Burcu, "Cumhurbaşkanı'nın elindeki yetkiler keyfi değil"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın elindeki yetkileri keyfiliğe dayalı değil, her zaman olduğu gibi hukuka bağlılıkla kullanmak durumunda olduğunu vurguladı

 Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın elindeki yetkileri keyfiliğe dayalı değil, her zaman olduğu gibi hukuka bağlılıkla kullanmak durumunda olduğunu vurguladı.

Burcu, Cumhurbaşkanı’nın Yüksek Öğretim, Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’u atayan kişi olmamakla birlikte, görevden alma prosedürünü eksiksiz uygulamakla mükellef olduğunu da kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, KTÖS’ün dün yaptığı açıklamayla YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’u görevden almadığı için Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelttiği, dayanıksız olduğunu belirttiği suçlamaları sürdürdüğünü kaydederek, “KTÖS yönetiminin mesnetsiz suçlamalarına ilişkin görüşlerimizi son kez paylaşmakta yarar görüyoruz” ifadeleriyle yeni bir açıklama yaptı.

“Daha önce de benzer haksız eleştirilerde bulunan KTÖS yönetimine gerekli yanıtlar kamuoyu nezdinde verilmiştir” diyen Burcu, KTÖS’ün 28 Nisan’daki basın açıklamasıyla Gökçekuş’u görevden alması için Cumhurbaşkanı Akıncı’ya çağrıda bulunduğu; 29 Nisan’da yaptıkları açıklamayla KTÖS’e geniş bir yanıt verildiğini, ayrıca Cumhurbaşkanı’nın bu konuda izleyeceği yol hakkında da kamuoyuyla bilgi paylaşımında bulunduğunu hatırlattı.

KTÖS yönetiminin 28 Nisan’daki açıklamasında, bir önceki açıklamalarından farklı olarak değindiği tek yeni unsurunYÖDAK’ı mahkemede temsil edecek avukatın YÖDAK Yönetim Kurulu tarafından mı yoksa YÖDAK Başkanı tarafından mı belirlenmesi gerektiği yönündeki uyuşmazlığı sonlandırmak üzere alınan Yüksek İdare Mahkemesi (YİM) kararı olduğunu ifade eden Burcu, açıklamasına şöyle devam etti:

“GÖREVDEN ALMA PROSEDÜRÜNÜ EKSİKSİZ UYGULAMAKLA MÜKELLEF”

“KTÖS yönetimi, 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu tarafından YÖDAK Başkanlığı’na atanan Prof. Dr. Gökçekuş’un ‘taraflı ve usulsüz icraatlar yaptığı’nın belgelendiğini, görevden alınma şartının oluştuğunu iddia etmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız Hüseyin Gökçekuş’u atayan kişi olmamakla birlikte, görevden alma prosedürünü eksiksiz uygulamakla mükelleftir. 29 Nisan günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü açıklamasında bu konu aşağıdaki şekilde özetlenmiştir:

Söz konusu YİM kararı hakkında istinaf süreci devam etmektedir. Buna rağmen, bu kararın YÖDAK Başkanı’nın görevden alınması şartlarını ortaya çıkarıp çıkarmadığıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Başsavcılık’tan hukuki görüş talep etmiştir. Cumhurbaşkanımız, daha önceki iddialar karşısında ortaya çıkan hukuki süreç ve objektif sonuçlar ışığında hareket etmişti. Bu yeni iddialar hakkında da Başsavcılığın hukuki görüşünü esas alarak hareket edecektir.”

“DÜŞÜNDÜRÜCÜ”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu, Cumhurbaşkanı’nın tutumu bu kadar açık ve belirgin olmasına karşı KTÖS’ün hemen 4 gün sonra benzer bir açıklama daha yaparak, uygun olmayan bir üslupla Cumhurbaşkanı’nı yeniden suçlamasının düşündürücü olduğunu belirtti.

KTÖS’ün Cumhurbaşkanı’na “’Yetkim yok’ diyerek olaydan sıyrılmaya çalışıldığı; seçilmesinin ardından bir ay sonra Hüseyin Gökçekuş ve YDÜ Rektörü Suat Günsel’e plaket vermek suretiyle onları kayırdığı; Ismarlama görüş almak için Başsavcılığa başvurulduğu; Bu çabaların Gökçekuş’un ortaya koyduğu tüm yasadışı icraatları örtmeye yönelik olduğu” yönünde suçlamalarda bulunduğunu ifade eden Burcu, Cumhurbaşkanı’nın özerk bir kurul olan YÖDAK üyelerini atama yetkisi olmadığını çünkü onları Cumhurbaşkanlığı makamının atamadığını; Cumhurbaşkanlığı’nın yalnızca YÖDAK Başkanı’nı atadığını, başkanı görevden alma koşullarının ise 13 Aralık 2005 tarih ve 214 sayılı Yüksek Öğretim Yasası’nın 8. maddesiyle düzenlendiğini kaydetti.

“BAŞSAVCILIK’TAN GÖRÜŞ İSTEDİ… ‘YETKİM YOKTUR’ DEMEDİ”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Cumhurbaşkanı’nın Başsavcılık’tan YÖDAK Başkanı’nın görevden alınmasının bu yasa tahtında hukuki gereklerinin oluşup oluşmadığı hakkında resmi değerlendirme talep ettiğini; ayrıca “YÖDAK Başkanı’nı görevden alma yetkim yoktur” diye bir beyanı olmadığını belirtti.

“YÜKSEK MAHKEME YARGICININ GÖREVDEN ALINMA KOŞULLARI ÇERÇEVESİNDE OLABİLİR”

Cumhurbaşkanı’nın, YÖDAK Başkanı’nı bir şartla görevden alabileceğini, onun da ancak bir Yüksek Mahkeme Yargıcı’nın görevden alınma koşulları çerçevesinde olabileceğini anlatan Burcu, şöyle devam etti:

“RAHATSIZ OLMAK BAŞKA, YASALARA VE DEMOKRATİK TEAMÜLLERE BAĞLI KALMAK BAŞKA”

“YÖDAK’ın içine düştüğü durumdan duyduğu rahatsızlığı hakkında kamuoyuyla sürekli paylaşımda bulunmuştur. Rahatsız olmak başka şeydir, yasalara ve demokratik teamüllere bağlı kalmak başka bir şeydir. Sayın Cumhurbaşkanımız elindeki yetkileri keyfiliğe dayalı değil her zaman olduğu gibi hukuka bağlılıkla kullanmak durumundadır.”

Barış Burcu, YÖDAK’ın değişik ülkelerden akademisyen ve araştırmacıların katılımıyla geçen yıl mayıs ayında düzenlediği “Yüksek Öğrenimde Kalite Çalıştayı”na ve Cumhurbaşkanı’nın verdiği resepsiyona da değinerek, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in bu etkinlik anısına verilen plaketleri bile insafsız bir suçlama fırsatı olarak gördüğünü belirtti.

“TEK GÜZERGAHI HUKUK”

“Bilinmesini isteriz ki Cumhurbaşkanımız’ın yolunu Sayın Şener Elcil’in iddia ettiği gibi ne YDÜ ve Sayın Suat Günsel, ne de KTÖS yöneticileri çizebilir. Bulunduğu makamda bu konuda Cumhurbaşkanımız’ın tek güzergahı hukuktur” diyen Burcu, Başsavcılık’ın da devletin en üst hukuk danışmanlığı olduğunu vurguladı.

Burcu açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:

“Başsavcılık’tan hukuki görüş istedi diye KTÖS Yönetimi’nin yaptığı açıklamayla Cumhurbaşkanımız’ı ‘ısmarlama görüş istedi’ veya ‘yasadışılığın üstü örtülüyor’ şeklinde suçlaması hukuka inançsızlığın açık bir göstergesidir. Bu gibi mesnetsiz suçlamalar iddia sahiplerini, Sayın Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın hukuka ve demokratik prensiplere bağlılığını çok iyi bilen halkımızın vicdanında sorumlu kılar. Başka da bir işe yaramaz. Bu iddialar karşısında çeşitli defalar geniş açıklama yaptığımızı ve kamuoyunu yeterince bilgilendirdiğimizin farkında olarak KTÖS Yönetimi’nin mesnetsiz suçlamalarına ilişkin görüşlerimizi son kez paylaşmakta yarar görüyoruz.”