Meclis’te Gündem Yoğun

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ülkedeki son siyasi gelişmelerin ele alındığı güncel konuşmalarda Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yerleşkesi inşaatı, Güngör çöplüğündeki sorunlar, sağlıktaki sıkıntılar ve ilaç eksikliği ele alındı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak, “Yaşanan Son Siyasi Gelişmeler ve Muhalefetin Akdeniz’deki Gelişmelerle İlgili Suskunluğu” başlıklı bir konuşma yaptı.

Konuşmasına, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında KKTC’nin tanınması çağrısı yapan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederek başlayan Yeşilırmak, su, hastane ve yol projelerinde olduğu gibi yerleşkeyle ilgili de tartışmalar yaşandığını söyledi. Türkiye’nin KKTC halkına armağan ettiği ve devam eden projeleri sıralayana Yeşilırmak, 2022 için 4 milyar TL olarak öngörülen farklı alanlarda ayrılan kaynaklarla ilgili bilgi verdi.

Yeşilırmak, muhalefetin yapıcı değil, yıkıcı bir tutum sergilediğini yineleyerek, yerleşke projesi konusunda da bu tutumun devam ettiğini ve bu armağana yapılan eleştirilerin toplumu kutuplaştırdığını belirtti.

Yeşilırmak, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi projesinin içerisinde yer alacak millet bahçesi, meclis, etkinlik meydanı, etkinlik çayırı gibi farklı mekanlar olduğuna işaret ederek, projeyle ilgili ayrıntılı bilgi verdi. “Neden ülkemizde böyle bir park-bahçe olmasın” diye soran Yeşilırmak, geçmişte de buna benzer park çalışmaları yapıldığını hatırlatarak, herkesin böyle bir etkinlik alanına ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin ülkeye armağan edildiğine ve sadece Cumhurbaşkanı Tatar’ın değil, tüm ülkenin olacağına dikkat çeken Yeşilırmak, eleştiri yapılabileceğini ancak hibe edilen bir projeye toptan karşı çıkılmasının yanlış bulduğunu belirtti.

Yeşilırmak, Güney Kıbrıs’ın silahlanmaya devam etmesine, ABD’nin de silah ambargosunu kaldırıp, askerlere eğitim vereceğini açıklamasına karşı sessiz kalan muhalefetin ne dediğinin çok önemli olduğunu söyledi.

Bölgenin savaşa değil, huzura ihtiyacı olduğuna işaret eden Yeşilırmak, alınan bu kararların ciddi sebepleri olduğuna inandığını ve aynı oranda ciddi sonuçları olmamasını umut ettiğini dile getirdi.

Güngör katı atık tesisinde ortaya çıkan sorunda herkesin payı olduğunu söyleyen Yeşilırmak, bu tesislerin kuruluş ve idaresinin yerel yönetimlere verilmesi gerektiğini ifade etti. Yeşilırmak, tesisin yeniden elden geçirilmesi ve sadece evsel atıkların oraya getirilmesi gerektiğini söyledi.

Derya

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya da “İrade Gasbı ve Parya Siyaset” konulu konuşmasına geçmeden, kendinden önce söz alan UBP Milletvekili Yeşilırmak’a “Halka borç olarak yazılan yatırımlara ve kaçak ihalesi başka ülkede yapılan projelere teşekkür etme” eleştirisinde bulundu.

“Sürekli ihtiyacımız olmayan şeyler lütfediliyormuş gibi davranılıyor” diyen Derya, “Külliyeyi niye park olarak sunuyorsunuz? Parkı, ağaç sökmeden Mesarya’ya niye yapamıyoruz?” sorularını sordu.

Bakan ve hükümet yetkililerinin konuyla ilgili açıklamalarından alıntı yapan Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın konuyla ilgili ilk açıklamasında yer alan “Ben istemedim, öyle uygun görmüşler” ifadesine dikkat çekerek, “Bizi hapsettikleri durum budur.. Gösteriş olsun diye yapılanları konuşmayalım diye bizi hamasete boğuyorsunuz” dedi. Halkın gündeminin kadına şiddet ve çocuk istismarı olduğunu söyleyen Derya, yolsuzluklar konuşulmasın diye sürekli halkın ayaklarına böyle toplar atıldığını savundu.

Derya, sarayın, cumhuriyetle çelişen bir simge olduğunu ve bunun Fransız devriminden beri böyle olduğuna işaret ederek, “Saraylar artıyorsa cumhuriyetin risk altındadır” dedi.

Derya, binaların, halka park olarak sunulmaya çalışıldığını ancak kimsenin buna inanmadığını söyleyerek, demokrasilerin binalarla güçlenemeyeceğini, tam tersine “izinsiz binalar” ve “çiğnenen Anayasa’yla” demokrasinin katledildiğini savundu.

“Ben o tellerden atlayanlardan biriyim. Benim yurdumdan koparılan bir parça var orada, ben nasıl sessiz kalayım” diyen Derya, “Hastaneleri ziyaret etseler, ihtiyacımızın saray olmadığı anlaşılırdı” dedi.

Birileri bizim hakkımızda konuşmasın diye Kıbrıs Türk halkının yıllarca mücadele ettiğini hatırlatan Derya, ülkeye gelen yabancıların haklarını bile veremeyen bir sistemin, kendini yönetme yeteneğine sahip olmayan bir partiye verilmek istendiğini iddia etti.

“Kendini büyük göstermek için buram buram ataerkillik kokan” açıklamaların Kıbrıs Türk toplumunu geriye çektiğini savunan Derya, “Yerleşme sorunu olan ülkemize yerleşke yapmak istiyorlar” dedi.

Derya, silahlanmaya karşı olduklarını ancak Geçitkale’ye hava araçlarının yetkililerin dahi bilgisi olmadan yerleştirildiğini hatırlatarak, ABD’nin 2 yıl önce kaldırdığı silah ambargosunun Türkiye’deki seçimlere malzeme yapılmak için yeniden gündeme getirildiğini savundu.

Birileri milliyetçilik yapacak diye ülkenin heba edilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Derya, TC Cumhurbaşkanı Revep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasına değinerek, “KKTC’yi önce Türkiye tanısın” dedi.

Solyalı

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı “Anayasal Düzen ve İrade Sorunu” konuşmasında, toplum lehine mücadele vermeye devam edeceklerini belirtti.

Solyalı, KKTC Anayasası’nın, federasyon kurulmasını kolaylaştırıcı adımlar atılmasını imkan sağlayacak şekilde yazıldığını ve devletin şekli için de demokrasiyle sosyal adaletin üstünlüğüne inanan bir yapı öngörüldüğüne işaret ederek, şu an koltuklarda oturanların bu düzeni yıkmak için çalıştığını, bu nedenden dolayı da aldıkları kararların çoğunun mahkemeden döndüğünü kaydetti.

Yerleşkeyi meclis kürsüsünce bir emlakçı edasıyla anlatan kişilerin de bu projeden cumhurbaşkanı gibi, başkası tarafından açıklanınca haberdar olduğunu savunan Solyalı, “müjde”nin ilanından sonra kimsenin sesinin çıkmadığını ve devlet olmanın saraylarla olmadığının söylenemediğini anlattı.

Solyalı, devlet diye tanımlanabilecek yapının nasıl olması gerektiğine örnekler vererek, elektriksiz kalan bir yapının ve asgari ücretin açlık sınırının altında açıklandığı yapılara devlet denemeyeceğini söyledi.

Külliye kelimesinin Türk Dil Kurumu tarafından “cami etrafında örgütlenen binaların tamamı” olarak açıkladığına işaret eden Solyalı, Kıbrıslı Türklerin laikliğiyle gurur duyan bir ülke olduğunu ve böylesi bir kültürel erozyona da ihtiyacı olmadığını kaydetti.

Solyalı, yerleşkeyle ilgili açıklamalara da değinerek, “epostalarla tüm bakanlara gönderilen açıklamaların sistemli şekilde tek ağızdan paylaşıldığını” savundu. Bazı açıklamaların terbiyesizlik ve hadsizlik noktasına geldiğini söyleyen Solyalı, bu tür söylemlere sessiz kalmayacaklarını belirtti. Buradaki kurumların planlarını bile görmediği planlarla ülkenin betonlaştırıldığını söyleyen Solyalı, gecekondu diye laf edilen cumhurbaşkanlığı binasının dünyaya açılan bir kapı olduğunu kaydetti.

Ürün Solyalı, henel kurulun gündemine bugün protokol getirilmesine de değinerek, Meclis’ten onay almayan tüm girişimlerin yasa dışı olduğunu ve bugün gündeme getirilmekle yasal hale gelmediğini söyledi.

