• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 23 °C
  • Mağusa 19 °C
  • Girne 22 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 19 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 18 °C

Trump'ın ilk 100 gününde dış politika karnesi

Trump, ilk 100 gününde dünyanın birçok bölgesinde agresif dış politika adımları atarak dikkat çekti.
Trump'ın ilk 100 gününde dış politika karnesi

ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası döneminde ABD'nin "artık dünyanın polisliği rolünü devam ettirmeyeceği" ve "Önce Amerika" söylemi istikametinde kısmen içe kapanacağı yönünde vaatlerde bulunmasına rağmen, ilk 100 gününde dünyanın birçok bölgesinde agresif dış politika adımları atarak dikkat çekti.

Seçim çalışmalarında "Önce Amerika" söylemine vurgu yapan Trump, başkanlığının ilk 100 gününde Rusya ile Suriye üzerinden yaşadığı gerginlik, İran'a karşı aldığı sert tavır ve Kuzey Kore ile savaşın eşiğine gelmesi gibi çok önemli olayla dünya gündeminden düşmedi.

Seçim dönemindeki söyleminin aksine, Asya ve Ortadoğu'da müttefiklerinin ve dolayısıyla ABD'nin çıkarlarının tehlikeye girdiği yönündeki açıklamalarıyla Trump, Cumhuriyetçi yönetimlerin genel anlamda takip ettiği agresif dış politika tutumunu devam ettirdi.

DIŞ POLİTİKADA AĞIRLIK BEYAZ SARAY'A KAYIYOR

Trump'ın kabinesinde Dışişleri Bakanı olan Rex Tillerson'ın kariyerinde Washington tecrübesinin olmaması, nasıl bir rol oynayacağını merak konusu haline getirmişti.

Fakat ABD ile Meksika arasında duvar tartışmalarının yaşandığı bir dönemde Washington'a gelen Meksika Dışişleri Bakanı Luis Videgaray'ın, Tillerson yerine Beyaz Saray'a giderek Trump'ın damadı ve aynı zamanda danışmanı Jared Kushner ile görüşmesi, Trump yönetiminde diplomasinin Dışişlerinden Beyaz Saray'a doğru kaydığının önemli bir göstergesi olarak okundu. Üstelik Dışişleri Bakanlığı Geçici Sözcüsü, Meksika Dışişleri Bakanının Washington'da olduğunu dahi bilmiyordu.

ORTADOĞU'DA GÜNDEM İRAN VE SURİYE OLDU

Trump yönetimi altında en çok merak edilen konulardan birisi, Ortadoğu meselesinde nasıl bir yol izleneceğiydi. Bunun belki de en net cevabı, Trump yönetiminin İran'a karşı aldığı sert tavır oldu.

Trump'ın o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, füze denemesi yapan İran hükümetini "resmen uyardıklarını" açıkladı. Bir sonraki gün de Trump, "İran ateşle oynuyor" ifadesini kullandı ve İran'ın teröre destek veren ülkeler arasında listenin en başında yer aldığını kaydetti.

RUSYA MESELESİ GÜNDEMDEN DÜŞMEDİ

Bu 100 günlük süre içerisinde Trump yönetiminin dış politika konusundaki imtihanlarının belki de en büyüğü Rusya ile yaşandı.

Kabinesinden birçok ismin Rusya ile yakınlığı dolayısıyla ciddi bir baskı altında olan Trump'ın Rusya ile yakın ilişki içinde olduğu yönündeki söylemlere rağmen sahada farklı bir fotoğraf ortaya çıktı.

ABD eski Başkanı Barack Obama, görev süresinin dolmasına sayılı günler kala ABD'nin, başkanlık seçimlerine siber saldırı düzenlediği iddiaları nedeniyle 35 Rus diplomatı sınır dışı etme kararı almış, Rusya ile ilişkileri adeta kopma noktasına getirerek, Trump'a adeta enkaz bırakmıştı.

Fakat iki ülke arasında ilişkilerin en fazla gerildiği an, Suriye rejiminin İdlib kentinde kimyasal silah kullanmasının ardından ABD'nin verdiği sert tepki oldu. Trump'ın Esed'in hava üssünü vurmasının ardından Rusya yönetimi ABD'nin saldırısını kınarken, ABD, Rusya'ya "Esed'i daha fazla desteklememesi yönünde" uyarıda bulundu.

KUZEY KORE KONUSUNDA İPLER GERGİN

Son haftalarda Trump yönetiminin Kuzey Kore'ye karşı oluşturduğu sert söylem ve Trump'ın "askeri müdahale de dahil olmak üzere tüm seçeneklerin masada olduğu" şeklindeki sözleri dikkat çekti.

Alışılmadık bir şekilde ABD Senatosunun 100 üyesini birden Beyaz Saray'a davet ederek, kapsamlı bir Kuzey Kore brifingi veren Trump yönetimi, Pyongyang'ın nükleer programından geri adım atmaması halinde ülkeye yeni yaptırımlar uygulayabileceğinin sinyalini verdi.

ŞAYRAT ÜSSÜ'NE FÜZE SALDIRISI

Trump'ın ilk 100 gününe askeri anlamda damga vuran olay, Esed rejimine ait Şayrat Hava Üssü'nün füzelerle vurulması oldu.

