"Mazeret üretme şekli üzüntü verici"

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafınca yapılan açıklamada, Gazimağusa Belediyesi'nin kanalizasyon borularından taşan suyu saklamaya çalıştığı iddia edildi. Oda tarafınca yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Çevre Mühendisleri  Odası yaptığı açıklamada “Mağusa’daki kanalizasyon sisteminin tüm kentin gereksinimlerine yetecek şekilde inşa edilmediğini, yağmur sularını veya tüm endüstriyel tesislerin sularını taşımaya yetecek şekilde tasarlanmadığını, mevcut belediye yönetiminin bizden çok daha iyi bildiğini düşünüyoruz. “dedi.

Çevre Mühendisleri  Odası  açıklamasında; biz Çevre Mühendisleri olarak, o borudan çıkanın ne olduğunu sadece görerek anlayabilecek tecrübe ve bilgi birikimine sahibiz. Taşmanın sebebi, sisteme fazla atık su girişine ve yağmur sularının bağlanmasına izin verilmiş olması ve/veya pompa istasyonunun kapasitesinin artırılmasına yönelik olarak gerekli güncel tedbirlerin alınmamış olmasıdır. Bunun yanı sıra, en kısa zamanda, önceki projeyle ilgili eksik hatalı işler giderilmeli ve arıtma tesisinin büyütülmesine yönelik projeler hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Oda ayrıca Çevre Bakanlığı’na görevini de hatırlatarak  “yağmur suyu olduğu iddia edilen sudan örnekler alınıp, Devlet Laboratuarı’nda analiz etmek ve sonuçları şeffaf biçimde halkla paylaşması gerektiğini kaydetti.

Çevre Mühendisleri  Odası yaptığı açıklamada;

“18/2012 sayılı KKTC Çevre Yasası’na göre, yerleşik nüfusu 2000 ve üzerinde olan her yerleşim birimi, bir kentsel atık su arıtma ve toplama tasarlamak ve inşa etmek ve arıtılmış suların tarımda kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Kentsel atık su sorununu çözmeye yönelik olarak Lefkoşa, Girne, Mağusa, Lapta, Alsancak, Çatalköy öncelikli yatırım bölgeleri olmalıdır. Ülkedeki kentsel atık su sorununun çözümü için Belediyelerin su işlerinin tümünün merkezi olarak özelleştirilmesine ve tekelleştirilmesine karşıyız. Sadece kentsel atık su sektörünün AB müktesebatına uyumlaştırılması için gerekli toplam yatırım maliyetinin tekel-özel-yap-işlet-devret modeli ile direk su fiyatı üzerinden vatandaşlardan toplanması, su ve atık su tarifelerinin aşırı oranda yükselmesine neden olacaktır ve insan haklarına aykırı sonuçlar doğuracaktır.” Şeklinde görüşünü de belirtti.