Cenevre'de buzlar eriyor ancak görüş ayrılıkları büyük

CENEVRE BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi, Suriye muhalefeti ve rejim heyetlerinin görüşmelere devam etme isteğinde olduğunu belirterek, “Ancak görüş ayrılıkları oldukça büyük” dedi.    Cenevre’de devam eden Suriye barış görüşmelerinde 6’ncı günün tamamlanmasının ardından basın toplantısı düzenleyen İbrahimi, gelinen aşama hakkında bilgi verdi ve soruları yanıtladı. Bu haftaki görüşmelerden beklentilerinin sorulması üzerine, “Açık konuşmak gerekirse esasa ilişkin çok da fazla bir şey başarabileceğimizi beklemiyorum” diyen İbrahimi, tarafların konuştuğunu ve konuşmaya devam etmek istediklerini, bunu da başarı olarak gördüğünü kaydetti. İbrahimi, “Suriye’dekiler ve buradaki Suriye temsilcileri 3 yıldır bir kez bile aynı masada oturmadılar. Kimse tüm sorunları bir anda çözecek sihirli bir değnek beklemiyor. Aşmamız gereken bin millik bir mesafe var. Eğer biz ilk adımı atabilirsek, bu iyi olacaktır” diye konuştu. İbrahimi’nin umudu ikinci tur görüşmeler Görüşmelerin hala devam ediyor olmasından “çok mutlu” olduğunu kaydeden İbrahimi, şunları söyledi: “Buzlar yavaş da olsa eriyor. Umut ediyorum ki ikinci tur görüşmeler daha düzenli bir şekilde yürütülecek ve daha fazla sonuç alabileceğiz. Çok fazla bir beklenti içinde değildim, o yüzden hayal kırıklığına da uğramadım. Bu ilk buluşmadan bir sonuç beklemiyordum. Beklediğim gibi de oluyor.” BM Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi, görüşmelerin ilk turunu cuma günü tamamlamayı beklediklerini, aynı gün görüşmelerin ikinci turunun ne zaman başlayacağına karar vereceklerini kaydetti. İbrahimi, büyük olasılıkla bir haftalık bir aranın ardından yeniden bir araya geleceklerini vurguladı. ABD ve Rusya’nın rolü Cenevre görüşmelerini başlatan ABD ile Rusya’nın süreçteki ve taraflar üzerindeki etkisine ilişkin bir soru üzerine de İbrahimi, ABD, Rusya ve diğer ilgili ülkelerle temas halinde olduğunu kaydetti. BM Suriye Özel Temsilcisi, “Umuyorum ki sahip oldukları etkiyi taraflar üzerinde kullanacaklar. Aslında bunu yaptıklarına eminim. Gelecekte bunu daha iyi kullanacaklarına güvenim tam” ifadelerini kullandı.    Cenevre’de süren görüşmelerde insani konuları da ele aldıklarını belirten İbrahimi, henüz uzlaşma sağlanamayan Humus’a insani yardım konvoyu gönderilmesi konusunda “BM ve Suriye makamları arasında müzakerelerin devam ettiğini” kaydetti.  Luey Safi'nin açıklaması Suriye barış görüşmelerinde, "geçiş yönetimi" konusunu tartışmaya başlayan muhaliflerle rejim temsilcileri arasında derin görüş ayrılıkları sürüyor.   SMDK sözcüsü Luey Safi, bugünkü görüşmelerde müzakerelerin doğru yola girdiğini ve bir miktar ilerleme sağladıklarını belirterek "Rejim sonunda Cenevre Bildirisi çerçevesinde konuşmayı kabul etti. Bugün Cenevre Bildirisi çerçevesinde müzakere ediyoruz" dedi.   Bu gelişmeye karşın, muhalefet ile rejim müzakere heyetleri arasında görüş ayrılıklarının sürdüğünü bildiren Safi, "İlk neyi tartışacağımız konusunda rejim ile aramızda büyük mesafe var" ifadesini kullandı. Rejim temsilcilerinin, öncelikle güvenlik konularının ele alınmasını istediğini, kendilerinin ise BM Güvenlik Konseyi’nin 2118 sayılı kararı ışığında bir sıralama talep ettiklerini aktaran Safi, sorunların ancak "geçiş yönetimi"nin kurulması ile aşılabileceğini vurguladı. Uluslararası topluma çağrı Muhalefetin müzakere heyeti üyesi olan Luey Safi, Şam’daki mevcut yönetimin bugüne kadar Suriye’deki tüm değişim ve dönüşüm taleplerine karşı çıktığını ve isteksiz davrandığını söyledi. Suriye rejiminin, kuşatma altındaki bölgelere insani yardımları engellemeye devam etmesi durumunda, bazı ülkelerin yeni bir BM Güvenlik Konseyi kararı çıkarmaya hazırlandığının anımsatılması ve görüşlerinin sorulması üzerine Safi, şu karşılığı verdi: "Bir ilerleme görmek zorundayız, çünkü bizler burada görüşmelere devam ederken, insanlar Suriye’de yaşam mücadelesi veriyor. Rejimin kendi insanlarını öldürmesine son vermek için uluslararası toplumdan baskı uygulamasını bekliyoruz.  Eğer gelecek iki gün içinde bir ilerleme göremezsek BM Güvenlik Konseyi’nin bir toplantısı yerinde olacaktır." Görüşmelere bugün devam edilecek Bu arada 24 Ocak’ta başlayan ve Suriye’de üç yıldır süren iç savaşa siyasi bir çözüm bulmayı amaçlayan Cenevre görüşmelerine bugün devam edilmesi bekleniyor. BM Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi’nin arabuluculuğunda aynı salonda bir araya gelen ancak henüz karşılıklı konuşmaya başlamayan taraflar, toplantıda görüşlerini ve taleplerini İbrahimi aracılığıyla karşı tarafa iletiyor. İbrahimi, sürecin başında müzakerelerin uluslararası toplum tarafından 2012'deki Cenevre-1 Konferansı'nda kabul edilen Cenevre Bildirisi temelinde yapılacağını kaydetmişti. Cenevre Bildirisi, Suriye’de iç savaşa son verme hedefiyle siyasi bir geçiş sürecinin başlatılmasını ve tarafların karşılıklı rızası ile tam yetkiye sahip bir geçiş yönetimi kurulmasını öngörüyor. Suriye rejimi, görüşmelerin ilk beş gününde, Cenevre Bildirisi’ne bağlı olduğu yönünde güçlü bir taahhütte bulunmaktan kaçınmıştı. Bugünkü görüşmede Cenevre Bildirisi temelinde tartışmaya hazır olduğunu açıklayan rejim heyeti, bu kez konuların teker teker ele alınması gerektiğini, ilk konunun da "terörizmle mücadele" olması gerektiğini öne sürmüştü. Bugünkü görüşmede tarafların Cenevre Bildirisi’nin uygulanması ile şiddet ve terörle mücadele konularının ele alması bekleniyor. Taraflara sorular Müzakerler çerçevesinde Suriye rejimi ve SMDK heyetleriyle bir araya gelen BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi, "görüşmelerin eksenini oluşturması amacıyla" taraflara çeşitli sorular yöneltti. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Suriye muhalefeti ve rejim temsilcileriyle görüşen İbrahimi, taraflara, geçiş süreci, oluşturulması düşünülen geçiş yönetiminin yetkisi, yapısı ve işleyişine dair ayrıntılı sorular yöneltirken, krize çözüm bulunması durumunda atılacak adımlara ilişkin konuları da müzakereye açtı. İbrahimi'nin sorularının yer aldığı "Geçiş Yönetimi; Tartışılması Gereken Öncelikli Konular" başlıklı belgede, "Geçiş yönetimin yapısı, kritik önem taşıyan içişleri, dışişleri ve savunma bakanlıklarının durumu ile diğer bakanlıkların paylaşımı, başkanlık seçimi, bu seçimin şekil ve içerik bakımından ele alınması ayrıca kadınların yönetimdeki temsiliyeti" konuları tartışılıyor. Geçiş yönetiminin yetkileri Oluşturulacak geçiş yönetiminin karar mekanizmaları hakkında da temel soruların ortaya konulduğu belgede, güvenlik, ekonomi ve doğal kaynakların yönetiminin özel bir icra kurulu tarafından üstlenilmesi seçeneğiyle ilgili taraflardan görüş isteniyor.  Geçiş yönetimin görev ve yetkileri hususunda ise bu yönetimin olağanüstü durumlarla ilgili selahiyeti ve yasama yetkisine sahip olup olmayacağı, yönetimin ne şekilde adlandırılacağı, toplantılara kimin başkanlık edeceği ve gündemi kimin belirleyeceği, ihtilaf durumunda ne tür bir çözüm yolu izleneceği soruları yöneltiliyor. Geçiş yönetiminin diğer devlet kurumlarıyla ilişkilerinin de ele alındığı belgede, devlet kurumlarının yetkilerinin geçiş yönetimine devredilmesi ya da karar alma süreçlerinde ortak hareket edilmesi, bu durumda muhtemel çift başlılık ve yetki çatışmasının nasıl önlenebileceği konuları üzerinde duruluyor. Belgede, geçiş yönetiminin faaliyetlerinin Anayasa Mahkemesi'nin denetimine açık olup olmayacağı ve üyelerinin dokunulmazlığı konusu da müzakereye açılıyor. Uzlaşma mı seçim mi? Geçiş yönetiminin yapısı ve işleyişine yönelik sorular belgenin en dikkat çekici bölümünü oluşturuyor. Bu çerçevede, yönetimde yer alacak kişişlerin taraflar arasında uzlaşma yoluyla mı yoksa seçim mekanizmasıyla mı belirleneceği soruluyor. Bu bağlamda, tarafların aday gösterme hakları, bunun için belirlenecek kriterler ayrıca aday gösterilen isimlerden birinin görevi reddetmesi veya azli durumunda işletilecek prosedüre ilişkin sorular yöneltiliyor. Ülkedeki çatışmaların durdurulması konusundaki sorular belgedeki önemli bir bölümü teşkil ediyor. Bu sürecin aşamalı bir şekilde mi yoksa acilen mi gerçekleştirileceği, muhtemel ihlallerle ilgili olarak tarafların ne gibi teminatlar verebileceği tartışılıyor. İbarahimi'nin taraflara yönelttiği sorular arasında, silahlı grupların, taraflar arasında varılacak siyasi anlaşmalara katılmaları, Cenevre-2 Konferansı'na katılmayan grupların bu sürece ne şekilde dahil edileceği de yer alıyor. Suriye'deki yabancı unsurlar Suriye'deki yabancı unsurlar ve silah akışı konusunda ise şu sorular yöneltiliyor: "Bu unsurların geri çekilmesi nasıl sağlanacak? Bölgeye silah akışını durdurmak için neler yapılabilir? Terör gruplarının eylemlerinden vazgeçmeleri ve ülkeyi terk etmelerini sağlamak için ne tür adımlar atılabilir? Terör gruplarıyla mücadele konusunda muhaliflerle nasıl bir işbirliği yürütülebilir?" Belgede son olarak, krize çözüm bulunması halinde silahların nasıl toplanacağı, yeni bir silahlanmaya ne şekilde engel olunacağı, silahlı gruplara katılan kişilerin ne kadar sürede topluma entegre edilebileceği ve bu konuda ne tür yardımlar sunulabileceği soruları da müzakereye açılıyor.