Asya ülkeleri ikinci bir koronavirüs dalgası ihtimaliyle karşı karşıya

Asya ülkeleri ikinci bir koronavirüs dalgası ihtimaliyle karşı karşıya

Koronavirüs salgınıyla dünyada ilk karşılaşıp ilk kontrol altına alan kıta olan Asya'da günlük vaka sayılarında yeniden yükseliş görülmesi, ikinci bir salgın dalgası kaygılarını artırdı.

Aldıkları önlemlerin meyvelerini verdiğini düşünerek yavaş yavaş umutlanmaya başlayan bir çok Asya ülkesinde hükümetler günlük koronavirüs vakası sayılarında görülen artışlar üzerine yeni ve sıkı önlemler açıklamaya başladı.

Bir aşı bulunmadan ve hükümetler ülke nüfusu içindeki bağışıklık oranını bilmeden hayatın normale dönmesi çok zor görünüyor.

Guardian'a konuşan Kanada Manitoba Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar bölümünden Jason Kindrachuk "Burada virüsün yeniden yayılabileceği zincir oluşmadan ve kendinizi yeniden hastalığı kontrol etmek gereken sıfır noktasında bulmadan, karantina önlemlerini nasıl gevşetebileceğiniz sorunsalı var" diyor.

Hong Kong'da yeni vakalarda artış

Salgından ilk etkilenen bölgelerden biri olan Hong Kong'da okullar, bazı binalar ve parklar zaten kapalıydı fakat çok sıkı bir karantina uygulanmamıştı.

Fakat yönetim şimdi ülkeye dışardan girişleri kapattı, toplantıları yasakladı, kalan tesisleri de kapattı, testleri artırdı, karantina merkezleri açtı ve kurallara uymayanlara hapis cezası uygulaması başlattı. Ayrıca zorunlu karantinadaki kişilerin dışarı çıkmamasını sağlamak için elektronik bilezik uygulamasına geçildi.

Hong Kong'da salgının erken aşamalarında hiç bir zaman günde 11'den fazla yeni vaka görülmemişti. Fakat binlerce Hong Konglunun evlerine dönmesinden sonra bu rakam düzenli olarak günde 50 civarında seyrediyor ve bu da bölgenin sağlık sistemini zorlamaya başladı.

Tayvan'da durum

Tayvan salgınla mücadelede dünyanın en başarılı ülkeleri arasında sayılıyor. Sınırlar dışardan gelen yabancılara hala kapalı tutuluyor.

Vaka sayısı ise halen düşük. Salgının başından bu yana toplam 330 vaka var. Günlük artış ise şu anda günde 10 kişi civarında.

Singapur'da tehlike çanları

Singapur da Dünya Sağlık Örgütü tarafından virüsle mücadele önlemleri konusunda en başarılı ülkeler arasında görülüyordu. Fakat şu anda ikinci bir salgın dalgası tehdidiyle karşı karşıya.

İlk etapta gösterilen başarının etkisiyle toplumda oluşan aşırı güven ve rahatlığın önlemlerin gevşetilmesine yol açtığı düşünülüyor.

Bunun göstergesi ise salgının ilk günlerinden bu yana tespit edilen toplam 1000 vakanın yüzde 60'ının ve dört ölümün tümünün son üç haftada meydana gelmiş olması.

Singapur salgının ilk ortaya çıkışı sırasında evden çıkmama yasağını delenlere para ve hapis cezaları uygulamış, yurt dışından gelen ve transit geçen yabancılara sınırı kapatmış, toplantıları yasaklamış, mekanları, tüm öğrenim ve ibadet merkezlerini kapatmıştı.

Japonya'da Tokyo alarmı

Japonya'da Ocak ve Şubat ayları boyunca salgın çok yavaş yayıldı ve günde genellikle 50 yeni vaka civarında seyretti.

Fakat Mart ayında büyük bir patlama değilse de Tokyo'daki vakaların artışı kaygı yarattı. Ay sonuna doğru Tokyo'da vakaların gün bazında üstüste yüksek çıkmaya başladığı haberleri geliyor.

Japonya komşularıyla kıyaslandığında sosyal mesafelenme ve karantina konularında daha yumuşak önlemler uyguluyor ve test sayısının düşük tutulması nedeniyle vakaların göründüğünden çok daha yüksek olabileceği eleştirilerine hedef oluyor.

Güney Kore'de önlemlerin sıkılaştırılması çağrıları

Başlangıçta virüsün en hızlı yayıldığı ülkelerden biri olan Güney Kore katı izleme, karantina ve mesafelenme önlemleri aldıktan sonra hastalığın seyrini kontrol altına almış görünüyordu.

Fakat şimdi ikinci bir salgın dalgası tehlikesi kaygısıyla sağlık yetkilileri gevşetilen yasakların yeniden gündeme getirilmesini talep ediyorlar.

Hastalığın ilk durağı Çin'de durum

Virüsün ilk ortaya çıktığı Çin'de, binlerce kişi öldükten ve 80 bini aşkın kişi hastalandıktan sonra salgının hızı büyük ölçüde kesildi.

Fakat şimdi uzun süre ülkeye girişleri yasaklanmış olan dış ülkelerden gelen Çinli ve yabancıların dönüşüyle salgının yeniden baş gösterebileceği kaygısı yaşanıyor. Virüsün en kötü etkilediği Hubei eyaletinde yasaklar kaldırıldı, fakat polis teşkilatı, bir sağlık uygulamasının yardımıyla virüsle ilişkisine göre farklı renklerle tanımladığı insanları izlemeyi sürdürüyor.

Bu hafta yetkililer hastaneye giden bir kadının, hastalığın semptomlarını taşımayan bir doktordan virüsü almış olması ihtimali üzerine 600 bin nüfuslu bir bölgeyi karantinaya aldılar.

Lancet adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma, Çin'in Wuhan kentinde alınan çok katı önlemlerin salgını kontrol altına almakta yararlı olduğunu, ama bu önlemlerin kaldırılmasıyla birlikte Ağustos ayı civarında bu bölgede ikinci bir salgın dalgası yaşanabileceğini kaydetti.

Çin'de şu anda her gün onlarca yeni vaka tespit ediliyor ama yetkililerin sayıları gizlediği eleştirileri de var. Çin sağlık yetkilileri bu hafta hastalığın belirtilerini göstermeyen ama virüs taşıyanların sayılarını da istatistikleri kattı ve yeni vakaların yüzde 18-31'inin böyle olduğu düşünülüyor.

Ulusal Sağlık Komisyonu Salı günü itibariyle 20 bin civarında kişinin muhtemel sessiz taşıyıcılar olarak gözlem altında tutulduğunu açıklamıştı.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in son konuşmaları da Çin'in şimdi salgınla mücadelede belirti göstermeyen koronavirüs taşıyıcılarına odaklanacağına işaret ediyor.