Hırsızlar İş Başında

Hatice İNTAÇ

Kurşuni bulutları izliyorum

Kırık kalpli penceremden

Dışarıda deli bir rüzgâr

Dudaklarımda isyankâr küfürler.

Çok gerilerde şimdi

Sözcüklere kelepçe taktığım

Takmak zorunda kaldığım

O memur günler!.

O gün..

Bir yağmur damlası olmak vardı

Camlardan özgürce süzülen

Dilimin ucundaydı da kelimeler,

Dudaklarımdan dökülemediler.

Dişlerimle kanattım dilimi

Kana bulandı rakı bardağım

Sebebini bilemediler,

Veya bilmek istemediler.

Siz!

Suit odalara dadananlar!.

Siz!

En pahalı lokantalarda

Kadeh kaldıranlar!.

Yüzünde maskeyle dolaşanlar!.

Dünyayı kendilerinin sananlar!.

Ve cebinde akreple dolaşanlar!.

Geberin e mi!?.

( Sitemkâr Dizeler şiirimden)     

Zaman yine başını almış gidiyor bizden de her an bir şeyleri eksilterek. Yeni yıla girişimiz daha dün gibi.. Ne çabuk Nisan sonuna geldik? İlkbahar,  ömrümüzden bir şeyleri fark ettirmeden çalan zaman gibi bu yıl da geldi ve geçti. Kapıda kavurucu sıcaklarıyla yaz göründü bile. Araştırmacılara göre bu yıl sıcaklıklar dünyada ekstrem değerlere ulaşacakmış. Vay haline Akdeniz ülkelerinde ve hele de adalarında yaşayanların1!.. İyi ki denizlerimiz var. Ona da şükür. Tabii ki temiz deniz bulursak!. Malum;  otellerin, sanayi kuruluşlarının atıklarından denizlerimiz de nasibini aldı, kirletildi. Neyimizde hayır kaldı ki?. Güzelim adanın doğası çıkar uğruna mahvedilmedi mi?..

Geçen Pazar, haftalık yazım yoktu gazetede. Hazırlayamamıştım yazıyı, çünkü Cumartesi günü mahallemiz polisle doluydu. Bir gece önce benimki de dahil olmak üzere birkaç eve hırsız veya hırsızlar girmişti mahallede. O günün sabahında geceden kapattığım pencerenin açık olduğunu görmek dehşet vericiydi. Neyse ki camı açamamışlardı veya açmaya vakit bulamamışlardı çünkü o gece dışarıdaydık. Tahminime göre biz döndüğümüzde araba sesini duymuş ve kaçmışlardı ama komşu benim kadar şanslı değildi onun evine girmişlerdi. Ürkütücü durum karşısında Girne polis karakolunu aradım. Sağ olsunlar hemen geldiler, gerekli incelemeleri yaptılar ama hırsızlar belli ki çok deneyimliydi.  Parmak izleri bile bulunamadı. Belli ki eldiven takmışlardı. Adada hırsızlık olaylarını hep duyuyordum ve yedi seneden beri oturduğum mahallede öyle bir olayın olmamasına şükrediyordum. Meğer sıra şimdiymiş. O günden beri alarm, kamera şirketleriyle haşır neşir olduk. Kamera taktırdık mecburen. İnşallah bir işe yarar.

Memlekette her çeşit lânetlik var da başımızda tedbir alması gereken bir idare yok. Herkes kendi tedbirini kendi almak zorunda buralarda. Peki de bunlar niye oturuyorlar o makamlarda o zaman? Vergisini her kuruşuna kadar ödeyen vatandaşa hizmet değil mi bunların baş görevi? Ama nerde… Yeniden koltuklara yayıldılar ya onlar için önemli olan oydu. Oturup oturup semirmek, kurdele kesmek, bol keseden nutuk çekmek, cüzdanlarını biraz daha kabartmak için memleketin değerlerini peşkeş çekmek..  Kırk senedir onların görevleri bunlar. Simalar hiç değişmiyor nedense. Bari partilerindeki bütün milletvekillerine de dönüşümlü bakanlık verseler de onlar da biraz nasiplenseler. Hep bana hep bana da olmaz ki. Sıradan bütün bakanlıkları deniyor mübarekler. Dün başka bakanlık, bugün başka. Tüm bakanlık koltuklarına oturmadan tatmin olmuyorlar. Korkuyorum bir gün o koltuklara yapışacaklar Maazallah da kalkamayacaklar.

                                                                  *******

Onca olumsuzluğun yarattığı stresi yine doğanın mucizeleri yatıştırıyor. Kışın sıcak ülkelere göçen kuşlar geri dönüyorlar. Kafileler halinde onların dönüşünü ve yuvalarını hazırlayışını izlemek insana huzur veriyor. Bir kısmı önceden gelmiş, yuvalarını kurmuş bir kısmı kurmak için hummalı bir çör çöp arayışında. Ağaçlardan zaman zaman kuş yumurtaları düşüyor. Belli ki onlar çoktan yeni aile hayatlarına başlamışlar. Hele kırlangıçlar!...

Kırlangıç deyip geçmemeli. Onların ayrı bir dünyası vardır. Havada uçan kuşların en ustası sayılırlar. Onları ancak yuva yaparken yerde görebiliriz. Yerde yürürlerken pek rahat yürümezler. Kırlangıçlar çok sevilen hayvanlardır. Halk ardasında baharın müjdecisi olarak bilinirler. Pek ötücü olmamakla beraber kendi aralarında cıvıldaşırlar. Genel olarak evlerin damlarında veya güneye bakan balkonlarda yuvalarını yaparken ince eleyip sık dokurlar.

Yuvalarını dişi ve erkek birlikte yaparlar. Hatta diğerleri de onlara yardımcı olurlar. Aralarında sıkı bir iletişim, dostluk ve paylaşım vardır. Her yıl baharla birlikte onlar da gelirler. Eski yuvalarını bulurlar. Yuvaları tahrip olmuşsa çamur getirip onarırlar ve yerleşirler. Kırlanğıçlar Çalışkan, üretken ve temiz kuşlardır. Aralarında birlik ve beraberlik vardır. Nizam ve intizam vardır. Çalışmalarında bir imece havası ve sabır vardır. Aralarında ilahi bir nizam ve intizam vardır.

Onları izlerken, acaba kırlangıçlar, biz insanlardan daha mı paylaşımcı, daha mı özverili ve disiplinli  diye  düşünüyor ve hayıflanıyorum.