Solyalı, onay yasası bile olmayan bir protokolle böyle bir adım atılamayacağını ifade ederek, bugünkü protokolün bile ‘bilgiye sunuş’a uygun olmadığını çünkü Türkiye’deki yükleyici firmaya onay aramayacağını taahhüdü verildiğini hatırlattı. Solyalı, “Anayasaya aykırıdır, 8 Temmuz’da yapılan antlaşma bugün bilgiye getirilemez” dedi.

Besim

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Filiz Besim “Sağlıkta Çözülemeyen Sorunlar” konulu konuşmasında, pandemiden sonra dünyada ilaç sorunu yaşanacağı bilindiği halde 2021 yılında yapılması gereken ilaç ihalelerinin ya yapılmadığını, ya da paraların alınamadığını söyleyerek, yaşanan aksaklıklarla ilgili bilgi verdi.

Günün sonunda hastaların ilaç bulamadığını ve ilaç Eczacılık Dairesi’nin doğrudan alıma gitmek zorunda kaldığını kaydeden Besim, uygulamanın kalıcı hale geldiğini ve bunun da yüzde 30 daha fazla ödeme anlamına geldiğini belirtti. Besim, hala ilaç sıkıntısının giderilemediğini çünkü 2022 yılında ayrılan ilaç bütçesinin bittiğini söyledi.

Hem gerekenden fazla para harcandığını, hem de ilaca ulaşımın sağlanamadığını dile getiren Besim, İlaç Eczacılık Dairesi’nin çok ivedi şekilde ilaç alması gerektiğini, bunun için de ek bütçeye ihtiyaç duyulacağını belirtti.

Sağlıkta otomasyon sisteminin 4 yıldır kurulamamasını eleştiren Besim, geçen yıl gönderilen grip aşılarının şu an kullanım süresi dolmuş olarak depolarda durduğunu söyledi.

Eczacılar Birliği yasa tasarısının hala komiteye bile gelmediğini kaydeden Besim, Türkiye’nin KKTC’yi yabancı ülke statüsünden çıkarmasının ilaç ihalelerini kolaylaştıracağını ve gelecek zamlardan daha az etkileneceklerini kaydetti.

Hastanede çalışan 84 personelin 6 aydır sigortasının yatmadığını dile getiren Besim, bu durumun da bir an önce çözümlenmesini temenni etti.

Rogers

Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers de “Son Siyasi Gelişmeler” konusunda konuştu.

Rogers, yerleşke tartışmaları sürerken genel kurulda 1 bakan ve 1 vekilin bulunmasının bile meclis binasına ne kadar gerek olduğunu gösterdiğini belirtti. Prestij sahibi olmanın, ışıklandırılmış yollar ve standart kavşakları akla getirmesi gerektiğini söyleyen Rogers, devletin anayasaya aykırı yasalar hazırlamasının prestij sağlamayacağını vurguladı.

Jale Refik Rogers, pasaport vermek için kağıt bulunmayan bir devletin binalarla kurumsallaşamayacağını söyleyerek, en nitelikli çalışanı bile kamu kaynaklarını harcayarak çarçur ederek prestij sağlamanın mümkün olamayacağını kaydetti.

Mevcut yapıda hiçbir alanda kurumsallıktan bahsetmenin mümkün olmadığını savunan Rogers, “Hükümetin 3 maymunu oynamakta ısrarcı olduğunu” söyledi.

Rogers, meclis binasına ihtiyaç olduğunu söyleyen vekillerin kimler olduğunu bilmek istediğini kaydetti.

Öztürkler,

İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Güngör katı atık tesisinde atılması gereken adımlar olduğunu belirterek yapılabilecekleri anlattı.

Yerleşkeyle hakkındaki bakan açıklamalarıyla ilgili eleştirilere değinerek “Benim kalemim benimimdir” diyen Öztürkler, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası haricindeki yerleşke alanlarının yeniden incelenmesini tavsiye etti.

Öztürkler, yabancıların mal alımıyla ilgili yasa tasarısı yapıldığını ancak emlakçıların kayıt altına alındığı yasanın da çok önemli olduğunu ve bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Pasaport konusunun kendisini de üzüp endişelendirdiğini ve bakan olarak göreve başlar başlamaz konuya el attığını kaydeden Öztürkler, elde olmaya aksaklıkların her zaman yaşanabileceğini ifade etti.

Daha çağdaş uygulamalarla ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Öztürkler, tarımsal arazilere çok önem verdiğini ve korumakla ilgili de çalışma yaptıklarını kaydetti.