Bağımsızlık Yolu: Anayasa değişikliğiniz HAYIR'lı olsun

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi 3 Ekim 2020 tarihinde bir toplantı gerçekleştirerek ülke gündeminde yer alan su sorunu, ekonomik kriz, pandemi ve cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulundu

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi 3 Ekim 2020 tarihinde bir toplantı gerçekleştirerek ülke gündeminde
yer alan su sorunu, ekonomik kriz, pandemi ve cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine
değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca toplantıda Parti Meclisi’nin görevlendirmesi ve Bağımsızlık
Yolu Hukuk Komitesi’nin görüşleri de dikkate alınarak hazırlanan partinin anayasa değişikliği
tavrına yönelik detaylı açıklamada de değerlendirilerek, oy birliği ile onaylandı.
Anayasa Değişikliği Açıklamasının Tam Metni:
.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİZ HAYIR’LI OLSUN
11 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte önümüze bir de Anayasa değişikliği referandumu
koyuldu.
Halkın oyuna sunulan Anayasa değişikliği, Yüksek Mahkeme yargıçlarının sayısının arttırılması ve
Başkanın yokluğunda en kıdemli yargıç yerine Yüksek Adliye Kurulu tarafından görevlendirilen
başka bir Yüksek Mahkeme Yargıcı’nın vekalet edebilmesini öngörüyor.
Mevcut Anayasa’da, Yüksek Mahkeme bir Başkan ve yedi yargıçtan oluşur. Öngörülen değişiklikle,
bir Başkan ve en az yedi, en çok on altı yargıçtan oluşacak. Yani Yüksek Adliye Kurulu’na, şu anki
Yüksek Mahkeme Yargıçlarına ek dokuz yargıcı daha Yüksek Mahkeme’ye atayabilme yetkisi
verilmiş olacak.
İlk bakışta yargıçların sayısı artacak, adalete erişim artacak, davaların çözümü hızlanacak şeklinde
süslenerek propaganda yapılan bu Anayasa değişikliği vaat edileni sağlamayacak olan bir
kandırmacadan ibaret.
Anayasa değişikliğine gerekçe gösterilen “adaletin erken tecellisi” deyince bizim anladığımız;
vatandaşın davasının 2-3 yıl sürmemesi, taciz, tecavüz, hırsızlık, gasp, iş kazası, boşanma,
velayet, maaş alacağı, işten durdurma ve benzeri ihtilafların daha erken çözülüp sonuçlanmasıdır.
İstinaf edilmediği sürece Yüksek Mahkeme iş kazalarına bakmaz, hırsızlığa, tacize, mobbinge,
cinayete, maaş alacağına bakmaz. 2-3 bazen 5 yıl süren bu davalar Yüksek Mahkeme’nin değil
Kaza Mahkemesi’nin konusudur. İstinafların daha hızlı çözümleneceği yalnızca halkın ağzına
çalınan baldır. Davaların küçük bir yüzdeliği istinafa gitmekte, esas yığılma ve adaletin geç tecellisi
alt mahkemelerde olmaktadır.
Mahkemeler Yasasına göre kaza mahkemelerine alınabilecek yargıç kadroları doldurulmamıştır.
Şu anda boş kadrolar, 14 "kıdemsiz" yargıç, 5 kıdemli yargıç, 3 başkandır. Kadroların
doldurulmama sebebi bina ve salon yetersizliği olarak belirtilmektedir. Aynı bina ve salon
yetersizliği öne sürülerek Lefke Kaza Mahkemesi iki yıl önce Güzelyurt’a taşınmış ancak Lefke’deki
binanın tadilatına hala başlanmamıştır. Lefkoşa’daki binanın tadilatı ise hala tamamlanmamıştır.
Öte yandan yargıdaki yavaşlık yalnızca yargıç sayılarıyla alakalı olmayıp personel yetersizliği
önemli bir etkendir. Örneğin mahkeme kararlarının yazılmasının bir aydan fazla sürebilmesi,
tebliğlerin de yine aynı sürelerde uzaması mahkemenin hissedilen yavaşlığının nedenlerindendir.
Aile Mahkemeleri yoğunluktan dolayı diğer hukuk davalarına da bakmakta, koruma emri veya
velayet gibi konularla banka davaları aynı salonda mahkemenin zamanı ve takvimi için
yarışmaktadır.
Tereke, Tahliye ve İş davalarına özel yargıçlar görevlendirilmiş ancak bu yargıçlar aynı zamanda
diğer hukuk davalarına da bakmaktadır. Bu salonlarda da yine, işten durdurulup maaşsız kalan
emekçi ile, milyonluk alacağının peşindeki banka aynı mahkeme takvimi için yarışmaktadır.

