Müdür yalanladı, Doktor foyasını ortaya çıkardı!

İlaç Eczacılık Dairesi’nden kanser ilacı ile ilgili açıklama geldi...

Akciğer kanserinin tedavisinde kullanılan ilacın, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından zamanında hastaya temin edilmemesi konusunun basına yansıması üzerine İlaç Eczacılık Dairesi’nden açıklama geldi.

Bunun üzerine gazetemiz, bahse konu kadın hastanın Doktoru Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Servisi’nde görev yapan Dr. Ömer Diker’e ulaştı ve yapılan açıklamanın doğruluğunu araştırdı.

Akciğer kanseri hastası 64 yaşındaki kadına doktoru tarafından verilen Tagrisso isimli ilacın, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından, gerek Türkiye piyasasında kolaylıkla bulunamadığı, gerekse Türkiye’den ithalinin zaman aldığı gerekçeleriyle, hastaya bir türlü temin edilmemesini kamuoyunun bilgisine getiren Evrenselgazete’nin haberi üzerine İlaç Eczacılık Dairesi’nden yazılı açıklama geldi.

Evrenselgazete’nin haberini yalanlayan İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü, bahse konu habere yansıyan hasta yakınının iddialarını inkâr etti.

Haberimizin asılsız olduğunu ve yalan / yanlış bilgiler içerdiğini iddia eden Daire Müdürü Ayşe Gökyiğit, bahse konu ilacın Türkiye’de kolaylıkla bulunamadığını ileri sürdü.

Gökyiğit, 30 Kasım’da verilen reçetedeki ilacın 3 hafta sonra getirtilmesini ise, “ilaç alındığı zaman bir sonraki ayın yeni reçetesi gelmesi gerekiyor” sözleriyle savundu.

Bunun üzerine gazetemiz bahse konu kadın hastanın Doktoru Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Servisi’nde görev yapan Ömer Diker’e ulaştı.

DR. DİKER: “REÇETENİN GEÇ GÖTÜRÜLDÜĞÜ AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL”

Doktor Ömer Diker, İlaç Eczacılık Dairesi’nde hastaların bir hafta – 10 günlük sürede reçetelerini vermesi yönteminin uygulandığını belirterek, “benim hastam reçetesini daireye zamanında hatta erken bile vermiştir. Ayrıca beyin yayılımı olan bir hastanın durumunu ben doktoru olarak bir ay önceden nasıl öngörüp de erkenden yazabilirim ki” diye konuştu.

“MÜDÜRÜN İLK DEFASI DEĞİL”

İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü’nün birçok kez hastalara ilaçlarını zamanında temin etmediğini ve reçete götürmediklerine dair hastaları suçladığını, daha sonra ise reçetelerin çekmecesinden çıktığını da söyleyen Dr. Diker, “Ayşe hanımın bu ilk defası değildir” dedi.

DAİRE HASTALARA TÜRKİYE’DE İLAÇ OLMADIĞI YALANINI SÖYLÜYOR

Dr. Diker, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından hasta yakınlarına bahse konu ilacın, Türkiye piyasasında bulunmadığı yanıtı verildiğini, kendilerinin ise hastalara yardımcı olmak için bizzat Türkiye’yi arayarak, bahse konu ilacın mevcut olup olmadığını sorduklarını ve o ilacın her seferinde bulunduğunu teyit ettiklerini şu sözlerle anlattı:

“Hastanın tedavisi 1. sıra değil 2. sıra tedavidir ve onayı 30 Mart 2017’de verilmiştir. Depolara direk firmadan temin edilmektedir. Temin edemedikleri dönemde de ilacı hasta yakını Türkiye’den temin etmiştir. İlaç Türkiye’de mevcuttu. Ve bu hastam, 28 bin tl ödeyerek ilacını kendisi temin etmiştir, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından ilaç sonrasında getirtilmiştir. Olay şudur açıkçası, pahalı ilaçlarda gecikmeler sıklıkla olur, hasta yakınları sürekli gider gelirler. İlaçları gelsin diye sürekli kibar davranırlar. Bu sefer sert kayaya çarpmışlardır.”

