Milletvekili maaşları ile çiftlik kursak…

Ayşegül Garabli

Ne demişti Osmanlı İmparatorluğunun  II. Abdulhamid dönemindeki  Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı)

“Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim”.

Bizim bakanlarımız da Osmanlı torunu ya, özenmişler herhalde.

Halksız ülke yönetimi hayalindeler.

Milli Eğitim Bakanı, eğitimi Türkiye’ye devretme peşinde,

Sağlık Bakanı kanserden, mikrop ve virüslerden medet umar halde,

Dış işleri bakanı Kıbrıs’ı dışardan koparıp, dış dünya olmadan “dış işleri bakanlığı” hayalinde,

Enerji Bakanı son kale olan elektriği de özelleştirerek enerji bakanlığını enerji sorumluluğu olmadan yürütme derdinde,

Ulaştırma Bakanı limanları, hava alanlarını sermayeye devredip, sorunsuz bir bakanlık yapma hayalinde,

Tarım bakanı, kurutulan bahçelerle, bitirilen tarımla zaten rahat.

Maliye bakanı da, okulları öğretmenlere yaptırmanın ve bütçeyi emekçilerin sırtına yükleme hesabında.

Böyle ülke yönetmeyi kim istemez???

Çalışanın hayat pahalılığı ödeneğini kes,

Kendi para birimini kullanmadığın için TL döviz karşısında erirken, yapılan zamlar vatandaşın belini bükerken, asgari ücrete sadaka bile denemeyecek artışı yap, sonra da dön vergileri, harçları artırarak, verdiğin zammın kat be kat fazlasını geri al.,

Hem eğitimi Türkiye Hükümetine teslim et, hem de okulları öğretmenlerin hazırlık ödeneği ile yapmaya kalk.

Gece kulüplerinden, yabancı işverenlerden, kumarhanelerden, konser vermek için hemen her gün Kıbrıs’ta olan yabancı sanatçılardan vergi alma, emeğinin karşılığı olan emekçilerin paralarını istediğin gibi kes.

Et de elinde bıçak da .

İstediğin gibi işçiyi, memuru doğra.

Böyle maliye yönetimini kim istemez???

Böyle mi bu ülke düze çıkıp, halk refaha kavuşacak?

Aslında madem amaç halkın refahı, o zaman bakanı da işçisi de müdürü de, özel sektör çalışanı da hiç ayrım yapılmadan asgari ücret alsın.

Aradaki fark ile de ülkeye büyük bir çiftlik kuralım.

Bakanlarımızı da çiftliğin yönetimine atayalım.

Hem ekip biçip, hayvan yetiştirip doğal besleniriz.

Hem de Bakanlarımız arzu ettiği gibi sorumluluğu olmayan bakanlık yaparlar.

Böylece ne öğretmenlerin eğitim ödeneği ile okul yapmaya  ne de halkı soymaya gerek kalır.