Hükümet Cumhurbaşkanlığı ile Türkiye’nin müşterek yürüttüğü müzakere pol

Derviş DOĞAN

Azınlık hükümeti önceki gün tam kadro Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün himayesinde kameraların karşısına geçip geride bırakılan 4 aylık süreçte ki icraatlarını anlattılar.

Başbakan Özgürgün umut hükümeti ollduklarına dikkat çekerek, yapacağız, edeceğiz, halledeceğiz mealinde açıklamalarda bulundu.

İcraatlarını anlatacak diye beklerken Kıbrıs müzakerelerine girdi ve süreçten duyduğu endişelerini paylaştı.

Özgürgün, Talat döneminde müzakerelerle ilgili çok daha fazla bilgiye sahip olduklarını, Talat’ın her görüşme sonrası kendilerini bilgilendirdiğini, ancak Akıncı’nın kendilerine gerektiği kadar bilgi vermediğini de savundu.

Ve sözü konuşulan konular ile ilgili olan Bakanlara verdi.

Sıra Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’a geldi.

Denktaş, son günlerde ciddi eleştirilere maruz kalan seyrüsefer affı ile başladı açıklamalarına, düzenli olarak seyrüsefer ücretlerini ödeyenler için bir ödül uygulaması getireceklerinden söz etti ve bunun çalışmaları içerisinde olduklarını anlattı,

Sonra sözü o da Kıbrıs sorununa getirdi.

Devam eden müzakere sürecine atıfta bulundu ve endişelerini anlatmaya başladı.

Dentaş, müzakere heyetinin içerisinde hükümeti temsilen bir kişinin de yer almasını istediklerini ve bunda ısrarcı olduklarını belirtti.

Denktaş çekincelerini dile getirirken çocuklarımızın yeniden mevzilerde hayatlarını geçirmek durumunda kalmamaları için çalıştıklarını anlattı.

Denktaş, Cumhurbaşkanlığı ile Türkiye arasında Kıbrıs sorununda devam eden müzakere sürecine dair politikaların örtüştüğünü ve/ fakat bunun yeterli olmadığını aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı ile hükümetin de bu politikalar da örtüşmesi gerektiğini vurguladı.

Yani Akıncı masada  Türkiye ile örtüşen bir politika izliyor ama hükümet olarak bizimle örtüşmüyor demeye getirdi.

Denktaş, 11 Şubat belgesini Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile farklı yorumladıklarını da belirtti.

Lakin bu farklılıkların ne olduğuna ilişkin bir açıklama yapmadı.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da Kıbrıs sorunu ile ilgili duyduğu kaygıları anlattı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın kendisine bu konuda az konuş sürekli demeç verme telkininde bulunduğunu, sürece dair ciddi sıkıntılarının olduğunu ve masada Rumları memnun etmeye yönelik bir çabanın bulunduğunu anlattı durdu.

Gördüğünüz gibi buraya kadar hükümetin icraatlarından çok Kıbrıs sorunu ile ilgili çekincelerini anlattı hükümet yetkilileri. Adeta Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sürecin en hassas döneminde sitem ettiler, destek yerine köstek olmaya yeltendiler.

Buradan da  anlıyoruz ki, bu basın toplantısı maksatını aştı.

Çünkü burada anlatılanların icraatlar bölümünde elle tutulur gözle görülür somut bir şey yoktu.

Yapacağız, edeceğiz, çalışmalarımız devam eder, zamana ihtiyacımız vardır ve en sonunda umut hükümetiyiz diyerek bu toplantının asas amacına yöneldiler.

4 aylık icraatlarını değerlendirmekten çok Kıbrıs sorunu odaklı konuşmayı tercih ettiler.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik eleştirilerini sıraladılar.

Sürece dair temelden yoksun açıklamalarla Akıncı ve çözüme inanan kitlelerin önüne red cephesi oluşturacaklarının mesajını verdiler.

Masada Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye arasında tam bir mutabakat olmasının yeterli olmadığını hükümet ile de aynı mutabakatın sağlanması gerektiği noktasına dikkat çektiler.

Anlaşılan o ki hükümet Kıbrıs sorununda Türkiye ile Cumhurbaşkanlığının müşterek yürüttüğü politikaya karşı.