Envision Diversity haklı bulundu

2015 Kasım ayında Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına yaptıkları başvurunun gerek yasal süre içinde cevaplanmadığı gerekse yanlış gerekçelerle reddedildiği iddiası ile Yüksek Denetçiye başvuran Envision Diversity Derneği üyeleri haklı bulundu.

Kamu görevlileri görevlerini dikkat ve özenle yerine getirmek zorundadırlar. Kasıt ve ihmal nedeniyle Devlete verdikleri kayıp ve zarardan ötürü sorumludurlar.

LGBTİ bireyler toplumsal cinsel kimlikleri ile ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle İdare’nin bu konularda daha bilinçli olması ve farkındalığın artırılması yönünde katkı koyması gerekir.

 

İdare, gerektiğinde sivil toplum örgütleri ile de işbirliği yaparak kişilerin cinsel yönelimlerinden dolayı herhangi bir mağduriyet yaşamalarını ve ayrımcılıkla karşılaşmalarını engellemelidir. Bununla birlikte, herkesin eşit hak ve imkanlara sahip olduğu bilinci topluma aşılanmalıdır.

Özellikle rehber öğretmenlerin öğrenci ve veli arasında bir köprü vazifesi görmeleri nedeniyle, onların bu belgeseli izlemeleri anne-baba tutumunu ve yaşadıkları sorunları anlamalarına yardımcı olacaktı.

Yüksek Yönetim Denetçisi tarafından yayınlanan raporun tam metni şöyle:

