IŞİD fikir yoksunu militanlara sahip

İSTANBUL Arap Araştırma ve Politik Çalışmalar Merkezi, "Cenevre Kapılarında 'Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)' ile Çatışmanın Başlaması" başlıklı Suriye raporunu yayımladı. " IŞİD ile savaş başlamış denilebilir. Bu savaş,Suriye devrimi yeniden kazanılana kadar gelişecek, genişleyecek. Savaşın uzun ve zor olması muhtemeldir" denilen raporda, şu ifadelere yer verildi: "Batı medyasına göre, IŞİD'in gücü işlediği suçlar ve topluma saldığı korku faktörüyle orantılı. IŞİD'in muhalifleri rejimle savaştığı bazı bölgelerden çekilmekle tehdidi, rejim ve IŞİD'in çıkarlarının yakınlaşmasının hacmini de ortaya koyuyor. IŞİD gibi grupların etkisinin artması rejimi rahatlatıyor." Ayrıca raporda, "Muhalif grupların IŞİD'e karşı silahlı mücadeleye girişmesinden sonra ilk kez bir araya gelmeleri, devrimi ve  hedeflerini temsil eden askeri bir yapılanmaya doğru ulusal ordunun çekirdeğini oluşturma fırsatı sunuyor" denildi. Esed rejimi, IŞİD'in işini kolaylaştırıyor Raporda, Ceyşu'l İslam ve Tevhid Tugayı gibi bazı gruplar IŞİD’i bitirme noktasında kararlıyken, IŞİD’in katliam  ve operasyonlarından daha çok mustarip olan bazı grupların ise muhtemel "fitne"nin Esed rejiminin lehine olacağı kaygısıyla IŞİD’e karşı durmaktan çekindiği tespitine yer verildi. IŞİD'in yaptıklarının, rejimin uluslararası arenadaki "Suriye'de dış destekli yabancı örgütlerle çatışıyoruz" söylemini kuvvetlendirdiği iddia edilen raporda, Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde IŞİD'e karşı mücadele veren muhaliflerin mevkilerini rejime bağlı hava kuvvetlerinin bombalamasıyla IŞİD'in o bölgeyi ele geçirmesini kolaylaştırdığı öne sürüldü.  Dini sebepler, IŞİD gibi grupları savaşmaya teşvik etti Raporda şu bilgilere de yer verildi:  "Suriye'deki bazı gruplar, barışçıl protestolar sırasında diğer Arap devrimlerindeki metotlar kullanıldığı için gösterilere katılmadı. Söz konusu metotlar, Suriye'deki cihatçı grupların fikirleri ve hedefleriyle uyuşmuyordu. Devrimin askeri boyut kazanması bazı grupları "nefsi müdafaa" gibi dini sebeplerle savaşmaya teşvik etti.  IŞİD, ÖSO ve diğer muhalif gruplarca rejimden kurtarılan bölgelere saldırılar düzenledi. Kuşattığı bölgelerdeki küçük birlikleri, aşiretleri ve bölge halkını liderleri Ebubekir el-Bağdadi'nin emrine girmeye zorladı. Halkı şeriat mahkemesi adını verdikleri yerlerde yargılamaya başladı. Okullar açarak belirledikleri müfredatı takip zorunluluğu getirdi. Çeşitli bahanelerle birçok idam ve katliam gerçekleştririldi. Kadınlar örtünmeye zorlandı. Tiyatro ve sanat merkezlerinin kapısına kilit vuruldu. Manastırlara saldırı düzenlendi. Kiliseler karargaha çevrildi. Devrim bayrağının kullanımı yasaklandı. Gazeteciler ve aktivistlerden tutuklanan ve öldürülenler oldu." Esed rejimi ya da uluslararası bazı istihbarat kurumları IŞİD'e sızmış olabilir Raporda şu tespitlere yer verildi: "IŞİD savaşçılarına, "küfür" ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile işbirliği suçlarını isnat ederek muhaliflerle savaşma talimatı verdi. Birçok muhalif karargaha baskın düzenleyen IŞİD, bazı muhalif liderleri kaçırdı. Bu, halk nezdinde IŞİD'e karşı öfkenin artmasına sebep oldu. Birçok muhalif grup, IŞİD'in devrimi sabote ettiğine yönelik açıklamalar yayınladı. IŞİD, Suriyelilerin işlerine müdahil olmaması konusunda uyarıldı. IŞİD'i terörist grup olarak nitelendiren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun (SMDK) açıklamasında, 'Suriye rejimi ile organik bağı bulunan IŞİD tarafından Suriyelilerin kanının akıtılması bu örgütün terörist faaliyetler içerisinde olan, devrime karşı bir örgüt olduğu ile alakalı tüm şüpheleri sonuna kadar ortadan kaldırıyor' denildi. Başlangıçta İslami Cephe gibi büyük gruplar IŞİD'le silahlı çatışmaya girmek yerine müzakere yolunu tercih etti. Ancak IŞİD, muhaliflerin Türkiye’den tek ikmal yolu el-Etarib beldesindeki Babu'l-Hava sınır kapısını ele geçirme teşebbüsünün ardından silahlı mücadeleye başladı."  Raporda, IŞİD mensuplarıyla ilgili, "Amaçları uğruna herşeyi yapabilen, fikir yoksunu, her türlü suçu ilşleme potansiyeline sahip karakterdeler. Kaybettikleri yerleri geri alabilmek için bomba yüklü araçları infilak ettiriyorlar. İntihar eylemleri düzenliyorlar" ifadelerine yer verilirdi. Esed rejimi ya da uluslararası bazı istihbarat kurumlarının elemanlarının IŞİD'in içine sızmış olabileceği ihtimalinin belirtildiği raporda, şunlar kaydedildi: "Suriye'nin kuzeyindeki birçok bölgede Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve İslami Cephe gibi gruplar ile IŞİD arasındaki şiddetli çatışmalar sürüyor. IŞİD'in, muhaliflerin bir seneden uzun süredir ellerinde tuttuğu Halep'in batı kırsalındaki Etarib, Babu'l-Hava sınır kapısı gibi bölgelere düzenlediği baskınların ardından muhalifler, 3 Ocak 2014'te IŞİD'in Etarib ve Halep'in batısındaki karargahlarına yönelik baskınlar yapmaya başladı.  Suriye Devrimciler Cephesi, İslami Cephe'nin bazı grupları IŞİD'in İdlib, Halep ve Rakka'daki karargahlarını kuşattı. Şiddetli çatışmaların ardından IŞİD Rakka'ya çekildi ve burada konuşlandı. Kaybettikleri bölgeleri geri alabilmek için bomba yüklü araçlarla intihar eylemleri düzenledi. 4 Ocak'ta IŞİD'in yaptığı açıklamada, kendilerine yapılan saldırıların durdurulması, savaşçılarının önündeki engellerin kaldırılması, tüm esirlerin serbest bırakılması için muhaliflere 24 saat mühlet tanınıyor, muhalifler Halep'teki Esed rejimine karşı savaşılan cephelerden çekilmekle tehdit ediliyordu." IŞİD ile yerel muhalifler arasında 4 haftadır devam eden çatışma ve bombalı eylemlerde 206'sı sivil bin 562 kişi hayatını kaybetmişti.