“BU HASTA İÇİN, BU İLAÇ HAYATİ BİR İLAÇTI”

28 bin TL tutarındaki bu ilacın genellikle beyin yayılımı gelişen hastalarda tercih edilerek kullanıldığını anlatan Medikal Onkolog Dr. Diker, bahse konu hastada da da beyin yayılımı meydana geldiği ve hastalığın artış göstermesinden ötürü bu ilacın kullanılmaya başlandığını anlattı.

Dr. Ömer Diker, “bu hasta için, bu ilaç hayati bir ilaçtı ve başka bir seçenek yoktu. Yerine koyabileceğimiz herhangi bir pozisyonumuz olmayan bir hastaydı. Bu ilacı kullanan hastanın hastalığı gerilemeye başladı. Daha sonrasında ise ilacı bir şekilde getiremediler ve hastamın kızına, İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü tarafından ‘dünyanın sonu değil’ denmiş. Yani bu dünyanın sonu açıkçası o hasta için. Yerine içebileceği alternatif bir ilacın bulunmadığı bir hastadan bahsediyoruz. Bu hastanın olmazsa olmaz ilacıdır bu” diye konuştu.

“SAĞLIK BAKANI, BİZE BU İLAÇLARI YAZMAYIN DİYOR”

“İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü’nün bu tutumu ilk değil, sanırım son defası da olmayacak” diyen Dr. Diker, bunun üzerine, bu yaşanan sıkıntının esas nedeninin sorulması üzerine ise, çok çarpıcı ve şok eden açıklamalarda bulundu. “Sağlık Bakanı, bu ilaçlar için bizlere sürekli mobbing uygular. “Bu ilaç pahalıdır’ yazmayın” diyor. Ben bu ilacı kendime kullanmıyorum ki, yani bu hasta için olması gereken bir ilaçtır. Durum budur” şeklinde konuştu.

“HASTALARA, ‘TÜRKİYE PİYASASINDA BU İLAÇ YOKTUR’ DENİLİYOR”

Dr. Diker, “Biz doktorlar olarak bu talimatlara uymayınca da, şuanda yeni yöntemleri şu… İlaç Eczacılık Dairesi kanalıyla , “Türkiye piyasasında bu ilaç yoktur” deyip bloklamaya çalışıyorlar. Ben oradan bir eczaneyi arıyorum. Eczane kalfasına, ‘bu ilaç var mı elinizde?’ diye soruyorum. ‘Var’ diyor, kapatıyorum. İlacın var olduğunu öğrenmiş oluyorum” dedi.

İLAÇ ECZACILIK DAİRESİ MÜDÜRÜ AYŞE GÖKYİĞİT TARAFINDAN YAPILAN YAZILI AÇIKLAMA İSE ŞÖYLE:

“Evrensel Gazete isimli internet gazetesinde ‘Kanser Hastası Kadın İlaçsız’ başlığı ile çıkan yazıyı okuyunca hayretler içinde kaldım. Bir olayın bu kadar yanlış anlatılarak saptırılması ve doğruluğu tespit edilmeden haber yapılmasını esefle karşıladım.

Öncelikle, yıllardır İlaç Eczacılık Dairesi’nde çalışan bir Eczacı, gerekse halen Daire Müdürü olarak, mesleğim ve karakterim gereği, özellikle kanser hastalarının ilaçlarının temin edilmesinde büyük bir özveri ile çalıştığımı düşünüyorum ama maalesef herkese yaranılmıyor. Hastaların içinde bulundukları psikolojik durumu her zaman empati yaparak değerlendiren ve ona göre davranan bir insanım. Fakat, böyle yanlış bir içerikle beni hedef alan, şahsımı, Bakanlığı, Sayın Bakanı suçlayan ve “Öğretim Görevlisi” olarak çalışan bir kişiye böyle bir davranışı hiç yakıştırmadığımı belirtmek isterim.