Suriye rejiminin 4 Nisan'da İdlib'in Han Şeyhun beldesinde düzenlediği kimyasal silah saldırısı sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 70'ten fazla sivilin hayatını kaybetmesi üzerine Trump, Suriye rejimine karşı sınırlı hava harekatı emri verdi.

7 Nisan'da, ABD'nin Akdeniz'de konuşlu gemilerinden fırlatılan Tomahawk füzeleriyle Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssü vuruldu.

Pentagon, saldırıda rejime ait 20 uçak ile bir karadan havaya füze (SAM) sistemini ve bir radar sistemini yok ettiklerini açıkladı. Trump yönetimi, sonraki açıklamalarında "Esed rejiminin kimyasal silah kullanmasına göz yummayacaklarını" vurguladı. Trump'ın bu adımı, ABD'nin Suriye politikasında önemli bir "yol ayrımı" olarak değerlendirildi.

DEAŞ İLE MÜCADELE HIZLANDI, SİVİL KAYIPLARI ARTTI

Trump'ın ilk döneminde DEAŞ ile mücadeleye hız vermesi, ancak bu süreçle ABD'nin yabancı ülkelerdeki askeri operasyonlarında sivil kayıplarının artması dikkati çekti.

Trump göreve geldikten hemen sonra ilk ziyaretini ABD Savunma Bakanlığına (Pentagon) yaptı ve Savunma Bakanı Jim Mattis'e "DEAŞ ile mücadeleyi gözden geçirmesi ve operasyonların hızlandırılması için bir plan hazırlaması" talimatını verdi.

Başta Yemen, Afganistan ve Suriye olmak üzere yapılan tek taraflı askeri operasyonlarda ve DEAŞ ile mücadelede özellikle Suriye'de ABD ordusunun ayak izlerini daha görünür kıldı. Bununla birlikte operasyonlarda sivil kayıplarının arttığı gözlendi.

YEMEN’DEKİ BASKINDA 39 SİVİL HAYATINI KAYBETTİ

Trump'ın göreve gelmesinden yaklaşık bir hafta sonra 29 Ocak'ta ABD özel harekat komandoları, Yemen'in El Bayda kentindeki el Kaide kampına baskın düzenledi.

Baskın sırasında çıkan çatışmada bir Amerikan askeri ve 39 sivil öldü, üç ABD askeri yaralandı. Pentagon baskında 14 El Kaide mensubunun öldürüldüğünü belirtti. Baskından bu yana Pentagon Yemen'de 80'in üzerine hava saldırısı gerçekleştirdi.

SURİYE'DE CAMİ SALDIRISINDA 58 ÖLÜ

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Halep'in Cina köyü yakınlarında 17 Mart'ta bir hava saldırısı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Saldırıda en 58 kişi hayatını kaybetti.

Pentagon, camiyi hedef almadıklarını, caminin hemen karşısındaki büyük bir binanın vurulduğunu açıklasa da binanın camiyle ilişkisinin ne olduğunu izah edemedi. Pentagon'un başlattığı inceleme henüz sonuçlanmadı.

ABD'nin Musul'un batısında 23 Mart'da düzenlediği hava saldırısında 230 civarında sivilin hayatını kaybettiği iddia edildi. Pentagon konuyla ilgili resmi soruşturma açarken, saldırıların karadan yapılan destek çağrısına cevaben verildiğini savundu.

ABD, Rakka kuşatması kapsamında Fırat Nehri'nin güneyindeki Mansura beldesinde bir okul binasını hedef aldı. Yerel kaynaklara göre, yüzlerce mültecinin sığınma alanı olarak kullandığı okulda 40'a yakın mülteci hayatını kaybetti. ABD, binanın DEAŞ tarafından kullanıldığını savunarak, sivil kayıp iddiaları reddetti.

PYD/PKK'YA DESTEK DEVAM ETTİ

Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) Münbiç'e girmesini engellemek için ABD, zırhlı araçlarını Amerikan bayraklarıyla devriye yapmak üzere ilçeye sevk etti.

Tartışmalara neden olan adımın ardından Pentagon, DEAŞ ile mücadele kapsamında, Rakka operasyonuna destek vermek üzere yaklaşık 400 özel kuvvet topçu birliğinin geçici olarak Suriye'ye gönderildiğini açıkladı.

Yine bu dönemde ABD ordusu, ilk kez Suriye'de saldırı ve personel indirme helikopterlerini kullandı. ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyonun Suriye'de PYD/PKK'nın öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) ilk kez helikopterlerle yakın hava taarruz desteği ve hava indirme desteği verdiği açıklandı.

Koalisyon, 21 Mart gecesi Suriye'nin Tabka kasabasının güneyine bir grup SDG'liyi indirdiğini ve gruba DEAŞ karşıtı operasyonlarda Apache tipi saldırı helikopterleriyle ateş desteği verdiğini kabul etti.

PYD/PKK'nın başını çektiği Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) zırhlı araç, silah ve mühimmat vermesi de Trump'ın ilk 100 günlük karnesindeki tartışmalı maddelerden biri olarak yer aldı.

AFGANİSTAN'DA "BOMBALARIN ANASI" İLE SALDIRI

14 Nisan'da ABD Hava Kuvvetleri, Afganistan'ın Nangahar şehrinde DEAŞ hedeflerine karşı "nükleer olmayan en büyük bomba" olarak bilinen GBU-43 bombasıyla hava saldırısı düzenledi.

Bomba Amerikan ordusunda "tüm bombaların anası" olarak biliniyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler