“Kıbrıs Sorununda “Gözler Guterres’te”

Kıbrıs sorunundaki bir sonraki hamlenin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından yapılmasının beklendiği belirtildi.

Fileleftheros gazetesi “Guterres’i Bekliyorlar- BM Genel Sekreterinin İki Seçeneği Var: Ya Lute’u Gönderecek, Ya Da Beş Taraflı Konferans Toplanacak- BM Acele Etmeyecek” başlıklarıyla yer verdiği haberinde, liderlerin geçtiğimiz akşamki görüşmesinin ardından tarafların verdiği izlenimin bu olduğunu yazdı.
Gazete, liderlerin prosedürel nitelikli gayri resmi bir beş taraflı konferansa katılmaya hazır olmalarının, bu görüşmesinin ardında kalan tek şey olduğuna da işaret etti.
Haberde, liderlerin beş taraflı konferansa katılmaya hazır olduklarını beyan etmeleriyle, BM Genel Sekreteri’nin liderler görüşmesinin sonuçlarını göz önünde bulundurarak olguları ölçüp tarttıktan sonra, iki seçeneği olduğu kaydedildi. Gazete, Guterres’in ya Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’u adaya göndereceğini, ya da bunu yapmadan gayri resmi bir beş taraflı bir konferansın toplanması çağrısında bulunacağına işaret etti.
Guterres’in ilk seçeneğinin, keşif yapması ve gayri resmi bir beş taraflı konferans toplanması perspektiflerini tespit etmek için Lute’u adaya göndermek, ikinci seçeneğinin ise ilk önce Lute’u adaya göndermek yerine, müdahil tarafları prosedürel nitelikli gayri resmi bir beş taraflı görüşmeye çağırmak olduğu öne sürüldü.
Gazete “diplomatik kaynakların” bu ikinci seçeneğin, yani BM Genel Sekreterinin tarafları doğrudan gayri resmi beşli bir konferansa çağırmasının sürekli zemin kazandığı değerlendirmesinde bulunduklarını da belirtti.
Haberde, gayri resmi bir görüşmenin tarafları masaya konacak olan meseleler hakkında esaslı bir şekilde görüş belirtmeye iteceği ve bu süreç aracılığıyla sonradan daha net bir görüntü ortaya çıkacağı değerlendirmesinde de bulunuldu.
Buna paralel olarak, BM Genel Sekreteri’nin hamlelerini yapmak için acele etmeyeceği de tahmin ediliyor.
Gazete, BM Genel Sekreteri’nin gerek gayri resmi beş taraflı görüşmeden önce, gerek de görüşme esnasında iki tarafın Kıbrıs sorununu “sıfır noktasına” getiren fikir ayrılıklarını hesaba katmak zorunda olduğunu da ekledi.
HRİSTODULİDİS
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ise, liderlerin ilk tanışma görüşmesi konusunda dün “Alpha”ya yaptığı açıklamada, “Anastasiadis ile Tatar’ın ilk gayri resmi tanışma görüşmelerine farklı yaklaşımlar fakat Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlaması ortak hedefiyle geldiklerini” iddia etti.
“Çok taraflı bir konferans toplanması için BM Genel Sekreterine yönelik yapılan ortak çağrının olumlu addedilebileceğini” dile getiren Hristodulidis “Sayın Tatar’ın ortaya koyduğu ilk yaklaşımlarından, anlaşmazlık var olduğu görülen konulardan çoğunun burada (konferansta) netleşebileceğine” işaret etti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın “başka çözüm şekillerinin de tartışılmasını istemesinin olumlu bir gelişme olmadığı” iddiasında da bulunan Hristodulidis, “Benzer yaklaşımları zaman içerisinde Denktaş ve Eroğlu’ndan da duyduklarını” öne sürerek, her şeyin müzakere masasında değerlendirileceğini ifade etti.
