken seçimde dökülecekleri seyredin dediler.
**
Sn. Erhan Arıklı, YDP Genel Başkanı olarak bedelli askerlik ile ilgili alınan kararın, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu dile getirerek, alınan kararı Anayasa Mahkemesine taşıyacağınızı söylediniz. Pandemi döneminde ekonomik sıkıntılar yaşayanlar için alınan kararda bu hakkın yurt dışındakilere tanınmasına karşın yurt içindekilere tanınmamasının haksızlık olduğunu ve eşitlik ilkesine ters düştüğünü belirttiniz. Vallahi bence de çok doğru söylediniz. Et ve bıçağın birilerinin elinde istenildiği gibi şekillendirilmesi, pirzolanın birilerinin önüne, kemik ve yağların diğerinin önüne konulması hiçte dürüstçe bir yaklaşım değil kanaatindeyim. Başkan, iktidarda iktidarsızlık yaşayanlar, akıllarına gelen şeyleri akşamdan kavururlar, sabahta savururlar. Savurdukları şeyler ile halkın anasını ağlatırken, geride play back ve vokal yaparlar.
**
Sn. Nazım Çavuşoğlu, aslında sizin için söylenen ‘Süper Bakan’ söylemi hiçte boş değil. Eğitim Bakanlığındaki ilk döneminizde, eğitim tomofilinin makinesini fazla yağdan mangos etmiştiniz. İçişleri Bakanlığı görevinizde, yaptıklarınız ile ne içimizi nede dışımızı bıraktınız. Tarım Bakanlığındaki göreviniz esnasında, çiftçi ve hayvancının göz yaşları, yaptıklarınızı halen temizleyemedi. Şimdi de Eğitim Bakanlığında, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun seçim yasakları nedeni ile sınav yapamamasını fırsat bilerek, hiçbir hukuksal ve meşru zemin olmamasına karşın, hiçbir duyuru yapmadan, gizlice, kuralsız bir şekilde 200 üzerinde geçici öğretmen istihdam etmeniz ‘Süper Bakanlığınıza’ yakıştı. Binlerce işsiz öğretmen sizin geçmişiniz beste, şeffaf ve dürüst dediğiniz siyasetinizin geleceğine ‘Güfte’ yapıyor. Ayşaba, ma Nazım ovlucuğuma niçin bu kadar ilişirsiniz. Onun bu işlerde suçu yok. Bu kadar okul zamanında yapmamış olsaydı, Nazım ovlucuğum okulsuz Maarifi, çok güzel idare ederdi dedi.
**
Sn. Fazilet Özdenefe, bir hukukçu olarak yapmış olduğunuz açıklamada, polisin, halkın maske takması ve takmayanlara uygulayacağı para cezası ile ilgili yapmış olduğunuz açıklamada, oturun oğlum oturduğunuz yerde. Siz hangi yasa ve yetki ile maske takmayana ceza keseceksiniz imasında bulundunuz. Ülkede sokağa çıkma yasağı yok. Ve olmadığı için polisin maske takmayana ceza kesmesinin yasalara göre söz konusu olamayacağını söylediniz. Ayrıca 1 Haziran itibarıyla sokağa çıkma yasağını Bakanlar Kurulu yenilemedi. Siz işkembe-i kübradan sallama meduna girmeyin demeye getirdiniz. Sn. Özdenefe, çam ağacından ağıl, el çocuğundan oğul, yampuri giden aracın direksiyonunda da, usta sürücüsü olmaz.
**
Sn. Cemil Karzaoğlu, göreve geldiğiniz andan itibaren, eskiden yapılan hataların belaları sizin yakanızdan düşmüyor. Abdalın ata binince bey oldum sandığı, şalgamın aşa girince yağ oldum sandığı gibi, koltuğa oturunca, fasulye gibi bir nimet oldum sananların egolarının umursamazlıklarının getirdiği yangın gibi felaketlerin yıkımını temizlemek sanırım kolay olmasa gerek. Birde bu yıkımı temizlemek ve yeşili yine ülkeye kazandırma uğraşınızın üzerine müdürlüğünüzün yetki olanı içerisinde olan, Yeniboğaziçi kamp alanı önüne sizden izin alınmadan, belediye tarafından konulan zabıta kulübesi, dondurmalı ekmek kadayıfının üzerine sıkılan ekşi gibi oldu. Sn. Karzaoğlu, bu kadar ağır yükü kaldırmak için uğraşırken, o yükün üzerine bir kiloluk taş bile konması sanırım insanın canından bezdirir. Növber Teyze Cemil ovlucuğum gibi delikanlı adam rahat uyumaz ama sevdiklerini rahat uyutur. Bu nedenle devreye girerek orta bir yol bulur dedi.
**
Sn. Asım Vehbi, daha düne kadar, vereceği eğitimler muhteşem olmasına karşın, pek ismi şanı duyulmayan, Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesini (ARUCAD) sihirli değneğin ile dokunduktan sonra atağa kaldırdın. Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar sözünden hareket ile çanağa doğradığınız güzel şeyler, halkın beğenisine sunulmaya başladı. Sanat Fakültesi’nin ilk öğrencilerinin çalışmalarından oluşan bir yaz sergisinin, 12 Ağustos Çarşamba günü 19.00’da Lefkoşa Art Space’te izleyiciyle buluşacağını öğrendik. Sn. Vehbi, Hatçe Teyze, ARUCAD üniversitesinde, birçok üniversitede olduğu gibi nefis helva yapımında kullanılmaya hazır un var. Şeker var. Eee irmikte var. Ancak o helvayı kıvamında yapacak, altını cıvık, üstünü hamur bırakmayacak Asım Vehbi gibi bir usta var dedi.
**
Sn. Şevket Derindağ, poliste son günlerde yaşanan tayinlerden sizin de nasibinizi aldığınızı ve Lefkoşa Polis Müdürlüğü Trafik Şübesi amirliğinden, Polis Genel Müdürlüğüne tayininizin çıktığını öğrendik. Aslında bu tayin sonrasında, Başmüfettişlik rütbeniz değişmedi ama yetki alanınız genişlediği için bir bakıma apolete bir yıldızcık daha koymuş oldunuz. Lefkoşa Trafik müdürlüğündeki göreviniz esnasında, iyi bir aile babası olmanızın getirdiği, başarılı yönetiminiz sonrasında, kazanan Lefkoşa’da ikamet eden insanlardı. Ancak bu tayin sonrasında, ülke genelindeki trafikten sorumlu olacağınız için sanırım kazananlar ülkenin tüm insanları olacak. Sn. Derindağ, karakterin ve başarıların ile daha yükseklere doğru yani zirveye de ulaşacaksın. Ancak her kat ettiğin yolda veya çıktığın basamakta, ardına dönüp bak. Bak ki, seni zirveye taşıyan değerleri unutmayasın. Gerçi sen değerlerini unutmazsın. Ama, geçmişini unutanların, geleceğini yaşamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Hayırlısı olsun diyelim.
**
Sn. Mustafa Zurnacılar, yaptıklarından övgü ile bahsedilmesi gereken bu düttürü dünyada, s...i, muktan koltuklara oturanlar, He-Man gibi güç bende kaprisine kapılıp egoları yükselince, normal kulvarlarından çıkıyor. Eski saygın değerlerini kaybederek, ben yaparım olur psikozuna giriyor. Uzlaşıcı tavır yerine, İngiltere’nin demir layd ünvanlı Teatcher gibi demir yumruğunu kullanacağını sanıyor. Neyse, geyik muhabetini bırakarak kısadan hisse dopra söze girersem, birkaç bakan ve hükümet yetkilisi ile görüştükten sonra, eski uzlaşıcı, saygılı, Mustafa’nın gittiğini, yerine ben yaparım olur. Beğenmeyen ‘Marko Paşa’ya gitsin düşüncesindeki Mustafa’nın geldiğini görüyoruz. Kamp-Der yönetimi ile anlaşarak vereceği beledi hizmetler ve su karşılığında belediyeye gelir elde etme yerine, Yeniboğaziçi‘nin güzelim Mahallesinde ve sahillerinde büyüdük. Sokaklarda oynarken, tek pirili için göz yaşları döktük.. Neron Roma’yı yakmış. Anasını satayım biz o pirili için emekli insanların huzur bulduğu, kanserlerin terapi gördüğü o kampı içindekiler ile yakarız düşüncesi içerisine girdiğini görür gibiyiz. Eski futbolcuma, sevgili Mustafa mı, yoksa başkan diyemi hitap etmem gerektiği noktasında şaşırdım. Başkan, kar taneleri bir birine zarar vermeden yol alma becerisini geliştirdiler. Kar taneleri örneğinde olduğu gibi bir birine zarar vermeden yol alma becerisini sizlerde gösterebilirsiniz. Kar taneleri yerine dolu olarak yağmanız durumunda, sanırım ne çatı nede kiremit kalacak. Dolu sizin kiremitleri kırarken, oluşacak olan su da kampı zarara uğratacak.
