KOOPERATİFLER (2)

Arif Alasya

Kooperatiflerde yaşanan bu dönüşümle birlikte artık ,KİT’ler,Kurumlar ve Kooperatifler politikacıların yönettiği kurumlar haline gelmiş ve buna paralel olarak sendikalar da politize olmuşlardır.

Denetleme,Yönetime el koyma.Yargılama yetkisi da dahil Kooperatif mukayyidi bu görevlerini tam anlamı ile yapamaz durumuna gelmiştir.Örneğin yaptığı bir denetleme sonucunu raporlamış ancak politik nedenlerden dolayı gereğini yapamamıştır.

Gereği yapılmadığı için birçok Kooperatif yöneticisi bize bir şey yapamazlar düşüncesi ile Kooperatiflerini  iflasa sürüklemişler ve Mukayyitlik seyirci konumuna düşürülmüştür.Burada bu kooperatiflerin isimlerini ,yönetici kadrolarını,işlevlerini,politik eğilimlerini yazarak meselenin temelinden sapmak istemiyorum.

Batan birçok Kooperatif olmasına rağmen benim İçin ekonomide temel teşkil eden  Koop .Merkez Bankasının süreçte getirildiği noktadır.Tamamıyle siyasi otoriteye bağlı olarak yönetilmekte ve Geçmişteki gibi ekonomimizdeki  görevini yapmamaktadır.Artık köylü eskisi gibi ucuz kredi sağlayıp.temel gereksinmelerini karşılayıp,üretime katkıda bulunmaları konusunda Koop. Bankaları dışındaki özel bankalara daha fazla rağbet etmektedir.Fidan ,gübre,tohum,ilaç,tarımsal aletler,inşaat ve daha birçok girdilerini Koop.Bankacılık  sisteminden değil özel sektör ve Bankalarından karşılamaktadır.Koop.kuruluşların üretim maliyetleri özel sektöre göre daha ucuz olması gerekirken daha pahalı.Bu sebepten Koop.Merkez Bankası kuruluşlarından vazgeçmek durumunda kalmıştır.Devam edenler ise rekabet ettikleri kuruluşlara göre yok denecek kadar az kar marjı ile çalışmaktadır.

İşte bu bize uymayan Ekonomik modellerin gelmesi ile birlikte bir tarafdan Kooperatifçilik,diğer tarafdan KİT ve kamu kuruluşları iflasa sürüklenmiştir.

Başlangıçta oluşturulan KİT ve Kurumları yönetim kurullar ille de politik tarafı nedeniyle değil en azından o KİT veya Kurumun faaliyet alanı ile ilgili kişilerden oluşmaktaydı.Bu sebepten ilk yıllarda tümünü de başarısız olarak değerlendirmek büyük bir hata olur.Özellikle kendi çalıştığım KİT’de bunu yaşamışımdır.Ancak 1981 seçimlerinden itibaren tüm bu kurullar tamaıyle politikacıların dediklerini yapan kişilerden oluşmuş üstüne üstlük  sık sık değiştirilmiş.her gelen kurul üyesi sanki ondan öncesi kurul üyelerinden kendisi daha iyi biliyormuş gibi hareket ederek hep sistemi ve kurulu düzeni başa sarmıştır.İşte o kuruluş döneminde bu işletmelerin yakaladığı başarılar geriletilerek iflas ettirilmiştir.İşte size en ciddi iki örnek  Cypfruvex Ltd. ve Sanayi Holding.

Sonuç olarak Kooperatifcilik ile kalkınan veya en azından ayakta tutulan  ekonomimize Paketleme evleri hariç 162 hammaddesi (En az birkaç yıllık)hazır fabrika yokedilip toplumun üretimden koparılması gerçekleştirilmiştir.

Bir yandan Kooperatifciliğin,diğer yandan KİT ve Kurumların politik çiftlik olarak kullanılması,gelen giden hükümetlerin ayni düzeni sürdürmesi hatta ve hatta ihracatımızın önünü bilinçli tıkaması ve DÜNYA BİZE AMBARGO uyguluyorun arkasına sığınılması.Tüm değerlerimizi kaybetmemize sebep olmuştur.

1986 yılından itibaren uygulanan ve ekonomik kalkınmamızı sağlayacak PAKET’ler  33 yılda neden bu kalkınmayı sağlayamadı.

Üretime ve ihracata dayanmayan hiçbir modelin kalkınmayı gerçekleştiremeyeceğini  Ekonomistlere öğretecek değilim..

Bu gün hangi siyasi partimiz yıllar öncesi uyguladığımız bu Kooperatifcilikle kalkınma dönemini yeniden dizayn ederek .Kooperatif Merkez Bankasını gerçek sahiplerine devredecek ve fasıl  114 ‘e göre Kooperatif şirketler mukayyitliği 974 öncesi konumuna getirecektir.

Gelin bu paketleri falan kenara itelim, belli ki 33 yılda ekonomimizi tüketen bu paketleri bir kenara bırakalım kendi iç  dinamiklerimizden bir kalkınma modeli hazırlayalım.Bırakın bu partizanlığı,

Bakın  Üniversitelerimiz  vede oralarda öğretim görevi yapan Ekonomistlerimiz var.Gelin bir araya ideolojilerden arınarak üretime dayalı  bir kalkınma paketi hazırlayın.

Dünyada ada sadece biz değiliz…