• BIST 8718.11
  • Altın 2245.316
  • Dolar 32.3297
  • Euro 35.1766
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sn. Faiz Sucuoğlu, senin şu Şeyhin elini öpme meselesi uzayıp tren yolları gibi gidiyor. Siz el öpmedim diyorsunuz. Vallahi bir bakana inanmamazlık yapılmaz diyenlerdenim. Ancak Nakşibendi Şeyhinin önünde iki büklüm fotoğrafınızı görünce tamam Faiz Sucuoğlu Şeyhin elini öpmedi. Ama iki büklüm belden aşağı sarkık dururken, o sırada şeyhin neresini öpüyordu diye kendi kendime sormadan edemedim. Sn. Bakan, herhalde sormamda bir sakınca görmüyorsunuz. Fotoğrafta Şeyhin önünde iki büklüm dururken, anne ve babamın elini öpmek dışında kimsenin elini öpmedim derken, eğilerek şeyh ile aranızda mesafe bırakmadığınız noktada,  şeyhin neresini öptüğünüz merak konusu oldu.

**

Sn. Ali Pilli, salgının daha çabuk sonlanması ve hastaların daha çabuk iyileşmeleri için COVİD –spesifik kan/plazma bağışı çağrınızı yinelediniz. Covid-19 enfeksiyonu geçiren, 14 gündür herhangi bir belirtisi olmayan kişilerin plazma bağışında bulunarak, bu salgında önemli bir katkıda bulunmuş alacaklarını kaydettiniz. Ve duyarlı insanların bağışta bulunmasının büyük önem taşıdığının altını çizdiniz. Sn. Pilli, Türkiye’de, özellikle İzmir’de de durum vahim. Artan vakalar nedeniyle, Trafik Hastanesi olarak kurulan, İzmir Türkan Özilhan hastanesi, tüm poliklinikleri kapatılarak pandemi hastanesine dönüştürülüyor. Onlar bile bu meret ile baş edemediğine göre bizimde her türlü tedbiri almamız sanırım şart oldu. Bindik bir alamete gidiyoruz felakete. Kollamazsak dütü, olacağız Cavit amcanın (Covit 19) gülü.

**

Sn. Selim Gökbörü, Kıb-Tek Yönetim kurulu başkanı olarak, yüksek borcu bulunan vatandaşların elektriklerinin,  El-Sen tarafından kesilmesine tepki gösterterek, kesintilerin Kıb-Tek Yönetim Kurulu ve Genel Müdür’ün bilgi ve onayı alınmadan yapıldığını belirterek, kesintilerin yetkisiz yapıldığını söylediniz. Ve yetkisiz kesilen tüm elektriklerin bağlanması talimatı vererek, durumu polise de şikâyet ettiniz. Tabi bu kararı alırken ne hikmetse HP yönetim kurulu üyelerinin bu toplantıya katılmadığı öne sürüldü. Başkan, siz El-Sen’e yetkisizsiniz dediniz. Ama sözleriniz anlaşılmadığı gibi alt yazı da geçmediniz. Keşke birde alt yazı geçerek, Türkçe’den Türkçe’ye tercümede yapsaydınız.

**

Sn. Ersan Kâşif El-Sen Genel Sekreteri, olarak yapmış olduğun açıklamada,  Kıb-Tek Yönetim Kurulu’nun almış olduğu tehdit vari ve baskıcı kararlara karşılık olarak Cuma saat 16.00 itibari ile Pazartesi sabah saat 07.30’a kadar tüm bölge amirliklerinde grev kararı aldığınızı duyurdunuz. Ayrıca, yönetimi de dinlemeyerek,  yüksek borcu olan ve kuruma ödenmemesine rağmen enerjileri kesilmeyen veya kesilse de KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından yasadışı bir şekilde bağlanan kurum, kuruluş ve özel işletmelerin elektriklerini Pazartesi gününden itibaren keseceğinizi duyurdunuz. Kısacası, bu diyarda savcıda biz, yargıçta biziz. Eğer bir ceza verilecekse, savcı olarak davayı okur, yargıç olarak cezayı biz veririz dediniz. Sevgili Ersan, sanırım elektrik meydan muharebesinde, elektrik birilerini fena tepecek desene.

