Baharın gelişinde yoğun güvenlik

Oshan SABIRLI

Baharın gelişi heyecanla beklenirken önce birinci cemre havaya düştü. Hava ısınmaya başladı. Derken ardından ikinci cemre suya düştü. Su ısınmaya başladı. Ardından ise üçüncü cemre düştü. Toprak ısınmaya başladı.

Baharın gelişi, çevrenin uyanışı bizimle buluştu.

Dün ise Nevruz ateşleri yandı.

Kıbrıs Türk toplumunun gündemine yeni gelen bir kavram değil nevruz.

Her ne kadar son on yıl içerisinde nevruz başlığı ile kutlansa da biz baharı yıllar yıllar öncesinde kutluyorduk.

Kökleri Larnaka’ya dayanan ailemin Mart 9’u heyecanı şimdilerde alternatif bir kutlama ile bizimle buluşuyor.

***

Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz, Afganlar, Anadolu Türkleri, Arnavutlar, Azeriler, Farslar, Gürcüler, Karakalpaklar, Kazaklar, Kırgızlar, Kürtler, Özbekler, Tacikler, Türkmenler ve Zazalar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı olarak adlandırılır.

Orta Asya’dan günümüze gelen bu gelenek ne acıdır ki içinde bulunduğumuz dönemde hep terör, müdahale, şiddet ile ruhun aykırı bir şekilde kamuoyu ile buluşuyor. Dün de bu oldu. Dün de terörün gölgesinde çok yoğun güvenlik önlemleri altında geçti Nevruz.

***

Dünyanın bir çok noktasında kutlamalar vardı.

Oysa bir çok noktada yine istenmeyen görüntüler ortaya çıktı.

Ankara saldırıları, İstanbul saldırı derken günlerdir Kıbrıs’ın kuzeyinde de endişeli bir bekleyiş ile vatandaş gerginlik yaşandı.

Nevruz kutlamalarının ana adresi bu sene de İskele oldu.

Olası bir sorun karşısında günler öncesinden polis önlemlerini aldı.

Hatta arka arkaya gelen terör saldırısı olacağı yönündeki iddialarda titizlik ve gizlilik içerisinde değerlendirildi.

Sınır kapılarında, ana caddelerde, trafikte denetimler yapıldı.

Tüm bunlara ilave olarak şüpheli paketlerin de paniği vardı ülkemizde.

***

Anası neyse yavrusu da ona benziyor git gide.

Türkiye nezle olsa bizim yatağa düşmemiz misali, Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerin de benzerini yaşadık dünde.

Şimdi geriye dönüp baktığımda hayatlarımızın tamamen politize olduğu bu topraklarda, hiç bilmediğimiz kavramların artık günlük hayatımıza yerleştiğine de tanık oluyoruz.

Şimdi bundan sonrası nasıl olur dersiniz?

Bundan sonra da karşıt grupların üniversitelerdeki ideolojik duruşlarını ve eylemlerini göreceğiz. Bunlara ilave olarak siyasallaşan bizim için yeni kavramlara da tanık olacağız. Hatta pompalı tüfekleri, araba kundaklama olaylarını daha sık duyacağız.

1-2 gram uyuşturucu ile yakalananlar yine olacak ve yine gazetelerde boy boy resimleri çıkacak gençlerin.

Oysa gerçek suçlular yine ortada gözükmeyecek.

Mafyalar yine kol gezeceğiz.

İşte böyle huzursuz bir ortamda göç etmeye direnerek biz yeni nesiller yetiştireceğiz.