• BIST 9645.02
  • Altın 2410.846
  • Dolar 32.5611
  • Euro 34.7004
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 15 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 15 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 11 °C

Türkiye’de LGBT’lerin okul yaşantıları

Bu araştırmanın sonuçlarına göre, LGBT’lerin büyük kısmı okullarını hem kendileri için hem de LGBT’lere destek veren heteroseksüeller için güvenli bulmamaktadırlar.
Türkiye’de LGBT’lerin okul yaşantıları

Stephen Russell (Prof, The University of Texas at Austin) günümüzde ergen araştırmaları alanında LGBT’lerin psikolojik, sosyal ve eğitim dezavantajlarını ortaya koyan en önemli araştırmacılardan biridir. Konuya gösterdiği duyarlılık ve derin teorik niteliğinin yanı sıra araştırmalarındaki metodolojik üstünlük hayranlık uyandırıcıdır. Bu özelliklerde bir araştırmacı ile elele vererek Türkiye’deki LGBT’lerin okul yaşantılarına görgül bir araştırma ile bakmak ve sonuçları paylaşmak “boynumuzun borcu” duygusunu uyandırdığı için bu çalışmayı kısaca raporlamaya giriştik.

Öncelikle Kaos-GL’nin desteği ile Russell’in geliştirdiği ve yaygın şekilde kullandığı ölçme araçlarını Türkçe’ye uyarladık ve yine Kaos GL ve LİSTAG’in desteği ile Türkiye’deki LGBT’leri veri toplamak üzere online ortamda ölçme araçlarımızı doldurmaya davet ettik. Bu metinde kısa bir özetini bulacağınız araştırmamızın, İngilizce yayınlara ve akademik toplantılarda bildirilere de dönüşmesi planlanmaktadır. Katkısı olan herkese -başta Seçin Tuncel ve Remzi Altınpolat’a- ve ölçekleri dolduran tüm katılımcılara teşekkürü bir borç biliriz. 

Araştırma

Duygu Çavdar, Figen Çok,

Stephen Russell, Jessica Fish, Jack Day ve öğrencileri 

Günümüzde LGBT’ler homofobi ve transfobi yüzünden yaşamlarında pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak homofobi ve transfobi, artık kişisel bir korku ya da irrasyonel bir inanç olmanın ötesindedir çünkü kurumlar ve sosyal geleneklerle politik bir alanda oluşan, gruplararaası süreçlere de işaret etmektedirler (Göregenli, 1998). Özellikle okullar bu tür süreçlerin ve ayrımcı tutumların yeniden üretilmesine ve LGBT’lerin örselenmesine yol açan ortamlardan biridir. Bireylerin gelişimleri ve iyi oluşları için oldukça önemli olan ergenlik ve gençlik dönemleri de çoğunlukla okullarda geçer. Bu nedenlerle LGBT’lerin okullarda neler yaşadıkları araştırılmalı ve yaşadıkları zorluklar bilinmelidir.

LGBT’lerin okul yaşantılarının araştırıldığı çalışmalar kısaca incelendiğinde, Amerika’da ülke çapında yapılan bir araştırmada LGBT öğrencilerinin %71.3’ünün okullarında sık sık homofobik yorumlar, %61.4’ünün cinsiyet ifadesi ile ilgili olumsuz yorumlar duyduğu bulunmuştur. Bu öğrencilerin %59’u öğretmenlerinden de ve diğer okul personelinden homofobik yorumlar ve cinsiyet ifadesinde yönelik olumsuz yorumlar duymaktadır. Öğrencilerin %91.4’u bu yorumlardan dolayı sıkıntı yaşadığını belirtmiştir. %63.5’i okullarında kendilerini cinsel yönelimlerinden dolayı güvende hissetmemektedir. %81.9’u sözel, %38.3’ü fiziksel zorbalığa maruz kalmıştır. %55.2’si ise siber zorbalık yaşamıştır (Kosciw, Greytak, Bartkiewicz, Boesen ve Palmer, 2011). Bu tür zorbalıklara maruz kalan LGBT öğrencilerin depresyon düzeyleri ve intihar riksi daha yüksektir (Russell,  Ryan, Toomey, Diaz ve Sanchez, 2011). Benzer sonuçlar İrlanda’lı LGBT’ler için de bulunmuştur, %58’i okul zorbalığına maruz kalmaktadır (Mayock, Bryan, Carr ve Kitching, 2010).

Türkiye’de de homobofik tutumlara ve LGBT’lerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden dolayı taciz, şiddet ve ayımcılığa maruz kaldıklarına yönelik araştırmalar (Akyol, 2016; Kabacaoğlu, 2015; Ozturk, 2011; Güney, Kargı ve Oruc, 2004) vardır. Kaos-GL nefret suçları raporu (2013)’nda da LGBT öğrencilerin okullarda akranlarınca ya da öğretmenlerince ayrımcılığa, saldırılara ve zorbalığa maruz bırakıldıkları belirtilmiştir. Ancak Türkiye’de LGBT’lerin okullarında yaşadıkları genel zorlukları doğrudan ele alan görgül çalışmalar bulunmamaktadır.

Bu çalışmada LGBT’lerin okul yaşantılarını ortaya koyabilen bazı psikolojik ölçme araçlarından oluşan bir batarya kullanılmıştır, ki bu ölçme araçlarının tümü daha önce Russell ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş-çalışılmış-yayınlanmıştır. Kullanılan araçlar LGBT’lerin geçmişe dönük eğitim yaşantılarını şu boyutlarda gözden geçirmelerine dayanmıştır: Okul güvenliği, okulda zorbalık ve taciz, cinsel yönelim ve okul iklimi, okulda cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine bağlı olumsuz deneyimler, okulda ayrımcılık, heteroseksist taciz, reddetme ve ayrımcılık, LGBT bağlantılı aile ve arkadaş reddi-desteği, toplumsal katılım ve aktvizm. Araçların Türkçe’ye çevrilmesinde ve kültürel uyumunun incelemesinde Kaos GL’den ve başka akademisyenlerden destek alınmıştır. Online surveye dönüştürülen ölçme araçları (anketler) ve genel yorumlara ilişkin açık uçlu bir soru sosyal medya aracılığı ile paylaşılmış ve LGBT’lerin doldurulması istenmiştir. Yaklaşık üç ay kadar ulaşılabilir tutulan anketleri 225 LGBT katılımcı doldurmuştur. Bu araştırma grubumuzun bir kısmı lise, lisans ve lisansüstü ögrencileridir. Bunların yanı sıra araştırma grubunda öğrenci olmayan çalışma yaşamının içinde bulunan katılımcılar da vardır.

Araştırma grubu 15-18 (%17.3), 19-24 (%53.5), 25-30 (%19), 31-35 (%5.3), 36-45 (%3.5) ve 46-59 (%1.3) yaşlarında; lise (%19.9), lisans (%61.9) ve lisansüstü öğrenim (%18.2) düzeyine sahip; yaşamlarını en çok köy/kasaba (%2.7), ilçe (%14.2), küçükşehir (%11.9) ve büyükşehir (%71.2) de geçirmiş 225 LGBT’den oluşmuştur. Araştırma grubu, cinsiyet kimliklerini kadın (%36.3), erkek (%45.6), trans-kadın (%0.9), trans-erkek (%4.9), queer (%10.2) ve diğer (%2.2) olarak tanımlamıştır. Cinsel yönelimlerini ise gey (%37.8), lezbiyen (%13.3), biseksüel, ancak çoğunlukla gey ya da lezbiyen (%14.2), biseksüel, eşit düzeyde gey ya da lezbiyen ve heteroseksüel (%10.2), biseksüel, ancak çoğunlukla heteroseksüel (%8.4), sorguluyorum/emin değilim/bilmiyorum (%2.7), queer (%4.9) ve diğer (%8.4) olarak ifade etmişlerdir.

