Çevre mühendisleri odası: “deniz suyu analizlerinin takipçisi olmaktan vazgeçmeyeceğiz”

Çevre mühendisleri odası: “deniz suyu analizlerinin takipçisi olmaktan vazgeçmeyeceğiz”

Çevre Mühendisleri Odası, deniz suyu analizlerinin takipçisi olmaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti.

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun yaptığı yazılı açıklamada, yüzme suyu ve deniz suyu mikrobiyolojik analizlerinin yapılmadığı/açıklanmadığı hususundaki uyarılarının üzerinden iki ayı aşkın süre geçtiği kaydedildi.

Bu süre içerisinde Odanın, sorunun çözülmesi için çeşitli girişimlerde bulunduğu, teknik desteğini kamu yararı için sunabileceğini belirttiği; ancak tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığı ifade edilen açıklamada, ısrarlı takipleri sonucu yayımlanan analizlerin ise hiçbir şekilde kaygılarını gidermediği belirtildi.  

Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Öncelikle vurgulamak isteriz ki Ağustos ayında yayımlanan sonuçlar Haziran ayına aittir ve buna rağmen analiz sonucu henüz çıkmayan bölgeler mevcuttur. Sonuçlara bakıldığı zaman hastalık yapan Escherichia Coli bakterisi iki noktada, 500 cfu/100ml olan yeterli kalite yüzme suyu değerinin iki katı üzerinde tespit edildiği görülmektedir. 

Halkımız zamanında bu sonuçlardan haberdar olmadığı için haziran ayında bahsi geçen yüzme sularını kullanan vatandaşlarımızın halk sağlığı bile bile tehlikeye atılmıştır. Ayni şekilde halkın denizlerimizi yoğun olarak kullandığı temmuz ve ağustos aylarının sonuçları da hala paylaşılmamıştır.

Bir diğer önemli nokta ise, analizleri devam eden bölgelerin sonuçlarının geçerliliğinin düşündürücü oluşudur. Mikrobiyolojik analizler yapılırken alınan numunelerin uzun süre bekletilmemesi, birkaç gün bekletilmek durumunda olsa bile doğru koşullarda bekletilmesi gerekmektedir. Haziran ya da temmuz ayında alınan bir su numunesinin ağustos ayı ortası itibari ile mikrobiyolojik analizinin halen devam ediyor olması sonuçların güvenilirliği açısından büyük soru işaretleri yaratmaktadır. 

Bu bağlamda, sağlık bakanlığını yapılan testlerin doğruluğu ve güvenilirliği konusundaki endişelerimizi gidermek üzere açıklık getirmeye davet ediyoruz. ÇMO olarak yıllardır özellikle Girne bölgesinde kentsel atıksu arıtma tesislerinin kapasitesinin yetersizliği sebebi ile atıksuların denize deşarj edildiğini ayrıca bölgedeki turistik ve ticari tesislerin atıksularını denetimsizlik sebebi ile arıtmadan yine denize deşarj ettikleri yönündeki endişelerimizi defalarca yazılı ve sözlü olarak dile getirdik. Bu bağlamda özellikle ilgili deniz deşarjlarının yapıldığı bölgelere yakın bazı yüzme sularında gözlemlediğimiz analiz sonuçlarının sıfır olması da yine düşündürücüdür. Bu konuda da yine Sağlık Bakanlığından numunelerin hangi noktalardan kaç adet ve nasıl alındığına yönelik açıklama bekliyoruz.

Analizleri yapabilmemiz mümkün olmadı. Pandemi sonrası deniz sezonu açılmadan analizlerin yapılması için uyarılarımızın tümü sonuçsuz kaldı.” 

Çevre Mühendisleri Odası’nın Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yasası altında kurulmuş ve kamu kurumu niteliği taşıyan bir meslek odası olduğu belirtilen açıklamada, bu gerçekten hareketle toplum sağlığını doğrudan etkileyen hassas konularda kamunun yapamadığı denetimleri yapabilmek, her türlü teknik desteğini sunabilmek konusunda her zaman hazır ve istekli oldukları kaydedildi.

“YAPMIŞ OLDUĞUMUZ BAŞVURULAR SONUÇSUZ KALDI”

Yapmış oldukları uyarıların ardından analizlerin Oda tarafından yapılabilmesi için harekete geçtikleri ifade edilen Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında, şöyle denildi:

“Ancak Devlet Laboratuvarından başlayarak, birçok özel tıbbi laboratuvara yapmış olduğumuz başvurular sonuçsuz kalmış, kendi imkânlarımızla gönüllü olarak en profesyonel şekilde alacağımız numunelerin tahlillerinin yapılabilmesi ve halkın bilgisine getirilmesi için Sağlık Bakanlığı’na sunulması amacıyla çıktığımız yol 37/1987 tarihli (Tıp Ve Kimya Laboratuvarları İle Radyasyon Kaynağı Kullanan Laboratuvarların Denetim Altında Çalıştırılmaları Hakkında)  yasayla tıkanmıştır. 

Denizden alacağımız numuneleri K.K.T.C. sınırları içerisinde herhangi bir tıbbi laboratuvarda analiz yapamayacağımız bilgisini alan odamız bu sürede analiz yapamıyorsak bilgi ve gözlemlerimizi kullanırız diyerek yoluna devam etmiş, çeşitli çalışmalardan sonra özellikle Girne Bölgesi’ndeki denizlerimizde çeşitli kirleticilerin deşarjı sonucu kirlilik oluştuğuna dair bazı emareler ve gözlemlerde bulunmuştur.  

Bu gözlem ve emareler sonucu kaygılarını Temel Sağlık Dairesi ile paylaşarak yüzme suyu ve deniz suyu mikrobiyolojik analiz sonuçlarının Bilgi Edinme Yasası uyarınca tarafımıza verilmesi veya halkın bilgisine getirilmesi yönünde talebimizi dile getirerek, önümüzdeki süreçte denizden numune alma hususunda odamızın da Bakanlık personelleriyle gönüllü çalışabileceğini, her türlü teknik desteğe hazır olduğumuzu belirten dilekçemize 5 Ağustos 2020 tarihli verdikleri “ yetkili görevli personellerimizin aldığı numunelerin Devlet Laboratuvarında yapılan analiz sonuçları, tarafımıza ulaşır  ulaşmaz Sağlık Bakanlığının sitesinde yayımlanmak suretiyle halkın bilgisine sunulmaktadır” cevap tarafımızca anlaşılamamıştır. Zira bu bilgiler tarafımızla paylaşılmadığı gibi Sağlık Bakanlığının sitesinde de yayımlanmamıştır. Teknik destek yardım talebimiz ise yanıtsız bırakılmıştır. 

Gelinen noktada, deniz sezonu sonunda 2 ay gibi uzun bir sürenin geriye dönük deniz kirliliği analizlerinin paylaşılması ve halen daha içinde bulduğumuz günlerin  paylaşılmaması düşündürücüdür. Bir kez daha altını çizmek isteriz ki, Kamu Kurumu niteliği taşıyan bir meslek odası olarak, toplum sağlığı açısından çok önemli ve hassasiyet taşıyan bu konuda bizler , gerek numune alım sürecinde gerekse analiz konusunda katkı koymak istediğimizi ve her türlü iş birliğine açık olduğumuzu hatırlatırken, bu analizlerin en kısa sürede gerçekleştirilmesi, sonuçlarının paylaşılması ve ilgili standartlarda kabul edilebilir değerlerin üzerinde yer alan parametrelerin gösterge olacağı bir kirlilik tespit edilmesi durumunda da ilgili tüm mercilerin gerekli önlemlerin alınması hususunda ivedilikle bilgilendirilmesi ve göreve çağrılması gerektiğini vurgularız. Konunun  takipçisi olmaktan vazgeçmemizin  kesinlikle söz konusu olmayacağını tüm kamuoyuna bildiririz.”