130 bin yıl önce yaşayan Denisovalı bir çocuğa ait diş bulundu

Bilim insanları, Laos'taki Kobra mağarasında, yaklaşık 130 bin yıl önce yaşayan Denisovalı bir kız çocuğuna ait dişi ortaya çıkardı.

Güneydoğu Asya ülkesi Laos’taki bir  mağarada bulunan en az 130 bin yıllık bir çocuğun dişi, bilim insanlarının, insanların erken kuzenleri hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarmasına yardımcı oldu. Araştırmacılar, keşfin, insanlığın artık soyu tükenmiş bir türü olan Denisovalıların güneydoğu Asya'nın sıcak tropik bölgelerinde yaşadığını kanıtladığını söyledi.

DENİSOVALILAR NASIL KEŞFEDİLDİ?

Denisovalılar, araştırmacılar tarafından Homo cinsinden bir insansı olup Neandertaller ve anatomik olarak modern insanın (Homo sapiens) yakın akrabası olarak tanımlanıyor. Ancak, Denisovanlar bi genetik olarak her iki türden ayırt edilebiliyor. 

Bununla birlikte, Neandertallerin kuzeni olan Denisovalılar hakkında çok az şey biliniyor. Bilim insanları, onları ilk olarak 2010 yılında bir Sibirya mağarasında çalışırken ve daha önce tanımlanamayan bir insan grubuna ait bir kızın parmak kemiğini bulurken keşfetti. Denisova Mağarası'nda bulunan sadece bir parmak ve yirmi yaş dişi kullanarak, grubun tüm genomunu çıkardılar.

Araştırmacılar daha sonra 2019 yılında Tibet Platosu'nda bir çene kemiği buldu ve Denisovalıların bir kısmının Çin'de de yaşadığını kanıtladı.Ancak, bu nadir fosillerin yanı sıra, Denisovalılar, günümüzde insan DNA'sının genleri dışında, ortadan kaybolmadan önce çok az iz bıraktılar.

Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni çalışmanın ortak yazarı ve paleoantropolog Clement Zanolli, bilim insanlarının "bu popülasyonların modern atalarının güneydoğu Asya'daki Denisovalılarla "karıştırıldığı" sonucuna vardıklarını söyledi. Fakat, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi araştırmacısı AFP'ye verdiği demeçte, Asya kıtasının bu bölümünde, Sibirya veya Tibet'in dondurucu dağlarından uzakta varlıklarının “fiziksel kanıtı” olmadığını söyledi.

Bu durum  bilim insanları grubu kuzeydoğu Laos'taki Kobra Mağarası'nda aramaya başlayana kadar böyleydi.

Mağara uzmanları, bölgeyi 2018 yılında, eski insan kalıntılarının zaten bulunduğu Tam Pa Ling Mağarası'nın yanındaki bir dağda keşfetti. Zanolli, dişin hemen hemen homo sapiensler ile benzer bir şekle sahip olduğunu açıkladı. Çalışma, eski proteinlere dayanarak, dişin 3.5 ila 8,5 yaşları arasındaki bir kız çocuğuna ait olduğunu ortaya çıkardı.

Paleoantropolog ve çalışmanın ortak yazarı Fabrice Demeter,  dişin şeklini analiz ettikten sonra, büyük olasılıkla 164 bin  ila 131 bin  yıl önce yaşamış bir Denisovalı’ya ait olduğunu söyledi. Daha sonra, proteinlerin analiz edilmesi ve bir 3D X-ışını rekonstrüksiyonu dahil olmak üzere farklı yöntemlerle dişin içi incelendi.

NEANDERTALLER İLE 350 BİN YIL ÖNCE AYRILDILAR

Diğer taraftantan, dişin iç yapısı, Tibet’teki  Denisova örneğinde bulunan azı dişlerininkine benziyordu. Endonezya ve Filipinler'de yaşayan modern insanlardan ve diğer antik türlerden açıkça ayırt edildi.

Dişin geçici olarak bulunduğu Danimarka'daki Kopenhag Üniversitesi'nde araştırmacı olan Demeter, "Proteinler, cinsiyeti tanımlamamıza ve bunun diğer Homo türleri ile ilişkisini doğrulamamıza izin verdi. Dişin yapısı, genetik olarak Denisovalılara yakın olan Neandertallerle ortak özelliklere sahipti. İki türün yaklaşık 350 bin yıl önce ayrıldığı düşünülüyor” diye konuştu.

Ancak Zanolli, şimdiye kadar doğuda hiçbir Neandertal izine rastlanmadığı için araştırmacıların bunun bir Denisova örneği olduğu sonucuna vardığını açıkladı. Demeter için keşif, Denisovalıların Asya'nın bu bölümünü işgal ettiğini ve soğuk irtifalardan tropik iklimlere kadar çok çeşitli ortamlara uyum sağladıklarını, Neandertal kuzenlerinin ise soğuk batı bölgelerinde daha “uzmanlaşmış” göründüğünü gösteriyor.

Bu nedenle, son Denisovalılar, Pleistosen çağında, genetik miraslarını Güneydoğu Asya'nın modern popülasyonlarına aktaran modern insanlarla tanışmış ve iç içe geçmiş olabilirler.