| 0548 846 20 42 – 05338750274 - 0392 2270769
iletisim@bagimsizlikyolu.org |www.bagimsizlikyolu.org| bagimsizlikyolu
Müftü Ziyai Sokak, Bekiroğlu İş Hanı No:28/A, Lefkoşa, Kıbrıs

Sistemin hızlı çalıştığını biz vatandaşların hissetmesi için, kaza mahkemelerinin hızlanması
gerekir. Bu da kaza mahkemelerindeki yargıç sayısını arttırmakla, boş kadrolara atama yapmakla
ve paralel olarak Uzmanlık Mahkemeleri kurulması ile mümkündür.
Bu Anayasa değişikliği adaletin erken tecellisine katkı koymayacak olduğu gibi, Geçici 10.
Maddenin yürürlükten kaldırılmasını da içermemektedir.
Bir Anayasa Değişikliği olacaksa Geçici 10. Maddenin kaldırılması, öncelikli olmalıdır. Polisin sivile
bağlı olmaması, sivil demokratik yaşamımızın üzerinde en ağır hissedilen ve Anayasada olması
sebebiyle güçlendirilen siyasi ve hukuki bir baskıdır. Cezai soruşturma, tahkikat ve ceza davası
getirme yetki ve sorumluluğunun polis teşkilatında olduğu hukuk sisteminde, polisin askeri idareye
bağlı olması ve sivil otoritelerce denetlenemeyişi, böylesi mühim bir kurumun yasal, demokratik ve
şeffaf şekilde işleyebilmesinin önündeki en büyük engeldir. Anayasal demokratik hakkını
kullanarak eylem yapan vatandaşlara periyodik olarak ceza davası getirilmesinden kaynaklı haksız
kovuşturmadan tutun da, polis gözetiminde şüpheli ölüm vakalarına ve zaman zaman Mahkemeye
de taşınan işkence iddialarına kadar yaşanan pek çok olayda polis içerisinde ciddi bir soruşturma
yapılmayışı, başlatılsa bile ilerlemeyişi, tamamlansa bile bu bilgilerin şeffaf biçimde halkın bilgisine
getirilmeyişi bu alandaki sorunların başlıcalarıdır.
Geçici 10. Maddenin kaldırılması gerekliliği yanında polis, savcı ve yargıçların temel bir hak olan
toplu sözleşme ve grev hakkını kullanmalarının Anayasa tarafından yasaklanması da kolluk
kuvvetlerinde ve yargıda yaşanan pek çok sorunun çözülmesinin önünde engeldir. Halk için önem
arz eden bu kurumlarda çalışan kimselerin Anayasaca sendikal haklarından yoksun bırakılması, bu
meslekleri icra edenlerin çalışma yaşamındaki sorunlarının çözülmesinde idarecilerin insafına
bırakılması yanında buralarda yaşanan problemlerin şeffaf biçimde halkın gündemine
getirilememesine de neden olmaktadır.
Geçici 10. Maddeyi kaldırmayacak, halkın birebir maruz kaldığı yargısal sorunları çözmeyecek,
kamu emekçisi olan polislere, yargıçlara, savcılara sendikal haklar tanımayan bir Anayasa
değişikliğine neden evet diyelim?
Halkın gündelik sorunlarının çözülmesine veya demokrasiye katkısı olmayan bu Anayasa
değişikliğine neden evet diyelim?
Yıllardır iş mahkemesi isteyen özel sektör çalışanına, davasının görüşülmesini aylarca cezaevinde
bekleyerek adil yargılanma hakkı zarar gören sanığa, erken adalet bekleyen şiddet mağduruna,
geçici 10. Madde kaldırılsın diyen demokratik kitleye siz nasıl kulak tıkamışsanız, şimdi de bizlerin
hiçbir işine yaramayacak bu Anayasa değişikliğine biz evet demeyeceğiz.
Anayasa değişikliğiniz HAYIR’lı olsun.