İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Türkiye İşçi Partisi'ne katıldı

Erkan Baş ve Barış Atay ile birlikte TİP İstanbul İl Binası'nda bir basın açıklaması düzenleyen Milletvekili Ahmet Şık, Türkiye İşçi Partisi'ne katıldığını duyurdu.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay Mengüllüoğlu ile İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bugün ortak basın toplantısı düzenledi. TİP’e katıldığını ilan eden Şık, ‘’Çocuklarımızın düşlerini gerçek kılacağımız bir hayata inanan sizleri de inadımıza ortak olmaya, Türkiye İşçi Partisi’ne katılmaya davet ediyorum’’ çağrısında bulundu.

Ahmet Şık, TİP İstanbul İl Binası’nda düzenlenen açıklamadaki sözlerine Birhan Keskin’in ''Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun” dizeleriyle başladı.

‘’Bugün memleketteki hava bir yandan tüm kasvetiyle üzerimize çöküp karamsarlığımızı derinleştirirken, diğer yandan hepimizi, yeniden, ısrarla bir inada çağırıyor. Çünkü, hepinizin bildiği gibi, bu memlekette her şey bir inat meselesi’’ diyen Şık, ‘’Barışı, demokrasiyi ve hukuku boğanların sınırları çizdiği bir ülkede barış, demokrasi ve hukuk demekte ısrar ederek yaşamak ve hatta var olmak başlı başına bir inat işi’’ ifadelerini kullandı.

‘YARINI HEP BİRLİKTE KURACAK ORTAK İNADA İHTİYACIMIZ VAR’

Sözlerine ‘’Ve biliyorum ki bizler inatçıyız. Haklı olanın, hakkı için mücadele edenin yanında duran bir inat bu. Çünkü yaşamın öğrettiği en önemli şeydir: İnat, daima kazanır’’ şeklinde devam eden Şık, sözlerini şöyle sürdürdü:

Öyle kuru kuruya, kötülük saçan, kötülerin yanında olan türden değil; ‘İnatçı olmak fena şey değil, lakin iyiye inat etmel’” diyen Kemal Tahir’in dediği türden bir inattan bahsediyorum.

Bu yüzden sınırları baştan çizilmiş oyunları, denenmiş çıkmazları ortadan kaldıracak, umudu canlandıracak ve yarını hep birlikte kuracak bir ortak inada ihtiyacımız var.

‘YAŞAMAYA DEVAM ETTİĞİMİZİ SÖYLÜYORSAK ÇARESİZ DEĞİLİZ’

Herkesin aynılaştırıldığı, aynılaşmak zorunda bırakıldığı bir dikta rejiminden kurtulmayı dileyenleri çaresizliğe itenlere mecbur değiliz.

Emekte, eşitlikte, barış, demokrasi ve özgürlükte inat etmekten yılmayanlar, korkmayanlar, asla aşağı bakmayanlar olarak bizler, yalnız değiliz.

Ve bugün buradaysak ve “varız” diyorsak, yaşamaya devam ettiğimizi söylüyorsak çaresiz hiç değiliz.

‘TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ’NE KATILIYORUM’

Uzak gibi görünen umutlu günlere hep birlikte uzanıp dokunabilmek adına Türkiye İşçi Partisi’ne katılıyorum.

Çocuklarımızın düşlerini gerçek kılacağımız bir hayata inanan sizleri de inadımıza ortak olmaya, Türkiye İşçi Partisi’ne katılmaya davet ediyorum.

ERKAN BAŞ: BUGÜN BİZİ BİR ARAYA GETİREN MEMLEKET MESELESİ

Ahmet Şık’ın ardından sözü alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise şunları söyledi:

‘’Öncelikle Tüm Türkiye İşçi Partililer adına sevgili dostumuz Ahmet’e yürekten bir hoş geldin diyerek başlamak istiyorum. Benim açımdan garip bir duygu çünkü bugün bir açıdan resmi olarak yollarımız birleşmiş oldu ancak bu önemli adımın gerisinde çok uzun yıllarca aynı hayallere dayalı verdiğimiz mücadeleler var. Ahmet’le aramızdaki ilişki, genç bir devrimci öğrenciyle bir gazeteci olarak başlayan uzun bir yoldaşlık. Bugün bu adımı atmamız bu nedenle daha önemli.

Herkes Ahmet Şık’ı tanır, bilir. Ahmet hayatı boyunca kişisel bir hesap yapmamıştır. Türkiye İşçi Partisi adına biz de sadece kurumsal veya örgütsel çıkarları gözeten bir adım atmadık. Bugün bizi bir araya getiren şey memleket meselesidir. Bu memlekette sesi bastırılan milyonlarca insanın, işçinin, kadının, gencin, yok sayılmak istenenlerin, yoksul bırakılanların mücadelesini büyütmek acil bir görev olarak önümüzde durduğu için buradayız.