“Envision Diversity Derneği üyeleri Dairemize başvurarak “Benim Çocuğum” isimli belgeselin KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı liselerde gösterilmesine ilişkin Dernek tarafından yapılan dilekçenin ilgili Bakanlıkça yasada belirtilen süre içerisinde cevaplanmadığını, yasal süre aşıldıktan sonra verilen cevabın ise gerekçeli olmadığını, bu nedenle 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’na aykırı davranıldığını, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın ayrımcılık yaratabilecek kararlar üretmesi nedeniyle kamu düzeninde “cinsel yönelim” bazlı ayrımcılık yaratıldığını iddia ederek bu konuların araştırılmasını talep ettiler.   Yapılan başvuru üzerine yukarıdaki paragrafta bahsi geçen konular, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.   27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın amacı, özel kişileri kamu gücü ayrıcalıklarını kullanma yetkisine sahip idareye karşı korumak ve bu kişilerin idari işlem, eylem ve ihmallere karşı başvurabilecekleri hukuki yolları düzenlemektir. Söz konusu Yasa, iyi idarenin sağlanabilmesi için, özel kişilerle ilişkilerinde idarece uyulacak ilke ve kuralları kapsamaktadır. Aynı Yasa’nın 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre özel kişiler, kendileri veya kamu ile dilek ve şikayetleri hakkında, tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve idareden yetkisi içindeki bir konuda birel işlem yapmasını isteme hakkına sahiptir. Yine söz konusu maddenin 2’nci fıkrası istemin, yetkili olmayan bir idareye yöneltilmesi durumunda, kendisinden istemde bulunulan makamın, istemi en geç beş iş günü içerisinde yetkili makama iletmesini ve istem sahibini yazılı olarak durumdan haberdar etmesini emretmektedir.   Envision Diversity Derneği “Benim Çocuğum” adlı belgeselin 5 ilçede yer alan lise düzeyindeki okullarda gösterilmesi amacıyla 15 Ekim 2015 tarihinde KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü’ne başvurmuştur. Bu başvurunun, 56/1993 sayılı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nın 3’üncü maddesi uyarınca, Eğitim ve Ortak Hizmetler Dairesi’ne yapılması gerekmekteydi. Bu çerçevede, istemin yapıldığı makam olan Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü, 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın ilgili maddesine göre, söz konusu istemi en geç 5 iş günü içerisinde, yani en geç 22 Ekim 2015 tarihinde, yetkili makam olan Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü’ne iletmesi gerekmekteydi. Ancak, Envision Diversity Derneği tarafından yapılan istemin yetkili makam olan Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü’ne 17 Kasım 2015 tarihli yazı ile iletildiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü’nün 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası tahtında belirtilen sürelere uymadığı ve/veya İyi İdare Yasası’nın öngördüğü hükümleri göz ardı ettiği anlaşılmaktadır.   17 Kasım 2015 tarihinde istemin bildirildiği Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi, istemle ilgili görüşünü 1 Aralık 2015 tarihli yazısı ile Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü’ne aktarmıştır. Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü de 7 Aralık 2015 tarihli yazısı ile Envision Diversity Derneği’ne bilgi vererek istemin uygun bulunmadığını belirtmiştir. 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın belirlediği ilkeler doğrultusunda İdare’nin, istemle ilgili kararını, istemin yetkili makama ulaşmasından sonra, en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu nedenle, 17 Kasım 2015 tarihinde yetkili makam olan Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü’ne ulaştırılan isteme, 7 Aralık 2015 tarihinde cevap verilmesinin 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın öngördüğü süreler içerisinde yapıldığı ve/veya Yasa’nın ilgili maddesine aykırı olmadığı kanaatindeyim.   Ancak, 7 Aralık 2015 tarihinde verilen cevapta, “Benim Çocuğum” adlı belgeselin liselerde gösterilmesinin uygun bulunmadığı belirtilmiş olmakla beraber söz konusu yazı herhangi bir gerekçe içermemektedir. Halbuki, 27/2013 sayılı İdare Yasası’nın 15’inci maddesi ve KKTC Anayasası’nın 76’ncı maddesi tahtında İdare’nin istemle ilgili kararını başvuran kişi ve/veya kişilere gerekçeli olarak bildirilmesini emretmektedir. Bu bağlamda, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü KKTC Anayasası’nın emrettiği ilkelere uymadığı gibi 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası hükümlerini de göz ardı etmiştir.   Gerekçeye dayanmayan bu Kararın üzerine Envision Diversity Derneği, Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü’ne 5 Ocak 2016 tarihinde yeni bir yazı göndererek reddedilme gerekçelerinin açıklanmasını talep etmiştir. Bu istemin yine yetkili makama yapılmaması neticesinde, 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası tahtında, Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürlüğü, yetkili makam olan Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü’ne iletilmek üzere, 6 Ocak 2016 tarihinde istemi, dönemin KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Sayın Bumin Paşa’ya bildirmiştir. Sayın Paşa bilgi ve gereğinin yapılması için talimat vermiş olmasına rağmen, sözkonusu istemin işlem yapılmadan 8 Ocak 2016 tarihinde arşivlendiği ve/veya isteme herhangi bir cevap verilmediği saptanmıştır. Kamu görevlileri görevlerini dikkat ve özenle yerine getirmek zorundadırlar. Kasıt ve ihmal nedeniyle Devlete verdikleri kayıp ve zarardan ötürü sorumludurlar. Bu bağlamda, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın, 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nda belirtilen İyi İdare İlkeleri ile 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın 11’inci maddesinde öngörülen “Hizmeti Dikkat ve Özenle Yerine Getirme Ödevi”ne uymadıkları anlaşılmaktadır.   Envision Diversity Derneği’nin KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından ayrımcılık yaratabilecek kararlar üretilerek kamu düzeninde “cinsel yönelim” bazlı ayrımcılık yaratıldığı yönündeki iddialarına istinaden Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Araştırma Şubesi’nin 26 Kasım 2015 tarihli görüş yazısında “Benim Çocuğum” adlı belgeselin, ergenlerin merakını uyandıracağı ve farklı bir cinsel yönelimi olmasa dahi, farklı olanı deneme arzusu uyandıracağı, bu sebeple ergenlerin cinsel kimliğini bulmasında zorluklar yaşamasına yol açacağı belirtilmiştir. Ancak, “Benim Çocuğum” adlı belgesel izlendiğinde, bu belgeselde lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender çocuklara anne ile babalarının gözünden bakılmasının hikayesi anlatıldığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, Dairemiz tarafından yapılan incelemede, sözkonusu belgesel ebeveynleri ilgilendirdiği cihetle, ergenler üzerinde merak uyandıracak ve/veya ergenlerin farklı cinsel yönelimi arzulamasına neden olacak hiçbir bölüme rastlanmamıştır. Ayrıca belirtmek isterim ki böyle bir CD’nin ergen ve gençler üzerinde merak uyandıracağı veya farklı olanı deneme arzusu yaratacağı iddiası gerçeklerden uzak ve çağ dışıdır. Şöyle ki, bu argüman bir an için bile kabul edilse dahi, okullarımızda uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklar ile ilgili olarak da, merak uyandıracağı veya farklı olanı deneme arzusu yaratacağı gerekçesiyle öğretici ders verilmemelidir. Bugüne kadar yapılan tüm bilimsel araştırmalar gençlerin ve ergenlerin her konuda eğitilmelerinin daha faydalı olacağını göstermektedir. Keza, gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemi de bu şekilde işlemektedir. Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Araştırma Şubesi’nin, mezkur belgesel hakkında bu şekilde bir yorum yapmış olması, söz konusu belgeseli detaylı izlemedikleri ve/veya kalıplaşmış görüşlerini bildirdikleri ve/veya bu hususa önyargılı bir şekilde yaklaştıkları izlenimini uyandırmaktadır.   LGBTİ bireyler toplumsal cinsel kimlikleri ile ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle İdare’nin bu konularda daha bilinçli olması ve farkındalığın artırılması yönünde katkı koyması gerekir. İdare, gerektiğinde sivil toplum örgütleri ile de işbirliği yaparak kişilerin cinsel yönelimlerinden dolayı herhangi bir mağduriyet yaşamalarını ve ayrımcılıkla karşılaşmalarını engellemelidir. Bununla birlikte, herkesin eşit hak ve imkanlara sahip olduğu bilinci topluma aşılanmalıdır. Özellikle rehber öğretmenlerin öğrenci ve veli arasında bir köprü vazifesi görmeleri nedeniyle, onların bu belgeseli izlemeleri anne-baba tutumunu ve yaşadıkları sorunları anlamalarına yardımcı olacaktı.   Sadece KKTC’de değil, tüm dünyada eğitim sisteminin içerisinde öğrenciler, veliler, öğretmenler açısından rehberlik hizmetleri büyük önem taşımaktadır. Psikolojik Danışma ve Araştırma Şubesi okullarda öğrencilerin etnik, dinsel, sınıfsal farkındalık ve cinsel yönelim gibi konularda ayrımcılığı maruz kalmamaları için önleyici ve koruyucu çalışmalar yapmakla görevlidir. Bu nedenle, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı bu birimin sadece öğrencileri değil aileyi de bilgilendirmesi ve gereken desteği sağlaması gerekir.   Saygılarımla bilgilerinize sunarım. “