Güzel bir günün hayali…

Kıvanç BUHARA

Günlerdir ölümleri konuşuyoruz! İçimiz karardı, dışımız kurudu, streslere girdik… Bu ölüm, katliam ve saldırı haberleri arasında; Yemek yiyebilene, Gezmekten tozmaktan zevk alabilene; Sevgilisinin elini aşkla tutabilene, aşk olsun! *** Düşünüyorum da; Bu ölüm kalım, cinayet, katliam, protesto, kumpas haberleri arasında ülkeleri yöneten yöneticiler; Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Valiler, müsteşarlar, müdürler uyku uyuyabiliyorlar mı? Diyelim ki; PKK’lilerin patlattıkları bomba, işçi – köylü çocuğu askerlerden onlarcasını şehit etti! Bu haber, tam da akşam yemeğinde, uzak doğu baharatlarıyla güçlendirilmiş somon balığı menüsünden ilk lokmayı ağzına götürmüş beyefendiye iletildi diyelim… O an, somon lokması, taa Norveç’ten özel olarak saraya getirilen o lezzetli, afrodizyak balık, boğazında durmaz mı? Durmaz olur mu? O an, adamın karnına sızılar girer, midesine kramp oturur, moral sıfıra kadar düşerken… … hamfendiyle planlanan gecenin güzelliklerinin içine zemzem suyu yerine zakkum suyu dökülür adeta! *** Hikaye etmek istediğim durum şu… Süreğen, kronik hale gelen, her gün tekrarlayan sinir bozucu, moralleri ve yaşama sevincini körelten ölüm haberleri, insanların psikolojik durumunu bozunca… Sağduyulu karar verme, Olayları insani açıdan değerlendirme yeteneği yok olur, gider… O aklı başında, muhterem insan gider; yerine, psikiyatrik rahatsızlıkların pençesinde kıvanan, davranışlarını, konuşmasını kontrol edemeyen sosyopat birisi gelir! Bu momentte, lider pozisyonundaki kişi tıbbi yardım almaz veya doktorlarının önerilerini kabul etmezse… … vahim, tehlikeli, acınacak bir mecraya sürüklenir! Yakın tarihimiz, bu tip liderlerle doludur! Generallerini dinlemeyen Hitler, Rusya’ya savaş açınca, sonunun başlangıcını başlattı… O zamanlar tedavisi olmayan epilepsihastalığına yakalanan Hitler, sol elinin titremesini engellemek için, elini beline sıkıca dayar, halkın ve askerlerinin karşısına öyle çıkardı! *** Sözün kısası, özeti… Yalnız Türkiye’den değil, her gün bölgemizden gelen katliam, ölüm, kaza haberleri istisnasız hepimizi sinirli, saldırgan, dengesiz bir hale getirdi! Eleştirilere bile tahammülümüz, sabrımız kalmadı… Yapılmak istenen güzel, barışçı eylemleri bile saldırganlık ve hakaretlerle karşılıyoruz! Bu çok vahim bir durumdur! Kendi içinde barışçı, insani olmayanlar, başka kültürlerin insanlarıyla nasıl barışacak… Bütün mesele; Bir lokma yemek boğazımızdan afiyetle geçsin!