Kullanılan ölçme araçları sınıflamaya ve derecelendirmeye yöneliktir. Bu nedenle farklı özellikteki LGBT’lerin okul yaşantılarına dönük karşılaştırmalı sonuçlar almaya uygun bir veri seti oluşturulmuştur. Ancak bu raporda karşılaştırmalı sonuçlardan ziyade, elde edilen frekanslardan en önemlilerine ve genel yorumlardan elde edilen bazı nitel verilere yer verilmiştir.

Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %82.3’ü okullarını/geçmişteki okullarını LGBT öğrenciler için güvenli bulmamaktadır. %59.7’sine göre ise okulları/geçmişteki okulları LGBT’lere destek veren heteroseksüeller için de güvenli değildir. Katılımcıların %57’si geçmiş okul yaşantılarında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında diğer öğrencilerin kendileriyle ilgili olumsuz yorumlar yaptığını ya da hakaret ettiğini “genellikle” duyduğunu belirtmiştir. Çarpıcı bir biçimde katılımcıların %96’sı okullarında anti-LGBT ve cinsiyetçi hakaretleri (örneğin, kötü anlamda “bu gey gibi”) farklı sıklıklarda olsa da duyduklarını belirtmişlerdir. Buna rağmen, katılımcıların %69’u öğretmenlerin ya da okul personelinin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında olumsuz yorum yapanları ya da hakaret edenleri durduklarını hiç bir zaman duymamış ve görmemiş olduklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların %81’i faklı sıklıklarda tacize ve zorbalığa maruz kalmışlardır. Özellikle bunların %46’sı taciz ve zorbalığa okul yaşamlarında dört ve daha çok kez maruz kaldığını belirtmiştir. Bir katılımcı şu yorumu yapmıştır:

“Üniversitede öğreciyim. Geyim. Öğretim üyeleri ve arkadaşlarım LGBT bireylerine karşı, homofobik öğretim üyeleri var. Sözel olarak rencide ediliyorum, aşağılanıyorum. Lise yıllarında okulumuzda bulunan pdr uzmanı tarafından taciz edilmek istendim.”

Bunlara ek olarak cinsiyet ifadesi de LGBT’lerin okul yaşantılarında önemli bir rolü vardır. Yeteri kadar erkeksi-maskülen olmayanların yüzde %40’ı tacize ve zorbalığa maruz kalırken, yeteri kadar kadınsı-feminen olmadıkları için tacize ve zorbalığa maruz kalanların oranı %15’dir. Yeteri kadar erkeksi-maskülen olmayanların “sık sık” tacize ve zorbalığa maruz kalma sebepleri arasında  konuşmaları ve hareketleri (%76.5), giyim biçimleri (%42), kadınlarla yeteri kadar ilgilenmemeleri (%38.5) ve sporla yeteri kadar ilgilenmemeleri (%36.7) yer almaktadır. Yeteri kadar kadınsı-feminen olmayanların “sık sık” tacize ve zorbalığa maruz kalmalarında ise konuşmaları ve hareketleri (%42.5), giyim biçimleri (%41.2) ve erkeklerle yeteri kadar ilgilenmemeleri (%31.9) başlıca sebepler olarak görülmektedir.

Bu tür zorlukların yaşanmasına rağmen, araştırmaya katılanların %81.4’ü lise yıllarında cinsel yönelim ve cinsyet kimliği konularında bilgi ya da desteğe ihtiyaç duyduklarında nereye/kime başvurmaları gerektiğini bilmediklerini belirtmişlerdir. Ayrıca %98’si liselerinde LGBT klubü ya da kuruluşu, LGBT öğrenciler için destek ya da dayanışma grubu olmadığını da belirtmiştir. Katılımcılar liselerinde %3.6’sı açık kimlikli bir öğretmene/personele sahipken, açık kimlikli arkadaşa sahip olanların oranı %56.9’dur. Bir katılımcı desteğin önemine ilişkin şunları söylemiştir: 

“Bir LGBT nin en çok yardıma ihtiyaç duyduğu zaman cinselliğini ilk fark ettiği yaşlardır. Ben bu durumun ne olduğunu öğrenmeye çalışırken lanetlenmiş olduğum fikrini kabullendim ve intihar etmem yasaktı. Yani hiçbir şey yapmadan acı çekmem gerekiyordu..! Eğer o zaman benim gibi bir kişinin daha varlığını ve cesaretini görseydim her şey farklı olurdu.”

