Fotoğraf yurtdışından

Oshan SABIRLI

Bizi bize anlatan gerçeklerin hep sınır ötesinden gelmesi canımı yakıyor. Aslında kimi zaman bize birilerin yurtdışından kendimizi anlatmasına, gerçeklerimizi yüzümüze vurmasına bozuluyoruz.

Şikayet ediyoruz.

Ancak ev ödevlerimizi hiçbir zaman yerine getiremiyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri dev ölçekli bir rapora daha imza attı. Bu kez dünyanın 2015 yılına ait İnsan Hakları Raporu, ülke ülke konu başlıkları ile yayınlandı.

Yalnızca Kıbrıs bölümü 54 sayfa.

22 sayfalık bölümde ise Kıbrıs’ın kuzeyinden bahsediliyor.

Daha önce de ABD tarafından “Dünya İnsan Ticareti” raporu açıklanmıştı.

Dedim ya yurtdışında hazırlanan raporlar, saptamalar, yol haritaları sunulur bize. Biz ise bu raporlar ışığında kendimizi geliştirmek yerine çoğu zaman halının altına süpürürüz ortaya konulan saptamaları. Çoğu zaman Türkiye medyasına feryat ederiz. Kendi gerçeklerimiz ile yüzleşmekten kaçınır ve aslında utancımıza isyan ile “rezil olduk” yaklaşımı doğrultusunda tepki veririz.

Şu an TC ile KKTC arasında imzalanan ekonomik protokol de benzer bir içeriğe sahip. Deniz aşırı gelen bir rapor şeklinde bu protokol. Çok hoşumuza gitmeyen bir yol haritası olarak karşımızda.

Ev ödevlerimizi yapamamamız, kendi irademizi ve politikalarımızı ortaya koyamamamız nedeni ile yüzleştiğimiz bir gerçeğimiz bizi rahatsız ediyor.

İşin içinde peşkeş olmasa, asimilasyon politikaları uygulanmasa belki halkın da sahip çıkması için kulis yapılabilir.

Ama ortada yanlış giden çok fazla şeyin olduğu önemli bir gerçek.

***

Uluslararası raporlarda artık Kıbrıs’ın kuzeyine dair hep ayni ifadeler var.

KKTC’nin ismi net şekilde ifade ediliyor.

Ancak KKTC kısaltmasının hemen yanında “Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmayan” cümlesi ile yeşil hattın bu tarafında olan, bitenler anlatılıyor tüm çıplaklığıyla dünyaya...

Bu kez dün sabah itibarı ile gelen raporu okuyup Türkçeye çevirdim.

Raporun ana hatları ile ne anlattığı net şekilde ortada. Bizi insan hakları konusunda eleştirmeyen, demokratik ülkeler seviyesinde tutan saptamalar da mevcut. Tanınmamasına karşın Kıbrıs’ın kuzeyine kısmi bir demokrasi ve bu çerçevede insan hak ve özgürlüklerine dair yasal zeminin olduğu da ifade ediliyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde siyasi suçlar ve tutuklama, kaybolan insanlar, devlet eli ile ajanların tehditlerinin ölümlerin vs olmadığı da dile getirilmiş.

Bir listeleme veya sıralama yapılmamış oysa daha önceleri farklı ülkeler ile karşılaştırmalarımızın olduğu, çok kolay medeni ülkeler seviyesine ilerleyebileceğimiz farklı raporlarda da dile getirilmişti.

Şimdi yeniden yasama ve yürütmeyi yeniden masaya yatırma zamanı.

Çarpıklıklarımızı düzeltmediğimiz sürece daha ser ifadeler inanın uzak olmayacak bu coğrafyaya.