Lefke'de Hüsran

Nezihi BEYAZ

Böyle güzel bir havada, mükemmel bir zeminde ve üstelik de kalabalık taraftar topluluğu önünde bol gollü bir karşılaşma izlemek herkese nasip olmaz.

T. Ocağı bunu alışkanlık haline getirdi. 10 dakikaya sığan iki golden sonra şaşkınları oynayan Lefke futbolcuları ne olduğunu anlamadan, çıkıncaya kadar takımının en iyisi olan Pascal 3. golü de henüz 23. dakikada Lefke ağlarına bırakınca, iş belli oldu.

T. Ocağı, ortadan Pascal ve Burak'la, kanatlardan da Deniz ve Mustafa İnanç'la maça baskılı başlayınca, Lefke adeta kroke oldu.

Lefke savunmasının sağ kanadında oynayan Yakup'u adeta yürüyerek geçen T. Ocağı futbolcuları arka arkaya golleri atarken, Lefke savunması sadece seyretti.

Birinci ve 3. golü atan, 2. golün de asistini yapan Pascal'a eşlik eden Deniz ve Burak, hem orta sahayı parsellediler, hem de birer gol atarak güzel futbollarını taçlandırdılar.

Tabi, son 10 dakika hariç oyun disiplininden kopmadan oynayan T. Ocağı savunmasının ve hem gol atıp, hem de bir asist yapan Ertaç'ın hakkını da yemeyelim.

İkinci yarıya baskılı başlayan Lefke, yaptığı değişikliklerden sadece Fırat'tan verim aldı. Fırat, 2. yarıda orta sahada top taşıdı, arkadaşlarına gollük paslar attı.

Skor 4-0 oluncaya kadar oyun disiplininden kopmayan T. Ocağı futbolcuları ya yorgunluktan, ya da "maç bitti" havasına girdiklerinden maçı bırakınca, Lefke Kasım'la penaltıdan golü buldu. 3 dakika sonra kaleci Cenk'in ofsayt diye duraklaması ile oyuna 2. yarının başında giren Zekai boş kale ile karşı karşıya kaldı, topu direğe nişanladı. Atsa, fark ikiye inecek, belki de o moralle farkı azaltacaklardı.

Lefke futbolcuları durarak oynuyorlar. Savunma inanılmaz boşluklar veriyor. Özellikle Yakup'un savunduğu sağ kanattan sürekli bindiren Deniz, onunla değişerek oynayan Mustafa İnanç ve o kanatta maden olduğunu keşfeden Pascal, sık sık o kanadı kullanarak Yakup'u zor duruma düşürdüler. Tabi hata tek başına Yakup'un değil. Hadi o kötü gününde idi. Stoper oynayan Aykut ve Arif de çok hata yaptılar. Kasım, ya top gelmediğinden, ya da hazır olmadığından sahada gezindi durdu.

Siz bakmayın Lefke taraftarlarının bağırmalarına; Hakem Emre Öztaşlı ve arkadaşları hiç de kötü bir yönetim göstermediler. Lefke taraftarları, kalabalık sayılacak kadar çok sayıda seyirci ile tribünde yer aldılar. Bildiğimiz heyecanlı taraftarlar. Takımları kötü oynayıp, arka arkaya golleri yiyince, hırslarını T. Ocağı futbolcularından veya biz spor yazarlarından almaya kalktılar. Tabi, birkaçı için yazıyorum bunları. Her şeye rağmen futbolu ve takımlarını çok seven bu taraftarlar bir de rakip takım futbolcularının analarına küfretmeseler, harika olacak. Heyecanlarını ve üzüntülerini anlıyoruz ama futbolcusuna kızıp, rakibe ve bize küfür ederek hır çıkarmaya çalışmaları, Lefke futbolcularının kötü futbolunu ortadan kaldırmıyor.