**
Sn. Bülent Dizdarlı, Güney’de son günlerde artan koronavirüs vakalarına dikkat çekerek, “Mecbur kalmadıkça Güney’e geçmeyin” uyarısında bulundunuz. Uyarınızda, Güney Kıbrıs'ta vakalar son bir haftanın içinde yüzlere ulaştı diyerek, işin kötüsünün çoğu yerel bulaşma olduğuna dikkat çektiniz. İşinde, ekmeğinin peşinde olan Güney çalışanlarının ise mutlaka maske takmaları gerektiği tavsiyesinde bulunarak, Kuzeye geçtikleri zaman mümkün olduğu kadar üst seviyede kendilerini izole etsinler ve en ufak bir rahatsızlıkta sağlık servislerine başvursunlar tavsiyesinde bulundunuz. Bunun yanısıra yetkililerin, sadece uçaktan inene gemiden çıkana, temaslılara değil, mutlaka ve mutlaka toplum içerisinden tesadüfi (Random) seçilen kişilere de test uygulamaları gerektiği ikazında bulundunuz. Doktorum, eski Başhekim olmanız nedeniyle tavsiyelerinizi mutlaka yetkililerin kulak arkası etme yerine beyinlerine yazmaları gerekir. Ancak, egonun kulaklarına tampon olması nedeniyle, bu tavsiyenizin valumu ne kadar yüksek olursa olsun duyacaklarını sanmam. Kendi düşen ağlamaz derler ya, halk olarak, biz bile bile düşmedik. Ayağımıza atılan bayda nedeniyle düştük. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ya, lütfen sen egoizm hastalığına tutulanlara, onuncu köyden seslenmeye devam edin.
**
Sn. İbrahim Kanat, başkanlığını yaptığınız Bay-Sen’in, BRT’de eylem başlatıp, BRT yönetimi aleyhine dava açtığını ve yasal haklarınız için mücadele başlattığını öğrendik. Bayrak Radyo Kurumu Müdürlüğüne atanan, Meryem Özkurt ve Yönetim Kurulu Başkanı Özer Kanlı’nın, kuruma atandığı ilk günden bugüne kadar personeli huzursuz ve mutsuz ettiğini öne sürdünüz. Ayrıca, yıllardan beridir kadrosuz çalışanlar üzerinde mobbing, baskı, işten atmakla tehdit ettiğine vurgu yaptınız. Gördüğümüz kadarı ile ben hiç bir şeyin altında kalmam, bana yapılanın iki katını yapacak kadar cömertim düşüncesi ile hareket etmeye kararlısınız. Sn. Kanat, kanat vardır Doğanı padişaha götürür, kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. Vallahi sizin kanatları biliyoruz ama BRT müdürünün kanatlarının çalışanları ve BRT’yi nereye götürdüğü çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü. Çözümü zor bu çok bilinmeyenli denklemi çözemiyoruz. Ve flim o noktada NOS oluyor. Bu gidişle bu flim ‘’Hadde Barra’ son durak mahalle senfonisi eşliğinde bitecek. Ve o koltukta oturan birisinin helvası yenecek gibi yansıyor.
**
Sn. Mazlum Kortaş, öncelikle yeni göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. KKTC İçişleri Bakanlığı Plan Proje Müdür olarak görev yaparken, 11.08. 2020 tarihinde bu görevden alınarak, KKTC İçişleri Bakanlığı Bakanlık Müdürü mevkiine atandığınız açıklandı. Proje müdürü olarak göreviniz sanırım daha rahat bir seyir izliyordu. Ancak İçişleri bakanlık müdürlüğü malum, kor bir ateşe benziyor. Sn. Kortaş, biz halk olarak, kaba yerinin altında koltuk, cebinde emanet ve hükümet değiştiği anda gidecek olan müdürlük. Raconu yağcılık, yürüyüşü sahtelik, kalbi var ama yüreği yok, 7 rengi taşıyan çok gökkuşakları gördük. Umut belki fakirin ekmeği ama sizin o koltukta başarılı olacağınız umudu, tarafsız halkta çok. Kolay gelsin.
**
Günün Fıkrası
Günün Sözü
Günün Fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.