BU GENÇ DOKTORLARIN GÖNLÜNÜ ALIN !!!!!

Ayşegül Garabli

Adada sadece iki tane acil tıp uzmanı doktorumuz var.

İki tane pırıl pırıl genç doktor.

Ve bu iki genç uzman düne kadar Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde görev yapıyorlardı.,

Düne kadar diyorum çünkü maalesef dün , bu sistemsizlik, bu beceriksiz yönetim  bu iki doktorumuzu istifa noktasına getirdi.
Hem de öyle pandemiden dolayı falan değil !!!

Yurt dışında kalıp çok para kazanacak imkanları varken ülkelerine gelmeyi tercih eden bu iki genç doktor düne kadar acil serviste canla başla çalıştı.

Günde en az 200 civarı hastaya baktı.

Gece demeden , gündüz demeden , uyumadan, yeri geldiğinde yemek yemeden insanüstü bir çaba göstererek, hizmet verip  insanlara şifa olmaya çalıştılar.

Tek istekleri vardı, acil servis personeline takviye yapılıp güçlendirilmesi.

Çünkü tüm çabalarına rağmen hastalara yetişemiyorlardı.

Ancak tüm uyarılarına rağmen, tüm bu yardım isteyen  çığlıklarına rağmen yalnız bırakıldılar.

Acildeki kadronun güçlendirilmesini beklerken tam aksine acil personeli yavaş yavaş, dışarıdan ithal edilen vakalara bakmak üzere ateşli hastalıklar servisine yani pandemi merkezine çekilerek doktorların hizmet verme olanakları daha da azaltıldı.
Üstüne üstlük günlük hasta sayısı da artarak 300 e kadar çıktı.
Günde 200-300 hastaya bakmak ne demek??
Hem de acilde.!!!

Bırakın verimli olmayı, genç olmalarına rağmen ayakta duracak halleri kalmadı.
Hizmet verecek güçleri kalmayan doktorlar da haklı olarak çareyi istifa etmekte buldu !!!
Bu kimin ayıbı ??
Kim kaybetti?

Halk kaybetti, sağlık sistemimiz kaybetti, ülke kaybetti.

İnsan nasıl isyan etmez !!!
Bu iki genç okudukları yerde kalmayıp, ülkelerine hizmet etmek için dönecekler,
İsyan edip acil servisin daha da güçlendirilmesini isteyecekler, çözüm bulması gerekenler tam aksine ellerindeki elemanları, imkanları, başka yere kaydırıp, bu gençleri, bu doktorları görev yapamaz duruma getirecek !!!
Bu ne demektir bilir misiniz?
* Halkın sağlığı da alması gereken hizmet de umurumuzda değil demektir.
* Yetişmiş elemanlarımızın yurt dışına göç etmesi umurumuzda değil demektir.
*sağlık sistemimizin güçlenip, uzmanlarla donatılması umurumuzda değil demektir.
*Bizim gailemiz bu ülke ve bu halk değil demektir.
Gerçekten yazıklar olsun !!!
Doktor , hemşire, sağlık çalışanı almayıp, öğretmen v.s bu halka hizmet verecek hiç bir alana alanı ile ilgili uzman almayıp, bakanlıklara seçime yönelik istihdamlar yaratmak, insan yığmak ne ile açıklanabilir??
Seçim yatırımı için dairelere 50şer - 60 şar adam doldurmak için para var ama doktor ve hemşire almak için para yok öyle mi??
Bu iki yetişmiş beyin yarın göç ederse  çok mu mutlu olacağız?
Sağlık  sistemi zaten can çekişiyor, bu gibi yaklaşımlarla sistemimiz çöktüğünde iyi günler mi yaşayacağız?

O yüzden hükümete, özellikle de Sağlık bakanına sesleniyorum.

Lütfen bu iki gencin gönlünü alıp, hizmet koşullarını iyileştirerek gitmelerine engel olun !!!

Lütfen bu gençleri döndürerek, hastanedeki sağlık ekibini daha da güçlendirerek sağlık hizmeti hakkımızı elimizden almamış olun.

Lütfen artık bu ülkeden donanımlı yetişmiş gençlerin göç etmesine izin vermeyin.

Parası olanı, olmayanı özel sektöre mecbur etmeyin.

Bu istifa isteği ilk değil, birkaç yıl önce de yine ülkenin yetişmiş değerlerinden biri olan Kardiyoloji uzmanı Dr. Hasan Feray aynı gerekçelerle istifa etmek istemişti ve dönemin baş hekimi Sn. Dizdarlı aracı olup bu istifayı engellemişti.

Bu olaya bizzat tanıklık etmiş yine bu günkü gibi kahrolmuştum.

O yüzden artık lütfen bu istifa isteği son olsun ve değerlerimize, çocuklarımıza sahip çıkalım.

Dolayısıyla Sağlık Bakanı Sn. Ali Pilli’yi “ailem” dediği sağlık çalışanlarına sahip çıkmaya ve bu iki genç doktorumuzu tekrar bize kazandırmaya davet ediyorum.

Hadi Bakanım, bu süreçte hanenize yazdırdığınız eksileri sildirmek için bir adım atın.

Bu süreci kontrol altına almak için bu doktorlara çok ihtiyacınız var unutmayın.