Bir müzisyenin isyanı

Oshan SABIRLI

Uzmanlığı klasik müzik olan müzisyen ayni zamanda akademisyen bir dostum ile dün sabah bir araya geldim. Sohbetimizde, müzikten sanata, ekonomiden aile yaşamına kadar birçok konudan bahsettik.

Ülkede yaşanan sorunların insanları tüketim toplumu haline getirdiğini, geleceğini göremeyen toplumun günü kurtarmak adına yaşadığını, birikim yapamadığını, yatırım yapamadığını dile getirdi.

Ailelerimizin bizlere sağladığı veya sağlamaya çalıştığı imkanların artık çocuklarımıza sağlanamayacağının aşikar olduğunu da dile getirdi bu dostum.

Söz yine dönüp dolaşıp çözümsüzlüğe geldi. Kıbrıs’ta olası bir çözümün yakın zamanda gelip gelmeyeceğini konuşurken umutsuzluklarını dile getirdi bu dostum.

Açıkçası ben önümüzdeki günlerde bir hareketlenme bekliyorum dediğimde o ise “heyecana kapılmaya gerek yok, bu sene de bir şey olmaz “ yorumunu yaptı.

Sohbet ilerledikçe ben 2016 Ekim-Kasım ayı gibi bir zamanda olası bir referandumun adanın iki yanında da eşzamanlı gerçekleşebileceğine inanç belirttim. O ise “sorgusuz sualsiz evet diyeceğim. 2004’te de evet demiştim. Yine evet derim” yorumunu yaptı.

“Nasıl olur?” diye sordum.

“Ortada bir plan yokken, henüz al ver süreci tamamlanmamışken evet diyeceğim demek yanlış değil mi?” deyince ben ekledi;

Son dönemlerde en az 15 farklı ülkede konserlerim oldu. Sık sıık yurtdışına gidiyorum. Bu ülke tümünden çok daha kötü durumda. Sürekli olarak ise gerilemeye devam ediyoruz… Üstelik farkında bile değiliz. Artık kanıksadık olup biteni ve artık değerlerimiz de giderek değişiyor. Yok oluyoruz.

En kötü plan bile şu anki durumdan daha kötü olmayacaktır. Zaten dengeler de buna izin vermez…

Ben çözümü Kıbrıs’da sürdürülebilir barışı savunan bir gazetenin en tepesindeki bir yönetici ve bir gazeteci olarak ortaya bir plan çıkmadan Evet’i kuru kuruya savunamıyorum. Ancak bıçak kemiğe dayanmış durumda.

Muhabbet sırasında Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasını da konuştuk. Alınan karar kesinlikle muhteşem bir karardı diye ekledi. Henüz benim branşım açılmadı dedi ama keşke bir değil iki senfoni orkestrası olsa diye de ekledi bu dostum.

Bu kadar şey varken çok gerekli miydi? Diye sorduğumda verdiği cevap ise oldukça manidardı.

Sevgili Oshan bu kadar Cami gerekli mi? Kıbrıs’ın kuzeyinde 300 civarında cami var. Peki bu kadar insan camiye gidiyor mu? …

İşin cami boyutu muhakkak çok daha farklı, ancak neredeyse bu dostumun yaptığı tüm saptamaların altına imzamı atarım.

Çözümsüzlüğün verdiği hasar her geçen gün büyüyor.

İpotek altındaki geleceğimiz ise umut veremiyor.