Tagrisso isimli ilaç akciğer kanserinde özellikle mutasyona uğrayan tümörlerin tedavisinde kullanılan “ Osimertinib” etken maddesine havi olup, Amerika İlaç ve Gıda İdaresi (FDA) tarafından tedavinin ilk seçeneği olarak 18 Nisan 2018 tarihinde, Avrupa İlaç İzleme ve Değerlendirme Ajansı (EMEA) tarafından ise 11 Haziran 2018 tarihinde ruhsatlandırılmıştır. Yani,henüz daha çok yeni ruhsat alan bir ilaç olup, Türkiye’ye de daha yeni yeni piyasaya geldiğinden ve çok pahalı bir ilaç olduğundan, Türkiye’de kolay bulunamamaktadır.

Sayın Serpil Becer, bu ilacı kullanan, Ülkemizdeki tek hastadır ve Bizler Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Dairesi olarak, kutusu, yani aylık tutarı 28,000 TL olan bu ilacı temin ediyoruz. Ankara Büyükelçiliği’ne verilen siparişler doğrultusunda temin edebildiğimiz ilacın reçetesi bize getirildiği anda siparişi veriliyor. Ancak Türkiye’ye de sipariş üzerine geldiği nedenle ithalat bir süre alabiliyor. Dolayısıyla, Serpil Becer isimli hastanın reçetesi elimize ulaştığı anda sipariş verilmişti. Zaten ilacın 17 Aralık tarihinde kullanılacağı söylenmişti ve kızı Eda Becer ise ilacın takibini yapmak için Daireye geldiğinde, önünde Ankara Büyükelçiliği’ne telefon edilerek ilacın akıbeti sorulmuş ve Türkiye piyasasına gelmesinin beklendiği söylenmişti. Hal böyle iken, Eda Becer 14 Aralık tarihinde saat 8.15’te telefon açarak son durumu sormuştur . Ben de henüz mesainin erken saatlerinde olduğumuzu, “gün doğmadan neler doğar, yarın ola hayrola” pazartesine kadar gelişme olabilir dedim.

Ne acıdır ki, bu sözlerim bile çarptırılarak “ O güne kadar kim ölür, kim kalır” demişim şeklinde yansıtıldı. 30 Kasım tarihli reçete cuma günü Daireye getirildiğinde, hafta sonu oduğu nedenle 3 Aralık pazartesi günü sipariş verilmiş olup, gecikme söz konusu değildi. Hasta 1 aylık ilacını bizden 12 Kasım’da alıp, ikinci reçetesini 30 Kasım’da getirmişti. Oysa ilaç alındığı zaman yeni reçete gelmesi gerekiyor.Dolayısıyla, beş hafta boyunca “ ilaç halen gelmedi” suçlaması da yalandır. Dairemizden doktorlara “ pahalı ilaç yazmayın, idare edin” gibi bir baskı yapılması söz konusu değildir, ancak “ yeni ruhsat almış ve piyasada kolay bulunamayan ilaçlar” için doktorlarla istişare edilmektedir.

Sayın Bakanımız da çok duyarlı bir insan olup, ilgilenmemesi söz konusu bile olamaz. Sayın Bakan, hasta yakınını bu kez konu bizim Daireyi ilgilendirdiği için Müdürlüğümüze yönlendirmişti ve konunun aktarıldığı Evrensel Gazete’den Rana Sarro, Müdür olarak telefon aramalarıma cevap vermediğimi dile getirmişti. Hâlbuki aradığı tarihte, uluslararası bir toplantı için Türkiye’de bulunduğumdan bana ulaşılamamış ve bu durum da olumsuz olarak yazı içeriğinde yer almıştı.

Bu kadar yanlış/yalan yapılan bir açıklamaya karşı sessiz kalmamak gerektiğinden, yazdığım gerçeklerin de aynı şekilde basında yer almasını rica eder, saygılar sunarım.

