Kıyak mı? Yoksa?

Taner ULUTAŞ

Kıb-Tek’in ürettiği ceryan, elimizi uzattığımız zaman bizi teperken, birilerine de gülücükler dağıtıyor. Siyasi Erk’in atadığı Yönetim, emekli maaşı ile geçinmeye çalışan Fatma abla ile Ali dayının, borçlarını ödemedikleri gerekçesi ile bu soğukta elektriklerinin kesilmesini görmezden gelirken, bir gecede kumarhaneleri vasıtası ile milyonları götüren bazı otellere de kıyağını geçiyor.

Siyasi erk tarafından belli kurumların başına atanan bazı muhteremlerin,  atandıktan sonra duruşları ve karakterlerinde değişiklikler oluşmaya başladığı çok bilinmeyenli denklem olmaktan çıktı. Bu muhteremlerin bu tavırlarını görünce Ah, şu kaliteli ve büyük adam rolleriniz yokmu bitiyorum size diyesim geliyor.

Neyse, Evkafın su meselesine geldiğimiz zaman, Fatma abla ve Ali Dayının bu soğuklarda gözyaşına bakmayıp, elektriğinin kesilmesini görmezden gelenler, bir otele 9 Milyon civarında bağışlama yapması insaf sınırlarını aştıktan sonra hangi sınırlardan selam verdiğini bilmiyorum.

Girne Bölgesinde faaliyet gösteren otel, hatırı sayılır borcu nedeni ile mahkemeye verilmişti. Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu otel geçici elektrik akımı kullanıyordu. Bizim Minik Kuşlar, otelin hatırı sayılır borcu için mahkeme devam ederken,  Kıb-Tek yönetim kurulu başkanının, bir telefon ile Avukatına talimat vererek bu bu şartlarda anlaş dediğini söylüyor. Tabi bu karar için Yönetim Kurulu kararı şart ama şartı şurtu kim dinler ki. Avukat da aldığı direktif üzerine Mahkemede anlaşma gereği indirimleri Mahkeme Nizamatı altında zaptı rapt altına aldırttı.

Varılan anlaşma sonrasında teşvik priminden tutun da faiz düzenlemesine kadar davalı lehine yapılan düzeltmeler sonrasında Kıb-Tek’in kasasına hatırı sayılır para gireceğine, birde primlerden dolayı Maliye Bakanlığına ödeme yapmak durumunda bırakıldı.

Yine yanlış bilmiyorsam ve yanlışım varsa biri beni düzeltsin, geçici elektrik kullananlara prim indirimleri yapılmaz. Otelin geçici elektrik kullandığını da göz önüne alırsak yapılan kıyağın boyutu sanırım ortaya çıkar.

Bu indirimin yapılması sonrasında birilerinin cebine para girdiği iddiasında bulunmayacağım. Ancak bu hatır gönül için yapılan 9 Milyonluk kıyak sonrasında ben olsam, helalinden bir 400 bin Stg.yi alır ve cebe indirirdim.

Tabi burada esas sorun kıyak olarak nitelendirilen bu olayda Kıb-Tek yönetim kurulunun kararının olmamasıdır. Başkan çıkıyor bu işi böyle yapın diyor. Arada da bir elektrik şirketi sahibi hatır için yapılan bu işte dengeyi sağlıyor ve Kıb-Tek’in parası buhar oluyor.

Yönetim Kurulu kararı olmayınca ve iş dallanıp budaklanınca alel acele bir karar hazırlandığı öne sürülüyor. Başkan ile iki yönetim kurulu üyesi bu karara imza atıyor. Bir yönetim kurulu üyesi ise (İsmi bende mahfuz) benim bu işten haberim yok imza atmam diyor.  İmza için bastırıyorlar. Kelleni alırız tehditlerinin de havada uçuştuğu öne sürülürken imza atması istenen üyenin bu işin sonunda hapislik var. Ben bu işte yokum diyerek bir ayağının üstünde imza atmam diye diretiyor.

 Biz, Arap uşağının söylediği gibi dur bakali bu iş ne olacak demek yerine bu iş burada bitmez diyoruz.

Haaa birde listenin altına düşülen not enteresan. Düşülen notta, teşvik 1.1.2011’de yürürlüğe girmiştir. 3 ay teşvik uygulandıktan sonra aradaki ihtilaftan dolayı teşvik uygulaması kaldırılmıştır. Ancak mahkeme kararına göre teşvik uygulaması yapılmıştır deniyor. Türkçeden Türkçeye tercüme edersem Minareye de kılıfı böylece hazırlanmış oldu.