Hristodulidis, BM Genel Sekreteri Guterres’in ya gayri resmi beş taraflı konferans çağrısında bulunarak, ya da Kıbrıs Özel Danışmanı Lute’u hazırlık amaçlı Kıbrıs’a ve garantör güçlere göndererek, bir girişimde bulunmasını umduğunu da sözlerine ekledi.
Politis gazetesi ise “Umutlar Artık Guterres’te- Guterres Artık İlk Söze Sahip” başlıklarıyla yayımladığı haberinde, Kıbrıs sorunuyla ilgili tüm gözlerin artık yeniden New York ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e çevrildiğini yazdı.
Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar tarafından liderlerin ilk görüşmesi konusunda bilgilendirilmesinin beklendiğini yazan gazete, Rum Yönetimi Başkanlığının, Rum tarafının BM’deki daimi temsilcisi büyükelçi Andreas Mavroyannis’i, BM Genel Sekreterine elle tutulur mesajlar göndermesi konusunda yetkilendirdiğini belirtti.
Haberde, Rum tarafının liderlerin ilk görüşmesinin ardından temel arzusunun, Guterres’in Anastasiadis’e yönelik yanıt mektubunda ifade ettiği tezde tutarlı kalması ve tarafları iki kesimli, iki toplumlu federasyon çözümüne ilişkin, üzerinde hem fikir olunan mevcut çerçeve içerisinde inşa etmeyi sürdürmeye çağırmasından başka birşey olmadığına da işaret edildi.
PARTİLERİN AÇIKLAMALARI
Öte yandan Fileleftheros gazetesi “Yalnızca Olumlu Bir Gelişme Olmadığı Konusunda Hem Fikirler” başlıklı haberinde, Rum siyasi partilerinin de yaptıkları açıklamalarla liderlerin geçtiğimiz akşam gerçekleştirdiği ilk gayri resmi tanışma görüşmesini yorumladıklarını belirtti. 
Partilerin görüşmeyi farklı şekilde yorumladığını yazan gazete, partilerin genel değerlendirmesinin, liderlerin ilk görüşmesinin arkasında herhangi bir sonuç bırakmadığı şeklinde olduğuna işaret etti.
DİSİ partisi açıklamasında, iki liderin ilk görüşmesinin ertesi gününün, BM Genel Sekreterinin beklenen inisiyatifi ve Kıbrıs sorunuyla ilgili beş taraflı bir konferans toplanmasına yol açtığını belirtirken, AKEL ise açıklamasında, Anastasiadis ile Cumhurbaşkanı Tatar’ın ilk görüşmesinin “Kıbrıslı Türklerin yeni liderinin masaya konfederal ve bölücü çözümler konmasında ısrarcı olduğunu teyit ettiği” iddiasında bulundu.
DİKO açıklamasında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’ten gayri resmi görüşmeye katılacak olan “beş tarafın” kim olduğu konusunda izahat isterken, masada başka çözüm şekilleri olup olmayacağı sorusunu da sordu.
EDEK ise “Türk tezlerine yönelik kuruntuların sona ermesinin zamanı olduğunu” öne sürdüğü açıklamasında “Kıbrıs sorununun Türkiye’nin istilası ve devam eden işgali problemi olduğunu ve bunu bu şekilde ele almakla yükümlü olduklarını” öne sürdü.
Ekologlar Hareketi ise “müzakerelerin doğru gidişatta yeniden başlamasına yol açacak olan inisiyatifler alınması ve Türkiye’nin yasadışı faaliyetleri konusunda bedele sahip olmasının öncelikleri olması gerektiğini” öne sürerken, Dayanışma Hareketi ise açıklamasında “vatanlarının iyiliğine olacak olan bir sonraki hareketlere karar vermeleri için Anastasiadis’ten Ulusal Konseyi toplamasını” istedi.
Vatandaşlar İttifakı da açıklamasında Ulusal Konseyin toplanmasını talep ederken, ELAM ise liderlerin ilk görüşmesinin “işgal oluşumunun düzeyinin yükseltilmesi haricinde herhangi bir esaslı sonucu olmadığını” iddia etti.