Dr Ecz Ayşe Gökyiğit

İlaç ve Eczacılık Dairesi Müdürü

Not: Tagrisso isimli ilaç, Ankara piyasasına geldiği anda (20 Aralık Perşembe) ülkemize gönderilmiş olup, 21 Aralık tarihinde hasta ilacını almıştır.”

Akciğer kanseri hastası 64 yaşındaki kadına doktoru tarafından verilen Tagrisso isimli ilacın, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından, gerek Türkiye piyasasında kolaylıkla bulunamadığı, gerekse Türkiye’den ithalinin zaman aldığı gerekçeleriyle, hastaya bir türlü temin edilmemesini kamuoyunun bilgisine getiren Evrenselgazete’nin haberi üzerine İlaç Eczacılık Dairesi’nden yazılı açıklama geldi.

Evrenselgazete’nin haberini yalanlayan İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü, bahse konu habere yansıyan hasta yakınının iddialarını inkâr etti.

Haberimizin asılsız olduğunu ve yalan / yanlış bilgiler içerdiğini iddia eden Daire Müdürü Ayşe Gökyiğit, bahse konu ilacın Türkiye’de kolaylıkla bulunamadığını ileri sürdü.

Gökyiğit, 30 Kasım’da verilen reçetedeki ilacın 3 hafta sonra getirtilmesini ise, “ilaç alındığı zaman bir sonraki ayın yeni reçetesi gelmesi gerekiyor” sözleriyle savundu.

Bunun üzerine gazetemiz bahse konu kadın hastanın Doktoru Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Servisi’nde görev yapan Ömer Diker’e ulaştı.

DR. DİKER: “REÇETENİN GEÇ GÖTÜRÜLDÜĞÜ AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL”

Doktor Ömer Diker, İlaç Eczacılık Dairesi’nde hastaların bir hafta – 10 günlük sürede reçetelerini vermesi yönteminin uygulandığını belirterek, “benim hastam reçetesini daireye zamanında hatta erken bile vermiştir. Ayrıca beyin yayılımı olan bir hastanın durumunu ben doktoru olarak bir ay önceden nasıl öngörüp de erkenden yazabilirim ki” diye konuştu.

“MÜDÜRÜN İLK DEFASI DEĞİL”

İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü’nün birçok kez hastalara ilaçlarını zamanında temin etmediğini ve reçete götürmediklerine dair hastaları suçladığını, daha sonra ise reçetelerin çekmecesinden çıktığını da söyleyen Dr. Diker, “Ayşe hanımın bu ilk defası değildir” dedi.

DAİRE HASTALARA TÜRKİYE’DE İLAÇ OLMADIĞI YALANINI SÖYLÜYOR

Dr. Diker, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından hasta yakınlarına bahse konu ilacın, Türkiye piyasasında bulunmadığı yanıtı verildiğini, kendilerinin ise hastalara yardımcı olmak için bizzat Türkiye’yi arayarak, bahse konu ilacın mevcut olup olmadığını sorduklarını ve o ilacın her seferinde bulunduğunu teyit ettiklerini şu sözlerle anlattı:

“Hastanın tedavisi 1. sıra değil 2. sıra tedavidir ve onayı 30 Mart 2017’de verilmiştir. Depolara direk firmadan temin edilmektedir. Temin edemedikleri dönemde de ilacı hasta yakını Türkiye’den temin etmiştir. İlaç Türkiye’de mevcuttu. Ve bu hastam, 28 bin tl ödeyerek ilacını kendisi temin etmiştir, İlaç Eczacılık Dairesi tarafından ilaç sonrasında getirtilmiştir. Olay şudur açıkçası, pahalı ilaçlarda gecikmeler sıklıkla olur, hasta yakınları sürekli gider gelirler. İlaçları gelsin diye sürekli kibar davranırlar. Bu sefer sert kayaya çarpmışlardır.”

“BU HASTA İÇİN, BU İLAÇ HAYATİ BİR İLAÇTI”

28 bin TL tutarındaki bu ilacın genellikle beyin yayılımı gelişen hastalarda tercih edilerek kullanıldığını anlatan Medikal Onkolog Dr. Diker, bahse konu hastada da da beyin yayılımı meydana geldiği ve hastalığın artış göstermesinden ötürü bu ilacın kullanılmaya başlandığını anlattı.

Dr. Ömer Diker, “bu hasta için, bu ilaç hayati bir ilaçtı ve başka bir seçenek yoktu. Yerine koyabileceğimiz herhangi bir pozisyonumuz olmayan bir hastaydı. Bu ilacı kullanan hastanın hastalığı gerilemeye başladı. Daha sonrasında ise ilacı bir şekilde getiremediler ve hastamın kızına, İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü tarafından ‘dünyanın sonu değil’ denmiş. Yani bu dünyanın sonu açıkçası o hasta için. Yerine içebileceği alternatif bir ilacın bulunmadığı bir hastadan bahsediyoruz. Bu hastanın olmazsa olmaz ilacıdır bu” diye konuştu.

“SAĞLIK BAKANI, BİZE BU İLAÇLARI YAZMAYIN DİYOR”

“İlaç Eczacılık Dairesi Müdürü’nün bu tutumu ilk değil, sanırım son defası da olmayacak” diyen Dr. Diker, bunun üzerine, bu yaşanan sıkıntının esas nedeninin sorulması üzerine ise, çok çarpıcı ve şok eden açıklamalarda bulundu. “Sağlık Bakanı, bu ilaçlar için bizlere sürekli mobbing uygular. “Bu ilaç pahalıdır’ yazmayın” diyor. Ben bu ilacı kendime kullanmıyorum ki, yani bu hasta için olması gereken bir ilaçtır. Durum budur” şeklinde konuştu.

“HASTALARA, ‘TÜRKİYE PİYASASINDA BU İLAÇ YOKTUR’ DENİLİYOR”

Dr. Diker, “Biz doktorlar olarak bu talimatlara uymayınca da, şuanda yeni yöntemleri şu… İlaç Eczacılık Dairesi kanalıyla , “Türkiye piyasasında bu ilaç yoktur” deyip bloklamaya çalışıyorlar. Ben oradan bir eczaneyi arıyorum. Eczane kalfasına, ‘bu ilaç var mı elinizde?’ diye soruyorum. ‘Var’ diyor, kapatıyorum. İlacın var olduğunu öğrenmiş oluyorum” dedi.

İLAÇ ECZACILIK DAİRESİ MÜDÜRÜ AYŞE GÖKYİĞİT TARAFINDAN YAPILAN YAZILI AÇIKLAMA İSE ŞÖYLE:

“Evrensel Gazete isimli internet gazetesinde ‘Kanser Hastası Kadın İlaçsız’ başlığı ile çıkan yazıyı okuyunca hayretler içinde kaldım. Bir olayın bu kadar yanlış anlatılarak saptırılması ve doğruluğu tespit edilmeden haber yapılmasını esefle karşıladım.

Öncelikle, yıllardır İlaç Eczacılık Dairesi’nde çalışan bir Eczacı, gerekse halen Daire Müdürü olarak, mesleğim ve karakterim gereği, özellikle kanser hastalarının ilaçlarının temin edilmesinde büyük bir özveri ile çalıştığımı düşünüyorum ama maalesef herkese yaranılmıyor. Hastaların içinde bulundukları psikolojik durumu her zaman empati yaparak değerlendiren ve ona göre davranan bir insanım. Fakat, böyle yanlış bir içerikle beni hedef alan, şahsımı, Bakanlığı, Sayın Bakanı suçlayan ve “Öğretim Görevlisi” olarak çalışan bir kişiye böyle bir davranışı hiç yakıştırmadığımı belirtmek isterim.