**

Sn. Mustafa Ulaş, Cumhurbaşkanı adayı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, Parlementer sistemin çöktüğü, ekonominin yerlerde süründüğü bir noktada, Cumhurbaşkanlığı seçimi insanların ilgisini çekmediğini söylediniz. Sn. Ulaş,  Adaletin yerlerde süründüğünü gören Adalet ablanın, kapısının önüne bir sandalye koyarak müşteri beklediği, üstüne üstlük Cavit amcanın (Covit  19) elini kolunu sallayarak, tuttuğunu öptüğü, kaçanın da peşine düşerek yakaladığı yerde muah muah yaptığı, bir askerin askerliğinin bitmesine günler kala, eline aldığı mezürü kestiği gibi insanların ay sonunu iple çektiği bir noktada, sanırım Cumhurbaşkanı isimli dünya güzeli kızı kimse öpmek istemez. Yaşananlara baktıkça bende SİMETRİ hastalığı var. Ne yapayım karakteri yamuk kişilere sizin gibi bende dayanamıyorum

**

Sn. Mehmet Ali Güröz, eylemler ve grevler ülkesi KKTC’de kambersiz düğün olmaz diyerek, Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) olarak bizde grev kervanına katılıyoruz dediniz. Ve teşbihte hata olmaz misali, dinsizsin hakkından imanız gelir iması ile Pazartesi bir günlük uyarı grevine gideceğiz ifadesinde bulundunuz. Ayrıca Süt Fabrikasındaki hatalı ve kasıtlı kararlardan geri dönülmezse süresiz greve de gideceğiz hazır olun uyarısında bulundunuz. Sevgili Mehmet Ali, yaptığın uyarıya,  üç maymunlar tiyatrosunda,  görmedim, duymadım konuşmuyorum oyunundan sahneler sergileyenler, uyarı ağabeylerinden gelince, dilleri açılıyor, ama sizden gelince de ağızlarına Japon yapıştırıcı sürüyor. Ne diyelim Allah’a koltuk verdi bunlara.

**

Sn. Yalçın Oytam, Kıbrıslı Türk Veri Mühendisi olarak 30 yıldır Avustralya’da yaşıyorsunuz ama ülkeniz ile ilgili gözlemleri de sürdürüyorsunuz. Covit 19 ile ilgili açıklamanızda, erken kapanma ileride çok daha büyük kapanmaları önler diyerek, yayılma hızının birin üstünde olmasının bulaşın çoğaldığı anlamına geldiğini kaydettiniz. Ve yayılma hızının 1.4’e yükseldiğini bununda  15 gün genel karantina uygulanması gerektiğini söylediniz. Yani bu belayı vatan, millet, Sakarya, nurlu ufuklar edebiyatı ile önleyemeyeceğimizi radikal tedbirlerin hayata geçirilmesinin şart olduğunu belirttiniz. Sn. Oytam, rahmetli babam, malın ucuzunu seç tamir ederken canın sıkılmasın derdi. Galiba bizde ne kadar ucuz şey varsa, seçtik. Şimdi bir parmağımızı ısırırken, ayak parmaklarımız dahil yirmisi de sızlıyor. Auvvvv bile diyemiyoruz.

**

Sn. Mustafa Zurnacılar, bizim Minik Kuşlar, Yenierenköy Belediye Başkanı Emrah Yeşilırmak’tan sonra sizin de bağımsız kurdelesini askıya alarak, UBP Mantinini kesip, rozetini de ceketin sağ yakasına iliştireceğinizi söyledi. Rahmetli annem, iktidarda iktidarsızlık yaşayanlara sığınmak hayır getirmez. Gökuşağı gibi yedi renk olanların ise yanına yaklaşılmaz derdi. Rahmetli babamın ise sürekli olarak, insan Kafdağı kadar yüksekte oIsa da, kefene sığacak kadar küçüktür. Unutulmasın, her şeyin bir hesabı var. Üzdüğü kadar üzülür insan derdi. Ne demek istediğini anlamadım. Neyse bağımsız denilen renksizlikten, turunculuğa doğru hayırlı renk değiştirmeler.

