Demirtaş: “Sorunu çözmek Başbakanlığın ve ilgili bakanlığın görevi”

Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) yetkilileri, Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Şirketi’nde işten çıkarılan personel ile birlikte, Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı.

Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN) yetkilileri, Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Şirketi’nde işten çıkarılan personel ile birlikte, Başbakanlık önünde basın açıklaması yaptı.

HAKSEN Başkanı İzzet Türkmen, 40 yıllık KKTC’nin kötü yönetimi faturasının işsiz kalan 11 emekçiye çıkarıldığını savundu.

Türkmen, Ulaştırma Bakanlığı çatısı altında 18 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren %51’i KKTC %49’unun TC ortaklığından oluştuğunu, fakat anlamsız olarak şirketle ilgili mahkemelerin TC’de olduğunu belirtti.

Çalışanların kendi cebinden 20-25’er bin TL ödeyerek Türkiye’de eğitim alıp KKTC’ye yetki belgesi alarak döndüklerini ve KKTC’de bu belgeye sahip başka kimse bulunmadığını belirten Türkmen, acil bir durumda veya bir mülteci gemisinin batması ile oluşabilecek faciada görev yapacak insan bulunamayacağını aktardı.

“DEVLET 11 EVLADINA SAHİP ÇIKAMAYACAKSA…”

İşyerindeki gayrı yasal çalışma koşulları (ayda 360 saat), sendikasız olma baskısı, usulsüz ve keyfi işten çıkarmalar karşısında kimsenin susmalarını beklememesini isteyen Türkmen, “KKTC, Başbakanlık veya Bakanlar Kurulu, eğer bu 11 evladına sahip çıkamayacaksa bir devlet mi? Veya burada olmasının bir anlamı var mı?” diye sordu.

Mevcut hükümetin Şirket müdürüne söz geçiremediğini savunan Türkmen, dün Başbakan ve Dışişleri Bakanına konuyu ilettiğini ve bugünkü Bakanlar Kurulu’ndan konun görüşülüp geri dönüş yapılmasını beklediklerini söyledi.

DEMİRTAŞ

HAKSEN Başkanı izzet Türkmen imzasıyla yayınlanan bildiriyi okuyan şirket eski çalışanlarından Ertaç Demirtaş da, TC makamları ile yapılan protokol uyarınca “Söndüren -10” römorköründe görev yapmak üzere alınan personelin maaş ödemelerinin TC tarafından yapılması karara bağlanmışken, KKTC tarafının diğer gemilerde görev yapmak üzere istihdam ettiği personel için de “Söndüren – 10” gemisi personeli gibi sözleşme yapması ve TC makamlarının bir gemi üzerinde gözüken fazla sayıdaki personelin maaşlarını ödememe kararı neticesinde 1 Temmuz 2018 tarihinde toplam 12 çalışanın işlerine son verildiğini belirtti.

15 Eylül 2018 tarihinde bir süreliğine yeniden istihdam edilen kıyı emniyet çalışanlarının Kasım 2018 tarihinde yeniden işten çıkarıldıklarını kaydeden Demirtaş, halihazırda Kıyı Emniyetine ait gemilerin eksik personel nedeniyle tam kapasite kullanılamadığını söyledi.

Demirtaş, iş akdinin feshine neden olarak ekonomik sebepler gösterildiğini, böyle bir sebebi destekler mahiyette herhangi bilgi de verilmediğini kaydetti.

Ulaştırma Bakanı Atakan’ın açıklamasında “Her türlü yasal hakları ve tazminatları ödenmiştir” şeklinde beyanda bulunduğunu söyleyen Demirtaş, buna karşın Bakan Atakan’ın söz konusu çalışanların itiraz edecekleri mahkemelerin neden yurtdışında olduğuna değinmediğini ifade etti.

Konunun mevcut hükümetin yarattığı bir sorun olmadığını, gerekli protokolleri imzalamadan ya da şirket bünyesinde bütçe planlamadan istihdam yapanların yarattığı bir sorun olduğunu kaydeden Demirtaş, çözümü bulması gerekenin mevcut iktidar olduğunu ve Devletin sürekliliğinin esas olduğunu söyledi.

“HUKUKİ CAHİLLİK VEYA KÖTÜ NİYET”

“KKTC makamlarının öngörüsüzlüğü ile sadece “söndüren -10” gemisi için imzalanan protokolün diğer gemiler içinde yapılmamış olması en temel yanlıştır” diyen Demirtaş, KKTC iş yasalarından kaynaklanan anlaşmazlıklar için hizmet akitlerinde TC’deki Beyoğlu mahkemelerinin yetkili kılınmasını da “her anlamda hukuki cahillik veya kötü niyet” olarak niteledi.

Demirtaş, Söndüren -10 haricinde fiilen var olan gemilerde özveri ile görev yapmaktayken keyfi olarak işten atılan ve açlığa mahkûm edilen emekçilerin bir an önce yeniden hak kaybı olmadan istihdamlarını talep ettiklerini belirtti.

“SORUNU ÇÖZMEK BAŞBAKANLIĞIN VE İLGİLİ BAKANLIĞIN GÖREVİ”

Demirtaş şöyle devam etti:

“Bu sorunu çözmek KKTC Başbakanlığının ve ilgili Bakanlığın görevidir.

Yaşanan bu sorun başka bir eksik olan KKTC’de Denizcilerle İlgili iş Yasası (Deniz-İş Yasası) olmaması da bir eksiklik olarak kendini göstermektedir.

Devletin sürekliliği kapsamında önceki hükümetlerin yaptığı ihmal veya yanlışların arkasına sığınmadan bir an önce sorunun çözüme kavuşturulması her hâlükârda mevcut iktidarın görevi olduğunu anlamaları için bir kez daha yineliyoruz.

İdari işlem yaparken idari karar alırken ayaklarınızın yere basmasını, kimleri nasıl etkilediğini iyice anlamadan ben yaptım oldu yerine tarafları anlamaya çözüm yollarını zorlamaya çağırıyoruz.

Vatandaşın, uzak diyarlardan gelen iki satır, mevzuattan yoksun, üstelik başka ülke iş mahkemelerini yetkili kılan fesih yazısı ile işten atılırken, bu ülkenin Başbakanı, bu ülkenin Başbakan Yardımcısı, bu ülkenin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, bu ülkenin Çalışma Bakanı, bu ülkenin mahkemeleri nerededir? Yetkili değiller mi?

Kamuoyu önünde soruyoruz.

HAKSEN, üyesi olan veya olmayan tüm gemi adamlarının yasal haklarının sonuna kadar takipçisidir.”