Sn. Asım İdris yaptığınız açıklamada, proje ve halk odaklı hiçbir çalışmaya imza atmadığınız için"Koltukları işgal etmeyin" çağrısı yapıyorsunuz. Ayrıca açıklamada hastaneye gidiyoruz, hasta da doktor da memnun değil, çevreyi iyi korumuyorsunuz, yediğimiz gıdaları soframıza sağlıklı getirmiyorsunuz, çocuklarımıza kaliteli ücretsiz bir eğitim veremiyorsunuz, o koltuklarda neden oturuyorsunuz? Neden o koltukları işgal ediyorsunuz?” diyorsunuz. Da, bazı yetenek düşmanlarının, 10 bin TL. Maaşı, Ceylan derili koltukları. Bazı bakanları tenzih ederek söylüyorum, Mercedeslerin arka koltuklarını. Milletvekilliğinin ve bakanlığın sağladığı bazı avantaj ve avantaları, nerede, hangi iş yerinde ve hangi ülkede bulabilecekler dersiniz? Sn. İdris, hıçkırarak ağlayan bir halkın gözyaşları, ağlatan siyasetçinin başına geleceklerinin altına atılacak imzadır.
**
Sn. Kemal Dürüst, Boğazköy sakinleri Lefkoşa eski Girne Yolunun düzeltilmesi ve yeniden asfalt dökülmesi ile ilgili olarak size müteşekkirdir. Ancak Boğazköy, radar karşısındaki kavşaktaki tabelalar sürücülerin görüntü alanını kapattığı nedeni ile trafik kazalarına davetiye çıkarttığını belirtiliyorlar. Bölge sakinleri yolların kesiştiği noktadaki Ada üzerinde tekrar düzenleme gerektiğine vurgu yapan yaparak, can kaybı olmadan da tabelaların kaldırılmasını istiyor. Sn. Dürüst, hayattaki en acı tecrübelerden biri de hayatında sahip olduğun değerli insanları kaybetmektir. Bu acının bir tarifi ya da ispatı yoktur. Sadece kalbinizi acıtacak kadar zor bir sınavdır. Gelin çarşaf liste sınavından kalbinizi acıtacak kadar acı içinde çıkmak yerine gülerek oynayarak çıkın. Kaldırın şu tabelaları da insanları memnun ederken sizde memnun olun.
**
Sn. Sezgin Ahmet, Londra’da molehiya pişirmek ve memleketin kültürünü oralarda da devam ettirmek sanırım çok güzel bir olay. Sosyal Medyada paylaştığınız mesajınızda Limnidi’den gelen molehiyamızı pişirdik derken kapağı açık tencereden yayılan koku sanki burnumuzun direğini kırdı. Program sonrasında sizinmolehiyayı karşımızda görünce midemiz trampet çalmaya başladı. Bize işkence çektirdiğinizin farkındamısınız? Bir tabacık da bu taraflara gönderseniz ne iyi olurdu. Gönderseniz Kanuninin kadısı Ebu Suud efendi günah yazmazdı. Sezgin hanım benim 2017 yıldızıma göre; Para Yıldızım gülümsüyormuş… Sağlık Yıldızım gülümsüyormuş. İş Yıldızım da gülümsüyormuş. Sevgi Yıldızım ise bu duruma bakıp kasıklarını tutarak gülmekten ölüyormuş. Demek ki, Londra’daki malehiya da bizi sevmemiş. Neyse afiyet olsun diyelim.
**
Sn. Hatice Özler Şahin, sosyal medyadaki paylaşımınızda, KKTC Milli Eğitimi kime hizmet ediyor? Tarihimiz (Türk- Osmanlı...) tarih kitaplarından çıkarıldı. Pardon hükümettekiler kimler diye soruyorsun. Da, ben Hatice hoca hanımdan Atatürk’ün kitaplardan niçin çıkarılmak istendiğini ve yerine emir demiri keser misali emredilen şeylerin niçin konduğunu da sormasını beklerdim. Hatice hocanım, topraktan geldik toprağa gideceğiz, yaşadığımız hayatın hesabını toprak da vereceğiz. Osmanlı öldü acısını yürekten paylaşıyoruz. Dualarımızı kalpten ediyoruz. Başınız sağolsun. Atatürk’ü ise yüreklerimizin derinliklerinde yaşatmaya devam edeceğiz.
**
Sn. Fazilet Özdenefe, 58 istisnai yurttaşlığın iptali talebiyle dün sabah Yüksek İdare Mahkemesi’ne (YİM) başvuruda bulundunuz. Ayrıca hükümetin keyfi uygulamalarının tümünün mahkemede verilecek kararlarla durdurulmasının son derece güç olduğunu, halkımızın hukuksuzluklara, yolsuzluklara karşı topyekûn bir mücadele içine girmesi gerektiğini belirttiniz. Ah Fazilet hanım ah.Bahsettiğiniz halk Alev Kayasındaki piknik alanında mangalın başından henüz ayrılmadı. Gıccacığın sözleşmesinin uzatılması, oğlancığın işe girmesi için kapılarda yağlama ve grasloma işlemi ile meşgul. Bir kısmı uluslararası arenada oynanan ve 5-6 hamle sonrasının hesaplarının yapıldığı satranç yerine dikili taş altında tavla oynadıkları için attıkları zarın kaç geldiğinin hesabını yapmakla meşgul. Adalet abla öldü. Hakkı dayı hakkın rahmetine kavuştu. Adil amca yoğun bakımda. Umut bisikleti ile arabanın altında kaldı. Cennetin suyu ruhları cennetlik olan ahalinin ruhuna işlesin.Umutların toprağı bol ruhları huzurlu olsun.Hepimizin başı sağ olsun.
**
Sn. Olgun Amcaoğlu, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında imzalanan üç yıllık Ekonomik Protokole ilişkin yıllık değerlendirme toplantısının ikincisi dün başladı. Gelinen durumunun çok iyi noktada olduğunu, ekonomik dengelerin yerinde olduğunu ifade ettiniz. “Bankacılık, Kara Para Aklamayı Önleme, Bilişim Suçları, Muhasebe Denetim Meslek, Kamu Maliyesi, Bakanlıkların Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları gibi Yasa Tasarılarının Meclis’te beklediğini, bunların ülkenin ekonomisini ve güncel refah seviyesini doğrudan ilgilendiren yasa çalışmaları olduğunu söylediniz. Da, bizim Ali dayı, bak ovlum, bugüne kadar sayısını hatırlamadığım kadar protokol Türkiye ile imzalandı. Bunlardan dörtte üç buçuğu hatta birde gartosu hayata geçirilmedi. Kalan yarım garto da prematüre bebek olarak hayata geçirildi. Bu protokollerden de bir bal olmaz dedi. Bizim Olguncuğu severim. İyi çocuktur. Çalışkandır ama canını yemesin. Tozlu raflarda çürüyecek o protokoller ile canını çok sıkmasın dedi.Növber abla ise İslam inancında ölüm bir son değil başlangıçtır derken acaba bu protokolde öldükten sonra dualar ile yaşatılacak mı dersiniz?
**
Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) yöneticileri dünya piyasalarındaki yemlik arpa fiyatında yaşanan yükseliş nedeniyle arpa fiyatını artırdı. Bu nedenle 22 Eylül tarihinde toplanan TÜK Yönetim Kurulu, peşin 72 kuruş olan yemlik arpa fiyatını peşin 77 kuruşa çıkardı diyerek halis karpazzeytin yağına bulandırılmış kıynıkları temizlenmiş ‘Zam Kazığını ‘ hart diye geçirdiniz. Geçirmesine geçirdiniz ama ceylan derili koltuklara yerleştirilen bu kurumların başkanları çiftçiye, hayvancıya afyon yutturdukları için bu kazığı millet sezmedi. Sn. yöneticiler, bu zam kazığı millete likör gibi tatlı, tekila gibi çarpıcı, viski gibi asil, konyak gibi sıcak, şampanya gibi özel, şarap gibi tutkulu, malibu gibi egzotik, kokteyl gibi muhteşem geldiği için ‘Hık’ bile diyemedi. Sizleri kutlarız.
**
Sn. Asım Akansoy, hükümetin vatandaşlık politikasının ülkeyi ciddi bir çıkmaza götürdüğünü siyaset-vatandaşlık ilişkisine dikkat edilmesi gerektiğini ve siyasetin ancak yeni bir Vatandaşlık Yasası ile bu ilişkiden kopabileceğini söylediniz. Sn. Akansoy, KKTC Bol Kepçe Lokantasından dağıtılan vatandaşlıklar sayesinde oluklar pandoranın kutusuna bağlandı ve oylar dere gibi efendilerin dağarcıklarına akacak. Vatandaş olanlar, Ramazan ayında kendilerine sunulan ikram yemeklerinde olduğu gibi memnun ve mesut. Ceylan derili koltuklara yerleşen, Mercedeslerin arka koltuklarında oturanların ise bıyıklarını ustura bile kesmiyor. Ama bu efendiler ağacın ne kadar yüksek olursa olsun bir gün yapraklarının yere düşeceğini unutuyorlar. Ve o yaprakların yere düşmesi de yakındır.
**
Sn. Sıdıka Atalay, Yeni Bakış Gazetesi bir haberinde İçinde bulunduğunuz mali sıkıntı nedeniyle Lefkoşa’daki devasa AVM’nin inşaatını durdurmak zorunda kaldığınızı, şimdi de lisansını kaybeden ProctedInvestment LTD bünyesindeki Deniz Bank’ı, bankanın hissedarlarından Kanioğluları ailesi ile birlikte satmanın yollarını aradığınızı yazdı. Doğrusu maddi açıdan hep Atmosferin üst katmanı olan stratosferde gezinen Sıdıka Atalay’ın, yeryüzüne yakın bir katmana inmesine üzüldük. Sn. Atalay, bir şairin gözyaşı ağlatanın felaketi olurmuş. Ağlatanın arsızca gülmesi şairin şiirinde lanet bulurmuş der ünlü düşünürler. Sanırım sizi bu duruma düşürüp ağlatanlarda sizin gönlünüzde lanet bulacak.
**
Sn. Mithat Kargı,Tatlısu Seracılar Birliği Başkanı olarak 1 yıldır komitede bekletilen Hal Yasası’nın hala hayat bulmadığını, yasanın olmayışından kaynaklı fiyat farkının ise yıllardır hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur ettiğini “Üreticinin söz hakkı olması istenmiyor” ifadesinde bulundunuz. Ayrıca Bayramda 50 kuruşa üreticiden alınan karpuzların marketlerde 2 TL’den satıldığına da dikkat çekerekhalkın kazıklandığı imasında bulundunuz. Mithat başkan, KKTC Bol Kepçe Lokantasında artık bal parmak ile yenmiyor. Parmak yerine, kaşığı geçtik kepçe ile mideye indiriliyor. Anamızı öpen kadı hesabı kimden soracağız deme., Hakkınızı ve hakkımızı gasp ederken anamızı öpen kadı efendiyi yakında hemde çok yakında sandık başında bizde öpeceğiz..
**
Sn. Fatih Sayınbaş, sosyal medyadaki paylaşımınızda “25 yıldır bu ülkede yaşıyorum, çalışma iznim var, hakkım olan vatandaşlığı alamıyorum. Ama diğer yandan torpilli olana, turist olana mühre yıla bakılmaksızın vatandaşlık dağıtılıyor. Benim 10 tane mührümü sebebini bilmediğim bir şekilde iptal ettiler.Saymadılar. Kısacası bu mağduriyetimiz ile ilgili nereye başvuracağımı bilemiyorum diyorsun. Fatih gardaş, senin dayın ve amcan olmadığı için bugüne kadar mağdur oldun. İlçe binalarının önünden geçip içeride gerdan kırmadın. Birilerine yağlama ve grasolama yapmadın. Bu nedenle sana hak doğmadı. Bunları yapmış olsaydın 10 yıl değil 9 günlük turist olduğun günlerde bile vatandaş olurdun. Sn.Sayınbaş, yanlış bildiğin yolda, herkesle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda; tek başına yürü. Yürü ki adamlığına halel gelmesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.