**

Sn. Şener Elcil, Özel gereksinimli bireylerin eğitimi için yakın temas kurmanın ve birebir ilginin esas olduğunu belirttiniz. Salgında en önemli korunma unsurun maske, hijyen ve sosyal mesafe olduğunu dile getirerek, bu riskler 32 madde de özetleyerek,, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’ne ilettiniz.. Ancak talep ettiğimiz rapor ile ilgili olumlu/olumsuz bir yanıt alamadınız. Hal böyle olunca da velilere bir çağrı yaparak, risk ortadan kalkıncaya kadar çocuklarını okula getirmemelerini söylediniz. Çocukları korumak için 21 Eylül Pazartesi gününden itibaren sabah 08:30-11:00 saatleri arasında uyarı grevinde olacağınızı duyurdunuz. Hocam, daha önce salladıkça mangalda kül bırakmayanlar, şekerden mamul ev ile buzdan hayallerin sunumunu yapıyordu. Sizin halktan gizlenen ‘Gerçekler’ isimli bombaları yağmur gibi yağdırmanızdan sonra ne şekerden mamul evleri nede buzdan hayalleri kaldı. Birisi yağmuru görünce akide, diğeri de su olup yerdeki toprak ile karışarak çamur oldu.

**

Sn. Hakkı Celal  Önen, Cumhurbaşkanı Seçiminin yapılacağı gün olan 11 Ekim 2020 tarihinde bir de Anayasa değişikliği (madde 143) referandumu için oy kullanacağız ve  Yüksek Mahkememizin yargıç sayısını artıracağız dediniz. 1983 yılında KKTC Anayasası yapılırken o zamanın şartları ve ihtiyaçları dikkate alınarak Yüksek Mahkememizin Toplam Yargıç sayısının Başkan dahil 8 kişi olduğunu, O tarihten bu güne kadar KKTC'nin hem nüfusunda hem de suç ve suçluların sayısında büyük artışlar olması nedeniyle mevcut yargıç sayısının 17 olması gerektiğine vurgu yaparak evet dememizi istediniz. Sn. Önen, bu konuda çok haklısınız. Ancak özelde benim genelde birçok insanımızın, bazı omuzu kalabalık subayların egosu yüzünden çektiklerimizde yadsınmaz bir gerçektir. Yargıya, yargıçlara olan sevgim ve saygım büyüktür. Ancak 10’ncu madde nedeniyle kendini fasulye gibi bir nimetten sanan ve bundan güç alan birkaç omzu kalabalıkların, bizlere yaşattıkları nedeniyle 10’nuncu maddenin yer aldığı bu Anayasa değişikliğine ben kişi olarak ‘Hayır ‘ demeyi düşünüyorum. Ben bazı omzu kalabalıkların gece geçmişine, gündüz de geleceklerine acem aşiyan türünden beste ve güfte düzenliyorum.

**

Sn. Sinan H. Şemiler sosyal medyadaki paylaşımınızda, MHP'nin efsane başkanı, milliyetçiliğin babası, Kıbrıs Türk davasının ateşli savunucusu Alparslan Türkeş’in bir yazısında 'kesin çözüm şekli olarak isteğimiz, Federasyona dayanan bağımsız bir Kıbrıs'tır'  dediğini belirttin. Ve Sn.Türkeş, federasyonu savunduğunda her şey tamam da, biz savunduğumuzda, Rumcu ve hain mi oluyoruz dediniz. Yoksa ne zaman neyi düşüneceğimizi ve isteyeceğimizi de mi başkaları bize sopa ile öğretecek ifadesinde bulundunuz. Büyük milliyetçilerin, vatanın sahiplerinden, ada bizimdir kanla aldık siz kimsiniz, beğenmezseniz Rum tarafına gidin dediğine vurgu yaptınız. Sn. Şemiler, Milliyetçiliği Lilli. Bin gavur kellesi bir kin ödemez, tekerlemesini rant sağlayacağını sananlar, geldiğimiz noktada ‘İskender’in kılıcının bile çözemeyeceği ‘Kıbrıs Kördüğümü’ karşısında gün gelecek afallayıp kalacaklar. Ne diyeyim ev lambası gibi tek bir aileye, sokak Iambası gibi ceplerine hortum bağlananlara yanacaklarına, ülkeyi aydınlatan projektör olup herkesi aydınlatmaya yanmamalarını anlamak mümkün değil. .

 

**

Sn. Emrah Yeşilırmak, Yenierenköy bağımsız belediye başkanıyken, UBP’ye geçtiğinizi öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun. İktidar partilerinden rahmet değil, sipali yağar. Hele hele böylesi seçim günlerinde, Elmor’un musluğu durmaz. Yeşil ırmaklar, turuncuya boyanarak çağlayarak akar. Sevgili Emrah, eskiden yalnız yürürdüm bu yollarda, şimdi beraber yürüyeceğiz iktidar dediğimiz Amerikan asfaltlarında. Kolkola girerken seçim meydanına, Yaşa var ol Harbiye yerine, beraber haykıracağız Yenierenköy yollarında şarkısını söyleyeceksiniz.

 

**

Sn. G.Y-M-E avlanması yasak olan pulya kuşlarının, file ve kuş ağı kullanarak dibine darı ekmek niyetiyle kaçak olarak avlıyormuşsunuz. Mehmetçik Gapsa Mevkii ile Yeniboğaziçi taraflarında yasah hemşehrim denilmesine rağmen,  bu dilden anlamıyoruz. Alt yazı geçmediniz. Bu nedenle anlamakta güçlük çekerek deyip, pulyacıkları ağaçtan, dağarcığa havale ediyormuşsunuz. Bizim Minik Kuşlar bir tanenizin, adı yeni ama eskiyen bir belediyede önemli bir görevi olduğunu söyledi. Vallahi yeni yeniden derken ‘Boğazda’ boğulmak sanırım insana zor gelir.   Beyler endamınız kaçak avda yakalanınca polise yetmedi. Sanırım bu noktada endam yerine beyin şart diyelim.

**

Sn. Ahmet Karacuva Girne'de sakinlerinden, Enes Bayhan ve Cengiz Atila’nın güldükleri gerekçesi ile boğazlarını sıkarak darp ettikten sonra bıçağın sertliğini ve keskinliğini ölçmek için  Cengiz Atila’nın karın ve göğüs bölgesinde, Enes Bayhan’ın da elinde deneme yaptığın söyleniyor. Çıkarıldığın mahkemede alkollüydüm dediğin öne sürülüyor. Ah be oğlum, sana annen, kardeşin, sevgilin herkim varsa bu meretin şişede durduğu gibi midede durmadığını söylemedi mi? İçkinin seni değil, senin onu içeceği nasihatini kimse yapmadı mı? Ahmet oğlum, hepsimizin güldüğü zamanlar çok oldu. Ve gülüşlerimiz bazılarına fazlasıyla koydu. Ama sinir ve öfkemizin fren teşkilatı tamam olduğu için gülüşlerimiz bıçaklı saldırıya dönüşmedi.

***

Günün Fıkrası

 

 

Öpüşmem!..

dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş.
bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır. bu yüzden soyu tükenecek.
ne yapalım diye düşünmüşler; kurullar toplanmış, çözüm yok.
bir türk bilim adamı şöyle demiş:
'bizim memlekette bir hayati abi var. söylemesi ayıp, aynen bu
ayıya benziyor, hatta daha kıllıdır.
ondan rica edebiliriz. 150-200 dolar da ödül verdik mi bu iş tamam!
ayıların soyunu ancak bu yöntemle kurtarabiliriz.'
bakmışlar başka çare yok, hayati abiye gitmişler ve durumun önemini,
yapacağı hizmetin büyüklüğünü
anlatmışlar, bir de 'karşılığında 150 dolar söz konusu' demişler.
hayati abi bir an düşündükten sonra, 'olur ama..' demiş, 'üç şartım var.'
herkes büyük bir sevinç içinde ama daha çok merakla,
'nedir şartların?' diye sormuşlar...
hayati abi bir çırpıda sıralayıvermiş:
1. öpüşmem.
2. yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız.
3. 150 dolar çok, en fazla 50 dolar veririm

Günün Sözü116707603_313626899837482_126683730532901544_n-001.jpg

Günün Fotosu119900331_342764483451376_3117867345073467410_n.jpg119786643_2730298890517543_7464323189773058315_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler