Donald Trump, Nevada'daki seçimi büyük farkla kazandı

ABD'de Nevada eyaletinde Cumhuriyetçi Parti'nin 8 Kasım'daki başkanlık seçiminde yarışacak adayını belirlemek için yaptığı ön seçimi Donald Trump kazandı

İlk sonuçlar Trump'ın oyların yüzde 42'sini aldığını, en yakın rakibi Florida Senatörü Marco Rubio'nun oylarının ise yüzde 25'te kaldığını gösteriyor.

Bu, milyarder iş adamı Trump'ın New Hampshire ve Güney Carolina ardından üçüncü zaferi.

Latin kökenli nüfusun yoğun olduğu Nevada, kararsız seçmenin çoğunlukta olduğu eyaletlerden (swing state) sayılıyor.

Göçmen karşıtı politikaları savunan Trump, başkanlık seçimini kazanması halinde ABD - Meksika sınırına duvar ördüreceğini açıklamıştı.

Demokrat Parti'nin eyaletteki adaylık seçimleri Cumartesi günü yapılmış ve seçimi eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton kazanmıştı.

ABD SEÇİM TAKVİMİ

ABD'de başkanlık seçimine giden süreçte, eyaletlerde yapılan ön seçimlerde, partilerin başkan aday adayları birbirleriyle yarışıyor.

Başkan aday adayları, aldıkları oy oranlarına göre partilerinin o eyaletteki delegelerini paylaşıyor.

Delege sayılarına göre, partiler ön seçim süreci sonunda kendi başkan adaylarını belirliyor.

Ön seçimler yazın son bulacak. Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti başkan adayları Temmuz ayında yapılacak parti kongrelerinde netleşmiş olacak.

8 Kasım seçilecek yeni ABD başkanı ise Ocak 2017'de göreve başlayacak.

Donald John Trump kimdir?

Donald John Trump (d. 14 Haziran 1946; Queens, New York), ABD'li iş adamı, siyasetçi, yönetici, girişimci ve yazar.

Gençlik yılları

New York'ta dünyaya gelen Trump'ın büyükannesiyle büyükbabası Baden'den ABD'ye göç etmişlerdi. Babası emlâkçılık yapıyordu. Donald Trump 1960'lı yılların başında liseyi kötü hal ve gidişi yüzünden, terk etmek zorunda kaldı. Ardından askeri akademide okudu ve 1968'den sonra Pennsylvania'daki Wharton Institute'de işletme bilimleri eğitimi gördü. Tek ve iki ailelik evlerin yapımında uzmanlaşan babasının şirketinde ayak işlerine baktı.

İş hayatı

Trump ilk işini bile büyük tuttu. 1973'te New York'ta 290 dairelik 18 katlı bir gökdelen inşa ettirdi. Sonraki projelerinin tümünde yaptığı gibi, finansmanı devletten sağladığı vergi indirimi ve diğer ayrıcalıklarla (örneğin inşaat arazisinin kendisine ucuza bırakılması gibi) garanti altına alıyordu.

"Big Deal"i (büyük vurgun) 1975'te gerçekleştirdi. 10 milyon dolara, Grand Central Station'a (Büyük Merkez Garı) bitişik olan harabe halindeki Commodore otelini satın aldı. Masraf tutarı 80 milyon dolara ulaşan değişikliklerle, bu oteli beş yıl içinde 1.400'den fazla odası olan bir lüks otel haline getirmeyi amaçlıyordu. New York 70'li yılların ortasında eski ihtişamını büyük ölçüde kaybettiğinden, kent belediyesi bu girişimini olumlu karşıladı. New York metropolü kötü yönetim ve toplumsal sorunlar yüzünden iflasın sınırına ulaşmıştı. Trump belediyeden sağladığı desteğin yanı sıra, yeni inşa ediimekte olan bu camdan sarayın % 50'sini 100 milyon dolar karşılığı satın alan Hyatt Oteller Zinciri ile bir kontrat imzaladı. Trump bu işe toplam 90 milyon dolardan fazla yatırmadığı için, bu işten çok büyük bir kazanç sağladı. 1980 yılının Eylül ayında açılan Grand Hyatt Oteli çok kısa bir sürede New York'un belli başlı adresi haline geldi.

Kentin manzarasını değiştiren çok sayıda başka göz kamaştırıcı yatırımı Grand Hyatt otelini izleyince, Trump kısa zamanda "New York'u yenileyen adam" olarak ün saldı. Mimar ve tasarımcıların uyarladıkları, bronz ve camdan yapılma gösterişli bina cephelerini, Trump dizayn ediyordu. 1983'te gerçekleşen duvarları altından çağlayanlı (kaskatlı) ve sosyeteye hitab eden çok sayıda mağazayı barındıran Trump Tower adlı lüks bina, Trump'ın prestij projesi oldu.

Trump, 80'li yılların ortasında New York'un gelmiş geçmiş en devasa imar projesini hazırladı. Hudson Nehri'nin batı yakasındaki Television City. Hiçbir zaman gerçekleşemeyen bu projede, on bir tane 45 katlı kule ve 400 metreyi aşan yüksekliğiyle dünyanın en yüksek binası olması tasarlanan 145 katlı bir gökdelen öngörülmüştü.

Bundan sonraki en muazzam vurgunları 80'li yılların sonunda gerçekleşti. Trump Lufthansa ile direkt rekabete girerek 420 milyon dolara Plaza Oteli'ni satın aldı ve ayrıca kendi havayolları şirketini kurabilmek amacıyla iflas halindeki Eastern Airlines havayollarının uçak filosunu (37 adet Boeing 727'yi 350 milyon dolara) satın aldı. 1990'da Adantic City'de inşa ettirdiği Tac Mahal Otel-Casino ile kumarhane işine girmiş oldu. Bu sıralarda 41 yaşındaki girişimcinin serveti 4 milyar dolar olarak tahmin edilmekteydi.

Bir yıl içinde çöküşü başladı. "Forbes" adlı ekonomi dergisiyle "Wall Street Journal" gazetesi Trump'ın "tasavvur edilemeyecek inşaat borçlarından" söz ediyorlar dı. İnşaat kralı kendini fazla zorlamıştı. Buna bir de aile sorunları eklendi. Çekoslovakyalı bir kayak şampiyonu olan karısı Ivana Zelnickova bir tartışmadan sonra Trump'a zina nedeniyle boşanma davası açacağını ilan etti. Her ne kadar karıkoca barıştıysa da kısa süreli bir beraberlikten sonra 1993'te iş ilişkileri tümüyle bozuldu ve Trump karısına 15 milyon dolar tazminat ödedi.

Trump, 90'lı yılların başında bankaların kendisine bundan sonra alacağı kredilerin koşullarını dikte etmelerine ses çıkaramadı. Yıllık faiz ödemeleri 120 milyon dolara ulaşmıştı. Ayrıca lüks yaşam tarzına ciddi bir biçimde karışılmasına göz yummak zorunda kaldı. Özel masrafları denetlemeye alındı ve bundan böyle yılda "yalnızca" 350.000 dolar harcamasına izin verildi.

Trump gene de tahminlerin ötesinde çabuk toparlanabildi. Kasım 2004'te şirketi Chapter 11 Protection'a başvurduktan sonra Trump, CEO pozisyonundan ayrıldı ancak yönetim kurulu başkanı olarak görevini sürdürdü. Mayıs 2005'te şirket "Trump Eğlence İşletmeleri Holdingi" olarak yeniden yükselmiştir.

2016 yılında sert barış ideolojisinin, Radikal İslam, IŞİD, atom ülkesi İran ve komünist Çin’e karşı caydırıcı silah olarak kullanılması sebebiyle Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi. (viki)