KKTC’de olur

Özcan ÖZCANHAN

Nerede görüldü? Geçersiz diplomalar dağıtmak, Hamile kaldığı için bir bayan işcinin işine son vermek, Binbir umutla yaşama atılan insanların umutlarını bir anda yok etmek.... Yüzlerce genç üniversite mezununa iş aş sağlamamak, Beyin göçüne (Brain Drain) göz yummak, “Bizden olanlara iş aş, olmayanlara, ötekilere..” yok.. nereye isterlerse gitsinler... Giden Türk gelen Türk ziyniyeti... Daha sıralayabileceğim onlarca anomali, terslik, gariplik bir yana.   Olan, tek bir yer var dünya üzerinde. Bana söylenenlere ve anlatılan bazı olaylara, yaşadıklarımıza  göre, o yer, Kıbrısın Kuzeyi imiş. Yani KKTC. Öğünerek, böbürlenerek bahsini ettiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.   Elli millet vekili, 10-11 Bakan, Cumhurbaşkanı,  yüzlerce müdür, müsteşar, danışman, müşaviri ile , toplam nüfusu 400-500 bini geçmeyen bu ülkecikte  olanlar, başka, gelişmiş, demokratik, özgür ülkelerde  olmuyor. Olsa bile devede kulak. Yolsuzluklar, devlet denileni sömürmek,  deniz deyip de yemeyenlere domuz demek, ganimet, yağmalama  düzeni kurup da  halkını bir kenara iterek “hep bana, hep bana” yarışına girmek..   Üreticisini, narenciyecisini, ticaret erbabını, sanayicisini, hayvan besleyicisini, işsizini,  çalışanını  memnun etmek, refah güven ve güzel gelecek hazırlamak çalışmaları ile yorgun düşmek.... Gördünüz mü bizim yöneticilerimizin herhangi birisinde?   KKTC, bağımsız, özgür, egemen bir devlet imiş. Veeee, meclisi, yasaması, yönetimi, polisi, ordusu, itfaiyesi, belediyeleri, yerel yönetimleri vs. hep var. Harıl harıl çalışıyorlar. Yahut öyle iddia ediyorlar.   Pek ala! Öyle ise, neden bu coğrafya parçası üzerinde yaşayan insanlarımız mutlu olamıyor, güvende hissetmiyor, geleceğe umutla bakmıyor? Neden herkes BM genel Sekreterinden, Temsilcisi Eide’den, Akıncıdan, Anastasiades den medet umuyor? Neden bir an önce Kıbrıs sorununun çözümlenmesine yalvarır oldular, dua ediyorlar? Keşke duaları kabul edilse ve Kıbrıs sorunu hemen çözülse. Çözülse de, bu , sınıfta kalmış yöneticilerimizden  kurtulsak  diyorlar...!!!   Devletten alacağını alamazsa, hastanelerde aradığı sağlık hizmetlerini, eğitimde beklentilerini bulamazsa, hak-adalet arayan, döviz ve emlak mağdurları yırtınırlarsa... Etrafta grevler, eylemler, protestolar hiç bitip tükenmezse,  o devlet denen her ne ise, ona güven mi kalır? Devlet kurduk, ona sahip çıkalım diyerek köşeyi dönenler, bir de halkın haline bir baksalar... Yani bu halk hep boşuna mı şikâyetçi,  homurdanıyor, eylemlere başvuruyor? Durup dururken deli mi oldu insanlarımız? Sendikalar, sendikacılar gereksiz kargaşa ve şamata mı yaratıyor? Yoksaaa, onları deli eden, icraatları ile çıldırtanlar mı var? Halkımız “marazi bir toplum oldu” demişti Mehmet Ali Talat, şimdi CTP-BG Başkanı ve eski KKTC Cumhurbaşkanı: Şen şakrak, gailesiz bir toplum mu olacaktı, bunca stres ve sorunlar altında olan insanlarımız? Bir Psikologa mı soralım, acaba? Ne dersiniz  Sayın Talat ve ülkemizin ağır topları dedikleri diğer  onlarca siyasetçi geçinenler ....????