Griler

Ebru VERITY

Ebru VERITY – FACEBOOK – Polilla Kitabevi Yakın dostlarla hayatı içeren sohbetlere daldığımızda, bana adeta ilaç gibi gelir. Adeta ruhumun beslendiğini hissederim. Bu sohbetler esnasında söz bazen yaşamın renklerine gelir. Ve eleştirilirim. "Hayat siyah ve beyazlardan ibaret değildir." derler bana "Griler de vardır." Benim renk kartelamda sadece gri yok. Hayat benim için net. Gri bana soğuk duvarları hatırlatır. Bahanelerimize sığınmak istediğimiz zaman, gri alanlar yaratılıyor gibi gelir bana. Yaşım ilerledikçe belki ben de grilere ısınabilirim. Bilmem. Henüz değim ama. Bakın Psikolog Aşkım Kapışmak "Yaşamda gri renk yoktur." yazısında, bu konu ile ilgili neler söylüyor. Yazısından bir alıntı yapalım. Hayatın iki rengi var ve biz bu iki renkten birindeyiz. Ya beyaz ya da siyahtayız. Zaman zaman yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiler bizim yerlerimizi değiştirir durur. Bizi bu hayatta var eden, çoğunlukla da kaybeden egomuzdur. Ego; iki uçlu çalışır. Ya hayattan haz isteriz; en kazançlı iş, en güzel partner, lüks bir yaşam, sağlıklı ömür… Ya da acıdan kaçmak ister; hayat bana istemediğimi vermesin, borçlarım olmasın, aldatılmayayım v.b. Ama bunları düşünürken biraz kendimize bakmamız lazım. Biz hangi renkteyiz beyaz mı, siyah mı? Siyah tarafta olan insan; tüketim insanıdır ve stres yüklüdür. Sürekli tüketen fazlaca hiperaktiftir. Beyaz tarafta olan insan, üretim insanıdır ve sakin yaşar. Hayatta yük alan ve yük olan insanlar vardır. Eminim ki sizinde ailenizde, çevrenizde böyle insanlar vardır. Karşınızdaki insanın isteklerine ters olan şeyleri söylediğinizde, ne yaparsanız yapın dediklerinizi kabul etmez. Aile de çok rastlanan bir durumdur. Anneler ve babalar çocuklarının isteklerine ters gelen şeyler söylediklerinde onların düşmanları olmaya başlarlar. Bir insan egosunu kontrol edecek durumda değilse, hayatta doğruları göremez. O sürekli ona güzel gelen şeylerin peşinde koşar. Meslek hayatımda birçok eşle çalıştım. Onlara şunu fark ettirdiğimde yıkıma uğramışlardı; evli olmanız demek aile olduğunuz anlamına gelmez. Eğer birbirinize tahammül edemez hale geldiyseniz siz zaten evli değilsiniz. Aynı evin içinde bir kalabalık yığınısınızdır. Siyahta olan insanlar sorunların hep dışarıda başkası tarafında kaynaklandığını düşünür. Bu sebeple de çözümü dışarıda arar. En büyük stres buradadır çünkü problem hiç çözülmez sadece yatıştırılır. Siyah taraf insanının arzuları vardır. Bunların peşinde koşar. Aşkım Kapışmak, biz insanları renklendirmiş yazısında. Yazısının geri kalanında da bu paralelde tavsiyeler var. Son paragraf ise oldukça düşündürücü. Yaptığımız ve yapacağımız en büyük yanlış, başımıza kötü bir olay geldiğinde şeytanın istediğini yapmak. Hemen olumsuz tepki vermek bu da egomuzdan gelir. Bu olumsuz tepkileri verdikçe, hayat böyle olayları başımıza sürekli getirir. Çünkü yaratıcının istediği bizim insan vasıflarına sahip olmamızdır. Bu yüzden doğru tepkileri verene kadar bizi sınav yapar. Bazılarımız buna ulaşır bazılarımız ulaşamayız. Hayatımızda kimse kötü değildir bizim kadar, hayatta kimse iyi değildir bizim kadar. Bu iki cümleden hangisi size yüzde yüz uygun? Eminim ki her ikisi de zaman zaman bize uyuyor. Biri siyah biri beyaz… Ama gri yok.