Lise kademesine yönelik verilerden farklı olarak, araştırmaya katılanların %48.7’si üniversite yıllarında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında bilgi ya da desteğe ihtiyaç duyduklarında nereye/kime başvurmaları gerektiğini bildiklerini belirtmişlerdir. Yine %48’si üniversitelerinde LGBT klubü ya da kuruluş olduğunu da belirtmiştir. Üniversitelerde katımlımcıların %24.5’i açık kimlikli bir öğretmene/personele sahipken, açık kimlikli arkadaşa sahip olanların oranı %83.6’dır. Lise kademesi ile karşılaştırıldığında üniversitenin lehine olan bu sonuçlar bir katılımcı tarafından da ifade edilmiştir:

“Lisede yönelimimin yeni yeni farkına varıyordum. Üniversitede kabullendim ancak açık değildim. Üniversiteden sonra biraz daha açık yaşamaya başladım. Arkadaşlarımın tamamı neredeyse eşcinsel olduğumu bilir ve hiçbirinden ayrımcılık görmedim. Ancak polis ve doktorların ayrımcılığına maruz kaldım. Bir kaç yıl sonra anneme açılmayı planlıyorum.”

Okullarda şiddet ve zorbalıkla başa çıkma durumlarına yönelik de sorular sorulmuştur. LGBT karşıtı yorum yapan ve hakarete eden insanları, katılımcıların %52.2’si durdurmak istediklerini ancak saldırının kendilerine dönmesinden korktukları için  bunu yapamadıklarını belirtmiştir. %32.9’u ise LGBT olmaya yönelik sorunları durdurmak için kime bildirim yapacaklarını bilmemektedir. Katılımcılar LGBT’lere yönelik ayrımcılığa karşı olmayı ve/veya okulullarında LGBT’lere karşı zorbalığı durdurmayı öğrendiği kaynaklar çoğunlukla başka öğrencilerdir (%50.8). Katılımcıların sadece %19.2’si LGBT’lere karşı zorbalığı durdurmayı öğretmenlerinden öğrenmiştir. Ayrıca katılımcıların %17.3’ü LGBT konularını okullarında Fen Bilgisi/Biyoloji derslerinin bir parçası olarak öğrenmiştir. Diğer dersler için bu oran oldukça düşükken, doğrudan LGBT konularının  ele alındığı Cinsel Eğitim derslerine yalnızca katılmcıların %15’i erişebilmiştir. Yine bu konular hakkındaki bilgilere katılımcılar, %65.5 oranında sınıf dışında başka öğrencilerden ve arkadaşlardan edinmiştir. Bu bilgi kaynaklarını %26.1 oranında internet takip etmiştir. 

Katılımcıların sadece %20.8’i kendilerini liselerinde güvenli hissettiklerini belirtmiştir. Bu oran üniversitede %54.9’a çıkmaktadır. Katılımcılar okullarında farklı sıklıklarda dövülmekten korkma (%63.8), haklarında yayılan dedikodu ve yalanlar (%86.7), kendilerine yönelik cinsel şakalar, yorumlar ya da el kol hareketlerine maruz kalma (%86.8) ve görüntüleri ya da konuşma biçimi ile dalga geçilmesi (%80.5) gibi olumsuz deneyimler yaşamış ve %38.1’i bu sebeplerden dolayı okullarına devamsızlık yapmışlardır. Bunlara ek olarak, katılımcıların %55.3’ü LGBT olduğu ya da öyle olduğu düşünüldüğü için üç ya da daha çok kaç kez sözlü hakarete uğramış, %21.7’si fiziksel şiddetle tehdit edilmiş ve %22.1’i farklı sıklıklarda fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Ayrıca %37.6’sı üç ya da daha çok kez LGBT oldukları düşünülerek cinsel ilişkiye dünden razı olacaklarına yönelik talepleri reddetme deneyimi yaşamıştır.

Okullarda yaşanan olumsuz deneyimlerin yanı sıra LGBT’lerin kimlere açıldıkları ve sosyal desteklerine yönelik de sorular sorulmuştur. Katılımcıların %45.1’i annelerine açılmışken, babasına açılanların oranı %23.9’dur. Katılımcılardan %24’ü annelerinin cinselliklerini tamamen reddetiğini düşünürken, babalar tarafından tamamen red edildiğini düşünme oranı %40.4’tür. LGBT’lerin cinselliklerinin en çok, en iyi heteroseksüel karşı cinsiyetten olan arkadaşları tarafından kabul edildiğini belirtmişlerdir (%69.8). Açılmaya yönelik en çok yüzde ise arkadaşlara aittir (%85.4). Bir katılımcı açılmaya yönelik şu yorumu yapmıştır:

“Karşılaşacağım baskıdan korktuğumdan dolayı çevremdeki çoğu insan cinsel kimliğimi bilmiyor.”

Katılımcılardan LGBT aktvizimi konusunda da önemli veriler elde edilmiştir. Bir LGBT kuruluşunda her hangi bir programa hiç katılım göstermeyenlerin oranı yalnızca %34’tür. Ancak %66’sı bu kurumlardan profesyonel danışma almayı tercih etmediklerini belirtmiştir. Yapılan aktiviteler arasında %72.1 ile mitinge ya da gösteriye katılma en yaygın olanıdır. Bunu bir kampanyayı destekleme (%58.8) ve toplantıya katılma (%52.7) takip etmektedir.  Bir LGBT kuruluşunun aktif üyesi olma oranı ise %25.2’dir. Bir katılımcı aşağıdaki yorumu yapmıştır:

“Ben şanslılardanım sanıyorum, sorular bana bunu söyledi... Benim karşılaştığım baskının binlerce katına maruz kalanlar olduğunu biliyorum ve onlar için ölene kadar savaşacağım.”

Sonuç olarak, Türkiye’de LGBT’lerin okullardaki genel zorluklarına yönelik yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bu boşluğu doldurmak ve Türkiye’deki LGBT’lerin iyi oluşlarını artırmayı sağlamak üzere yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre, LGBT’lerin büyük kısmı okullarını hem kendileri için hem de LGBT’lere destek veren heteroseksüeller için güvenli bulmamaktadırlar. Ayrıca LGBT’lerin neredeyse hepsi öğrencilik yıllarında anti-LGBT ve cinsiyetci hakaretler duymuş, buna rağmen öğretmenlerinin ve okul personelinin bu yorumları durdurmaya yönelik çabalarını görmemiştir. LGBT’lerin büyük kısmı cinsel yönelimleri ve cinsiyet ifadeleri yüzünden okullarında tacize ve zorbalığa da maruz kalmıştır. Bunlara ek olarak; LGBT’ler yardım ve destege ihtiyaç duyduklarında nereye başvuracaklarını bilmemektedirler. Ancak lise ve üniversite kademeleri karşılaştırıldığında sonuçlar üniversitelerin lehinedir. Aynı şekilde LGBT’ler üniversitelerde kendilerini daha güvenli hissetmektedirler ve burada daha çok sosyal desteğe sahiptirler. LGBT’ler en çok arkadaşları tarafından kabul edilmekte ve bir kısmı LGBT-aktivizmi içerisinde yer almaktadır.

Bu veriler, heteroseksüel popülasyondan elde edilen verilere göre değerlendirildiğinde daha büyük bir önem taşıyacaktır ve farklı bağlamlardaki çalışmalarla ele alındığında daha anlamlı olacaktır. Ancak 225 katılımcıdan elde edilen bu veriler bile okul yaşantılarında LGBT’lerin genel zorluklarını ortaya koyması bakımından önemli bir başlangıç kabul edilebilir. Kuşkusuz bu çalışmalar daha demokratik ve gelişime uygun okul ortamlarının sağlanacağı günler için bir umut teşkil edebilir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler