ARUCAD Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Sinan Arkın “ARUCAD’da Öğrenciler Hem Teorik Hem Pratik Eğitim Alıyor”

ARUCAD Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Sinan Arkın yakın zamanda hayata geçirmeyi planladıkları dünyada da çok büyük ses getirecek ‘Asil Köylü’ isimli heykel projesinin müjdesini verdi.

15 Nisan Dünya Sanat Günü’ne özel katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Sinan Arkın, ARUCAD’ı yalnızca teorik dersler üzerine değil öğrencilerin iş hayatlarında da karşılaşacağı pratik temelli atölyeler, stüdyolar ve laboratuvarlar üzerine kurguladık” dedi.   

    

Sanat odaklı tematik bir üniversite açma hayalinin babası Erbil Arkın’a ait olduğunu aktaran Dr. Sinan Arkın, “Üniversitenin kurulma nedeni babamın sanat ve tasarıma olan özleminden kaynaklandı. İngiltere göçmeni, maddi zorluk çeken bir ailenin çocuğu olan babam Erbil Arkın’ın ilkokulda resme yeteneği ortaya çıktı. Öğretmenlerinin yönlendirmesiyle eğitimini sanat ve tasarım alanlarında tamamladı. Babam bu ülkeden kazandıklarını sanat ve tasarım aracılığıyla topluma geri vermek istediği için ARUCAD’ı hayata geçirdi” ifadelerini kullandı.   

 

“Asil Köylü Heykeli Dünya Çapında Ses Getirecek”

 

ARUCAD Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Sinan Arkın yakın zamanda hayata geçirmeyi planladıkları dünyada da çok büyük ses getirecek ‘Asil Köylü’ isimli heykel projesinin müjdesini verdi. Arkın “Adamıza sanat alanında çok büyük etkisi olacağını düşündüğümüz bir projemiz var. Dünyanın en büyük heykelleri arasında yer alacak 45 metre yüksekliğinde bir heykeli Beş Parmak Dağları’na yerleştireceğiz” dedi.

 

Arkın, ‘Asil Köylü’ Heykelinin dünya çapında ses getirecek bir proje olduğunu ve turizm açısından yeni bir destinasyon yaratarak KKTC’nin sanatla tanınmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.

 

 

“Aile Özlemiyle Kıbrıs’a Döndüm”

 

ARUCAD açılana kadar ODTÜ’de öğretim üyesi olan Dr. Sinan Arkın, “İstanbul’da doğdum. Ardından 14 yaşına kadar KKTC’de kaldım. Maarif Koleji’nin ardından Koç Lisesi’ne gittim. Yükseköğrenim için gittiğim Amerika’da fizik ve astronomi okudum. Üniversitenin son döneminde biyoloji ve evrime merak sardım, evrimi şekillendiren matematiksel ilkeler üzerinde çalışmak istedim. İngiltere’de, Imperial College London’un matematik bölümünde bu konu üzerine yüksek lisans ve doktora eğitimi gördüm. Babam üniversite fikrini bana açana kadar öğretim üyeliği yaptım. Projenin ortaya çıkması ve aile özlemiyle Kıbrıs’a dönüş yaparak üniversitenin başına geçtim.”

 

“ARUCAD’da Öğrenciler Hem Teorik Hem Pratik Eğitim Alıyor”

 

ARUCAD’ın vizyonuna anlatan Arkın, “Üniversitemizin bir diğer kurulma amacı da Kıbrıs’taki sanatçı ve tasarımcılara bir buluşma ortamı yaratmaktır. Bu nedenle yatırımımızı yalnızca teorik dersler üzerine değil öğrencilerin iş hayatlarında da karşılaşacağı pratik temelli atölyeler, stüdyolar ve laboratuvarlar üzerine kurguladık” şeklinde konuştu. Arkın, “Öğrenci ellerini kirleteceği pratik bir alanda eğitim alamıyorsa girdiği iş yerinde mesleğini tekrar baştan öğrenmesi gerekiyor. Öğrencinin iş yerinde karşılaşacağı sorunları üniversite eğitimi sırasında yaşarsa o iş ortamına daha fazla hazır olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle ARUCAD’ın felsefesi her iki yönde de öğrenciyi geliştirmektir. İş ortamına hazırlıklı öğrenci yetiştiriyoruz” dedi.  

 

 

“ARUCAD’ı Endüstri ile İç İçe  Olması için Kurduk”  

 

Arkın, “Biz bu üniversiteyi endüstriye iş gücü yetiştirmesi yani endüstri ile iç içe olması için kurduk. Üniversitenin üretime önem vermesi de buradan geliyor. Şu anda Avrupa’da da eğilim, tasarımcıların teorik eğitim alması;  yani tasarımı  çizip üretimi başkalarına bırakmak konsept sorunlar yaratıyor. Çünkü siz tasarladığınız şeyin üretiminde kullanılan materyali tanımak zorundasınız. Bizim amacımız bu üniversitede %50 teorik ve %50 pratik eğitimi birleştirerek öğrencilerimizin bütünsel beceri kazanmalarını sağlamaktır. Yani ARUCAD öğrencisi tasarladığı projeyi üretmek durumundadır” diyerek sözlerine açıklık getirdi.

 

“Ciddi Üretim Tesisleri Kurduk, Yenilerini Kurmaya Devam Ediyoruz”

 

Arkın sözlerine şu şekilde devam etti; “Sunacağımız staj ve iş olanakları ile öğrenciler üniversitede eğitim görürken mesleklerine başlamaları gerekiyor. Bu onlara mesleki bakımdan birkaç yıl kazandıracaktır. Bu açıdan ciddi manada üretim tesisleri kurduk. Kıbrıs’ta ilk defa bu derece ekipman kapasitesine sahip Cam Atölyesi kurduk. Şu an toplam 13 atölye, 8 stüdyo ve 3 laboratuvarımız var. Çok yakında bronz heykeller dökebileceğimiz dökümhanemiz kuruluyor. Bilgisayarları kullanarak robotlar tarafından oyma yapabilecek CNC Atölyemizi kuruyoruz. Böylelikle tasarımın dijital tarafıyla üretimi birleştirmeye çalışıyoruz.”   

 

“Sürekli Eğitim Merkezimiz Aracılığıyla Toplumun Her Kesimi ile Bütünleşiyoruz”

 

Arkın; “Üniversitelerde elitist bir hava vardır, genelde bizim coğrafyamızda görülür bu durum. Üniversiteler bilgi sahibidir ve halktan uzaktır algısı hakimdir ve biz bunu da kırmak istiyoruz. Halka tamamen açık bir üniversiteyiz.  Öğrenci profiline baktığımızda 17 yaşındaki gençten 60-70 yaşındaki insanlara kadar eğitim gören öğrencilerimiz var. Bunun dışında da sürekli eğitim merkezimize çok önem veriyoruz. Yaratıcı yazarlıktan cam ve seramiğe, resim okumadan Autocad’de deneyim kazanmaya kadar çok çeşitli dersler açıyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

 “Hedef 1500-2000 Öğrenci”

Üniversite bünyesinde 300 civarı öğrencinin eğitim gördüğünü dile getiren Arkın, ikinci dönem için başvuruların devam ettiğini söyledi ve YÖK tarafından akredite olmakla birlikte geçtiğimiz yıl uluslararası tanınırlığa kavuştuklarını kaydetti.

Hedeflerinin önümüzdeki dönem 500 öğrenci olduğunu aktaran Arkın, “Çok fazla genişlemeyi düşünmüyoruz. Konu odaklı bir üniversite olduğumuz için bu odağın dışına çıkmadan yolumuza devam edeceğiz. Hedefimiz, 1500-2000 öğrenci” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü, “Asıl isteğimiz kalite. Hedefimiz,  dünyadaki tanınır sanat ve tasarım üniversiteleri ile aynı sıralarda yer alıp KKTC’yi de sanat ve tasarım noktasında ayrı bir yere koymaktır” dedi.

“Manchester School of Art ile Çift Diploma İmkânı”

Türkiye de dahil olmak üzere sanata ve tasarıma odaklanmış bir üniversite bulunmadığını kaydeden Arkın, “Orta Doğu’yu da baz aldığımızda bölgedeki en nadir kurumlardan biriyiz” şeklinde konuştu.

Sanat odaklı tek üniversite olarak İngiltere’deki üniversitelerle de işbirliği içinde olduklarını ifade eden Arkın, “Manchester Metropolitan Üniversitesi’ne bağlı Manchester School of Art (MSoA) ile yaptığımız anlaşma sayesinde Plastik Sanatlar Bölümü’nde okuyan öğrencilerimize çift diploma imkânı sunuyoruz. Öğrencilerimiz üç yıl ARUCAD’da eğitim görmesinin ardından son bir yılını İngiltere’de geçirerek hem ARUCAD’ın hem de Manchester School of Art’ın diplomasına sahip olabilecek” ifadelerini kullandı.