Tagrisso isimli ilaç akciğer kanserinde özellikle mutasyona uğrayan tümörlerin tedavisinde kullanılan “ Osimertinib” etken maddesine havi olup, Amerika İlaç ve Gıda İdaresi (FDA) tarafından tedavinin ilk seçeneği olarak 18 Nisan 2018 tarihinde, Avrupa İlaç İzleme ve Değerlendirme Ajansı (EMEA) tarafından ise 11 Haziran 2018 tarihinde ruhsatlandırılmıştır. Yani,henüz daha çok yeni ruhsat alan bir ilaç olup, Türkiye’ye de daha yeni yeni piyasaya geldiğinden ve çok pahalı bir ilaç olduğundan, Türkiye’de kolay bulunamamaktadır.

Sayın Serpil Becer, bu ilacı kullanan, Ülkemizdeki tek hastadır ve Bizler Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Dairesi olarak, kutusu, yani aylık tutarı 28,000 TL olan bu ilacı temin ediyoruz. Ankara Büyükelçiliği’ne verilen siparişler doğrultusunda temin edebildiğimiz ilacın reçetesi bize getirildiği anda siparişi veriliyor. Ancak Türkiye’ye de sipariş üzerine geldiği nedenle ithalat bir süre alabiliyor. Dolayısıyla, Serpil Becer isimli hastanın reçetesi elimize ulaştığı anda sipariş verilmişti. Zaten ilacın 17 Aralık tarihinde kullanılacağı söylenmişti ve kızı Eda Becer ise ilacın takibini yapmak için Daireye geldiğinde, önünde Ankara Büyükelçiliği’ne telefon edilerek ilacın akıbeti sorulmuş ve Türkiye piyasasına gelmesinin beklendiği söylenmişti. Hal böyle iken, Eda Becer 14 Aralık tarihinde saat 8.15’te telefon açarak son durumu sormuştur . Ben de henüz mesainin erken saatlerinde olduğumuzu, “gün doğmadan neler doğar, yarın ola hayrola” pazartesine kadar gelişme olabilir dedim.

Ne acıdır ki, bu sözlerim bile çarptırılarak “ O güne kadar kim ölür, kim kalır” demişim şeklinde yansıtıldı. 30 Kasım tarihli reçete cuma günü Daireye getirildiğinde, hafta sonu oduğu nedenle 3 Aralık pazartesi günü sipariş verilmiş olup, gecikme söz konusu değildi. Hasta 1 aylık ilacını bizden 12 Kasım’da alıp, ikinci reçetesini 30 Kasım’da getirmişti. Oysa ilaç alındığı zaman yeni reçete gelmesi gerekiyor.Dolayısıyla, beş hafta boyunca “ ilaç halen gelmedi” suçlaması da yalandır. Dairemizden doktorlara “ pahalı ilaç yazmayın, idare edin” gibi bir baskı yapılması söz konusu değildir, ancak “ yeni ruhsat almış ve piyasada kolay bulunamayan ilaçlar” için doktorlarla istişare edilmektedir.

Sayın Bakanımız da çok duyarlı bir insan olup, ilgilenmemesi söz konusu bile olamaz. Sayın Bakan, hasta yakınını bu kez konu bizim Daireyi ilgilendirdiği için Müdürlüğümüze yönlendirmişti ve konunun aktarıldığı Evrensel Gazete’den Rana Sarro, Müdür olarak telefon aramalarıma cevap vermediğimi dile getirmişti. Hâlbuki aradığı tarihte, uluslararası bir toplantı için Türkiye’de bulunduğumdan bana ulaşılamamış ve bu durum da olumsuz olarak yazı içeriğinde yer almıştı.

Bu kadar yanlış/yalan yapılan bir açıklamaya karşı sessiz kalmamak gerektiğinden, yazdığım gerçeklerin de aynı şekilde basında yer almasını rica eder, saygılar sunarım.

Dr Ecz Ayşe Gökyiğit

İlaç ve Eczacılık Dairesi Müdürü

Not: Tagrisso isimli ilaç, Ankara piyasasına geldiği anda (20 Aralık Perşembe) ülkemize gönderilmiş olup, 21 Aralık tarihinde hasta ilacını almıştır.”