Eroğlu ne demek istedi?

Kendi devletine inanan aday seçilmeli!

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, önümüzdeki dönem müzakerelerin çok çetin geçeceğine işaret ederek, “Öncelikle kendi devletine inanan, halkımızın haklarını sonuna kadar savunacak bir kişinin seçilmesi önemlidir” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın önemini farkında olan halkın ne istediğini, haklarını kimin layıkıyla savunacağını, kimin nerede nasıl dirayetli durduğunu ve duracağını  iyi bildiğini söyleyen Eroğlu, “Halk, nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini görüşme masasında temsil edecek, ne istediği belli olan Rum karşısında haklarını savunacak liderini; tecrübesi, sevgisi saygısı ile kendisine hizmet edecek Cumhurbaşkanı’nı  seçecek” şeklinde devam etti.

Kıbrıs konusuna da değinen Eroğlu, “Rum liderlerin niyetleri anlaşma değildir. Niyetleri  bizim taviz vermemizi hata yapmamızı beklemektir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, dün başladığı Karpaz bölgesi ziyaretlerinin ikinci ayağına bugün devam etti. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Eroğlu bugün sırasıyla Mersinlik, Kaplıca, Büyükkonuk, Kilitkaya, Yedikonuk, Mehmetçik, Balalan, Pamuklu ve Bafra’yı ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı’na ziyaretlerinde, UBP İskele Milletvekilleri Nazım Çavuşoğlu ile Hamit Bakırcı, UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, DP-UG İskele Milletvekili Hüseyin Avkıran Alanlı, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ile eski bakan ve milletvekili Mustafa Gökmen eşlik etti.

“CUMHURBAŞKANLIĞI, DİĞER SEÇİMLERDEN FARKLI... BU MAKAM TECRÜBE İSTER”

Cumhurbaşkanı Eroğlu ziyaretleri sırasında yaptığı konuşmada, tüm seçimlerin önemli olduğunu ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin diğer seçimlerden farklı özellikleri olduğunu ifade etti.

Yıllarca siyasette çeşitli kademelerde görev yaptığını hatırlatan Eroğlu, “Bu makamda olacak kişinin tecrübeli olması gerekir” dedi.

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Önümüzdeki dönem müzakereler çok çetin geçecek. Özellikle ilk 1-2 yılda çok çetin tartışmalar olacak. Öncelikle kendi devletine inanan, halkımızın haklarını sonuna kadar savunacak bir kişinin seçilmesi önemlidir. Ülkenin gelmişini , geçmişini bilen bir kişiyim. Bugüne kadar yapılan görüşmeleri, müzakerelerde ne olup bittiğini bilen bir kardeşinizim. Hep siz halkıma güvenerek yürürdüm, halkıma hizmet etme şansını buldum ve yine halkın talebiyle adayım.İnsanlarımızı kucaklayan, Devletimize haklarımıza  sahip çıkan bir kişi olarak masada haklarımızı en iyi şekilde koruyacağımı biliyorsunuz”.

“MUAZZAM ORANDA TOPRAK İSTİYORLAR”

Rum liderliğinin müzakere masasında Kıbrıs Türkü’ne ekonomik yaşam hakkı tanımayacak oranda muazzam  toprak tavizi  istediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şöyle devam eti:

“1974’te 160 bin kişinin göçmen olduğunu söylüyorlar. Ben masada, aradan 40 yıl geçti, hala daha 160 bin göçmenden söz ediyorsunuz diye tepkimi ortaya koydum ama onların aklı hala 1974 öncesine dönmekte. Mağusa Belediye hudutları dahil Güney Mesarya, Alayköy’den itibaren de Güzelyurt’a kadar istiyorlar. Karpaz’da Kumyalı'dan itibaren buruna kadar Karpaz köylerini istiyor, Yeniboğaziçi, Mutluyaka, Mormenekşe, Tuzla, Değirmenlik, Minareliköy, Demirhan’ı istiyorlar. Peki biz nerde yaşayacağız diye sorduğumuzda ‘Türkiye’den gelenleri gönderin size yer kalır’ diyorlar.

Bununla da kalmıyorlar. Bir çözüm sonrası bize kalacak topraklardaki Rum mallarına da, ilk sahipleri dönmek isterlerse mallarına geri dönecekler diyorlar. Bu şartlar bu isteklerde bir yere varmak mümkün değil. Ayakları yere basması lazım. Onların istediği 1974 öncesine dönüştür. Ben masada Rum lidere aradan 40 yıl geçtiğini, insanlarımızın 40 yıl sonra göçmen durumuna düşürülemeyeceğini açıkça söyledim”

“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIĞI KABUL ETMİYORLAR”

Rum liderliğinin, bulunacak bir anlaşma sonrası dönüşümlü başkanlığa da karşı çıktığına da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Dönüşümlü başkanlık konusu bir çözüm şekli olarak  BM notlarında da var. Ama kabul etmiyorlar. Kendilerinin hep başkan, bizim de başkan yardımcısı seçmemizi istiyorlar  ama bir şart daha ileri sürüyorlar. Başkan Yardımcısı’nın 1960’taki gibi veto yetkisi de olmayacak. Yani bu konuda 1960’ın da gerisine gitmemizi talep ediyorlar. Niyetleri anlaşma değildir. Niyetleri  bizim taviz vermemizi hata yapmamızı beklemektir.”

 “AL-VERDEN KAÇMAK İÇİN MANTIKSIZ BAHANE YARATTILAR”

Müzakerelerde son olarak üçüncü safhaya geçildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, üçüncü safhanın da karşılıklı al-ver aşaması olacağını belirtti.

Rum lider Anastasiadis’in, bu süreçten de kaçmak için KKTC adına Akdeniz’de sismik araştırma yapan Barbaros Hayrettin Paşa gemisini bahane ettiğini söyleyen Eroğlu “Bu yalanları ortaya çıkacağı için son olarak mantıksız bir bahane yaratarak, masadan kalkmışlardır. Akdeniz’de Türk gemisi varmış. Evet var. Orası uluslararası sular. Bizim adımıza da araştırma yapıyor” şeklinde konuştu.

Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Söz konusu yer altı kaynaklarında onların hakkı olduğu gibi bizim de hakkımız var. Onların araştırma yaptığı gibi ben de araştırma yapıyorum. Ben o dönem Hristofyas’ı uyarmıştım. Adım atarsanız, bizde atarız demiştik. Dinlemediler.  Böylece New York’ta o dönem başbakan olan Sayın Erdoğan’la Kıta Sahanlığı Sınırlandırma anlaşması imzaladık ve çalışmalarımıza başladık.”

“ANLAŞMA İSTİYORLARSA BİZ MASADAYIZ, GELSİNLER”

Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’in son olarak ‘Türkiye egemenliğimizi tanısın’ çağrısında bulunduğunu da anımsatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Zaten bu olursa masaya oturmaya gerek kalmaz. Biz ön şartsız bir şekilde masaya geri dönmelerini bekliyoruz. Biz masadayız. Anlaşma için masaya oturmak lazım. Eğer anlaşma istiyorlarsa, gelsinler oturalım, konuşalım ve bir anlaşma olup olmayacağını görelim” diye konuştu.

“İÇİMİZDE FARKLI KONUŞANLAR VAR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, zaman zaman mecliste temsil edilen siyasi parti temsilcileriyle bir araya geldiğini söyleyerek, bazı partilerin Anastasiadis’in söylediklerinin aynısını söylediğini vurguladı.

Eroğlu “Masadan kalkan Rumlar ancak bazı arkadaşlarımız çözüm istemediğimi ve benim masadan özellikle kaçtığımı iddia edip, beni suçluyorlar” dedi.

Geçtiğimiz günlerde CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk’in ‘liderler masaya dönsün’ çağrısı yaptığını söyleyen Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bir kere ben masadan kaçmadım. Ben masadayım. Ben BM Genel Sekreteri’ne de yazdığım mektupta ifade ettiğim gibi, seçim gününe kadar masada oturmaya hazırım. Bu taahhüdü de onlara verdim. O yüzden biz birbirimizi suçlamayalım. Müzakerelerde 47’nci yıla girdik. Ancak anlaşma ister gibi müzakereleri sürdürüp, zamana oynamak istiyorlar. Bu konularda birlik ve beraberlik içerisinde olmamız lazım.”

Cumhurbaşkanı konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben fazla cevap vermeme taraftarıyım. Biliyorsunuz Sayın Talat, 2010’daki seçimi kaybettikten sonra uzun bir süre köy köy dolaşarak seçime hazırlanıyordu. Ve bu çalışmalarında benim çözüm istemediğini söylüyordu. Hala daha da söylüyor. Kendisi 5 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı. Onun döneminde neden anlaşma olmadığını kendisi iyi biliyor.  Sayın Talat ile Hristofyas yıllarca parti başkanıyken görüşmeler yaparak çözümün nasıl olacağı yönünde anlaşma yaptılar.  Hristofyas bana, ‘Talat ile yaptığım anlaşmayı kabul et hemen çözüm olsun’ dedi. Ben de bunun üzerine o anlaşmalarını istedim. Vermedi. Demek ki bizim istediğimizden çok geride bir anlaşmadır.”

“ANAVATAN TÜRKİYE İLE SAMİMİ BİR İŞBİRLİĞİMİZ VAR”

Türkiye ile bir çok alanda olduğu gibi  Kıbrıs konusunda da samimi bir diyalog içinde olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Biz Anavatan Türkiye ile devamlı ve samimi bir diyalog içinde bu süreci götürüyoruz. Güneyden bize bir öneri geldiğinde biz karşı önerilerimizi hazırlıyoruz. Daha sonra Türkiye ile istişare ediyoruz.  Ve gerekli adımları atıyoruz” dedi.

Eroğlu, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiden rahatsızlık duyanlar da olduğunu ifade ederek, “Bundan kimse gocunmayacak. Bugünlere nasıl ve kimlerle geldiğimizi unutmamak ve çocuklarımıza anlatmamız lazım” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ AÇIP OKUSUNLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Halk, Nisan ayında yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini görüşme masasında temsil edecek, ne istediği belli olan Rum karşısında haklarını savunacak liderini, tecrübesi, sevgisi saygısı ile kendisine hizmet edecek Cumhurbaşkanı’nı seçecek” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı  Eroğlu, “Halkımız Cumhurbaşkanı’nın öneminin farkındadır ve ne istediğini, haklarını kimin layıkıyla savunacağını, kimin nerede nasıl dirayetli durduğunu ve duracağını  iyi bilmektedir” dedi.

Demokrasi gereği koşulları uyan herkesin Cumhurbaşkanı aday olabileceğini, önemli olanın doğrular söylenerek, tercihin halka bırakılması olduğunu” söyleyen Eroğlu, şöyle devam etti:

“Bazı adayların Cumhurbaşkanının yetkileriyle ilgili yanlış şeyler söylüyorlar.  Aday olan arkadaşlardan biri değişimden yana olduğunu,  memlekette değişim için adaylığını koyduğunu söylüyor. Peki ama kendi partisi iktidardadır. Değişim istiyorsa partisine söylesin ve yapsınlar.Neden söylemiyor, neden yapmıyorlar?  Bir diğeri kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyor. Sanki başbakan seçilecek ya da kendileri başbakan  olacakmış gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanının yetkileri Anayasa’da belirlenmiştir”.