DSÖ’den maymun çiçeği virüsü için mutasyon açıklaması

Son haftalarda bilim insanları ve uzmanları endişelendiren maymun çiçeği hastalığıyla ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) açıklama yaptı. DSÖ'nün açıklamasında maymun çiçeği virüsünün mutasyona uğradığına dair bir kanıt olmadığını duyurdu.

Son dönemde Avrupa'da birçok ülkede tespit edilen maymun çiçeği, uzmanları telaşlandırdı. Konuyla ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bir açıklama yaptı.

DSÖ, maymun çiçeği virüsünün mutasyona uğradığına dair bir kanıt olmadığını belirterek, Batı ve Orta Afrika’da endemik olan bu bulaşıcı virüsün değişime uğrama eğiliminde olmadığını açıkladı.

DSÖ’nün çiçek hastalığı departmanının başı Rosamund Lewis, maymun çiçeği virüsünde mutasyonların genellikle düşük seviye olduğunu belirtmekle birlikte, vakalardaki genom sıralama işleminin yapılmasıyla mevcut salgının daha iyi anlaşılabileceğini ifade etti.

İNGİLİZ UZMANLAR UYARDI

İngiliz Sağlık Güvenliği Ajansı, yaptığı açıklamada “Maymun çiçeği bulaşanlar 21 gün işe gitmemeli ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarla birlikte hamileler ve 12 yaşın altındaki çocuklarla temas etmemeli” duyurusunu yaptı.

Öte yandan İngiliz Cinsel Sağlık Birliği Başkanı Dr. Claire Dewsnap da bir açıklama yaptı. Dr. Dewsnap, “Bu hastalığın cinsel sağlık hizmetlerine büyük bir etkisi olacak. Önümüzdeki birkaç haftada daha fazla vaka görebiliriz. Burada beni endişelendiren Avrupa genelinde vakaların görülmüş olması yani bu hastalık çoktan yayılmaya başladı” dedi.

1958 YILINDA TESPİT EDİLDİ

Genelde batı ve orta Afrika’nın tropik bölgelerinde rastlanan maymun çiçeği hastalığı ilk olarak 1958’de ortaya çıktı. İlk vaka ise 1970’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde tespit edildi.

ABD’deki ilk vaka 2003 yılında tespit edilirken vahşi hayvanlarda tespit edildikten sonra insanlarla temasta ya da iyi pişmemiş etin tüketilmesi sonrasında bulaşabiliyor. Ciltteki yaralardan, solunum yolu aracılığıyla ya da göz, burun ve ağızdan bu hastalık yayılıyor.

Hava partiküllerinden bulaşan hastalığın semptomları arasında ise yüksek ateş, baş ağrısı, kas ve sırt ağrısı ve lenf nodüllerinde şişme görülebiliyor. En belirgin semptomu ise yüzde ve ayak tabanlarıyla avuç içinde kabarıklıklar olarak biliniyor.

Her ne kadar genelde hafif semptomlarla geçse de bazı durumlarda ölümcül olabiliyor.