“İleride Sahne Sanatları Fakültesi ve Konservatuar Kuruyoruz”    

Üniversitenin gelecek projelerinden bahseden Arkın; “Sahne Sanatları ve Konservatuar kurmayı hedefliyoruz ve önceliğimiz oyunculuk, dans ve ses sanatları tasarımı bölümleri, daha sonrasında müziği de ekleyeceğiz” dedi.

 

Arkın, “Tiyatroya belediyelerimiz de önem veriyor. Bunları yaşatmamız lazım. Biz de bir katkı vermek istedik, genel olarak İngilizce eğitim veren bir kurumuz ancak Oyunculuk Bölümünü Türkçe açmayı düşünüyoruz. Modern dans bölümlerini güçlendirmek ve dünyaca tanınmış isimleri getirmeyi düşünüyoruz. Müzik uzun bir yol, öncelikle birkaç bölümle başlayıp tanınmış isimleri getireceğiz. Hedefimiz bu bölümleri Türkiye’deki üniversiteler seviyesine ardından dünya çapında tanınır hale getirmektir. Sahne Sanatları Fakültesi ve Konservatuarı Lefkoşa Surlariçi’nde kurmayı planlıyoruz” şeklinde bilgi verdi.    

 “Ülke olarak Sanata ve Yaratıcılığa Yeterince Önem Vermiyoruz”

Arkın, “Biz sanata yeterince önem vermiyoruz. Dinamik toplumlarda sanatın yerinin farkında değiliz. Sanata ve yaratıcılığa önem vermezsek her şeyi kopyalayarak başkalarından alırız. Statükoyu devamlı sorgulayan sanattır. Statükonun dışına çıkma, mevcut durumu sorgulama, kültürel bakış açısı kazanma sanattan çıkan bir değerdir” şeklinde konuştu.

Dr. Sinan Arkın, “Sanat sadece estetik haz duyduğunuz bir şey değildir sanatın bir şeyleri değiştirebilmesi için sivri olması gerekir. ARUCAD kurulduktan sonra diğer üniversiteler sanat konusunda ciddi yatırımlara başladı. Bu açıdan çok memnunuz, halkımızın estetik bilince kavuşması çok değerli” dedi.

“Sanat Öğrencisi Tutkuludur”

Diğer yandan sanatta geçim kaygısına da değinen Arkın, “Sanat konusunda herkesin bir geçim kaygısı vardır. Diğer bölümlere de baktığınızda sanatı seçen öğrencinin farklı bir tutkusu olduğunu görüyoruz, o işi yapmadan duramıyorlar. Sanat yönetimini yani sanatın işletme tarafını öğrencilere vermeye çalışıyoruz, sanat eserlerini satışa sunabilecekleri yani mesleklerinin pazarlama tarafını da güçlendirebilecekleri bilgilerle donatıyoruz” dedi.    

“Dünyanın Önde Gelen Üniversitelerinden Olacağız”

ARUCAD’ın önümüzdeki 5 yıl içinde dünya çapında tanınan bir kuruma dönüşmesini hedeflediklerini söyleyen Arkın, “Öğrencilerin kariyerlerine ivme verebilme konusunda başarılı olmalıyız. Öğrencilerimizi memnun eden bir üniversite olmamız gerekir. Biz bir vakıf üniversiteyiz,  kâr amaçlı bir üniversite değiliz. Uluslararası iş birlikleri, Türkiye’deki üniversitelerle kurduğumuz bağlantılar bizi ileri götürecektir. ‘Asil Köylü’ Heykelini hayata geçirdiğimizde, ARUCAD’ı birçok insan bu 45 metrelik heykel projesi ile de tanıyacak. Verdiğimiz eğitim ve geleceğe yönelik projelerle dünyanın tanınan sanat ve tasarım üniversiteleri arasında olabileceğimize inanıyorum. Şu anda ülkemize odaklanıyoruz. Girne Kalesi ile ilgili bir projemiz var. Sanal gerçeklik gözlüğü ile eski ortamı yaşatmak ve St. Hilarion Kalesi’nin üç boyutlu tasarımını yapmak gibi projelerimiz var. Bunları yavaş yavaş yapıp tecrübe kazanarak dünya çapındaki projelere de imza atacağımızı düşünüyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.