Asgari Ücret Kamudaki En Düşük Maaşa Eşitlensin!

Bağımsızlık Yolu geçmişte her iki konu ile ilgili de somut adım atmıştı.

Ekonomik krizin ilk gününden beridir geçim derdi ikiye katlanan özel sektör emekçilerinin sabırla beklediği yeni Asgari Ücret tespiti dün de gerçekleşemedi. Asgari Ücret tespiti için toplanan komisyonda en büyük sıkıntı; konunun doğrudan muhatabı olan özel sektör çalışanlarının bu komisyonda temsil edilemeyişidir. Bu husus en az belirlenecek Asgari Ücret artışı kadar hatta uzun vadede bundan da önemlidir.

Bağımsızlık Yolu olarak yıllardır defalarca yinelediğimiz gibi; ya özel sektör çalışanları bu komisyonda elinde pazarlık gücü olan bir örgütlülük aracılığı ile temsil edilmeli ya da Asgari Ücret Yasası değiştirilerek söz konusu miktar kamudanen düşük maaş alan  memurun maaşına eşitlenmelidir.

Bağımsızlık Yolu geçmişte her iki konu ile ilgili de somut adım atmıştı. Partimiz özel sektör çalışanlarının her alandaki temsiliyeti için sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması yasasını hazırlamıştı. Hatırlanacağı gibi bugün Bakan koltuğunda oturan Zeki Çeler bu yasayı geçmişte hararetle savunmuştu. Bakan olduktan sonra tutumunu değiştiren Çeler'i makamında ziyaret ettiğimiz Nisan 2018 tarihinde ise Asgari Ücret'in en düşük kamu maaşına endekslenmesi için bir yasa değişiklik önerisi sunmuştuk. Ancak özel sektör çalışanlarının tüm beklentisine rağmen Zeki Çeler her iki konuda da Bakan olmadan önce söylediklerinden farklı davranmakta, her iki somut önerimizle ilgili olarak da hiçbir adım atmamaktadır.

Bugün özel sektör çalışanlarının sorunlarına gerçek ve kalıcı bir çözüm üretmek yerine önümüze sürülen; teşvik sendikacılığı, sektörel asgari ücret, maaş katkısı gibi düzenlemeler; özel sektör emekçilerinin bazı kesimlerinin sorunlarına kısa süreliğine, geçici, yüzeysel ve kısmi bir rahatlama getirecek olabilir. Ancak özel sektöre yansıması kamudaki Göç Yasası benzeri bir bölünme ve ayrımcılık olacak ve emekçilerin birliğinin önünde ciddi engel oluşturacak girişimlerin tehlikesine dikkat çekmek istiyoruz. Çalışma Bakanlığı ile maddi, manevi ve statü ilişkisi çerçevesinde özel sektör emekçilerinin henüz kurulamamış birliğini bölmeye hizmet edecek sözde sendikacılar; kendi niyet ve arzuları ne olursa olsun kariyerist düzen siyasetçileri tarafından kullanılıp atılacaklar ve gelecekte emekçilere bırakacakları tek miras göçmen, yerli, kol işçisi, kafa işçisi ayrımları üzerinden bir husumet ve bölünme olacaktır. Kısa vadeli çıkarlar için emekçilerin uzun vadeli birliğinin feda edilmesi, telafisi zor hasarlara yol açacaktır. Bu yüzden bu tür kestirme yollara itibar edilmemesi, düzen siyasetçilerine alet olunmaması için uyarıda bulunmayı kendimize görev kabul ederiz.

Bağımsızlık Yolu; 1 Mayıs'ta çalıştırılan emekçiler için yasal girişim yapacağını söyleyip sonra bunu unutturan, sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması önerimizi destekleyip sonra vazgeçen, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda medya şovundan öte hiçbir adım atmayan, sigorta yatırımlarının gerçek maaş üzerinden ödenmesi meselesini manipüle ederken işçilerin gösterdiği belgeleri dahi gerçek maaş olarak işleme koymayan, patronlara "borcu yoktur" yazısı verirken yatırımını yapmadıkları işçilerine sağlık karnesi vermeyen Zeki Çeler'in kariyerist bir demagogtan ibaret olduğunu hatırlatır ve hiçbir gerçek sendikacının böyle bir bakan ile yürüyecek ortak bir yolu olamayacağını vurgular.

Bu çerçevede özel sektör emekçileri için gerçekten bir şey yapmak isteniyorsa, yapılması gereken; sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda özel sektörün temsiliyetinin sağlanmasıdır. Bu yapılamıyorsa Asgari Ücret derhal kamudan alınan en düşük maaş ile eşitlenmelidir. Bunun dışında emekçiye dilenci muamelesi yapan sözde hayırsever ancak özünde zengin kibri ile dolu açıklamalarla karın doyurmak mümkün değildir.