1655 cinsel istismar vakasından 88’i ensest

Hemen hemen hiç konuşulmayan ancak ülkenin kanayan yaralarından biri olan aile içi istismar (ensest) vakaları çoğunlukla gizli kalıyor.

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 2010-2020 yılları arasında 1360 çocuk, 295 erişkin olmak üzere 1655 cinsel istismar vakası başvurdu. Bunların 288’inin ensest olduğu ortaya çıktı. Verilere göre vakaların yüzde 87’si çocuk.

Araştırmalar ve akademik çalışmalar dışında ensest vakalarına dair resmi veriler açıklanmıyor. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda Uzman Dr. Said Meke yaptığı tez çalışmasıyla kentteki ensest vakalarına ışık tuttu. Adli Tıp Uzmanı, Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün danışmanlığını yaptığı tez çalışmasında çarpıcı veriler yer aldı.

2010-2020 yılları arasında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda 11 yılda 1360 çocuk, 295 erişkin olmak üzere toplam 1655 cinsel istismar vakası başvurusu yapıldı. Bu vakaların 288’inin ise ensest olduğu saptandı.

YÜZDE 87’Sİ 18 YAŞ ALTINDA

Araştırmada yer alan veriler şöyle:

Vakaların 245’i kadın, 43’ü erkek. Saldırganların ise yüzde 98.3’ü erkek.
Saldırganların yarısı 1. ve 2. Derece yakın akraba. Sırasıyla en çok baba, erkek kardeş ve üvey babanın istismarına maruz bırakıldı.
Tüm olguların yaş ortalaması 13,46.
Kişilerin yüzde 86.5’i 18 yaşın altında.
Yüzde 54.9’u saldırganla birlikte yaşıyor. Birlikte yaşayanlar 1 yıldan daha uzun süre ihbarda bulunmadı.
Yüzde 72,3’ünde istismar birden fazla kez tekrarlandı.
Yüzde 53,6’sı tehdit edilerek istismara uğradı.
Vakalar olayı ilk olarak en fazla annesi ile; ikinci sıklıkta öğretmeniyle paylaştı.
Olaya sonrası mağdurların %73,5’inde psikopatoloji gelişti. En sık gelişen tanılar Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Major Depresif Bozukluk.

BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, araştırmanın buzdağının sadece görünen bir kısmı olduğunu vurguladı. Verileri değerlendiren Prof. Dr. Dokgöz, şöyle konuştu: “Yaptığımız çalışmada 1655 cinsel istismar olgusunun 288’ini ensest. Bu da olguların yüzde 17.40’ını oluşturmakta. Bu çok yüksek bir oran. Çünkü cinsel istismar yargıya çok az yansır ve ensest ise çok daha az yargıya başvurur. Çocuklar ensestin cinsel istismar olduğunu bilemez. Okula başlamakla beraber çocuk sosyalleşmeye başlayınca ve arkadaşlarıyla veya öğretmenleriyle paylaşımlarda bulununca aile içinde gerçekleşen cinsel olayların istismar olduğunu öğrenir ve kısır döngü o zaman kırılmaya başlar. Çocuk evden kaçar, okul başarısı düşer, uyumsuzluk ve altına işeme, parmak emme gibi bazı fiziksel bulgular yanında anksiyete ve depresyon gibi önemli psikiyatrik bulgular göstermeye başlar.”