HAYIR mı ŞER mi?

Ayşegül Garabli

Cumhur başkanı seçimiydi, UBP kurultayıydı, olduydu, olmadıydı derken nihayet bir hükümet kuruldu.

Hayırlısı olsun demek adettendir ancak “hayırlı” olacağına dair en ufak bir umudum yok.

Zira çarşambanın gelişi perşembeden bellidir.

Cumhur başkanlığı seçimindeki müdahaleler, UBP kurultayına yapılan müdahaleler ve aniden ikinci tura kalan adayların seçimden çekilmesi ve UBP nin başına ısmarlama bir başkan getirilmesi tesadüfi ve boşuna değildi.

Amaç AKP yetkililerinin isteklerini yerine getirmeyi görev bilen kişilerin hükümet kurmasını sağlamaktı.

Çünkü hedef KIB-TEK’i devre dışı bırakarak elektriği, limanları, motorlu taşıtlar gibi tüm gelir getiren kurum ve kuruluşları da  özelleştirerek Kıbrıslının elinde kalan son kaleleri de almak.

Böylece uluslararası hukuka göre yapılması mümkün olmayan ilhakı, resmi olmasa da  maddi olarak  gayri resmi yoldan gerçekleştirmek.

Üstüne bir de yeni vatandaşlıklar ile olası bir çözümde yapılacak olan referandum soncuna müdahale etmek.

Yoksa cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunun sonrasında, “Müdahale yapıldı, oylarımız başka tarafa kaydırıldı ikinci tura gitmeyeceğiz” diyen ancak sonrasında paşa paşa  2. Tura giden YDP ile, “Arıklı ve Zaroğlu varsa o hükümeti onaylamam” diyen millet vekili ile DP tabiri caizse tükürdüklerini yalayıp, hükümet kurarlar mıydı?

Eğer medya önünde bu kadar kendini aşan ifadeler kullanıp sonra da hükümet ortağı olmuşlarsa demek ki, hedefe varmak için bu hükümetin kurulması hükmü verilmiş ve Kıbrıslının kalemi kırılmış.

Dolayısıyla usulden “hayırlı olsun” desek de bu hükümetin Kıbrıslı ve Kıbrıs için hayırlı olmayacağı gün gibi ortada.