Sn. Ersin Tatar, su ve para işini halletmek için ani olarak Türkiye’ye gitmeniz ‘Kaçtı’ olarak yorumlandı. Bazı kötü kalpliler, sizin, diğer adayların size kızmamaları için Türkiye’ye gittiğinizi ileri sürdü. Ancak bazıları ise meşhur kafa şutlarınız ile gol atmamanız için Türkiye’ye gitmenizi ellerini ovuşturarak, sevinçle karşıladı. Bilirsiniz bizde gidenin arkasından tez dönmesi için arkasından su dökerler. Dikkatimi çekti kimse arkanızdan su dökmedi. Hadde vatandaşı anladık ama partililerden hiçkimsenin bunu düşünmemesi dikkatimizi çekti. Vallahi bu noktada, graso ve yağlama takımının sürekli olarak sensiz olmaz. Sensiz yapamayız demelerinin de tümü yalancı çıktı. Yalanın labirente benzediğini, ancak çıkabilene bu çıkışın olabileceğini biliyoruz. Su ile 117 milyon inşallah bu yalan labirentinde çıkış yolunu bulur ve labirentte kalmaz.
**
Sn. Nazım Çavuşoğlu okulların 1 Ekim tarihinde açılacağını belirttiniz. 10 Mart’ta ara verdiğimiz yüz yüze eğitime yeniden başlamanın heyecanını yaşıyoruz dediniz. Herhangi bir nedenden dolayı kaybedecek bir günümüzün dahi olmadığına vurgu yaparken, Pandemi nedeniyle 10 Mart’ta ara verdiğimiz yüz yüze eğitime, bu kadar geç açılmasının sebebi yaşam hakkımızdır. Yaşam hakkını koruduktan sonra eğitim hayatını bir an önce başlatma zorunluluğumuz var ifadesinde bulundunuz. Sn. Çavuşoğlu, pandemi nedeniyle ara verilen eğitimden dolayı, çocuklarımız çok şey kaybetti. Ancak, eğitimin tekrar başlaması sonrasında pandemi ile mücadele kuralarına uyulursa sanırım herhangi bir sorun yaşamayız. Sn. Bakan, hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez. Ve mücadele şarttır. Bu nedenle, bir bugün, iki yarına bedeldir…
**
Sn. Ersan Saner, siyasileri insan hakları konusunda eğitilmemiş bizim gibi toplumlarda, yüzyıllık planları geçtik, aylık planlar bile yapmak olası değildir. Hele hele bu siyasiler geçmişte bakanlık, sonrasında da partilerin üst düzey görevlerinde yer almasına karşın, ülke insanına her konuda uzaksa ve Allah Kerim diyerek idareyi maslahat moduna girerse, insanlar indikleri Kerim’in derin kuyusundan çıkamazlar. Zamanı gelincede çektik gelmedi, ittik gitmedi diyerek yolcudur ‘Abbas’ bağlasan durmaz şarkısını hep birlikte seslendirmeye başlarlar. Sayın Saner, Egosu 1500 Feet yükseklikte dolaşanlar, bir gün ‘’Ozon Tabakasının’ delineceğini bilmelidir. Delik oluşunca da 1500 feet yükseklikten burun üstü yere çakılmak hoş değil. Vallahi,sandukadan çıkamayınca, Angonilerin yanında lego oynamak için Mahalleye gidenin yokluğuna alışmak, bazen gelmesinden daha fazla keyif verir. Bilmem anlatabildim mi?
**
Sn. Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı adaylarının katıldığı, Genç TV’de Mustafa Alkan’ın modatörlüğünü yaptığı programda rahat hareketlerin ile dikkat çekti. Başbakan Ersin Tatar’a ne kaçtın Ersin, kızmayacaktık sana sözlerin, milletin tebessüm etmesine neden oldu. Politikadaki farklı görüşler ile farklı gelişmelere bakış açın, buna paralel olarak yorumların olumluydu. Program çıkışında, gazeteciler tarafından sorulan sorulara, bizim dışımızdaki adayların da katılması gerekir şeklindeki açıklamanız, demokrasinin bir yelpaze olduğunu ve bu yelpaze içerisinde her türlü görüşün olması gerektiği yorumuna neden oldu. Sn. Denktaş, mesele hedeflediğiniz menzile ulaşmak değil, mesele yol sırasında kendinizi bulmaktır. Bazıları bu engebeli yolda ne kendini nede yolunu bulabildi.
**
Sn. Tufan Erhürman, bak sana bir abi nasihatı yapayım. Böylesi programlarda etrafı paspas gibi ezip, hamur gibi yoğurma. Bir defa ortalara saçtığın bilgin ile Cumhurbaşkanı adaylarının katıldığı programda, Nazmiye teyzeyi sinir krizlerine soktun, Hacı amcayı da öfke krizinden öldürdün. Hakkı dayı elinde baston, senin arkan yerine, ganneppaya vura vura bir hal oldu. Ben Tufan ovlucuğuma o dağarcığın ağzını sıkı sıkı kapatsın, dışarı taşırtmasın dedim. Dağarcığın ağzını sıkı bağlamadığı için bütün bilgiler dışarı taşarak, birçok kişiyi tomofil çarpmışa döndürdü. Bilgi çağlayanı altında bazıları boğuluyordu. Yapma be ovlucuğum dedikçe dinletemedim. Birde o program sonrasında doğrusu demokrasidir ve kapıları açmadır diyerek hediye dağıtması başımdaki fesi uçurdu. Çok kızgın ve sinirliyim dedi. Sevgili Tufan, elçiye zeval olmasın, ben sadece elçiyim.
**
Sn. Hüseyin Özgürgün, ülkede değilsin ama gölgen hala buralarda dolaşıyor. İstifa ettim diyorsun. Birileri ‘Nayır’ ‘Nolamaz’ istifa edemez. Bu istifayı kabul etmiyoruz diyor. Bir diğerleri, Hüseyin Özgürgün kolları sıvadı, geçmişe sünger çekti, kaleminin ucunu kırdı desteğim tamdır dedi diyor. Göçmenlerden bir ses ne desteği yahu, biz tank, tüfek, gubur, long rifle piyade ne varsa, gelinin cehiz sandığından çıkarttığı gibi bunları sandıktan çıkarttık bekliyoruz diyor. Sevgili Hüseyin sayende iki arada bir derede kaldık. Lütfen armut dersek ortaya çık ve desteğim tamdır. Elma dersek yine ortaya çık ve ben şuanda Zeki Müren’den, kendileri ettiler, kendileri buldular şarkısını dinliyorum. Keyfimin içine etmeyin deyiver.
**
Sn. Mustafa Alkan, Genç TV’deki programında tartışmasız gecenin kazananı sen oldun. Yerinde müdahalelerini beğenmeyip seni eleştirenleri geçtim. Vay be efendim böyle de sunuculuk yapılırmı diyen ‘’Voice Masterleri’ hiç kaale almadım. Bazılarının adaylara eşit davranmadın. Örneğin, Başbakan Ersin Tatar’ın, sandalyesini boş bıraktın diyerek seni eleştirenler oldu. Ama bu kişiler, hiç kimsenin kimseyle eşit olmadığını ama herkesin adil olmak zorunda olduğunu da bilmeleri gerekir. Program boyunca elinden geldiğince, daha önce binlerce kez kızdırılan Adil amcanın adil davranışın nedeniyle yüzünü güldürdün. Zaman zaman adaletsiz uygulamalar ile yapılanlara baktıkça sinirden ölüp ölüp dirilen Adalet ablanın, yeniden moralinin yerine gelmesini sağladın. Hak ve hukuku dilinden düşürmeyen Hakkı dayının mutluluktan ağzı kulaklarına kadar yayıldı. Vicdan abla için birşey söylemeyeyim. Onun sevincinin kahkahlar ile taştığını söylemem yeter.
**
Sn. Murat Senkul, paylaşımında, TC Cumhurbaşkanı Fuat Oktay’ın, 117 milyon yarın sabah 09.00’da hesabınızda dediğini söyledin. Ve Kıbrıs Türkleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiyi, kimsenin bu şekilde zedelemeye, onursuzlaştırmaya hakkı yoktur. Yapmayın efendiler dedin. Sevgili Murat, bilgi edindiğim kadarı ile bu paranın büyük kısmı askeri giderlere, küçük bir kısmı da sanırım bazı ihalelere gidecek. Haaa para çark edip sandığa doğru uygun adım giderse bak orasını bilmem. Dünya bile dönüyorsa, paranın son dakika gideceği yer yerine çark edip başka yere dönmesinden hiç şüphen olmasın.
**
Sn. Armağan Boyraz, sosyal medyadaki paylaşımında, Ermenistan’ın asker sıkıntısı çektiğini ve Türkiye’de hepimiz Ermeniyiz diyenlere yol gözüktüğünü söyledin. Ve yerse tabi sözcüklerini de ilave etmeyi ihmal etmedin. Sevgili Armağan, unutma erkekliğin onda dokuzu kaçmak birisi de hiç görünmemektir. Vallahi ben Milattan bir milyon yıl öncesindeki cilalı taş devrine dönüp o yıllarda yaşamak isterim. Ne para ne pul, nede kahramanlık şarkıları düzenleyerek pohporozluk vardı. Hatçe Teyze, bazı insanları sebepsiz seversin; Bazılarına bin sebep arar, yine sevemezsin dedi.
**
Sn. Cemil Karzaoğlu, Tepebaşı - Kalkanlı bölgelerinde, 17 Mayıs’ta çıkan ve yüreklerimizi de orman ile birlikte yakan yangında zarar gören ormanlık alanın rehabilitasyonu ve yeniden ağaçlandırılması amacıyla kolları sıvadığını öğrendik. Yanan ormanlık bölgede ağaç kesim izni vereceğiniz ve ülke orman zenginliğinin önemli bir kısmının yok olduğu yerde fidan ekimleri ile bölgeyi eski haline dönüştürme uğraşına gireceğiniz söyleniyor. Sn. Karzaoğlu, iş bilenin, kılıç kuşananındır. Ünlü düşünürler, hayata karşı duruşunuzda göz bebekleriniz ışıl ışıl olsun der. Orman Dairesi Müdürü olarak, sizin hayata değil ama ormanlara ve bir avuç kalan yeşile bakarken gözleriniz ışıl ışıl kalbiniz ise göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi olur. Tarla sapan, bağ çapa ister. İyi bir ürün için bunları kullanacak ustada şarttır. Eeee usta da oralarda var. Sanırım ürün iyi olacak.
**
Sn. Ali Özgöçmen, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı olarak, hükümette son uyarı yaparak, hemşire ve ebelerin daha verimli bir şekilde çalışabilmeleri için dinlendirilmelerini ve bunun için de senelik izinlerinin bir şekilde kullandırılması gerektiğini belirttiniz. Bunun yapılmaması halinde, yoğun iş nedeniyle kullanamadığınız senelik izinlerinizin yanacağını söylediniz. Bunun dışında 5 aylık ek mesai konusunda yasal sorumluluğun yerine getirilmesini talep ettiniz. Bak sevgili başkan, para isteme hükümetten, buz gibi soğurlar sizden. Seçim günü geldi çattı. Rakipler ve taraftarları, yumruklarını sıkmış bekliyor. Sıkılı yumrukları ile bekleyenlerden nеt düşünme beklemeyin. Kafeste doğan kuşların, uçmayı hastalık zannettiği gibi, bazıları da hakkı olanlara, hakkını dağıtmayı haksızlık olarak algılıyor.
**
Sn. Kubilay Özkıraç, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN), olarak, İskele ve Güzelyurt’ta grev başlattığınızı açıkladınız. Kıb-Tek yönetim kurulunun aldığı karar doğrultusunda, dün saat 12.30’dan, bugün saat 12.30’a kadar İskele Bölge Amirliği Tesis Şubesi’nde, saat 16.30’dan yarın saat 16.30’a kadar ise Güzelyurt Bölge Amirliği Tesis Şubesi’nde uyarı grevi yapacağınıza vurgu yaptınız. Sevgili Kubilay Elektrik bu aralık vatandaşı fena tepiyor. Kesintiler insanı, faturalar özellikleri zenginlerin ceplerini fena yakıyor. 4 Jeneratörün bakımı yapılmaz ve talebin artması sonrasında arz talep dengesi bozulursa, sanırım ülkenin canı fena yanacak. Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize mi yoksa, dikenin çiçeği var diye sevinelim mi? Yoksa üzülelim mi inan bilemiyoruz.
**
Sn. Osman Yıldızev, Devlet Piyangosunun talih kuşu bu aralık insanların yüzünü güldürüyor. Geçtiğimiz gece yapılan çekilişinin ardından, Girne’ye çıkan büyük ikramiye bir aileyi mutlu etti. Gerçekleşen çekilişte, Girne bölgesine çıkan 600 bin TL’nin dün Girne bölgesi sakinlerinden ismini vermek istemeyen talihli tarafından teslim alındı. Bunun dışında talihli seri olarak satın aldığı biletlerden 600 Bin TL dışında 8 adet de teselli ikramiyesi kazanarak mutluluğuna mutluluk kattı. Allah yürü ya kulum deyince ve şans kapıyı tıklatınca, senin talih kuşu, yağdır mevlam su yerine yağdır mevlam Törkiş Lira diyor. Sevgili Osman, ya çıkmazsa yerine, ya çıkarsa deyip devlet piyangosu almalıyız. Kaplumbağaya dikkat et. Kaplumbağa, ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor. Bizde pamuk eller cebe deyip, çıkmazsa kaybedeceğimiz üç-beş kuruşa bakmayıp, şansın kapımızın çalmasını beklemeliyiz.
***
Günün Fıkrası
Kadıköy – Beşiktaş vapuru
İstanbul’da sarışının biri hayattan o kadar bezmiş ki kendini boğazın soğuk sularına bırakarak hayatına son vermeye karar vermiş. Boğaziçi köprüsünden geçerken arabasını durdurmuş, bariyerlere çıkmış ve titreyerek az sonra kendisini bu çekilmez hayattan kurtaracak olan sulara baka baka ağlarken yanına genç ve yakışıklı bir genç gelmiş.
Genç ona acımış ve sarışının ellerini tutup "Bak, yasaman için çok neden var.Yarın sabah gemim Amerika'ya gitmek üzere demir alacak. Eğer istersen, seni de çaktırmadan gemiye alıp saklayabilirim. Sana hem yemek getiririm hem de sana çok iyi bakarım." demiş.
Sarışın bakmış kaybedecek bir şey yok; belki de Amerika'ya gidip yeni bir başlangıç yaparım umuduyla denizcinin teklifini kabul etmiş. O akşam denizci genç onu gemiye almış ve filikalardan birine saklamış.Her gece sarışına üç sandviç ve bir meyve getiriyormuş, sonra da sabaha kadar sevişiyorlarmış. Bir kaç gün sonra, kaptan rutin kontrolleri sırasında sarışına rastlamış. Orada ne aradığını sormuş. Sarışın da "Ben bu gemideki denizcilerden biriyle anlaştım. O bana her gün yemek getiriyor ve Amerika'ya gitmemi sağlıyor. Ben de onun benimle sevişmesine izin veriyorum." demiş.
Kaptan,
"Seninle seviştiği kesin küçük hanım da .... Bu Kadıköy-Beşiktaş vapuru".
Günün Fotosu
Günün Sözü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.