‘ÖNCELİKLİ GÖREVİMİZ MEMLEKETİ AKP KARANLIĞINDAN KURTARMAK’

Türkiye’nin AKP eliyle nasıl bir karanlığa sürüklendiğini her gün yaşıyoruz ve bugün Ahmet’le birlikte büyüyen, inadı, kararlılığı kuvvetlenen TİP adına şunu söylemem lazım: Bizim öncelikli, esas görevimiz memleketi bu AKP karanlığından kurtarmak. Ahmet’in sözleriyle söylersek; bu mafya iktidarı, bu kötülüğün organize olmuş hali yıkılacak. Kaçınılmaz olanı yaşayacak ve biz bunu hızlandırmak için elimizden geleni yapacağız. Bu ülkeye adaleti getirmek için bütün gücümüzle çalışacağımıza tüm yurttaşlarımıza söz veriyoruz.

Türkiye halkları, dünya tarihine geçecek çok kararlı, çok onurlu bir mücadele verdiler ve 20 yıldır bu baskıya, zorbalığa rağmen teslim olmadı. Bu bizim hem gurur hem onur duyduğumuz bir şey ama aynı zamanda tüm muhalefet güçleri tarafından da özeleştirisi verilmesi gereken bir durumdur.

‘YURTTAŞI SADECE SEÇMEN OLARAK GÖREN ANLAYIŞI REDDEDİYORUZ’

Halkımız direniyor ama maalesef Türkiye’de muhalefet halkın kararlı direnişini siyasette bir etkin güç olarak değerlendirmekte; kadınları, işçileri, gençleri, ezilenleri siyasetin öznesi yapmakta büyük eksiklikler bırakıyor. Biz buna talibiz. Biz yurttaşı sadece seçmen olarak gören anlayışa ret için yola çıkıyoruz. Biz siyasetin dışına itilen ama siyaset kurumunun aldığı her kararla hayatı karartılan milyonlarca insanın siyasette özne olması ve bu ülkeyi değiştirmek için bir mücadele zemini olarak TİP’i, onurlu her yurttaşımızın katılabileceği bir partiye dönüştürmek üzere bir çalışma yürütüyoruz. Ve sanıyorum Ahmet’in bugün TİP’e katılması da bu inadımızın bir ifadesi olarak son derece kıymetli.

‘AKP İKTİDARINDAN KURTULMAK İSTEYENLER TİP’İN BÜYÜMESİNDEN KAYGILANMASIN’

Bu ülkede AKP iktidarından gerçekten kurtulmak isteyen hiç kimse, TİP’in büyümesinden kaygı duymasın. Biz muhalefet partileri arasında rekabet yaratmak için yola çıkmıyoruz. Bugün Türkiye’de AKP ve iktidara karşı muhalefet daha güçlüdür ve bu iktidarı yenmek isteyen herkes bugün daha mutlu olmalıdır. İktidara karşı 20 yıldır kararlı bir duruş sergileyen tüm onurlu insanları, işçi kardeşlerimizi, kadınları, gençleri, muhalefetin tutumu nedeniyle kendisine bir yer bulamayan herkesi Türkiye İşçi Partisi’nde örgütlenmeye davet ediyoruz.

AHMET ŞIK KİMDİR?

Adana’da 1970 yılında doğan Ahmet Şık, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunudur. Şık, 1991-2007 yılları arasında sırasıyla Milliyet, Cumhuriyet, Evrensel, Yeni Yüzyıl ve Radikal gazeteleri ile Nokta dergisinde muhabir ve Reuters’te foto muhabir olarak çalıştı. Gazeteciliğe Milliyet gazetesinde stajyer muhabir olarak başladığında, henüz üniversite birinci sınıfta okuyordu.

Ahmet Şık’ın profesyonel gazetecilikten akademiye kaymasının en büyük sebebi, yürüttüğü sendikal faaliyetten dolayı patronların Şık’ı medyadan aforoz etmeleri oldu. 2005 yılında Radikal gazetesinde çalışırken Doğan Grubu'na alacak davası açması nedeniyle işten çıkarılan Ahmet Şık'ın, sonrasında çalışmaya başladığı Aktüel dergisinden de açtığı dava gerekçe gösterilerek işine son verildi.

‘BAYRAMPAŞA’DA O GÜN’ SEBEBİYLE YARGILANDI

Hrant Dink suikastı sonrasında Nokta dergisinde yayımlanan "Asker İç Güvenlikten Elini Çekmeli" başlıklı röportaj ve Hayata Dönüş Operasyonu'nun yıl dönümünde Bayrampaşa Cezaevi'nin kadın koğuşunda sağ kurtulan Münevver Köz ile yapılan "Bayrampaşa'da O gün" başlıklı söyleşi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden yargılandı. 8 Mart 2007’de medyanın askerler tarafından fişlendiğinin iddia edildiği “Askerin medya notları!” başlıklı habere imza attı.

ERGENEKON ÇALIŞMALARI SEBEBİYLE TUTUKLANDI

Ahmet Şık, Nisan 2010’da Radikal gazetesinde birlikte çalıştığı Ertuğrul Mavioğlu’yla Ergenekon operasyonları üzerine “Kırk Katır Kırk Satır” başlıklı iki ciltlik bir çalışma yayınlamıştı. Türkiye’deki kontrgerilla faaliyetlerinin geçmişini de bugünden bakarak ele alan kitap, operasyonun başlangıcında operasyona destek veren gazetecilerin, giderek süreçte kuşku duymaya ve bunun belli bir kesimi tasfiye amacıyla da kullanıldığını düşünmeye başladıklarını ortaya koyuyordu.

3 Mart 2011 tarihinde, Ergenekon Soruşturması kapsamında evinde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki odasında yapılan arama sonrasında gözaltına alındı. Gözaltında iki gün kaldıktan sonra tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Avukatı Bülent Utku, Şık'ın son zamanlarda hazırladığı ve "İmamın Ordusu" ismini vermeyi düşündüğü Fetullah Gülen'in emniyetteki örgütlenmesini anlatan kitabı nedeniyle gözaltına alındığını düşündüğünü dile getirdi.

6 Mart 2011'de "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi'ne gönderildi. 12 Mart 2012 tarihinde Nedim Şener'le birlikte tahliye oldu. Ahmet Şık, cezaevinden ayrıldıktan sonra ilk açıklamasında "Bu komployu kuran, yürüten polisler, savcılar ve hakimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde adalet gelecek. O cemaat bağlantılı, o çete bağlantılı adamlar buraya girecek" diye konuştu ve bunların sorumlusu olarak hükümeti gösterdi.

TAHİR ELÇİ TWEETLERİ ‘TERÖR PROPAGANDASI’ SAYILDI

Aralık 2016'nın sonunda, Tahir Elçi'nin öldürülmesi sonrası attığı tweetleri yüzünden, "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" ve "Türkiye Cumhuriyetini, Yargı Organlarını, Askeri ve Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama" suçlamaları yöneltilerek gözaltına alındı. Şık, sorgusu tamamlandıktan sonra "PKK/KCK ve FETÖ/PDY propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklandı. Cumhuriyet gazetesi olayı, "FETÖ'nün ipliğini pazara çıkaran Ahmet Şık, 'FETÖ propagandası' iddiasıyla tutuklandı" şeklinde duyurdu.

CUMHURİYET GAZETESİ DAVASINDA DA TUTUKLU YARGILANDI

İstanbul Başsavcılığı'nın Cumhuriyet gazetesine yönelik "FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla başlattı soruşturmada şüpheli olarak yer alan ve o dönem muhabir olan Ahmet Şık'a, tutuklu olarak yargılanırken 10 Mart 2018'de tahliye edildi.

Yargıtay, Şık hakkındaki kararı 13 Eylül 2019'da bozdu. Yüksek mahkeme Şık'ın "örgüte yardım" yerine devlet organlarına hakaret başlıklı 301'inci maddeden yargılanmasını istedi.

Ahmet Şık, 24 Haziran 2018'de Türkiye genel seçimlerinde İstanbul 2. Bölgeden Halkların Demokratik Partisi milletvekili seçildi, 4 Mayıs 2020'de ise partden istifa ettiğini açıkladı.

DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASI İÇİN FEZLEKE HAZIRLANDI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Boğaziçi Üniversitesi direnişinde tutuklama istemiyle hakim karşısına çıkartılan öğrencilerin serbest bırakılması sonrası yaptığı konuşma gerekçe gösterilerek Ahmet Şık'ın dokunulmazlığının kaldırılması için 15 Nisan 2021’de fezleke hazırlandı.

Şık, "Kimse seçimle gidiyorlar sayıklamasının peşinden gitmesin artık. Mafyayla hukukla, bunların hukuku ile mücadele edilmez. Evrensel hukuk normlarının olduğu bir hukukla mücadele etmek için herkes yurttaşlık görevini yerine getirmeli, bu mücadeleye omuz verilmeli' diye konuşmuştu. 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından Ahmet Şık hakkında yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

AHMET ŞIK’IN YAZDIĞI KİTAPLAR

Ergenekon'da Kim Kimdir? (Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte)

Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu (Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte)

000 KİTAP - Dokunan Yanar

Pusu Devletin Yeni Sahipleri

Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda

AHMET ŞIK’IN KAZANDIĞI ÖDÜLLER

Bülent Dikmener Haber Ödülü (1994)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Fotoğraf Ödülü (1995)

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri - Yazılı Basında En İyi Haber Ödülü, 'Yeraltındaki Katiller' haberi ile (2001)

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri - Jüri Özel Ödülü, 'Gerçeğe Dönüş' haberi ile (2002)

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri - Jüri Özel Ödülü, 'İki tür gazeteci vardır: TSK karşıtları, TSK yandaşları' haberi ile (2007)

Çağdaş Gazeteciler Derneği Haber Ödülü (2002, 2003, 2005)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü (2011)

Sosyal Demokrasi Vakfı İnsan Hakları Demokrasi Barış ve Dayanışma Ödülü (2011)

Canadian Journalist for Free Expression (İfade Özgürlüğü İçin Kanadalı Gazeteciler) Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü (2013)

UNESCO Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü (2014)

Raif Bedevi Cesur Gazetecilik Ödülü (2017)