Manavoğlu: “Ekonomik Kriz Pandemi ve Dövizde Yaşanan Yükseliş Nedeniyle Daha da Derinleşecek”

Manavoğlu: “Ekonomik Kriz Pandemi ve Dövizde Yaşanan Yükseliş Nedeniyle Daha da Derinleşecek”

Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri Gülşah Sanver Manavoğlu, ekonomik krizin pandemi ve dövizde yaşanan yükseliş nedeniyle daha da derinleşeceğini söyleyerek, ülkenin ihtiyacının birlik ve beraberlik içinde bu kaostan çıkmak olduğunu belirtti.

HP’den yapılan yazılı açıklamaya göre Manavoğlu  katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmada, “Ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için büyüme ve kalkınma dikkatli planlanmalı, birlikte hareket edilmelidir” diye konuştu.

Siyasi ortamın da hızla toparlanması ve halkın iradesine kısa zamanda başvurulması gerektiğinin altını çizen Manavoğlu, “Önceliğimiz memleketin menfaatidir” dedi.

HP’nin kurulmadan önce böyle bir hükümetin sürdürülebilir olmayacağı konusundan uyarıda bulunduğunu hatırlatan Manavoğlu, bugün gelinen durumun sorumlusunun, her şeye rağmen bu hükümetin kurulmasına onay veren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olduğunu savundu.

Manavoğlu, “Halkın Partisi olarak, kurulacak seçim hükümetinin Meclis’te grubu olan üç siyasi partinin katılımıyla geniş tabanlı bir teknokrat hükümet olması önerisini yapmıştık. ‘Hep birlikte gerekli yasaları geçirerek, memleketin menfaatine olan konularda şeffaf bir şekilde konsensusa vararak süreci yönetelim’ dedik. Ancak UBP ve CTP bunu yapmak istemedi. Kimse kendi menfaatini göz ardı etmeye yanaşmadı” diye konuştu.

“HÜKÜMETE DESTEK VEREN BAZI VEKİLLER, KİŞİSEL TALEPLERİ YERİNE GETİRİLMEYİNCE HALKA KARŞI SORUMLULUĞUNU UNUTTU”

Başbakan Ersan Saner’in bir yandan siyasi etikten, haktan, hukuktan bahsederken yapılanların bu kavramlarla “asla örtüşmediğini” söyleyen Manavoğlu, hükümetin istifasını sunmasının ardından “Kalkınma Bankası’na iki müdür alımı için münhale çıkılmasını” eleştirdi.

“Kişiye özel münhaller olduğunu” belirten Genel Sekreter, bakanlıkların “partizanca” ve “seçim yatırımları için” kullanıldığını, Kalkınma Bankası’ndan seçim yatırımı olarak kredi verilmeye de çalışıldığını iddia etti.

Manavoğlu şöyle konuştu:

“40 yıldır bu ülkeyi adil yönetmeyip çıkıp haktan hukuktan bahsediyorlar. Bu hükümet döneminde Anayasa’ya aykırı birçok kanun gücünde kararname oldu. Yasa olarak getirmelerini istedik. Komitelerde çoğunluk onlarda olmasına rağmen geçiremeyecek kadar basiretsiz davrandılar. Bu hükümet kurulurken 27 kişi onay verdi. Kişisel menfaatler ve talepler karşılanmadığı için, kurulurken onay verenler sorumluluklarından kaçtılar. Bugün gelinen durumda Ersan Saner kadar, onay verip sorumluluklarından kaçanların da çok payı var. Ersan Bey’le liderlik yarışında olanların ‘Bırak hükümeti kursun da boyunun ölçüsünü alsın, halk da partililer de görsün. O çökerken biz çıkalım’ mantığıyla davrandıklarını düşünüyorum. UBP içindeki çekişmenin bir sonucudur da diyebiliriz. Ben halkın yerinde olsam, bu ülkeyi 10 aydır rezil eden 27 vekilin bir tanesine oy vermem. Halkın devlet inancını ve umudunu yerle bir ettiler.”

“ESKİ SİYASET ANLAYIŞIYLA, KİŞİSEL PAZARLIKLARLA ÜLKEYİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR”

“Sonradan bağımsız vekil olan” diye ifade ettiği  Serdar Denktaş ve Bertan Zaroğlu’nun talepleri yerine getirilmediği için hükümete nisap desteği vermediğini ileri süren Manavoğlu, “Bir algı yaratılıyor ama halk neyin ne olduğunu bilmelidir. Madem halk menfaatini düşünüyorlar, herkese akıl veriyorlar; o zaman Meclis’e girip başta destek verdikleri hükümetin geçirmek istedikleri yasaları geçirsinler. Muhalefeti hedef almaları abesle iştigaldir. Bizim bulunduğumuz hükümetlerde hiç nisap problemi yaşanmadı. Ancak ne yazık ki eski siyaset anlayışıyla, kişiler pazarlıklarla ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar” ifadesini kullandı.